Her yazar, yazdığı en son romanın en iyi romanı olduğunu sanır. Benim bu romanım için böyle düşünmemin nedeni, yapmak istediğimi tam olarak gerçekleştirebilmiş olmamdır. Romanlar, yazılırken yazarlarının elinden kaçıp kurtulmak isterler. Romanın kişileri, kendi özyaşamlarına dönerler, en sonunda da canlarının istediğini yaparlar. Ben hiçbir romanımda bu romanımdaki kadar ipleri elimde tutamadım. Belki bunu konu ve hacim nedeniyle başarmışımdır. Konusu çok sert olan ve hemen hemen polisiye bir roman gibi işlenen bir roman bu. Üstelik oldukça da kısa. Sonuçtan hoşnutum. Bundan önce de en iyi romanım Yüzyıllık Yalnızlık değil de Albaya Mektup Yazan Kimse Yok adlı yapıtımdı. Ben öyle sanıyordum; ve bunu da sık sık söyledim. Şimdi de en iyi romanımın Kırmızı Pazartesi (Gronica de Una Muerte Anunciada) olduğunu sanıyorum.
Her yazar, yazdığı en son romanın en iyi romanı olduğunu sanır. Benim bu romanım için böyle düşünmemin nedeni, yapmak istediğimi tam olarak gerçekleştirebilmiş olmamdır. Romanlar, yazılırken yazarlarının elinden kaçıp kurtulmak isterler. Romanın kişi... tümünü göster
Yaşamın Anlam ve Amacı, Alfred Adlerin, insanı Tanıma Sanatı ve Yaşama Sanatından sonra kendi kuramı olan bireysel psikoloji konusunda toplu bir bilgi sunduğu üçüncü önemli yapıtı. Yalnızca psikolojiyi uğraş edinenlerin değil herkesin kolaylıkla okuyup anlayabileceği bir dille kaleme alınan, yoğun kuramsal bilgilere çokça yer verilmeyen yapıt, günlük yaşamın sorunlarına çözüm önerileri sunan bir çalışma. İlk kez 1931de yayımlanan yapıt, aradan geçen bunca yıla karşın, bireysel ve toplumsal sorunların giderek daha da içinden çıkılamaz bir duruma ulaştığı günümüzde hâlâ geçerliliğini sürdürmekte.Çocukluktaki olayların yetişkinlikteki rolü, kompleksler, korkular, ailenin ve okulun çocuk üzerindeki etkileri çocuğa ilk cinsel bilgilerin veriliş biçimi ve sonraki etkileri, evlilik ve kadınerkek ilişkileri gibi konuların bireysel psikoloji kuramı açısından irdelendiği yapıt, kendisiyle ve sevdikleriyle daha iyi ilişkiler kurmak isteyenler için önemli bir yol göstericilik işlevi taşıyor.
Yaşamın Anlam ve Amacı, Alfred Adlerin, insanı Tanıma Sanatı ve Yaşama Sanatından sonra kendi kuramı olan bireysel psikoloji konusunda toplu bir bilgi sunduğu üçüncü önemli yapıtı. Yalnızca psikolojiyi uğraş edinenlerin değil herkesin kolaylıkla oku... tümünü göster
Usta terapist Irvin Yalomdan dünyanın ilk gerçek grup terapisi romanı, iki insanın anlam arayışının büyüleyici hikâyesi. Şu ya da bu zamanda hepimiz ölüm karşısında ne yapacağımızı merak etmişizdir. Her zamanki sağlık kontrolünden sonra birden kendi ölümlülüğüyle karşılaşan saygın psikoterapist Julius Hertzfeldde hayatını ve çalışmalarını gözden geçirmeye başlar. Hastalarının yaşamında kalıcı bir farklılık yaratabilmiş midir? Peki ya başarısız olduğu hastalara ne olmuştur? Daha bilge ve olgun birisi olarak onları kurtarabilecek midir? Julius eski hastası Philip Slatei arayıp bulur. Philip için insanlarla ilişki kurmanın tek yolu sayısız kadınla yaşadığı cinsel ilişkilerdi ve Juliusun terapisi de bunu değiştirememişti. Şimdi ise Philip kötümser ve insansevmez filozof Arthur Schopenhaueri okuyarak kendisini iyileştirdiğini iddia etmektedir. Ve hep olageldiği gibi kendini beğenmiş, diğer insanları umursamayan, kendi içine gömülmüş Philip gerçekten de ustası Schopenhaueri anımsatmaktadır. Julius ve Philip en sonunda Faustvari bir pazarlık yaparlar. Philip, Schopenhauer öğretecek, buna karşılık da Julius onu terapi grubuna alıp insanlarla ilişki kurma yeteneklerini geliştirmeye çalışacak. Arayış peşindeki bu iki insan acaba birbirlerinin hayatlarını nasıl etkileyecek? Irvin Yalom bu son romanında Schopenhauerin psikolojik hayatının gerçek hikâyesini zarif bir biçimde romanına dahil ederek felsefe ve hayatı sorguluyor.
Usta terapist Irvin Yalomdan dünyanın ilk gerçek grup terapisi romanı, iki insanın anlam arayışının büyüleyici hikâyesi. Şu ya da bu zamanda hepimiz ölüm karşısında ne yapacağımızı merak etmişizdir. Her zamanki sağlık kontrolünden sonra birden kendi ... tümünü göster
Avrupa Düşüncesini yüz elli yılı aşkın bir süredir derinlemesine etkileyen, birçok felsefe öğreticisinin doğmasına yol açan bir bilgeyi anlamak da, kolay değildir. Kant, Avrupa Felsefesinde bir doruktur. Bu doruğa çıkmak için niceleri yarı yolda kalmış, niceleri de felsefe sorunlarını açıklığa kavuşturayım derken içinden çıkılmaz bir karışıklığa yuvarlanmıştır. Kantın başlıca özelliği, ele aldığı sorunu bütün boyutlarıyla, karşıtlarıyla, çelişkileriyle inceleyip kendince en tutarlı sonuca varmak, bunda da en büyük görevi eleştiriye yüklemektir. Salt Usun Eleştirisi, Pratik Usun Eleştirisi ve Yargı Gücünün Eleştirisi Kantın üç gelişim aşamasını gösteren temel eserleridir. Kimi Felsefe tarihçileri, Kantın bu çalışmalarında ele aldığı sorunlara dayanarak, onun düşüncelerinde ki gelişi mi eleştiri öncesi-eleştiri sonrası diye ikiye ayrılır. Oysa Kant için odak sorun bilgidir.
Avrupa Düşüncesini yüz elli yılı aşkın bir süredir derinlemesine etkileyen, birçok felsefe öğreticisinin doğmasına yol açan bir bilgeyi anlamak da, kolay değildir. Kant, Avrupa Felsefesinde bir doruktur. Bu doruğa çıkmak için niceleri yarı yolda kalm... tümünü göster
Yoğun ve sürükleyici olan yeni bir düşünce romanı sunuyoruz: Nietzsche Ağladığında. Edebiyatla da düşünülebileceğini gösteren müthiş bir örnek... Sahne Psikanalizin doğumu arifesindeki 19. yüzyıl Viyanası. Entelektüel ortamlar. Hava soğuk. Aktörler Nietzsche: Henüz iki kitabı yayımlanmış, kimsenin tanımadığı bir filozof. Yalnızlığı seçmiş. Acılarıyla barışmış. İhaneti tatmış. Tek sahip olduğu şey, valizi ve kafasında tasarladığı kitaplar. Karısı, toplumsal görevleri ve vatanı yok. İnzivayı seviyor. Tanrıyı öldürmüş. Ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır, diyor. Daha sonra kendi alevlerinizde yanmaya hazır olmalısınız: Önce kül olmadan kendinizi nasıl yenileyebilirsiniz? diyecek. Ümitsiz. Breuer: Efsanevi bir teşhis dehası. Ümitsizlerin kapısını çaldığı doktor. Psikanalizin ilk kurucularından. Kırkında, bütün Avrupalı sanatçı ve düşünürlerin doktoru olmayı başarmış. Güzel bir karısı ve beş çocuğu var. Zengin. Saygın. Hayatı boyunca ama pozisyonunda yaşamış biri. Freud: Breuer'in arkadaşı. Henüz genç. Geleceği parlak. Şimdi yoksul. Salome: Erkeklerin başını döndüren kadın. Çekici. Özgür. Evliliğe inanmıyor. Bazan aynı anda birçok erkekle beraber oluyor. Sanatçıları ve düşünürleri tercih ediyor. Kırbacı var. Konu: Ümitsizlik. Bir gün, erkeklerin başını döndüren kadın, Salome, Nietzsche'den habersiz Breuer'e gelir. Avrupa'nın kültürel geleceği tehlikede, Nietzsche ümitsiz. Ona yardım edin, der. Breuer Salome'yi tekrar görebilmek umuduyla peki der. Ve varoluşun kader, inanç, hakikat, huzur, mutluluk, acı, özgürlük, irade... ve neden, nasıl gibi en önemli duraklarından geçen bir yolculuk başlar... Kendisiyle ve hayatla yüz yüze gelmekten çekinmeyenlere...
Yoğun ve sürükleyici olan yeni bir düşünce romanı sunuyoruz: Nietzsche Ağladığında. Edebiyatla da düşünülebileceğini gösteren müthiş bir örnek... Sahne Psikanalizin doğumu arifesindeki 19. yüzyıl Viyanası. Entelektüel ortamlar. Hava soğuk. Aktörler N... tümünü göster
mahmut dd şu anda kitap okumuyor.