“Kolaylık olsun diye bu üçlemeyi gotik yazın olarak nitelendirebiliriz; ya da tüm eleştirmenlerin hemfikir olduğu gibi, gelmiş geçmiş en iyi fantastik yapıtlar arasında olduğunu söyleyebiliriz. Mervyn Peake’in fantastik edebiyatın tahtına oturmada, Tolkien dışındaki tek aday olduğunu iddia edebiliriz. Ama tıpkı ona adını veren şato gibi devasa, uçsuz bucaksız, keşfedilmemiş labirentlerle dolu bu yapıtın her sayfasına damgasını vuran özgünlük bizi bu kolaycılığa kaçmanın hazzından mahrum bırakacaktır. Çünkü Gormenghast’ta bir gotik-fantastik yapıttan beklenebilecek bir tema bulamayız. Bu kitaplarda; kurtarılan prensesler, doğaüstü olaylar, cinler, elfler ya da goblinler yok. Tersine, bizi bir girdap gibi içine çekip sersemleten karmaşık olaylar zincirinde, Dickensvari karakterlerin absürd gülünçlüğü, yaşamlarına bir tanrının demirden eli gibi damgasını vuran o dev şatonun, bin yıllık Gormenghast’ın Kafkaesk atmosferiyle dengelenirken sarsıcı bir gündelik gerçekliğe bürünür. Bu karakterleri tuhaf, komik, hatta fantastik bulabiliriz; ama acıları, hırsları ve tutkuları son derece gerçektir.”
Dost Körpe
“Titus Groan’da bizimkine yakın bir dünya neredeyse paranoyakça bir ayrıntı yoğunluğuyla betimlenmiştir. Ama bu delilik aldatıcıdır ve kontrol asla elden bırakılmaz. Akıl tarafından tam uygun dereceye gelene dek soğutulmuş kaliteli bir hayal gücü şarabıdır. Nesir edebiyatımızın tamamında ona yakın bir başka yapıt yoktur. Eşsiz ve dâhicedir. Onu modern bir klasik olarak tanımlamakta haklıyızdır.”
Anthony Burgess
“Kolaylık olsun diye bu üçlemeyi gotik yazın olarak nitelendirebiliriz; ya da tüm eleştirmenlerin hemfikir olduğu gibi, gelmiş geçmiş en iyi fantastik yapıtlar arasında olduğunu söyleyebiliriz. Mervyn Peake’in fantastik edebiyatın tahtına oturmada, T... tümünü göster
“Kolaylık olsun diye bu üçlemeyi gotik yazın olarak nitelendirebiliriz; ya da tüm eleştirmenlerin hemfikir olduğu gibi, gelmiş geçmiş en iyi fantastik yapıtlar arasında olduğunu söyleyebiliriz. Mervyn Peake’in fantastik edebiyatın tahtına oturmada, Tolkien dışındaki tek aday olduğunu iddia edebiliriz. Ama tıpkı ona adını veren şato gibi devasa, uçsuz bucaksız, keşfedilmemiş labirentlerle dolu bu yapıtın her sayfasına damgasını vuran özgünlük bizi bu kolaycılığa kaçmanın hazzından mahrum bırakacaktır. Çünkü Gormenghast’ta bir gotik-fantastik yapıttan beklenebilecek bir tema bulamayız. Bu kitaplarda; kurtarılan prensesler, doğaüstü olaylar, cinler, elfler ya da goblinler yok. Tersine, bizi bir girdap gibi içine çekip sersemleten karmaşık olaylar zincirinde, Dickensvari karakterlerin absürd gülünçlüğü, yaşamlarına bir tanrının demirden eli gibi damgasını vuran o dev şatonun, bin yıllık Gormenghast’ın Kafkaesk atmosferiyle dengelenirken sarsıcı bir gündelik gerçekliğe bürünür. Bu karakterleri tuhaf, komik, hatta fantastik bulabiliriz; ama acıları, hırsları ve tutkuları son derece gerçektir.”
Dost Körpe
“Titus Groan’da bizimkine yakın bir dünya neredeyse paranoyakça bir ayrıntı yoğunluğuyla betimlenmiştir. Ama bu delilik aldatıcıdır ve kontrol asla elden bırakılmaz. Akıl tarafından tam uygun dereceye gelene dek soğutulmuş kaliteli bir hayal gücü şarabıdır. Nesir edebiyatımızın tamamında ona yakın bir başka yapıt yoktur. Eşsiz ve dâhicedir. Onu modern bir klasik olarak tanımlamakta haklıyızdır.”
Anthony Burgess
“Kolaylık olsun diye bu üçlemeyi gotik yazın olarak nitelendirebiliriz; ya da tüm eleştirmenlerin hemfikir olduğu gibi, gelmiş geçmiş en iyi fantastik yapıtlar arasında olduğunu söyleyebiliriz. Mervyn Peake’in fantastik edebiyatın tahtına oturmada, T... tümünü göster
Amerikada 1930ların Güney Eyaletlerinden birinde bir zenci, beyaz bir kızın ırzına geçmekle suçlanır. Önyargılar, şiddet ve riyakarlıkla beslenen Güneyli erişkinlerin ırk ve sınıf ayrımı konusundaki mantıksız yaklaşımlarını Scout ve Jem Finch adlarındaki iki çocuğun ağzından keyifli bir dille bize aktaran roman, aynı zamanda kent halkının vicdanına karşı tek başına karşı koyan bir erkeğin mücadelesini de anlatıyor. Tüm zamanların en çok sevilen klasiklerinden olan Bülbülü Öldürmek, 1960 yılında yayınlandığından bu yana birçok saygın ödül kazanmıştır. Pulitzer Ödülü de kazanan roman, kırktan fazla dile çevrilmiş, tüm dünyada otuz milyondan fazla satmış ve ünlü yıldızların başrolünü oynadığı film, Oscar kazanmıştır.
******
Bülbülü Öldürmek ilk yayımlandığında satış rekorları kırmış ve yazarını kısa sürüde üne kavuşturmuş güzel bir romandır. 1961 Pulitzer Edebiyat Ödülünü kazanmış, bir yıl sonra beyaz perdeye aktarıldığında ise Oskar almıştır. Harper Lee eski ve yorgun bir kasabanın insanlarını etkili bir gözlem gücüyle ve ince bir duyarlılıkla anlatırken çocukluğun o uçsuz bucaksız dünyasını tüm zenginliğiyle yansıtmayı başarır.
******
Amerikada 1930ların Güney Eyaletlerinden birinde bir zenci, beyaz bir kızın ırzına geçmekle suçlanır. Önyargılar, şiddet ve riyakarlıkla beslenen Güneyli erişkinlerin ırk ve sınıf ayrımı konusundaki mantıksız yaklaşımlarını Scout ve Jem Finch adların... tümünü göster
Amerikada 1930ların Güney Eyaletlerinden birinde bir zenci, beyaz bir kızın ırzına geçmekle suçlanır. Önyargılar, şiddet ve riyakarlıkla beslenen Güneyli erişkinlerin ırk ve sınıf ayrımı konusundaki mantıksız yaklaşımlarını Scout ve Jem Finch adlarındaki iki çocuğun ağzından keyifli bir dille bize aktaran roman, aynı zamanda kent halkının vicdanına karşı tek başına karşı koyan bir erkeğin mücadelesini de anlatıyor. Tüm zamanların en çok sevilen klasiklerinden olan Bülbülü Öldürmek, 1960 yılında yayınlandığından bu yana birçok saygın ödül kazanmıştır. Pulitzer Ödülü de kazanan roman, kırktan fazla dile çevrilmiş, tüm dünyada otuz milyondan fazla satmış ve ünlü yıldızların başrolünü oynadığı film, Oscar kazanmıştır.
******
Bülbülü Öldürmek ilk yayımlandığında satış rekorları kırmış ve yazarını kısa sürüde üne kavuşturmuş güzel bir romandır. 1961 Pulitzer Edebiyat Ödülünü kazanmış, bir yıl sonra beyaz perdeye aktarıldığında ise Oskar almıştır. Harper Lee eski ve yorgun bir kasabanın insanlarını etkili bir gözlem gücüyle ve ince bir duyarlılıkla anlatırken çocukluğun o uçsuz bucaksız dünyasını tüm zenginliğiyle yansıtmayı başarır.
******
Amerikada 1930ların Güney Eyaletlerinden birinde bir zenci, beyaz bir kızın ırzına geçmekle suçlanır. Önyargılar, şiddet ve riyakarlıkla beslenen Güneyli erişkinlerin ırk ve sınıf ayrımı konusundaki mantıksız yaklaşımlarını Scout ve Jem Finch adların... tümünü göster
Sırça Fanus (The Bell Jar), edebiyat dünyasına şiirleriyle ve öyküleriyle giren Amerikalı kadın yazar Sylvia Plathin yazdığı tek romandır. Kendi özgeçmişine dayalı bu romanında yazar, genç bir üniversite öğrencisinin kişisel sorunlarından, bunalımlarından yola çıkarak, McCarthy dönemi Amerikasının toplumsal sorunlarına uzanır. Plathin bu ilk romanı, şaşırtıcı bir akıcılığı ve yazma rahatlığını sergiler. Plathin keskin gözlem gücü, yerinde eleştirileri, ustalıklı kurgusu, romanın bütün karamsarlığına karşın kasvetli bir bunalım romanı olmasını önler. Üniversitede öğretim üyeliğinin yanısıra şairliği, yazarlığı ve anneliği birarada sürdürmeye çalışan Sylvia Plath, ardarda gelen hastalıklara karşın koşullarını zorlar. Sırça Fanus ocak 1963 yılında yayımlanır. Romanın yayımlanmasından bir ay sonra da bu ünlü kadın yazar daha 31 yaşındayken, kendi eliyle yaşamına son verir.
Sırça Fanus (The Bell Jar), edebiyat dünyasına şiirleriyle ve öyküleriyle giren Amerikalı kadın yazar Sylvia Plathin yazdığı tek romandır. Kendi özgeçmişine dayalı bu romanında yazar, genç bir üniversite öğrencisinin kişisel sorunlarından, bunalımlar... tümünü göster
Sırça Fanus (The Bell Jar), edebiyat dünyasına şiirleriyle ve öyküleriyle giren Amerikalı kadın yazar Sylvia Plathin yazdığı tek romandır. Kendi özgeçmişine dayalı bu romanında yazar, genç bir üniversite öğrencisinin kişisel sorunlarından, bunalımlarından yola çıkarak, McCarthy dönemi Amerikasının toplumsal sorunlarına uzanır. Plathin bu ilk romanı, şaşırtıcı bir akıcılığı ve yazma rahatlığını sergiler. Plathin keskin gözlem gücü, yerinde eleştirileri, ustalıklı kurgusu, romanın bütün karamsarlığına karşın kasvetli bir bunalım romanı olmasını önler. Üniversitede öğretim üyeliğinin yanısıra şairliği, yazarlığı ve anneliği birarada sürdürmeye çalışan Sylvia Plath, ardarda gelen hastalıklara karşın koşullarını zorlar. Sırça Fanus ocak 1963 yılında yayımlanır. Romanın yayımlanmasından bir ay sonra da bu ünlü kadın yazar daha 31 yaşındayken, kendi eliyle yaşamına son verir.
Sırça Fanus (The Bell Jar), edebiyat dünyasına şiirleriyle ve öyküleriyle giren Amerikalı kadın yazar Sylvia Plathin yazdığı tek romandır. Kendi özgeçmişine dayalı bu romanında yazar, genç bir üniversite öğrencisinin kişisel sorunlarından, bunalımlar... tümünü göster