İlham öyküleri, binlerce öykü arasından seçildi. Çinden Kızılderililere kadar uzanan farklı kültürlerin birleşme noktası olan bilgeliği yansıtan öyküler bunlar. Kalbini ve duygularını da aklı ile birlikte kullanamak isteyen herkesin faydalanabileceği türden.Sizi kitaptan seçtiğimiz 2 hikaye ile başbaşa bırakıyoruz.Ne kadar Fakir?Bir gün zengin bir adam oğlunu kırsal kesime götürüp ona insanların ne kadar fakir olabileceğini göstermek istemişti.Çok fakir bir ailenin çiftliğinde bir gün bir gece geçirdiler. Şehre dönerken baba oğluna sordu:-Yolculuğumuz nasıl buldun?-Çok güzeldi babacığım diye cevap verdi oğlu.İnsanların ne kadar fakir olabileceğini gördün. değil mi?-Evet-Peki ne öğrendin?-Şunu gördüm dedi oğlu. Bizim evde bir köpeğimiz. onların dört köpeği var. Bizim evde bahçenin yarısına kadar gelen bir havumuz. onların kilometrelerce uzunluğunda dereleri var. Bizim bahçede ithal lambalarımız. onların yıldızları var. Bizim taraçamız ön bahceye kadar. onların ki ise ufka kadar uzanıyor. Ufaklık konuşurken. babası şaşkınlıktan tek kelime bile edemedi. Ve çocuk ekledi:-Ne kadar fakir olduğumuzu gösterdiğin için. teşşekkür ederim babacağım!.HuzurBir gün bilge bir kral. huzuru en güzel resmedecek sanatçıya büyük bir ödül vereceğini ilan etti. Yarışmaya çok sanatçı katıldı. Günlerce çalıştılar. birbirinden güzel resimler yaptılar. Sonunda. eserlerini saraya teslim ettiler. Tablolara bakan kral sadece ikisinden gercekten çok hoşlandı. Ama birinciyi seçmek için karar vermesi gerekiyordu.Resimlerden birisinde. sükunetli bir göl vardı. Göl bir ayna gibi etrafında yükselen dağların huzurlu görüntüsünü yansıtıyordu. Üst tarafta pamuk beyazı bulutlar gökyüzünü süslüyordu. Resme kim baktıysa. onun mükemmel bir huzur resmi olduğunu düşünüyordu. Diğer resimde dağlar vardı. Ama engebeli ve çıplak dağlar. Üst tarafta öfkeli gökyüzünden yağmur boşalıyor ve şimşek çakıyordu. Dağın eteklerinde ise köpüklü bir şelale çağıldıyordu. Kısacası. resim hiç de huzu dolu görünmüyordu.Fakat kral resme bakınca. şelalenin ardında kayalıklardaki bir çatlaktan çıkan minnacık bir çalılık gördü. Çalılığın üzerinde ise anne bir kuşun ördüğü bir kuş yuvası görünüyordu. Sertçe akan suyun orta yerinde anne kuş yuvasını kuruyor... harika bir huzur ve sükun.Peki ödülü kim kazandı dersiniz?Kral ikinci resmi seçti.Çünkü dedi. huzur hiçbir gürültünün sıkıntının ya da zorluğun bulunmadığı yer demek değildir. Huzur. bütün bunların içinde bile yüreğinizin sükun bulabilmesidir. Huzurun gerçek anlamı budur
İlham öyküleri, binlerce öykü arasından seçildi. Çinden Kızılderililere kadar uzanan farklı kültürlerin birleşme noktası olan bilgeliği yansıtan öyküler bunlar. Kalbini ve duygularını da aklı ile birlikte kullanamak isteyen herkesin faydalanabileceği... tümünü göster
İlham öyküleri, binlerce öykü arasından seçildi. Çinden Kızılderililere kadar uzanan farklı kültürlerin birleşme noktası olan bilgeliği yansıtan öyküler bunlar. Kalbini ve duygularını da aklı ile birlikte kullanamak isteyen herkesin faydalanabileceği türden.Sizi kitaptan seçtiğimiz 2 hikaye ile başbaşa bırakıyoruz.Ne kadar Fakir?Bir gün zengin bir adam oğlunu kırsal kesime götürüp ona insanların ne kadar fakir olabileceğini göstermek istemişti.Çok fakir bir ailenin çiftliğinde bir gün bir gece geçirdiler. Şehre dönerken baba oğluna sordu:-Yolculuğumuz nasıl buldun?-Çok güzeldi babacığım diye cevap verdi oğlu.İnsanların ne kadar fakir olabileceğini gördün. değil mi?-Evet-Peki ne öğrendin?-Şunu gördüm dedi oğlu. Bizim evde bir köpeğimiz. onların dört köpeği var. Bizim evde bahçenin yarısına kadar gelen bir havumuz. onların kilometrelerce uzunluğunda dereleri var. Bizim bahçede ithal lambalarımız. onların yıldızları var. Bizim taraçamız ön bahceye kadar. onların ki ise ufka kadar uzanıyor. Ufaklık konuşurken. babası şaşkınlıktan tek kelime bile edemedi. Ve çocuk ekledi:-Ne kadar fakir olduğumuzu gösterdiğin için. teşşekkür ederim babacağım!.HuzurBir gün bilge bir kral. huzuru en güzel resmedecek sanatçıya büyük bir ödül vereceğini ilan etti. Yarışmaya çok sanatçı katıldı. Günlerce çalıştılar. birbirinden güzel resimler yaptılar. Sonunda. eserlerini saraya teslim ettiler. Tablolara bakan kral sadece ikisinden gercekten çok hoşlandı. Ama birinciyi seçmek için karar vermesi gerekiyordu.Resimlerden birisinde. sükunetli bir göl vardı. Göl bir ayna gibi etrafında yükselen dağların huzurlu görüntüsünü yansıtıyordu. Üst tarafta pamuk beyazı bulutlar gökyüzünü süslüyordu. Resme kim baktıysa. onun mükemmel bir huzur resmi olduğunu düşünüyordu. Diğer resimde dağlar vardı. Ama engebeli ve çıplak dağlar. Üst tarafta öfkeli gökyüzünden yağmur boşalıyor ve şimşek çakıyordu. Dağın eteklerinde ise köpüklü bir şelale çağıldıyordu. Kısacası. resim hiç de huzu dolu görünmüyordu.Fakat kral resme bakınca. şelalenin ardında kayalıklardaki bir çatlaktan çıkan minnacık bir çalılık gördü. Çalılığın üzerinde ise anne bir kuşun ördüğü bir kuş yuvası görünüyordu. Sertçe akan suyun orta yerinde anne kuş yuvasını kuruyor... harika bir huzur ve sükun.Peki ödülü kim kazandı dersiniz?Kral ikinci resmi seçti.Çünkü dedi. huzur hiçbir gürültünün sıkıntının ya da zorluğun bulunmadığı yer demek değildir. Huzur. bütün bunların içinde bile yüreğinizin sükun bulabilmesidir. Huzurun gerçek anlamı budur
İlham öyküleri, binlerce öykü arasından seçildi. Çinden Kızılderililere kadar uzanan farklı kültürlerin birleşme noktası olan bilgeliği yansıtan öyküler bunlar. Kalbini ve duygularını da aklı ile birlikte kullanamak isteyen herkesin faydalanabileceği... tümünü göster
Hamburg Devlet Operasının sahnesine ilk adımı atan Sarah ve Grazia rollerinin çok küçük olmasına aldırmayıp kendilerini şanslı hissediyorlar; antremanlara ve provalara büyük bir hevesle katılıyorlardı. Ta ki Grazianın önceki yaz aşık olduğu genç, Allessandro, aniden ortaya çıkıncaya kadar.
Hamburg Devlet Operasının sahnesine ilk adımı atan Sarah ve Grazia rollerinin çok küçük olmasına aldırmayıp kendilerini şanslı hissediyorlar; antremanlara ve provalara büyük bir hevesle katılıyorlardı. Ta ki Grazianın önceki yaz aşık olduğu genç, All... tümünü göster
Sonlar,
insanı hayata bağlayan
yepyeni başlangıçlardır...
Kimi zaman hayatın karmaşasından başımızı kaldırmak, dertlerimizi geride bırakmak ya da bize zarar veren alışkanlıklarımızdan kurtulmak için bir yol bulmaya çalışırız. Ve bu arayışta en büyük yardımcımız dostlarımız olur; sadece iyi değil kötü günde de yanı başımızda duran ve her sonun bir başlangıca vesile olduğunu hatırlatan can dostlarımız…
Sihirli bir dokunuşa ihtiyaç duyan insanların yaşadıklarını sımsıcak bir dille anlatan bu roman, bizleri umut aşılayan bir dünyanın içine çekiyor.
"İşin ucunda unutulmaz karakterler yaratmak varsa, bunu Debbie Macomberdan daha iyi kimse yapamaz."
BookPage
"Macomber farklı hayatları bir araya getirerek, hayata dair yaşanan pek çok duyguyu samimiyetle işliyor ve her kitabı yüzlerde tebessüm yaratan bir sonla bitirerek okuyucusuna umut aşılıyor."
Publishers Weekly
"Macomber, mucizelerle dolu sokağında yarattığı hem eşsiz hem de keyif veren yepyeni olaylarla okuyucuları büyülemeye devam ediyor."
Library Journal
"Debbie Macomberın her kitabı en iyi kitabı; okurlar Yeni Başlangıçlar Mevsimiyle bir kez daha tatmin olacaklar."
Booklist
Sonlar,
insanı hayata bağlayan
yepyeni başlangıçlardır...
Kimi zaman hayatın karmaşasından başımızı kaldırmak, dertlerimizi geride bırakmak ya da bize zarar veren alışkanlıklarımızdan kurtulmak için bir yol bulmaya çalışırız. Ve bu arayışta en b... tümünü göster
14 Ocak 1862 tarihinde, Londra Krallık Coğrafyacılık Birliği salonlarında büyük bir toplantı düzenlendi. Bu toplantıda, coğrafya üzerine çalışan bilginler övüldü. Başkanın söylevinden İngilterenin coğrafya keşifleri alanında büyük başarılar elde ettiği anlaşılıyordu.Şöyle diyordu Başkan: «Gezginlerin korkusuzluğu bize çok şeyler kazandırmıştır. Şimdi de bu vatanın onurlu çocuklarından biri olan Doktor Samuel Fergussonun yolculuğunu kutlayacağız. Fergusson, Afrika haritası üzerindeki dağınık bilgileri biraraya getirip toplayacak. Kendisi çetin bir geziye hazırlanıyor...»Başkanın sözleri coşkun alkışlarla karşılandı.Yüreklendirme kampanyasında bu gezi için iki bin beş yüz İngiliz lirası toplanmıştı. İngiliz halkı, eli açık davranmıştı doğrusu.
******
Jules Verneden, klasikler arasına giren ve pek çok dile çevrilen bir çocuk romanı Balonla Beş Hafta. Balonla uçmanın olağanüstü heyecanını yaşayacaksınız okurken.
************
Doktor Fergusson büyük bir kâşif ve bilim adamıdır. Arkadaşı Dick Kennedy ve sadık uşağı Joe ile birlikte Afrikayı balonla bir baştan diğerine geçmeyi planlar.Bu inanılmaz macera için çok büyük bir balon yaptırır. Sonunda yolculuk başlar. Beş hafta boyunca tehlikelerle dolu, heyecan verici ve aynı zamanda da inanılmaz derecede eğlenceli bir Afrika macerası yaşanır.Çeviren: Şengül Gülbahçe
************
Bir gezgin ve gözüpek bir kaşif olan Doktor Fergussonun, herkesi heyecana sürükleyen bir düşü vardır: Balonla seyahat... Tek amacı, Victoria adını verdiği balonuyla Afrikayı bir uçtan bir uca kat etmek, daha önce hiçbir gezginin ayak basmadığı bölgelerini keşfetmektir. Bir gün, yardımcısını ve bir arkadaşını bu olağanüstü yolculuğa çıkmaya ikna ederek yola koyulur. Bu yola çıkış, hem tehlikeler ve belirsizliklerle dolu bir macerayı, hem de romantik bir Afrika seyahatini başlatacaktır.Jules Vernein yazdığı ilk roman olan Balonla Beş Hafta, okuyucuya, hem olağanüstü bir macera, hem de düş tadında bir Afrika sehayati sunuyor.
******
14 Ocak 1862 tarihinde, Londra Krallık Coğrafyacılık Birliği salonlarında büyük bir toplantı düzenlendi. Bu toplantıda, coğrafya üzerine çalışan bilginler övüldü. Başkanın söylevinden İngilterenin coğrafya keşifleri alanında büyük başarılar elde etti... tümünü göster