Jack London (1876 - 1916), kitapları yabancı dillere en çok çevrilmiş Amerikalı yazarlardan biridir.ABDnin hemen her yerini gezdi. İktisadi bunalımın doğurduğu güç koşullarla karşı karşıya kaldı, bir süre hapis yattı ve 1894te militan bir sosyalist oldu. Martin Edende anlattığı gibi, yazar olabilmek için büyük bir iyimserlik ve enerjiyle çalıştı.Martin Eden, hayatı denizcilikle geçen, 19 - 20 yaşlarında, kenar mahallede yetişen bir gençtir. Tesadüfen, zengin sınıftan bir kızla tanışır, hayata bakışı, hayatı değerlendirmesi tamamen değişir. Bu olay, yaşantısında bir dönüm noktasıdır. O güne kadar olan yaşantısını bir kalemde silip yeni bir ideale doğru koşar. Bu, genç kızı elde etme aşkıdır. Yapacak bir mesleği yoktur, ünlü bir yazar olmak ister. Tek amacı, çok para kazanmaktır. Yazdığı her kelimeyi bile dolar olarak görür. Çevresi hızla daralır, dostları kaybolur, ulaşmak istediği sınıfla arası, okuduğu her kitapla biraz daha açılır. Yazma konusundaki bilgi ve deneyimi arttıkça, zengin sınıfı temsil eden insanların basit, yapmacıklı, ikiyüzlü olduklarını görüp bunalıma girer. Ve olaylar sürprizli bir şekilde devam eder...Önemli Eserleri: Vahşetin Çağrısı, Beyaz Diş, Yanan Gün Işığı, Deniz Kurdu ve Demir Ökçedir.
******
Martin Eden, otobiyografik niteliği ile, bütün Jack London yapıtları arasında çok özel bir yere sahiptir. Jack Londonın bireyciliğe saldırısı, hiçbir yapıtında Martin Edendeki yetkinliğe ulaşamaz.Martinin coşturucu bir karanlık ve eşsiz bir güçlülükle sürdürdüğü savaşım, insan soyunun aydınlanması uğraşında bir esin kaynağıdır. Ama Martin bir bireycidir ve bu ilk günah ödenecektir. Eşsiz serüvenin sonunda, bireysel başarının doruğunda Martin, aldanmış, amaçsız, yalnız ve umutsuz bir insandır. Burjuva toplumunun sahte değerlerinden, ikiyüzlülüğünden kaçan Martin, o eski, dost Güney Denizlerine sığınacaktır. Ama o, artık Güney Denizlerinin avutup doyurabildiği Martin Eden değildir ve aradığı dinginliği ancak o dost suların altında bulabilecektir.Cem Yayınevi Jack Londonın bu en ünlü yapıtını Kaya Ersoyun Türkçesiyle okuyucularına sunmaktadır.
************
Martin Eden, Jack Londonın başyapıtı sayabileceğimiz ve büyük oranda otobiyografik izler taşıyan unutulmaz romanlarından biridir. Keskin sınıfsal... bilinci, güçlü kalemi ve devrimci sanatıyla Jack London, burjuva gerçekliği karşısında sınıf atlamak isteyen genç bir yazarın düştüğü trajik durumu ustalıkla ve tüm çıplaklığıyla resmeder Martin Edenda. Büyük çabalarla ulaşılan hedefin, yani burjuva yaşamının, anlamsızlığı, sahteliği ve hiçliği karşısında, Martin Eden, kendisini beyaz bir heykel gibi batacağı dipsiz derinliklere bırakır.Büyük anlatıcılar kuşağının son üyelerinden biridir Jack London,1916 yılında öldüğünde, zamanının ve tüm zamanların en büyük yazarları arasında çoktan yerini almıştı.
************
Cem Yayınevi, ünlü yazar Jack Londonun (1876-1916) tüm dünyada olduğu gibi Türkiyede de olağanüstü ilgiyle karşılanan eserlerini okurlarına toplu olarak sunuyor.
Jack Londonun roman, öykü, deneme ve anı kitapla-rından oluşan bu toplamda, onun en seçkin eserlerini bula-bileceksiniz. Jack London Toplu Eserlerinde tüm kitaplar, ilk basımlarının özgün biçimine sadık kalınarak eksiksiz çevrilmiş ve Kadir Kıvılcımlı tarafından dipnotlarla zengin-leştirilerek yayına hazırlanmıştır.
************
Kendisi için ise güzelliğe hizmet etmesinin sevinci, onun için yeterli bir ücretti. Ve Ruth u güzellikten çok seviyordu. Dünyadaki en iyi şeyin aşk olduğunu düşünüyordu. Onun içindeki devrimin itici gücü aşk olmuştu; onu kaba bir denizciden bir öğrenciye ve bir sanatçıya dönüştürmüştü. Bu nedenle ona göre bu üçünden en iyisi en büyüğü, öğrenmekten ve sanatkarlıktan daha büyük olan aşktı. Şimdiden, anlamıştı ki kendi beyni, Ruthun kardeşlerinin beyinlerinin ya da babasının beyninin ötesine ulaştığı gibi, Ruthunkini de geçmişti. Onun bir yıl kadarlık kendi kendine çalışması ve donanımı, dünya, sanat ve yaşam konularında ona Ruthun sahip olmayı hiçbir zaman umut etmeyeceği bir ustalık vermişti.
Bütün bunları kavramıştı, ama bu Rutha olan aşkını etkilemedi; ne de Ruthun ona olan aşkı bunan etkilendi. Aşk fazlasıyla güzel ve soyluydu ve Martin aşkı eleştiriyle kirletmeyecek kadar sadıktı.
************
Martin Eden Jack Londonın hayatından belirgin izdüşümler taşıyan özyaşamsal bir roman. Hayalleri kadar iradesi de güçlü bir genç, sosyal statüsünü değiştirmek için giriştiği yazar olma mücadelesini kazanır. Ancak geldiği yer yeni bir sosyal dünya olduğu kadar büyük bir boşluğun kıyısıdır da. Okur, Martin Edenin kimliğinde ve mücadelesinde yerleşik düzenin kalıplarına uymayan toplumdışı insanı olduğu kadar yazar Jack Londonın hayal kırıklıklarını, ruhsal çalkantılarını, edebiyata yüklediği anlamve işlevleri, ama en başta çelişkilerini bulur.Martin Eden: Boşluğa tırmanış.
******
Jack London (1876 - 1916), kitapları yabancı dillere en çok çevrilmiş Amerikalı yazarlardan biridir.ABDnin hemen her yerini gezdi. İktisadi bunalımın doğurduğu güç koşullarla karşı karşıya kaldı, bir süre hapis yattı ve 1894te militan bir sosyalist o... tümünü göster
Farabi bu eserde, İslam dünyasına antik dünyanın felsefi bilimsel mirası, bu mirası oluşturan belli başlı eserler kendi zamanına gelinceye kadar bu mirasa yapılan katkılar ve dönemin ilimleri hakkındaki olumsuz ve olumlu görüşlerini açıklıyor.
Farabi bu eserde, İslam dünyasına antik dünyanın felsefi bilimsel mirası, bu mirası oluşturan belli başlı eserler kendi zamanına gelinceye kadar bu mirasa yapılan katkılar ve dönemin ilimleri hakkındaki olumsuz ve olumlu görüşlerini açıklıyor.
Doğu İslam ve Batı Yahudi, Hristiyan dünyasındaki siyaset felsefesi gelenekleri, bu geleneklerin ortaya çıkışlarının nedenleri, onların ayırt edici özellikleri, Fârâbinin siyaset felsefesinin temel problemleri ve tezleri, Tahsilin Fârâbinin diğer siyasete ilişkin eserleri içindeki yeri, bu eserde ele alınan belli başlı temalar hakkında bilgi ve açıklamalarda bulunmakta ve değerlendirmeler yapmaktadır.
Doğu İslam ve Batı Yahudi, Hristiyan dünyasındaki siyaset felsefesi gelenekleri, bu geleneklerin ortaya çıkışlarının nedenleri, onların ayırt edici özellikleri, Fârâbinin siyaset felsefesinin temel problemleri ve tezleri, Tahsilin Fârâbinin diğer si... tümünü göster
Fârâbiye göre İslâmın çeşitli anlaşılması biçimleri, seviyeleri mevcuttur. Bu seviyelerden biri, üzerinde hiçbir zihnî, aklî işlemde bulunmadan, gelenekçilerin savundukları biçimde harfi harfine almak ve anlamaktır. Bu, sıradan insanın, Platonun sözleriyle gözüyle görmediği eliyle tutmadığı şeyleri anlamakta güçlüğü olan insanın, duygularında akla, sezgiye yükselmemiş, yükselemeyecek olan insanın anlama biçimi ve seviyesidir. (bu inanç seviyesi, Gazalînin deyimi ile taklit seviyesidir.) Ama bunun üzerinde özel bir gruba, akıl ve sezgi sahibi insanlara, duyumcu değil, akılcı-ruhçu insanlara tahsis edilmiş olan özel bir anlaşılma biçimi ve seviyesi vardır ki bu, filozofların, bilginlerin anlama biçimi ve seviyesidir. İşte Fârâbîye göre felsefe, en mükemmel anlama biçimi ve seviyesidir.
Fârâbiye göre İslâmın çeşitli anlaşılması biçimleri, seviyeleri mevcuttur. Bu seviyelerden biri, üzerinde hiçbir zihnî, aklî işlemde bulunmadan, gelenekçilerin savundukları biçimde harfi harfine almak ve anlamaktır. Bu, sıradan insanın, Platonun sözl... tümünü göster
Soylu bir Hristiyan ailenin oğlu ve sonrasında bir consulün evlatlığı olan Anicius Manlius Severinus Boethius (480-524) iyi bir eğitim, felsefe ve edebiyat ilgisi. Yunan klasikleri ve kültürüne dair zengin bir bilgi dağarı ve Hıristiyanlığa dair derin bir kavrayışla Batı Romanın son günleri ve felsefi, siyasi ve dini olarak yeni bir dünyanın kurulduğu zamanlarda yaşadı. Ancak devlet kademelerindeki hızlı yükselişi, imparatora yakınlığı ve toplum ve Senatus nezdindeki saygınlığıyla sürüp giden rüya benzeri görkemli yaşamı bir söylenti, çözülüp giden ilişkiler ve siyasi oyunlarla bir anda yıkıldı. O artık yargılamaya bile gerek duyulmadan atıldığı zindanda ölümü bekleyen bir vatan haini, kendi deyimiyle bir sürgündü. İşte Felsefenin Tesellisi tam da bu sürgün sırasında kaleme alındı ve Boethiusun asla gerçekleşmeyen mahkemesinde kendini savunması, insanlık önünde kendini aklaması olarak tarihe geçti. İnsanlık kültür mirasının öyküsü hüzünlü ancak erdemi heybetli bu parçasının Latinceden Türkçeye ilk çevirisini Humanitas dizimizin üçüncü kitabı olarak sunuyoruz.Boethiusun tanrısal öngörü, kader ve özgür irade üzerine sorgulamalarını içeren en önemli yapıtıdır Felsefenin Tesellisi. Pagan dünyanın düşünsel öğretileri ile ortaçağın Hıristiyanlık düşüncesinin tam eşiğinde duran Romalı bir filozofun Felsefeyle yaptığı iç hesaplaşmasına, Felsefenin kendi dilinden tanık olduğumuz bu görkemli yapıt; antikçağ Yunan felsefesi, YeniPlatonculuk ile Latin edebiyatının seçkin bir bireşimi ve filozofun dönemine değin felsefe tarihinde baskın rol oynayan Platon ve Aristotelesin konuyla ilgili görüşlerinin şiirsel bir özetidir.
Soylu bir Hristiyan ailenin oğlu ve sonrasında bir consulün evlatlığı olan Anicius Manlius Severinus Boethius (480-524) iyi bir eğitim, felsefe ve edebiyat ilgisi. Yunan klasikleri ve kültürüne dair zengin bir bilgi dağarı ve Hıristiyanlığa dair deri... tümünü göster
Olağanüstü Bir Gece, seçkin bir burjuva olarak rahat ve tasasız varoluşunu sürdürürken giderek duyarsızlaşan bir adamın hayatındaki dönüştürücü deneyimin hikâyesidir. Sıradan bir Pazar gününü at yarışlarında geçirirken, belki de ilk kez burjuva ahlakından saparak "suç" işler. Böylece yeniden "hissetmeye" başladığını, kötücül ve ateşli hazları olan gerçek bir insan olduğunu fark eder. İçindeki haz dolu esrime, aynı günün akşamında onu gece âleminin son atıklarının arasına, "hayatın en dibindeki lağımlara" sürükleyecek, varış noktası ise ruhani bir uyanış olacaktır.
Olağanüstü Bir Gece, seçkin bir burjuva olarak rahat ve tasasız varoluşunu sürdürürken giderek duyarsızlaşan bir adamın hayatındaki dönüştürücü deneyimin hikâyesidir. Sıradan bir Pazar gününü at yarışlarında geçirirken, belki de ilk kez burjuva ahlak... tümünü göster
memuzin şu anda kitap okumuyor.