"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk Mantolu Madonna'yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum."
Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.
"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk... tümünü göster
Ailenin en küçük çocuğu da evden ayrılırsa ne kalır size: boş bir yuva mı yoksa ikinci bir balayı mı? Üç yetişkin çocuk sahibi olan Edie ve Russell Boyd, çocuklarının ayrılmasının ardından evde bir başlarına kaldıklarında evliliklerinin devamı konusunda farklı fikirlere sahip olurlar. Çocuklarının hayatında temel bir rolü olduğuna inanan Edie artık kendini işe yaramaz ve önemsiz hissetmeye başlar, tam-gün anne kimliğini kaybetmesinin yasını tutarsa da çok geçmeden oyunculuk kariyerine geri döner. Ebeveyn olmanın getirdiği gündelik yükten kurtulduğuna sevinen Russell ise karısının bütün ilgisinin artık kendi üzerinde toplanmasını beklemektedir, ancak Edienin ilgi alanının annelikten tiyatroya kaydığını görünce evliliği yerine o da kendi kariyerine odaklanır. Ne var ki Boydların evindeki bu sakinlik pek uzun ömürlü olmayacaktır. Edienin tiyatroda tanıştığı genç oyuncu Laszloyu kanatlarının altına alıp evde yer vermesi ve çocukların çeşitli sorunlarla baş edemeyip birer birer eve dönmeleriyle birlikte Boydların evi kalabalık ve kaotik bir ortama dönüşür. Artık Edie ile Russellı hayal ettiklerinden çok farklı bir yaşam beklemektedir. Aşk, kariyer, ebeveynlik, bağımsızlık gibi konuların tartışıldığı kitap, 21. yüzyıl insanının temel sorunlarına büyüteç tutuyor.
Ailenin en küçük çocuğu da evden ayrılırsa ne kalır size: boş bir yuva mı yoksa ikinci bir balayı mı? Üç yetişkin çocuk sahibi olan Edie ve Russell Boyd, çocuklarının ayrılmasının ardından evde bir başlarına kaldıklarında evliliklerinin devamı konusu... tümünü göster
Yüzyılın klasikleri arasına girmiş bir roman Ses ve Öfke.
Faulkner'ın , kendine özgü yoğun dili ve kurgusuyla, yaşananları, düşünülenleri, yayılan ya da sıkışan duyguları tüm bir atmosfer içinde vermekteki ustalığını doyasıya gösteren bir roman.
Ses ve Öfke' de, ABD'nin güneyinde yaşayan Compson ailesinin dağılışı farklı bilinçlerle izleniyor. Zihinsel engelli oğul Benjy'nin, suçluluk ve onur duygularıyla azap çeken ağabeyi Quentin'in, sert, mantıklı ve kurnaz diğer erkek kardeş Jason' ın anlatımlarıyla ailede yaşananlar yavaş yavaş açığa çıkıyor. Kız kardeş Candace'ten Jason'ın vasiliğini aldığı yeğeni Quentin'e, zenci hizmetçi Dilsey'den torunu Luster'a pek çok karakterin sahiciliği ve olayların evrensel trajedisi, Faulkner'ın diliyle bir cam kırığı kadar keskin, bir öfke anı kadar yüksek sesli.
Yüzyılın klasikleri arasına girmiş bir roman Ses ve Öfke.
Faulkner'ın , kendine özgü yoğun dili ve kurgusuyla, yaşananları, düşünülenleri, yayılan ya da sıkışan duyguları tüm bir atmosfer içinde vermekteki ustalığını doyasıya gösteren bir roma... tümünü göster
Buddenbrooklar, 20. yüzyılın en saygın yazarlarından Thomas Mannın ilk romanıdır. Mannın 1900 yılında, 25 yaşında kaleme aldığı roman, Kuzey Almanyada yaşayan zengin bir burjuva ailenin ve aile ticarethanesinin birkaç kuşak boyunca geçirdiği değişimi ele alır. Buddenbrooklar, modern yaşama ayak uyduramayan saygın bir ailenin çöküşünün öyküsüdür: Doğumlar, evlenmeler, boşanmalar, ölümler, başarılar, başarısızlıklar... Orta sınıf yaşamının ustalıklı bir portresini çizen roman, aynı zamanda kaybolan burjuva değerler için bir ağıt niteliğindedir. 1929da Nobel Edebiyat Ödülüne değer görülen Mannın bu dev yapıtı, modern edebiyatın klasikleri arasındadır. Venedikte Ölüm, Tonio Kröger, Büyülü Dağ, Doktor Faustus gibi yapıtların yazarının bu başyapıtını yeni çevirisiyle sunuyoruz.
Buddenbrooklar, 20. yüzyılın en saygın yazarlarından Thomas Mannın ilk romanıdır. Mannın 1900 yılında, 25 yaşında kaleme aldığı roman, Kuzey Almanyada yaşayan zengin bir burjuva ailenin ve aile ticarethanesinin birkaç kuşak boyunca geçirdiği değişimi... tümünü göster
Körleşme, düşünce ile gerçeklik arasındaki süreklik arasındaki sürekli savaşımın görkemli bir simgesidir; dünya kargaşasındaki insanoğlunun yükselişini ve çöküşünü dile getiren bir anıt-romanıdır. Çağımız edebiyatının ağırlık noktalarını oluşturan tek bir konu yoktur ki, bu romanda işlenmiş olmasın. KÖRLEŞME gerçekte büyük bir dehşetin romanıdır. görünüşteki bireysel boyutlar içerisinde, körleşmiş düşünceye körleşmiş toplun gibi ana temellerden kaynaklanan, bu körleşmenin korkunç sonuçlarını sergileyen bir çağdaş destandır. Yarı cehennem, yarı dünya dekorlarından oluşma bir sahnede Canettinin gözler önüne serdiği, gerçekte tüm yanılsamaları, düşünceleri ve egemen değer yargılarıyla, bütün bir kültürün çöküşünden başka bir şey değildir.
Körleşme, düşünce ile gerçeklik arasındaki süreklik arasındaki sürekli savaşımın görkemli bir simgesidir; dünya kargaşasındaki insanoğlunun yükselişini ve çöküşünü dile getiren bir anıt-romanıdır. Çağımız edebiyatının ağırlık noktalarını oluşturan te... tümünü göster