''İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum: Buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum. Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması... İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu... İçimizdeki şeytan yok... İçimizdeki aciz var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var...''
Bu romanında, toplumsal gündemin kişilikler üzerindeki baskısını ve güçsüz insanın ''kapana kısılmışlığını'' gösteriyor Sabahattin Ali. Aydın geçinenlerin karanlığına, ''insanın içindeki şeytan''a keskin bir bakış.
''İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum: Buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün ... tümünü göster
Yirminci yüzyılın ilk yarısında ileri sürülen büyük patlama teorisi evrenin var oluşu ve tarihi gelişimine ilk kez bilimsel bir bakış açısı sağladı Astronomi ve fiziksel kozmolojideki son çeyrek yüzyılda meydana gelen gelişmeler evrenin geçmişi ve başlangıcı ile ilgili büyük patlama teorisinin cevap veremediği pek çok soruyu özelliklede de ilk saniyede ne olduğu ve hangi fiziksel süreçlerin büyük patlamaya sebep olduğu sorularını aydınlattı. Evrenin yaratılışının şimdiye kadar karanlıkta kalmış ilk 10-43 saniyelik kısmı (Planc Zamanı) üzerindeki sır perdesi bu gelişmeler ışığında aralandı. Evrenin var olmasına fiziksel olarak ne sebep oldu?
Evrenden önce ne vardı? Evrenimizden başka evrenler var mı? Söz konusu yeni gelişmeler ışığında fizik bilimi, bu ve benzeri soruların bir kısmına doyurucu cevaplar verebilmekte, bir kısmı için de iyi desteklenmiş bilimsel hipotezler ileri sürebilmektedir. Tüm bu bilimsel gelişmeler, Tanrının varlığı ve Tanrı-evren ilişkisi ile ilgili bize ne söylemektedir? Bu çalışma esas olarak bu sorunun cevabını arıyor. Bunu yaparken öncelikle, evrenin başlangıcı, gelişimi ve yapısıyla ilgili günümüz fiziğinin çizdiği büyük resmin parçalarını bir araya getirmeye çalışıyor. Daha sonra da ortaya çıkan resmi temel alarak Tanrı varlığı, yaratıcılığı ve Tanrı-evren ilişkisi ile ilgili sorunları felsefi bir bakışla tartışıp değerlendiriyor.
Yirminci yüzyılın ilk yarısında ileri sürülen büyük patlama teorisi evrenin var oluşu ve tarihi gelişimine ilk kez bilimsel bir bakış açısı sağladı Astronomi ve fiziksel kozmolojideki son çeyrek yüzyılda meydana gelen gelişmeler evrenin geçmişi ve ba... tümünü göster