Özdemir Asafın deneme türündeki yapıtları ölümünün ardından müsveddeleri aynen korunarak, varsa başlıklar, notlar ve tarihler belirtilerek, Özdemir Asafça adı altında, eşi Yıldız Arun tarafından yayına hazırlanmıştır.
Özdemir Asafın deneme türündeki yapıtları ölümünün ardından müsveddeleri aynen korunarak, varsa başlıklar, notlar ve tarihler belirtilerek, Özdemir Asafça adı altında, eşi Yıldız Arun tarafından yayına hazırlanmıştır.
20. yüzyılın önde gelen psikiyatrlarından Viktor Frankl, otuzun üzerinde yabancı dile çevrilen ve bütün dünyada 12 milyondan fazla satan İnsanın Anlam Arayışı’nda, kurucusu olduğu logoterapinin ilkelerini, İkinci Dünya Savaşı sırasında bir toplama kampındaki deneyimleri eşliğinde anlatmaktadır.
Okurlar, Frankl’ın tasvir ettiği toplama kampının, dünyayı daha büyük bir hapishane olarak kavramamızı sağlayacak parlak bir metafora dönüştüğünü fark edecektir. Gasset, Heidegger ve Sartre’dan aşina olduğumuz düşünceler ışığında, varoluşun çetin koşullarında “anlam”ı keşfetmemize yardım edecek süreci anlatan Frankl, “İnsanı insan yapan nedir?” sorusuna da yanıt vermeye çalışıyor…
“Gerçekten ihtiyaç duyulan şey, yşama yönelik tutumumuzdaki temel bir değişmeydi. Yaşamdan ne beklediğimizin gerçekten önemli olmadığını, asıl önemli olan şeyin yaşamın bizden ne beklediği olduğunu öğrenmemiz ve dahası umutsuz insanlara öğretmemiz gerekiyordu. Yaşamın anlamı hakkında sorular sormayı bırakmamız, bunun yerine kendimizi yaşam tarafından her gün, her saat sorgulanan birileri olarak düşünmemiz gerekirdi. Yanıtımızın konuşma ya da meditasyondan değil, doğru eylemden ve doğru yaşam biçiminden oluşması gerekiyordu. Nihai anlamda yaşam, sorunlara doğru çözümler bulmak ve her birey için kesintisiz olarak koyduğu görevleri yerine getirme sorumluluğunu almak anlamına gelir.”
20. yüzyılın önde gelen psikiyatrlarından Viktor Frankl, otuzun üzerinde yabancı dile çevrilen ve bütün dünyada 12 milyondan fazla satan İnsanın Anlam Arayışı’nda, kurucusu olduğu logoterapinin ilkelerini, İkinci Dünya Savaşı sırasında bir toplama ka... tümünü göster
DUDAKTAN KALBE, özellikle örf tanımını ve kişilik canlandırımında başarılı, duygusal, ve sevgi dolu bir roman. Açık, yalın ve gösterişsiz bir anlatışla ve temiz bir İstanbul Türkçesiyle geniş kitlelere seslenebilen yazarın, ilk ve en ünlü romanı Çalıkuşu düzeyinde bir kitap. Şarkıları, filmelere, nostaljik romantizminize bolca konu olmuş aşkların unutulmaz romanlarından biri.
DUDAKTAN KALBE, özellikle örf tanımını ve kişilik canlandırımında başarılı, duygusal, ve sevgi dolu bir roman. Açık, yalın ve gösterişsiz bir anlatışla ve temiz bir İstanbul Türkçesiyle geniş kitlelere seslenebilen yazarın, ilk ve en ünlü romanı Çalı... tümünü göster
Aşk sultânı Hz. Mevlânâ’nın, Mesnevî isimli eserinde ''Ey bizim sevdası hoş olan, güzel olan aşkımız, Ey bizim bütün mânevî hastalıklarımızın, dertlerimizin tabibi'' diye anlattığı aşk, Allah’ın yeryüzünde kendisinden göründüğü İnsan-ı Kâmil’den, yani Allah’ın mânâsından başkası değildir. O, bu mânâyı rehber edinip, kendi vücûdu içinde nefsini rûhunun esiri haline getirerek birlemiş, aşkın da bu birliğin efendisi olmasına vesîle olmuştur. Bunun içindir ki ona, nefisleri efendi kılan mânâsında ''Efendimiz (Mevlânâ)'' denilmiştir.
Cemalnur Sargut ''Aşktan Dinle'' isimli bu kitabında bize, Hz. Mevlânâ’nın Mesnevî isimli eseri ışığında nefs, aşk, kibir, cömertlik, gösteriş, edep gibi insanın gelişiminde rol oynayan pozitif ve negatif kavramların iç mânâlarını anlatıyor. Bizi Mesnevî’de buyurulan,“Tû megû mârâ bedân şeh bâr nîst / Bâ kerîman kārha doşvâr nîst (Benim o yüksekliklere çıkmaya gücüm yok deme, Kerîm olanın eteğine yapış, seni çıkaracaktır.)” emri üzerine, Kerîm olan Mesnevî’ye yapışmaya davet ediyor.
Aşk sultânı Hz. Mevlânâ’nın, Mesnevî isimli eserinde ''Ey bizim sevdası hoş olan, güzel olan aşkımız, Ey bizim bütün mânevî hastalıklarımızın, dertlerimizin tabibi'' diye anlattığı aşk, Allah’ın yeryüzünde kendisinden göründüğü İn... tümünü göster
Hayat insanı yalanlara alıştırabilir ama ben içimdeki sesi dinleyip bu sahte dünyanın dışına çıkacağım…
O ses ısrarla ölmediğini söylüyordu; efsanevi pilot Wild Bill Maitland, yani babam, acımasızca hazırlanmış bir oyuna alet edilmiş olabilir miydi? Yaşanan trajedinin üzerinden yirmi yıl geçmesine rağmen gerçekleri gün yüzüne çıkarmalıydım; daha dün gibi hissettiğim hüznü dindirmemin tek yolu buydu. Ama izlerin peşine düştükçe birileri hunharca öldürülüyor, geçmişe doğru attığım her adımda biraz daha dibe çöküyordum. Tek başımaydım, güçsüzdüm ve etrafımda güvenebileceğim kimse yoktu; ta ki onunla karşılaşana kadar…
Romanları dünyada milyonlarca okuyucuya ulaşmış usta yazar Tess Gerritsen, alışık olduğumuz tarzının dışına çıkarak bizleri bambaşka bir yönüyle tanıştırıyor. İçine romantizm de serptiği macera yüklü kitabı Asla Arkana Bakma heyecan ve gerilimin sınırlarını zorluyor.
“Tess Gerritsen ve güçlü roman karakterleri. Asla Arkana Bakma kesinlikle muhteşem bir roman.”
The Times
“Gerritsen, romantik-macera türünde de usta kalemini kullanmayı başarmış. Tek kelimeyle, harika!”
Publishers Weekly
“Oldum olası Gerritsen’in kitaplarına hayranım. Bu kitabında da yarattığı karakterler çok güçlü, kurgusu muhteşem. Asla Arkana Bakma’yı mutlaka okumalısınız!”
Harlan Coben
“Gerritsen, insan ruhunun derinliklerinde saklanan gizleri gün ışığına çıkartmayı başaran hayal gücü ve ilgi çekici tarzıyla dikkatleri bir kez daha üzerine çekiyor.”
Booklist
Hayat insanı yalanlara alıştırabilir ama ben içimdeki sesi dinleyip bu sahte dünyanın dışına çıkacağım…
O ses ısrarla ölmediğini söylüyordu; efsanevi pilot Wild Bill Maitland, yani babam, acımasızca hazırlanmış bir oyuna alet edilmiş olabilir miyd... tümünü göster
mila_kunis şu anda kitap okumuyor.