Yüzyıllık Yalnızlık'ı yazmaya başladığımda, çocukluğumda beni etkilemiş olan her şeyi edebiyat aracılığıyla aktarabileceğim bir yol bulmak istiyordum. Çok kasvetli, kocaman bir evde, toprak yiyen bir kızkardeş, geleceği sezen bir büyükanne ve mutlulukla çılgınlık arasında ayrım gözetmeyen, adları bir örnek bir yığın akraba arasında geçen çocukluk günlerimi sanatsal bir dille ardımda bırakmaktı amacım. Yüzyıllık Yalnızlık'ı iki yıldan daha az bir sürede yazdım. Ama yazı makinemin başına oturmadan önce bu kitap hakkında düşünmek on beş, on altı yılımı aldı... Büyükannem, en acımasız şeyleri, kılını bile kıpırdatmadan, sanki yalnızca gördüğü şeylermiş gibi anlatırdı bana. Anlattığı öyküleri bu kadar değerli kılan şeyin, onun duygusuz tavrı ve imgelerindeki zenginlik olduğunu kavradım. Yüzyıllık Yalnızlıkı büyükannemin işte bu yöntemini kullanarak yazdım... Bu romanı büyük bir dikkatle ve keyifle okuyan ve hiç şaşırmayan sıradan insanlar tanıdım. Şaşırmadılar, çünkü ben onlara hayatlarında yeni olan hiçbir şey anlatmamıştım. Kitaplarımda gerçekliğe dayanmayan tek satır bulamazsınız. Gabriel García Márquez
Yüzyıllık Yalnızlık'ı yazmaya başladığımda, çocukluğumda beni etkilemiş olan her şeyi edebiyat aracılığıyla aktarabileceğim bir yol bulmak istiyordum. Çok kasvetli, kocaman bir evde, toprak yiyen bir kızkardeş, geleceği sezen bir büyükanne ve mu... tümünü göster
Yüzyıllık Yalnızlık'ı yazmaya başladığımda, çocukluğumda beni etkilemiş olan her şeyi edebiyat aracılığıyla aktarabileceğim bir yol bulmak istiyordum. Çok kasvetli, kocaman bir evde, toprak yiyen bir kızkardeş, geleceği sezen bir büyükanne ve mutlulukla çılgınlık arasında ayrım gözetmeyen, adları bir örnek bir yığın akraba arasında geçen çocukluk günlerimi sanatsal bir dille ardımda bırakmaktı amacım. Yüzyıllık Yalnızlık'ı iki yıldan daha az bir sürede yazdım. Ama yazı makinemin başına oturmadan önce bu kitap hakkında düşünmek on beş, on altı yılımı aldı... Büyükannem, en acımasız şeyleri, kılını bile kıpırdatmadan, sanki yalnızca gördüğü şeylermiş gibi anlatırdı bana. Anlattığı öyküleri bu kadar değerli kılan şeyin, onun duygusuz tavrı ve imgelerindeki zenginlik olduğunu kavradım. Yüzyıllık Yalnızlıkı büyükannemin işte bu yöntemini kullanarak yazdım... Bu romanı büyük bir dikkatle ve keyifle okuyan ve hiç şaşırmayan sıradan insanlar tanıdım. Şaşırmadılar, çünkü ben onlara hayatlarında yeni olan hiçbir şey anlatmamıştım. Kitaplarımda gerçekliğe dayanmayan tek satır bulamazsınız. Gabriel García Márquez
Yüzyıllık Yalnızlık'ı yazmaya başladığımda, çocukluğumda beni etkilemiş olan her şeyi edebiyat aracılığıyla aktarabileceğim bir yol bulmak istiyordum. Çok kasvetli, kocaman bir evde, toprak yiyen bir kızkardeş, geleceği sezen bir büyükanne ve mu... tümünü göster
Yüzyıllık Yalnızlık'ı yazmaya başladığımda, çocukluğumda beni etkilemiş olan her şeyi edebiyat aracılığıyla aktarabileceğim bir yol bulmak istiyordum. Çok kasvetli, kocaman bir evde, toprak yiyen bir kızkardeş, geleceği sezen bir büyükanne ve mutlulukla çılgınlık arasında ayrım gözetmeyen, adları bir örnek bir yığın akraba arasında geçen çocukluk günlerimi sanatsal bir dille ardımda bırakmaktı amacım. Yüzyıllık Yalnızlık'ı iki yıldan daha az bir sürede yazdım. Ama yazı makinemin başına oturmadan önce bu kitap hakkında düşünmek on beş, on altı yılımı aldı... Büyükannem, en acımasız şeyleri, kılını bile kıpırdatmadan, sanki yalnızca gördüğü şeylermiş gibi anlatırdı bana. Anlattığı öyküleri bu kadar değerli kılan şeyin, onun duygusuz tavrı ve imgelerindeki zenginlik olduğunu kavradım. Yüzyıllık Yalnızlıkı büyükannemin işte bu yöntemini kullanarak yazdım... Bu romanı büyük bir dikkatle ve keyifle okuyan ve hiç şaşırmayan sıradan insanlar tanıdım. Şaşırmadılar, çünkü ben onlara hayatlarında yeni olan hiçbir şey anlatmamıştım. Kitaplarımda gerçekliğe dayanmayan tek satır bulamazsınız. Gabriel García Márquez
Yüzyıllık Yalnızlık'ı yazmaya başladığımda, çocukluğumda beni etkilemiş olan her şeyi edebiyat aracılığıyla aktarabileceğim bir yol bulmak istiyordum. Çok kasvetli, kocaman bir evde, toprak yiyen bir kızkardeş, geleceği sezen bir büyükanne ve mu... tümünü göster
ALDIĞI ÖDÜLLER: 1982 Nobel Ödülü Adı belirsiz bir Güney Amerika Cumhuriyetinin, yine adı belirsiz küçük bir kasabasının halkı, alışılmış, sıcak ve yağmurlu bir güz dönemini geçirmektedir. Sıcaklık bunaltıcıdır; yağmur bardaktan boşanırcasına yağmakta, fareler kilisenin temellerini kemirip tüketmekte, insanlarsa uzayıp giden bir diktatörlüğün baskısı altında inlemektedir. Bu yoksulluk dolu ülkede hükümetler dışında hiçbir şey değişmemektedir. Hükümetler sık sık, kanlı bir biçimde değişmektedir. Sonra, dul Bayan Monteilin de önceden belirttiği gibi (ama deli bir kadının gelecekten haber vermesine kim inanır) bir trajedi gerçekleşir. Biri, gecenin ortasında, evlerin kapılarına aşağılayıcı yazılar yapıştırmaya başlar. Bu arada bir adam vurulur. Belediye Başkanı (ve Emniyet Müdürü) hemen harekete geçer. Bu ise daha da trajik bir olaydır... Gabriel Garcia Marquezi tanıtmaya gerek var mı? Kötü Saatteyi beğenerek okuyacağınıza inanıyoruz.
ALDIĞI ÖDÜLLER: 1982 Nobel Ödülü Adı belirsiz bir Güney Amerika Cumhuriyetinin, yine adı belirsiz küçük bir kasabasının halkı, alışılmış, sıcak ve yağmurlu bir güz dönemini geçirmektedir. Sıcaklık bunaltıcıdır; yağmur bardaktan boşanırcasına yağmakta... tümünü göster
ALDIĞI ÖDÜLLER: 1982 Nobel Ödülü Adı belirsiz bir Güney Amerika Cumhuriyetinin, yine adı belirsiz küçük bir kasabasının halkı, alışılmış, sıcak ve yağmurlu bir güz dönemini geçirmektedir. Sıcaklık bunaltıcıdır; yağmur bardaktan boşanırcasına yağmakta, fareler kilisenin temellerini kemirip tüketmekte, insanlarsa uzayıp giden bir diktatörlüğün baskısı altında inlemektedir. Bu yoksulluk dolu ülkede hükümetler dışında hiçbir şey değişmemektedir. Hükümetler sık sık, kanlı bir biçimde değişmektedir. Sonra, dul Bayan Monteilin de önceden belirttiği gibi (ama deli bir kadının gelecekten haber vermesine kim inanır) bir trajedi gerçekleşir. Biri, gecenin ortasında, evlerin kapılarına aşağılayıcı yazılar yapıştırmaya başlar. Bu arada bir adam vurulur. Belediye Başkanı (ve Emniyet Müdürü) hemen harekete geçer. Bu ise daha da trajik bir olaydır... Gabriel Garcia Marquezi tanıtmaya gerek var mı? Kötü Saatteyi beğenerek okuyacağınıza inanıyoruz.
ALDIĞI ÖDÜLLER: 1982 Nobel Ödülü Adı belirsiz bir Güney Amerika Cumhuriyetinin, yine adı belirsiz küçük bir kasabasının halkı, alışılmış, sıcak ve yağmurlu bir güz dönemini geçirmektedir. Sıcaklık bunaltıcıdır; yağmur bardaktan boşanırcasına yağmakta... tümünü göster
mirza69 şu anda kitap okumuyor.