Kadın olmak ne demektir? Bir kadın olarak erkekler dünyasında nasıl yaşanır? Bu sorunun yanıtı her çağda değişiyor. Değişmeyen şey ise önyargılar: Kadın cinsi zayıftır; "ikinci cinstir"; erkekten aşağıdır; hükmedilen, boyun egendir. Kadın doğasının özgürce yaşanabildiği huzurlu bir dönem oldu mu hiç? Büyük büyük anneannelerimiz, asklarını ve anneliklerini nasıl yasıyorlardı? Erkekler eslerinin karnını denetimleri altına almayı ilk ne zaman akıllarına koydular? Çağlar boyunca kadınlar, çocukluklarını, ergenliklerini, olgun yaslarını ve yaşlılık yıllarını nasıl geçirdiler? Onlara ne gözle bakıldı? Bir yanda tüp bebek uygulamaları yapılırken diğer yanda "namus" cinayetlerinin islenebildiği günümüzün çelişkili dünyasında bu konuda neredeyiz peki? İşte kadınların büyük romanı karsınızda! Dört istisnai kadın, birçok fikrin ortaya atıldığı gözü pek sohbetlerde, mesleki terimlerden uzak yalın bir dille, tabuları yıkarak anlatıyorlar kadınlığın tarihini...
Kuşaklar boyunca krallar, din adamları, babalar ve kocalar tarafından dayatılan ahlaki, sosyal ve cinsel baskılara karsı verilen sessiz savaş, uzun ama henüz sona ermemiş bir yürüyüş burada anlatılan. Bugün bile toplumda, aile içinde, çiftlerin beraberliğinde, yatak odalarının mahremiyetinde yaşananlar, eskide kaldığı iddia edilen önyargılardan gerçekten de uzak mı?
Kadın olmak ne demektir? Bir kadın olarak erkekler dünyasında nasıl yaşanır? Bu sorunun yanıtı her çağda değişiyor. Değişmeyen şey ise önyargılar: Kadın cinsi zayıftır; "ikinci cinstir"; erkekten aşağıdır; hükmedilen, boyun egendir. Kadın d... tümünü göster
Bugün bir külliyat haline gelmiş olan Oruç Aruoba kitaplarına 1990da de ki işte ile başlamıştık. de ki işte, geniş bir okur kesimine felsefi, şiirsel metnin keyfini tattırdı. Felsefe okumayı onlarla, yüzlerle sayılabilecek okur çevresinden çıkararak binlerce insana, en başta da genç kuşaklara yaydı.1986-88 yılları arasında yazılmış olan de ki işte, daha önce yayımlanmış tümceler ve daha sonra yayımlanan yürüme adlı ciltlerle birlikte Yürüme Üçlüsünü oluşturmaktadır. de ki iştenin bugün de Oruç Aruobaya başlamak için ilk kitap olduğunu düşünüyoruz.
Bugün bir külliyat haline gelmiş olan Oruç Aruoba kitaplarına 1990da de ki işte ile başlamıştık. de ki işte, geniş bir okur kesimine felsefi, şiirsel metnin keyfini tattırdı. Felsefe okumayı onlarla, yüzlerle sayılabilecek okur çevresinden çıkararak ... tümünü göster
Kadın olmak ne demektir? Bir kadın olarak erkekler dünyasında nasıl yaşanır? Bu sorunun yanıtı her çağda değişiyor. Değişmeyen şey ise önyargılar: Kadın cinsi zayıftır; "ikinci cinstir"; erkekten aşağıdır; hükmedilen, boyun egendir. Kadın doğasının özgürce yaşanabildiği huzurlu bir dönem oldu mu hiç? Büyük büyük anneannelerimiz, asklarını ve anneliklerini nasıl yasıyorlardı? Erkekler eslerinin karnını denetimleri altına almayı ilk ne zaman akıllarına koydular? Çağlar boyunca kadınlar, çocukluklarını, ergenliklerini, olgun yaslarını ve yaşlılık yıllarını nasıl geçirdiler? Onlara ne gözle bakıldı? Bir yanda tüp bebek uygulamaları yapılırken diğer yanda "namus" cinayetlerinin islenebildiği günümüzün çelişkili dünyasında bu konuda neredeyiz peki? İşte kadınların büyük romanı karsınızda! Dört istisnai kadın, birçok fikrin ortaya atıldığı gözü pek sohbetlerde, mesleki terimlerden uzak yalın bir dille, tabuları yıkarak anlatıyorlar kadınlığın tarihini...
Kuşaklar boyunca krallar, din adamları, babalar ve kocalar tarafından dayatılan ahlaki, sosyal ve cinsel baskılara karsı verilen sessiz savaş, uzun ama henüz sona ermemiş bir yürüyüş burada anlatılan. Bugün bile toplumda, aile içinde, çiftlerin beraberliğinde, yatak odalarının mahremiyetinde yaşananlar, eskide kaldığı iddia edilen önyargılardan gerçekten de uzak mı?
Kadın olmak ne demektir? Bir kadın olarak erkekler dünyasında nasıl yaşanır? Bu sorunun yanıtı her çağda değişiyor. Değişmeyen şey ise önyargılar: Kadın cinsi zayıftır; "ikinci cinstir"; erkekten aşağıdır; hükmedilen, boyun egendir. Kadın d... tümünü göster
Bugün bir külliyat haline gelmiş olan Oruç Aruoba kitaplarına 1990da de ki işte ile başlamıştık. de ki işte, geniş bir okur kesimine felsefi, şiirsel metnin keyfini tattırdı. Felsefe okumayı onlarla, yüzlerle sayılabilecek okur çevresinden çıkararak binlerce insana, en başta da genç kuşaklara yaydı.1986-88 yılları arasında yazılmış olan de ki işte, daha önce yayımlanmış tümceler ve daha sonra yayımlanan yürüme adlı ciltlerle birlikte Yürüme Üçlüsünü oluşturmaktadır. de ki iştenin bugün de Oruç Aruobaya başlamak için ilk kitap olduğunu düşünüyoruz.
Bugün bir külliyat haline gelmiş olan Oruç Aruoba kitaplarına 1990da de ki işte ile başlamıştık. de ki işte, geniş bir okur kesimine felsefi, şiirsel metnin keyfini tattırdı. Felsefe okumayı onlarla, yüzlerle sayılabilecek okur çevresinden çıkararak ... tümünü göster
mıymıy şu anda kitap okumuyor.