Bir ömür ailemle yaşamak... Düşüncesi bile çok korkunç geliyordu. Her gün bu evde bi ızdırap gibiyken, bir ömür geçirmek, yavaş yavaş onlara benzemek. Ben akşam "televizyon karşısında uyuyacak adam değilim" diyordum kendi kendime. Kimse inanmazsa inanmasın ben şehir dışındaki bi üniversiteyi kazanacak, bu evden de bu mahalleden de bu şehirden de kurtulacaktım. Her gece yatarken hayaller kuruyordum. İlk yıl yurtta kalırdım, sonra bi eve çıkardım. Arkadaşlarım gelirdi eve. Çıkıp sabaha kadar sokaklarda gezerdik.... Daha öncede söylediğim gibi o yıllarda aklım az çalıştığı için sadece bu iki şeyi hayal edebildim eve çıkınca; "arkadaşlarım gelir, gece sokakta gezeriz."
ama bu kadarını hayal edebilmek bile güzeldi be. Bu düşünceler içersinde benden beklenmeyecek üstün bir çalışma dsipliniyle kendimi derslere verdim. Sürekli test çözüyor, bu büyük maratonda diğer öğrencilerle aramdaki farkı kapatmaya çalışıyordum. Onlar bir çalışıyorsa ben iki çalışıyordum. Annem babam gibi kanapede televizyon karşısında uyumamak için, onlara benzememek için çalışıyordum. Artık nasıl geldiysem öyle hazırlanmışık sınava ki bütün şehir dışı tercihlerimi geçip çok az sayıda yazdığım İstanbul içi tercihlerimden birini kazandım. Hem de eve çok yakın bir üniversiteyi...
Üniversiteyi kazandığım gün yıkılmıştım...
Arka kapaktan
Bir ömür ailemle yaşamak... Düşüncesi bile çok korkunç geliyordu. Her gün bu evde bi ızdırap gibiyken, bir ömür geçirmek, yavaş yavaş onlara benzemek. Ben akşam "televizyon karşısında uyuyacak adam değilim" diyordum kendi kendime. Kimse ina... tümünü göster
Bir ömür ailemle yaşamak... Düşüncesi bile çok korkunç geliyordu. Her gün bu evde bi ızdırap gibiyken, bir ömür geçirmek, yavaş yavaş onlara benzemek. Ben akşam "televizyon karşısında uyuyacak adam değilim" diyordum kendi kendime. Kimse inanmazsa inanmasın ben şehir dışındaki bi üniversiteyi kazanacak, bu evden de bu mahalleden de bu şehirden de kurtulacaktım. Her gece yatarken hayaller kuruyordum. İlk yıl yurtta kalırdım, sonra bi eve çıkardım. Arkadaşlarım gelirdi eve. Çıkıp sabaha kadar sokaklarda gezerdik.... Daha öncede söylediğim gibi o yıllarda aklım az çalıştığı için sadece bu iki şeyi hayal edebildim eve çıkınca; "arkadaşlarım gelir, gece sokakta gezeriz."
ama bu kadarını hayal edebilmek bile güzeldi be. Bu düşünceler içersinde benden beklenmeyecek üstün bir çalışma dsipliniyle kendimi derslere verdim. Sürekli test çözüyor, bu büyük maratonda diğer öğrencilerle aramdaki farkı kapatmaya çalışıyordum. Onlar bir çalışıyorsa ben iki çalışıyordum. Annem babam gibi kanapede televizyon karşısında uyumamak için, onlara benzememek için çalışıyordum. Artık nasıl geldiysem öyle hazırlanmışık sınava ki bütün şehir dışı tercihlerimi geçip çok az sayıda yazdığım İstanbul içi tercihlerimden birini kazandım. Hem de eve çok yakın bir üniversiteyi...
Üniversiteyi kazandığım gün yıkılmıştım...
Arka kapaktan
Bir ömür ailemle yaşamak... Düşüncesi bile çok korkunç geliyordu. Her gün bu evde bi ızdırap gibiyken, bir ömür geçirmek, yavaş yavaş onlara benzemek. Ben akşam "televizyon karşısında uyuyacak adam değilim" diyordum kendi kendime. Kimse ina... tümünü göster
Bir ömür ailemle yaşamak... Düşüncesi bile çok korkunç geliyordu. Her gün bu evde bi ızdırap gibiyken, bir ömür geçirmek, yavaş yavaş onlara benzemek. Ben akşam "televizyon karşısında uyuyacak adam değilim" diyordum kendi kendime. Kimse inanmazsa inanmasın ben şehir dışındaki bi üniversiteyi kazanacak, bu evden de bu mahalleden de bu şehirden de kurtulacaktım. Her gece yatarken hayaller kuruyordum. İlk yıl yurtta kalırdım, sonra bi eve çıkardım. Arkadaşlarım gelirdi eve. Çıkıp sabaha kadar sokaklarda gezerdik.... Daha öncede söylediğim gibi o yıllarda aklım az çalıştığı için sadece bu iki şeyi hayal edebildim eve çıkınca; "arkadaşlarım gelir, gece sokakta gezeriz."
ama bu kadarını hayal edebilmek bile güzeldi be. Bu düşünceler içersinde benden beklenmeyecek üstün bir çalışma dsipliniyle kendimi derslere verdim. Sürekli test çözüyor, bu büyük maratonda diğer öğrencilerle aramdaki farkı kapatmaya çalışıyordum. Onlar bir çalışıyorsa ben iki çalışıyordum. Annem babam gibi kanapede televizyon karşısında uyumamak için, onlara benzememek için çalışıyordum. Artık nasıl geldiysem öyle hazırlanmışık sınava ki bütün şehir dışı tercihlerimi geçip çok az sayıda yazdığım İstanbul içi tercihlerimden birini kazandım. Hem de eve çok yakın bir üniversiteyi...
Üniversiteyi kazandığım gün yıkılmıştım...
Arka kapaktan
Bir ömür ailemle yaşamak... Düşüncesi bile çok korkunç geliyordu. Her gün bu evde bi ızdırap gibiyken, bir ömür geçirmek, yavaş yavaş onlara benzemek. Ben akşam "televizyon karşısında uyuyacak adam değilim" diyordum kendi kendime. Kimse ina... tümünü göster
Umut Sarıkaya, çizerliğiyle olduğu kadar yazarlığıyla da anlatıyor kendini. Öykü ya da anı, ne derseniz deyin, bu kitaptaki metinler genç ve sıcak. Benim de Söyleyeceklerim Var! yazarın dergideki ve evdeki hayatından ya da çizer arkadaşları Ersin Karabulut, Metin Üstündağ, Bahadır Baruter arasında geçen olaylardan kesitler sunuyor okuyucuya. Sıradan ve bir o kadar da komik olan hikâyeler bunlar. Hayatın alışılagelmiş ayrıntıları, günlük diyalogları Sarıkayanın kaleminde başka bir anlam ve şekil kazanıyor. Espriler birbirini kovalıyor, kahkahalar yüksek sesle atılıyor. İçten ve doğal bir dil kitabın tamamına hâkim oluyor. Benim de Söyleyeceklerim Var! günümüz yaşantısının bir uzantısı sanki. Monotonluktan uzak bir uzantı... Eğlenceli, neşeli ve farklı... Gelin onların hayatına katılalım, renklerin tadını çıkaralım!..
Umut Sarıkaya, çizerliğiyle olduğu kadar yazarlığıyla da anlatıyor kendini. Öykü ya da anı, ne derseniz deyin, bu kitaptaki metinler genç ve sıcak. Benim de Söyleyeceklerim Var! yazarın dergideki ve evdeki hayatından ya da çizer arkadaşları Ersin Kar... tümünü göster
Umut Sarıkaya, çizerliğiyle olduğu kadar yazarlığıyla da anlatıyor kendini. Öykü ya da anı, ne derseniz deyin, bu kitaptaki metinler genç ve sıcak. Benim de Söyleyeceklerim Var! yazarın dergideki ve evdeki hayatından ya da çizer arkadaşları Ersin Karabulut, Metin Üstündağ, Bahadır Baruter arasında geçen olaylardan kesitler sunuyor okuyucuya. Sıradan ve bir o kadar da komik olan hikâyeler bunlar. Hayatın alışılagelmiş ayrıntıları, günlük diyalogları Sarıkayanın kaleminde başka bir anlam ve şekil kazanıyor. Espriler birbirini kovalıyor, kahkahalar yüksek sesle atılıyor. İçten ve doğal bir dil kitabın tamamına hâkim oluyor. Benim de Söyleyeceklerim Var! günümüz yaşantısının bir uzantısı sanki. Monotonluktan uzak bir uzantı... Eğlenceli, neşeli ve farklı... Gelin onların hayatına katılalım, renklerin tadını çıkaralım!..
Umut Sarıkaya, çizerliğiyle olduğu kadar yazarlığıyla da anlatıyor kendini. Öykü ya da anı, ne derseniz deyin, bu kitaptaki metinler genç ve sıcak. Benim de Söyleyeceklerim Var! yazarın dergideki ve evdeki hayatından ya da çizer arkadaşları Ersin Kar... tümünü göster
Umut Sarıkaya, çizerliğiyle olduğu kadar yazarlığıyla da anlatıyor kendini. Öykü ya da anı, ne derseniz deyin, bu kitaptaki metinler genç ve sıcak. Benim de Söyleyeceklerim Var! yazarın dergideki ve evdeki hayatından ya da çizer arkadaşları Ersin Karabulut, Metin Üstündağ, Bahadır Baruter arasında geçen olaylardan kesitler sunuyor okuyucuya. Sıradan ve bir o kadar da komik olan hikâyeler bunlar. Hayatın alışılagelmiş ayrıntıları, günlük diyalogları Sarıkayanın kaleminde başka bir anlam ve şekil kazanıyor. Espriler birbirini kovalıyor, kahkahalar yüksek sesle atılıyor. İçten ve doğal bir dil kitabın tamamına hâkim oluyor. Benim de Söyleyeceklerim Var! günümüz yaşantısının bir uzantısı sanki. Monotonluktan uzak bir uzantı... Eğlenceli, neşeli ve farklı... Gelin onların hayatına katılalım, renklerin tadını çıkaralım!..
Umut Sarıkaya, çizerliğiyle olduğu kadar yazarlığıyla da anlatıyor kendini. Öykü ya da anı, ne derseniz deyin, bu kitaptaki metinler genç ve sıcak. Benim de Söyleyeceklerim Var! yazarın dergideki ve evdeki hayatından ya da çizer arkadaşları Ersin Kar... tümünü göster