Kim, uzun süredir mektup yazmayan nişanlısı Chris'i aramak üzere Sierra Leone'deki madene gitmiş fakat madenin patronu Dave Nelson'dan nişanlısının artık orada çalışmadığını, üstelik yerli bir kadınla yaşadığını öğrenmişti.
Geriye dönmekten başka bir şey yapamazdı artık: oysa dönüş yolculuğu için parası yoktu. Dave Nelson'un teklifini fazla düşünmeden kabul etti; geçici olarak evlenecekler, altı ay sonra Dave'in çalışma süresinin bitiminde İngiltere'ye birlikte döneceklerdi. Evliliği de orada bozarlardı artık...
Kim, bu planın aksayan bazı yönleri olduğunu fark etmekte geç kalmıştı...
Kim, uzun süredir mektup yazmayan nişanlısı Chris'i aramak üzere Sierra Leone'deki madene gitmiş fakat madenin patronu Dave Nelson'dan nişanlısının artık orada çalışmadığını, üstelik yerli bir kadınla yaşadığını öğrenmişti.
Geriye dön... tümünü göster
"Evliliğimiz dayanılmaz bir faciaydı."
Sara, Luke Elliot'la geçen iki yılını böyle tanımlıyordu. Kadınların hayran olduğu genç, yakışıklı ve zengin bir iş adamı olan Luke'un genç karısına ayıracak zamanı olmamış ve Sara panik içinde babasının yanına kaçmıştı. Fakat babasının ölümü onları yeniden karşılaştırmıştı. Oysa, aradan geçen iki yılın hiçbir etkisi olmamış gibiydi. Luke yine, yalnızca kendi bildiğinin doğruluğuna inanan, herkesi yönetimi altına alan tutumuyla Sara'yı rahatsız ediyordu.
"Evliliğimiz dayanılmaz bir faciaydı."
Sara, Luke Elliot'la geçen iki yılını böyle tanımlıyordu. Kadınların hayran olduğu genç, yakışıklı ve zengin bir iş adamı olan Luke'un genç karısına ayıracak zamanı olmamış ve Sara panik içi... tümünü göster
Polly, vardiyanın sonunda her zamanki gibi yorgun düşmüştü. Çantasını sırtına aldı ve marketten ayrıldı. Yağmur yeni durmuştu. Kaldırımlar ıslaktı ve sokak mis gibi kokuyordu. Trençkotunun fermuarını çekmeyi denememişti bile çünkü kocaman karnını kapatmanın tek yolu, çuval giymekti.
Bacakları bedenini taşımakta güçlük çekiyordu ama az kalmıştı. Yakında içindeki küçük dostu dünyaya gelecekti. Bebeğiyle ilgili hayallere öylesine dalmıştı ki önüne çıkan gölgenin ne olduğunu ilk anda anlayamadı. Biri omuzlarından tuttu ve onu durdurdu. Kalbi yerinden çıkacakmış gibi atıyordu.
Polly, vardiyanın sonunda her zamanki gibi yorgun düşmüştü. Çantasını sırtına aldı ve marketten ayrıldı. Yağmur yeni durmuştu. Kaldırımlar ıslaktı ve sokak mis gibi kokuyordu. Trençkotunun fermuarını çekmeyi denememişti bile çünkü kocaman karnını kap... tümünü göster
DIANA PALMER – BÜYÜK YALAN
Powell Long bir zamanlar Antonia Hayes’in nişanlısıydı...
Küçük kasabada çıkan dedikodular iki gencin aşkına zarar vermiş, Antonia’yı doğduğu topraklardan kaçmak zorunda bırakmıştı. Yıllar sonra genç kadının annesinin cenazesine Powell da gelmişti. Hem de kızıyla birlikte... Aradan dokuz yıl geçmiş olmasına rağmen o, halen Antonia’ya nefretle bakarken, Antonia onun yanındaki siyah saçlı küçük kıza güçlükle bakabilmişti. Bu çocuk, vaktiyle Powell’ın onu, Sally ile aldattığının nişanesi gibiydi.
Babalık, Powell’ın ne huysuz tabiatını ne de hayatı boyunca istediği kadına olan duygularını değiştirmişti. Antonia ile yüzleşmeyi çok istemesine rağmen, ona olan nefretini bir kenara bırakamıyordu. Dokuz yıl boyunca Antonia'nın hayatında neler olmuştu kim bilir...
Gerçekten masum muydu yoksa suçlu mu?
Yaşananlardan ötürü pişmanlık duyuyor muydu?
Şimdi bu kadar yorgun, bitkin ve solgun görünmesinin sebebi mutsuzluğu muydu yoksa bilmediği gerçekler miydi?
DIANA PALMER – BÜYÜK YALAN
Powell Long bir zamanlar Antonia Hayes’in nişanlısıydı...
Küçük kasabada çıkan dedikodular iki gencin aşkına zarar vermiş, Antonia’yı doğduğu topraklardan kaçmak zorunda bırakmıştı. Yıllar sonra genç kadının annesinin cen... tümünü göster