2017'de kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?
2017'de kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?
Sonraki cümlesinde beni nasıl büyüleyecek diye garip bir beklentiyle okuduğum, yudumladığım; her kelimenin kendi varlığının ötesinde çağrışımlara neden olduğu büyülü bir köy gezintisi.
İçinde, inci tanesi güzelliğinde ve olgunluğunda onlarca cümlenin barındığı tapılası eser; zihnime inen en güzel balyozlardan biri.
Sokağa çıkınca görebileceğiniz kadar gerçek olan insanların, büyülü bir evrende yaşıyorlarmış gibi tarif edilmesi; bu tariflerin sanki bir ömür biriktirilen cümlelerle kağıda dökülmesi insanı hayrete düşürüyor.
Ve hiç zorlanmadan yaratılan, mücevher değerinde cümleler:
"belki de berberin kendine sığmazlığı vardı orada; sözgelimi bir köyde, yine böyle bir dükkanda berber kılığında oturuyor ve arada bir başını çevirip buraya bakıyordu."
"köy, güneşin altında yaralı, beyaz bir hayvan gibi yatıyordu."
"şafak sökerken, sabah ezanından kopmuş heceler gibi yavaş yavaş dağılmıştı toplananlar; alacakaranlık sokakları geçip evlerine varmış ve kuş uykusuna yatmışlardı."
"herkes her şeyi görmekten körleşmişti."
"havada, her şeyi varoluşunun son çizgisine iten kalın, kalınlığı kadar da bükülmez binlerce telin gerginliği vardı."
"farklı eksikliklerin içine gizlenmiş bir fazlalık belki, bir eksiklik."
"oysa dışarıda hiç bir şey yokmuş, yani yağmurlar hala mevsimlerin ötesindeymiş. Toprağın sesi bu, demiş pencerenin dibinden, ağaçların sesi, taşların, kuşların. Her şeyi işitebiliyorum tanrım, kulaklarım delindi benim!"
Sonraki cümlesinde beni nasıl büyüleyecek diye garip bir beklentiyle okuduğum, yudumladığım; her kelimenin kendi varlığının ötesinde çağrışımlara neden olduğu büyülü bir köy gezintisi.
İçinde, inci tanesi güzelliğinde ve olgunluğunda onlarca cümle... tümünü göster
Tüm zamanların en ünlü gemisi Titanik, herkes tarafından bir deniz faciası nedeniyle tanınır oysa dev yolcu gemisinin ardında inanılmaz bir gizem saklıdır.
14 Nisan 1912'de batan dünyanın en ünlü gemisi Titanik'in hikayesi hala çok konuşulan trajedilerin başında gelir. Ancak ortada ilginç bir durum daha vardır. Morgan Robertson isimli bir denizcinin Titanik'in batışından 14 yıl evvel (1898) kaleme aldığı kurgu roman, Titanik'in hikayesi ile bire bir örtüşmektedir. Hatta Robertson'ın romanın da geminin adı bile Titan olarak geçmektedir.
Hayalinde dev bir yolcu gemisi vardı Robertson'ın, asla batmayan bir gemi. Bir aşk teması üzerine kurulu olan öykünün kahramanları bu Dev gemiye binip, İngiltere'den ABD'ye gidiyorlardır ve aşk hikayesi dünyanın en lüks gemisinde sürecektir. Ama öykünün hayali kahramanları beklenmedik bir sürprizle karşılaşacaklar ve bir deniz kazası batmaz denen gemiyi okyanusun dibine yollayacaktır;'Gözcü haykırdı;'Buzdağı!'Fakat dev gemi durmuyordu, sisler arasında görünen buzdağı yaklaşıyordu.Aşağıdan ise orkestranın ve eğlenen insanların sesleri duyuluyordu.Buzdağı gemiye ulaştı, bu arada gemi yan dönmüştü. Buzdağı Titan'ın sancak tarafına çarptı. Birkaç dakika sonra gemi yan yattı, yara öldürücüydü buzdağı Titan'ın bordasını jilet gibi keserek, parçalamıştı.'
Morgan Robertson; Titanik batmadan 14 yıl önce, gemiyle ve kazayla ilgili her şeyi tıpatıp aynen nasıl yazmıştı? Rastlantı mıydı? Robertson Mart 1915 'te öldü. Yani gerçek Titanik'in batışından 3 yıl sonra… Ve hiç kimse Robertson'la ilgilenmedi, yine kimse fark etmedi ve hiç kimse onun 14 yıl önce Titanik'in aynen nasıl hikayesini anlatabildiğini merak etmedi. İşte Robertson'ın bu romanı ilk kez Türk okuruyla buluşuyor.
Tüm zamanların en ünlü gemisi Titanik, herkes tarafından bir deniz faciası nedeniyle tanınır oysa dev yolcu gemisinin ardında inanılmaz bir gizem saklıdır.
14 Nisan 1912'de batan dünyanın en ünlü gemisi Titanik'in hikayesi hala çok konuş... tümünü göster
Korku romanlarının büyük ustası bu kitapla sanatının doruğunda... Stephen Kingin uçsuz bucaksız hayal gücünün yarattığı dehşet verici olaylar ve acı bir mizahla dolu bir şaheser...Ümitsizliğin pençesinde kıvranan insanın ölümcül kötülüğe dönüşmesi bu kitaptaki öykülerin özünü oluşturuyor.
Korku romanlarının büyük ustası bu kitapla sanatının doruğunda... Stephen Kingin uçsuz bucaksız hayal gücünün yarattığı dehşet verici olaylar ve acı bir mizahla dolu bir şaheser...Ümitsizliğin pençesinde kıvranan insanın ölümcül kötülüğe dönüşmesi bu... tümünü göster
Carrie, hayatı boyunca annesi tarafından suistimal edilmiş, okul arkadaşları tarafından aşağılanmış bir kızdır. Annesinin aşırı ama çok aşırı tutuculuğu, cinselliği günahtan öte görmesi ve kelimenin tam anlamıyla deli olması Carrie'nin hayatını mahvetmektedir. Okuldaki toplu banyo sırasında ilk adetini yaşayan ve arkadaşları tarafından acımasızca aşağılanan Carrie'nin telekinesis gücü o andan itibaren baş göstermeye başlar. Ve bu noktadan sonra geri dönüşü olmayan bazı şeyler olur.
Carrie, hayatı boyunca annesi tarafından suistimal edilmiş, okul arkadaşları tarafından aşağılanmış bir kızdır. Annesinin aşırı ama çok aşırı tutuculuğu, cinselliği günahtan öte görmesi ve kelimenin tam anlamıyla deli olması Carrie'nin hayatını ... tümünü göster
Gerçek hikâyeler kurgudan çok daha tuhaftır, Dr. Gary Small da bunu gayet iyi biliyor. Psikiyatriyle ve insan beyni üstüne çığır açıcı araştırmalarla geçen otuz yıl içinde Dr. Small pek çok şey görmüş. Şimdi ofisinin kapılarını açmaya ve kariyerinin en gizemli, ilginç ve tuhaf hastalarını anlatmaya hazır.
Bu kitap bir psikiyatristin zihnine ve onun giderek gelişim gösteren mesleki yaşamına yapılan aydınlatıcı bir yolculuk. Aynı zamanda bu branşın ve daha önce görülmemiş, tanısı koyulmamış çeşitli akıl hastalıklarının perde arkasına da bir bakış... Kitabı okurken kendinizi, bizi insan yapan şaşırtıcı tuhaflıklar üstüne düşünürken bulacaksınız.
Sıkça komik, kimi zaman trajik ve daima etkileyici Dr. Small, sizleri kariyeri içinde Boston'un kalabalık acil servis koridorlarından başlayıp ülke elitlerinin multimilyon dolarlık kayak localarına dek uzayan bir geziye çıkarıyor. Bu gezi sırasında birbirinden tuhaf gerçek karakterleri anlatırken, bir yandan da esrarengiz histerik körlükle, penisinin küçüldüğüne inanan bir adamla, gizli sürdürülen çifte hayatlarla ve ürkütücü derecede psikotik romantik arzularla baş ediyor. Akıl hocası kendi hastası olduğunda Dr. Small'un kariyeri ve kişisel hayatı tam bir döngüyü tamamlıyor ve Small'un kimsenin zihinsel araştırmanın ötesinde olmadığını anlamasını sağlıyor; kendisinin bile...
(Tanıtım Bülteninden)
Gerçek hikâyeler kurgudan çok daha tuhaftır, Dr. Gary Small da bunu gayet iyi biliyor. Psikiyatriyle ve insan beyni üstüne çığır açıcı araştırmalarla geçen otuz yıl içinde Dr. Small pek çok şey görmüş. Şimdi ofisinin kapılarını açmaya ve kariyerinin ... tümünü göster