night

Profil Resmi
0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 0 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
night okumuş.
Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç

Türk edebiyatının kilometre taşlarından biri olan Hüseyin Rahmi Gürpınar, günlük yaşamı dile getirirken mizah ögesini her zaman ön plana çıkartmıştır. Bu kitapta yer alan Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç ve Melek Sanmıştım Şeytanı adlı yapıtları genç okurlarımız için özenle sadeleştirilmiştir. Dünyaya çarpması beklenen Halley kuyrukluyıldızı bu felakete yol açmaz ama İstanbul insanının hayatında epey bir çalkantıya yol açar. Melek Sanmıştım Şeytanı adlı öykü derlemesinde ise yine döneminin İstanbul halkının mahalle aralarında yaşadıkları, evlerin içinde olup bitenler büyük bir canlılıkla çizilir.Edebiyatla ilk kez tanışanları bile edebiyat tutkunu haline getiren kalemlerden bir olan Hüseyin Rahmi Gürpınarın tüm yapıtları Everest Yayınları tarafından baskıya hazırlanmaktadır.

Türk edebiyatının kilometre taşlarından biri olan Hüseyin Rahmi Gürpınar, günlük yaşamı dile getirirken mizah ögesini her zaman ön plana çıkartmıştır. Bu kitapta yer alan Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç ve Melek Sanmıştım Şeytanı adlı yapıtları ge... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 12 yıl, 2 ay
Profil Resmi
night okumuş.
Yeşil (Çember, #0)

Çember Nerede Başlıyor?

''Çoğu serinin aksine, Çember Serisi tamamen döngüseldir; yani Kitap Sıfır olan Yeşil, hem henüz Siyah, Kırmızı veya Beyaz’ı okumamış olanlar için seriyi başlatır, hem de Siyah, Kırmızı ve Beyaz’ı okumuş olanlar için seriyi tamamlar. Korkmayın, hikâye hem çember hem de sıfır gibi kesintisiz işler. Seçim size kalmış. İster Siyah’la başlayıp, sonra Kırmızı, Beyaz’ı okuyun ve Yeşil’le bitirin. İster Yeşil’le başlayın, Siyah, Kırmızı ve Beyaz’la devam edin. Derinlere dalın.''

-Ted Dekker

Çember Nerede Başlıyor?

''Çoğu serinin aksine, Çember Serisi tamamen döngüseldir; yani Kitap Sıfır olan Yeşil, hem henüz Siyah, Kırmızı veya Beyaz’ı okumamış olanlar için seriyi başlatır, hem de Siyah, Kırmızı ve Beyaz’ı okumuş olanlar i... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 12 yıl, 2 ay
Profil Resmi
night okumuş.
Simyacı

Simyacı, İspanya'dan kalkıp Mısır Piramitlerinin eteklerinde hazinesini aramaya giden Endülüslü çoban Santiago'nun masalsı yaşamının felsefi öyküsü. Sanki bir nasihatnâme: Yazgına nasıl egemen olacaksın, mutluluğunu nasıl kuracaksın? sorularına yanıt arayan bir hayat ve ahlak kılavuzu. Mistik bir peri masalına benzeyen romanın altı yılda, yedi milyondan fazla okur bulmasının gizi, kuşkusuz, onun bu kılavuzluk niteliğinden kaynaklanıyor. Simyacı'yı okumak, herkes daha uykudayken, güneşin doğuşunu seyretmek için şafak vakti uyanmaya benziyor.

Simyacı, Brezilyalı eski şarkı sözü yazarı Paulo Coelho'nun, yayınlandığı 1988 yılından bu yana dünyayı birbirine katan, eleştirmenler tarafından bir fenomen olarak değerlendirilen üçüncü romanı. Simyacı, altı yılda kırk iki ülkede yedi milyondan fazla sattı. Bu, Gabriel Garcia Marquez'den bu yana görülmemiş bir olay. Yüreğinde, çocukluğunu yitirmemiş olan okurlar için bir klasik kimliği kazanan Simyacıyı Saint-Exupéry'nin Küçük Prens'i ve Richard Bach'ın Martı Jonathan Livingston'u ile karşılaştıranlar var.

Simyacı, İspanya'dan kalkıp Mısır Piramitlerinin eteklerinde hazinesini aramaya giden Endülüslü çoban Santiago'nun masalsı yaşamının felsefi öyküsü. Sanki bir nasihatnâme: Yazgına nasıl egemen olacaksın, mutluluğunu nasıl kuracaksın? sorula... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 12 yıl, 2 ay
Profil Resmi
night okumuş.
Semerkant

Titanicte Rubaiyat! Doğunun çiçeği Batının Çiçekliğinde! Ey Hayyam! Yaşadığımız şu güzel anı görebilseydim!Amin Maalouf, Afrikalı Leodan (YKY, 1993) sonra bu kez Doğuya, İrana bakıyor. Ömer Hayyamın Rubaiyatının çevresinde dönen içiçe iki öykü... 1072 yılında, Hayyamın Semerkantında başlayan ve 1912de Atlantikte bit(mey)en bir serüven... Bir elyazmasının yazılışının ve yüzlerce yıl sonra okunurken onun ve İranın tarihinin de okunuşunun öyküsü/tarihi... TADIMLIKBazen Semerkantta, ağır ve kasvetli bir günün bitiminde, kentin işsiz güçsüz takımı, baharat çarşısının yanı başındaki iki meyhane çıkmazında, Sogd ülkesinin kokulu şarabını içmek için değil, ama gelen gideni gözetlemek ya da çakırkeyif bir kaç akşamcıya saldırmak için dolanıp durur. Ele geçirilen kişi yere serilir, hakaret edilir, baştan çıkartan şarabın kızıllığını ona yüz yıllar boyu hatırlatacak olan bir cehennem ateşine sokulur.İşte Rubaiyat, 1072 yazında, böyle bir olay üzerine yazılmaya başlandı. Ömer Hayyam yirmi dört yaşındaydı ve bir süredir Semerkantta bulunuyordu. O akşam, meyhaneye mi gitmişti yoksa dolaşıp dururken rastlantılar mı onu oraya sürüklemişti? Bilinmeyen bir kenti arşınlamanın taze keyfi, biten günün binlerce biçim alışına açık gözlerle bakış... Gelincik Tarlası Sokağında bir küçük oğlan, aşırdığı elmayı göğsünde tutarak tabanları yağlıyor; çuhacılar çarşısında bir dükkânın içinde, bir kandilin kör ışığında tavla partisi sürüyor, iki zar atışından sonra bir küfür ve tıkırtılı bir gülüş duyuluyordu. İplikçiler geçidinde ise, katırcının biri çeşmenin önünde durup yüzünü yıkıyor, sonra da uyuya kalan çocuğunu öpercesine, dudaklarını uzatıp musluğa eğiliyor, susuzluğunu giderdikten sonra ıslak avuçlarını yüzünde gezdirip şükrediyor, içi boş bir karpuzu yerden alarak su ile dolduruyor ve hayvanının başından aşağıya, o da içebilsin diye boca ediyordu.Tütüncüler Meydanında, gebe bir kadın Hayyama yaklaştı. Peçesini açtığında ancak onbeş yaşında olduğu anlaşılıyordu. Tek söz etmeden, çocuksu dudaklarında tek gülümseme olmadan, Hayyamın elindeki kestanelerden bir kaçını çalıverdi. Hayyam şaşırmadı. Bu Semerkantda eski bir inanıştı. Bir anne adayı, sokakta hoşuna giden bir yabancıya rastlarsa, yiyeceğini elinden almak cesaretini gösterebilmeliydi. Böylece, doğacak çocuk, onun kadar yakışıklı, onun gibi ince uzun, onun kadar soylu ve düzgün hatlara sahip olacaktır. Ömer, uzaklaşan kadına bakarken, elinde kalan kestaneleri yemeye devam etti. O sırada duyduğu bir uğultu, hızlanmasına yol açtı. Az sonra kendini, zincirinden boşanmış bir güruhun ortasında buluverdi. Kolları ve bacakları upuzun, beyaz saçları dağılmış bir ihtiyar, yere serilmiş, çığlıkları öfke ve korkudan hıçkırığa dönüşmüştü. Gözleriyle yeni gelene yalvarmaktaydı. Zavallının çevresini, yirmi kadar titrek sakallı, sopalı adam almış, az ötede keyifli bir seyirci kitlesi birikmişti. Aralarından biri, Hayyamın kızgın yüzünü görünce: Önemli değil, bu Uzun Cabirden başkası değil dedi. Ömer sıçradı, bir utanç dalgası gelip boğazında düğümlendi, kendi kendine: Cabir, Ebu Alinin arkadaşı! diye söylendi. Ebu Ali, aslında sık rastlanan bir isimdi. Ama ister Buharada olsun, ister Cordobada, ister Belhde olsun, ister Bağdatta, adı saygı ile anılırsa, kim olduğu kolaylıkla anlaşılır. Bu, İbn-i Sinadan başkası değildir. Batıda Avicenne diye bilinen! Ömer onu tanımış değildi. Onun ölümünden onbir yıl sonra doğmuş, ama onu, kuşağının en büyük ustası, bütün bilimlerin üstadı, Mantık havarisi olarak kabul etmişti. Hayyam tekrar söylendi: Cabir, Ebu Alinin en sevdiği arkadaşı! Cabiri gerçi ilk kez görüyordu ama, talihsiz yaşamı hakkında bilgisi vardı. İbn-i Sina, Cabiri kendi halefi sayar, yalnız düşüncelerini sergilemedeki ataklılığını ve pervasızlığını eleştirirdi. Cabir, bu kusuru yüzünden günlerce hapis yatmış, meydan dayağına çekilmiş, son kamçılanması Büyük Semerkant Meydanında, ailesinin gözleri önünde gerçekleşmişti. Cabir bu hareketi asla unutmamıştı. Cesur, gözüpek bir adam iken nasıl olmuştu da böyle ihtiyara dönüşmüştü? Herhalde karısının ölümü yüzünden! Karısı öldükten sonra, yırtık pırtık giysilerle, sendeleye sendeleye, saçma sapan konuşarak dolaşmaya başlamıştı. Cabirin peşinden, gülüşüp bağrışan, ellerini çırpan, attıkları taşlarla onun, gözlerinden yaş akıtacak kadar, canını yakan bir çocuk ordusu giderdi.

Titanicte Rubaiyat! Doğunun çiçeği Batının Çiçekliğinde! Ey Hayyam! Yaşadığımız şu güzel anı görebilseydim!Amin Maalouf, Afrikalı Leodan (YKY, 1993) sonra bu kez Doğuya, İrana bakıyor. Ömer Hayyamın Rubaiyatının çevresinde dönen içiçe iki öykü... 107... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 12 yıl, 2 ay
Profil Resmi
night okumuş.
Çırak (Rizzoli & Isles, #2)

CERRAH GERİ DÖNÜYOR… VE BU KEZ YALNIZ DEĞİL…

Boston dedektifi Jane Rizzoli, Cerrahın elinden yeni kurtulmuş, kâbuslarının sona erdiğini düşünmeye başlamıştır ki, yeni ortaya çıkan bir seri katilin peşine düşmek zorunda kalır. Ancak bu yeni katilin yöntemlerinin Cerrahınkilere olan benzerliği ürkütücüdür. Davayla ilgili herkesten daha çok şey bilen gizemli bir FBI ajanının ortaya çıkışı Rizzoli’nin işini kolaylaştırmaktan çok daha da zorlaştıracaktır. Uzun yıllardır birlikte çalıştığı ortağının yardımı olmadan tek başına savaşmak zorunda olan dedektif, korkularıyla ve kâbuslarıyla yüzleşip Cerraha ve “çırağına” meydan okumaya hazırlanmaktadır.

“Bu kitabın kapağını açmadan önce ışıkları yakmayı, dolapların içini kontrol etmeyi ve kapıları kilitlemeyi unutmayın.” PEOPLE

“Ustaca ve ürkütücü… Gerilimi ensenizde hissedeceksiniz.”
THE WASHINGTON POST BOOK WORLD

“Tam anlamıyla korkunç… Kitabı okuyacağım diye uykularımdan oldum ve uzun süre kendime gelemedim. Gerilim hiç bitmiyor, Gerritsen’in karakterleri bir neşter gibi derine iniyor.”
BEŞİNCİ TÜP’ün yazarı MICHAEL PALMER

“Gerritsen’in romanlarında bağımlılık yaratan bir şeyler var… Gözlerinizi sayfadan ayıramıyorsunuz; akıp gidiyor. Vakit gece yarısını geçip sabaha dönmesine, içinizin ürpermesine, tüylerinizin diken diken olmasına aldırmadan okuyorsunuz…”
MAINE SUNDAY TELEGRAM

“Kendinden emin bir cerrahın neşteri gibi keskin… Tess Gerritsen bütün ustalığıyla gerilim romanları arasındaki yerini sağlamlaştırıyor.”
PUBLISHER’S WEEKLY

“Gerritsen hayranlarını hayal kırıklığına uğratmayacak bir roman… Yeni okurların bu heyecanı keşfetmesi için iyi bir fırsat…”
BOOKLIST

CERRAH GERİ DÖNÜYOR… VE BU KEZ YALNIZ DEĞİL…

Boston dedektifi Jane Rizzoli, Cerrahın elinden yeni kurtulmuş, kâbuslarının sona erdiğini düşünmeye başlamıştır ki, yeni ortaya çıkan bir seri katilin peşine düşmek zorunda kalır. Ancak bu yeni katili... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 12 yıl, 2 ay
Profil Resmi
night okumuş.
Cerrah (Rizzoli & Isles, #1)

Bu romanın her satırından kan sızıyor... Dr. Catherine Cordell Savannahda seri cinayetler işleyen bir katilin vahşi saldırısına uğramıştır. Saldırgandan onu silahla vurarak kurtulmayı başarmıştır. Şimdi Bostondadır. Ancak başka bir katil bu kentte de gerilim yaratmaktadır. Kadınların rahimlerini kesip alan ve korkunç işkencelere tabi tutan adama Cerrah adı verilmektedir. Catherine Cordell birdenbire bu katilin de hedefi haline gelecektir

Bu romanın her satırından kan sızıyor... Dr. Catherine Cordell Savannahda seri cinayetler işleyen bir katilin vahşi saldırısına uğramıştır. Saldırgandan onu silahla vurarak kurtulmayı başarmıştır. Şimdi Bostondadır. Ancak başka bir katil bu kentte de... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 12 yıl, 2 ay
Daha Fazla Göster

night şu an ne okuyor?

night şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (1 yazar)

Favori yazarı yok.