Bridget Jones Deliriyorum Bu Çocuğa, Bridget Jones geri döndü! Hem de ne dönüş...
Fazla kilolar almış başını gidiyor, çikolata hâlâ en zayıf nokta, evde her yer birbirine girmiş ve tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de aşk belası başında!
Evet, Bridget artık iki çocuklu bekâr bir anne ve olgun bir kadın. Kırışıklıklarını fazla dert etmemeye çalışarak yazarlık kariyerine ve çekirdek ailesine odaklanmaya çalışsa da işler her zaman planladığı gibi gitmiyor. Modern kadının günlük hayatta yaşadığı güçlükler onu da zorluyor. Şu sıfır beden pantolonlara girmek için ne yapmalı? Botoksu denemeli mi? Yeni tanıştığı yakışıklı ve gizemli çocukla kaçıncı buluşmadan sonra sevişmeli??Evlilik fikrine bir şans daha vermeli mi yoksa bu maceracı ruhu, yaşlanmaya karşı bir panzehir olarak mı kullanmalı? İşte yeni sorular, yeni maceralar… Fakat bu kez Bridget'in elinde bilgece bir silah var: deneyim.
"Bu kadını kim sevmez ki!"
-The New York Times-
"E-postalar, tweetler, flörtöz mesajlar havada uçuşuyor… Bridget için günlük hayatın en sıkıcı yanlarında bile espriyi patlatacak bir nokta var. Tam bir çılgın!"
-Chicago Tribune-
"Bridget hâlâ eskisi gibi şaşkın, ama bu kez çok daha cesur. Hayaller ile gerçeklerin buluşma noktasına davetlisiniz…"
-Time-
"Büyük maceralar yaşadığınız fakat yıllardır görmediğiniz bir dostunuzla tekrar karşılaşmışsınız gibi…"
-Closer-
(Tanıtım Bülteninden)
Bridget Jones Deliriyorum Bu Çocuğa, Bridget Jones geri döndü! Hem de ne dönüş...
Fazla kilolar almış başını gidiyor, çikolata hâlâ en zayıf nokta, evde her yer birbirine girmiş ve tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de aşk belası başında!
Evet, Brid... tümünü göster
Bridget Jones Deliriyorum Bu Çocuğa, Bridget Jones geri döndü! Hem de ne dönüş...
Fazla kilolar almış başını gidiyor, çikolata hâlâ en zayıf nokta, evde her yer birbirine girmiş ve tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de aşk belası başında!
Evet, Bridget artık iki çocuklu bekâr bir anne ve olgun bir kadın. Kırışıklıklarını fazla dert etmemeye çalışarak yazarlık kariyerine ve çekirdek ailesine odaklanmaya çalışsa da işler her zaman planladığı gibi gitmiyor. Modern kadının günlük hayatta yaşadığı güçlükler onu da zorluyor. Şu sıfır beden pantolonlara girmek için ne yapmalı? Botoksu denemeli mi? Yeni tanıştığı yakışıklı ve gizemli çocukla kaçıncı buluşmadan sonra sevişmeli??Evlilik fikrine bir şans daha vermeli mi yoksa bu maceracı ruhu, yaşlanmaya karşı bir panzehir olarak mı kullanmalı? İşte yeni sorular, yeni maceralar… Fakat bu kez Bridget'in elinde bilgece bir silah var: deneyim.
"Bu kadını kim sevmez ki!"
-The New York Times-
"E-postalar, tweetler, flörtöz mesajlar havada uçuşuyor… Bridget için günlük hayatın en sıkıcı yanlarında bile espriyi patlatacak bir nokta var. Tam bir çılgın!"
-Chicago Tribune-
"Bridget hâlâ eskisi gibi şaşkın, ama bu kez çok daha cesur. Hayaller ile gerçeklerin buluşma noktasına davetlisiniz…"
-Time-
"Büyük maceralar yaşadığınız fakat yıllardır görmediğiniz bir dostunuzla tekrar karşılaşmışsınız gibi…"
-Closer-
(Tanıtım Bülteninden)
Bridget Jones Deliriyorum Bu Çocuğa, Bridget Jones geri döndü! Hem de ne dönüş...
Fazla kilolar almış başını gidiyor, çikolata hâlâ en zayıf nokta, evde her yer birbirine girmiş ve tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de aşk belası başında!
Evet, Brid... tümünü göster
Bridget Jones Deliriyorum Bu Çocuğa, Bridget Jones geri döndü! Hem de ne dönüş...
Fazla kilolar almış başını gidiyor, çikolata hâlâ en zayıf nokta, evde her yer birbirine girmiş ve tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de aşk belası başında!
Evet, Bridget artık iki çocuklu bekâr bir anne ve olgun bir kadın. Kırışıklıklarını fazla dert etmemeye çalışarak yazarlık kariyerine ve çekirdek ailesine odaklanmaya çalışsa da işler her zaman planladığı gibi gitmiyor. Modern kadının günlük hayatta yaşadığı güçlükler onu da zorluyor. Şu sıfır beden pantolonlara girmek için ne yapmalı? Botoksu denemeli mi? Yeni tanıştığı yakışıklı ve gizemli çocukla kaçıncı buluşmadan sonra sevişmeli??Evlilik fikrine bir şans daha vermeli mi yoksa bu maceracı ruhu, yaşlanmaya karşı bir panzehir olarak mı kullanmalı? İşte yeni sorular, yeni maceralar… Fakat bu kez Bridget'in elinde bilgece bir silah var: deneyim.
"Bu kadını kim sevmez ki!"
-The New York Times-
"E-postalar, tweetler, flörtöz mesajlar havada uçuşuyor… Bridget için günlük hayatın en sıkıcı yanlarında bile espriyi patlatacak bir nokta var. Tam bir çılgın!"
-Chicago Tribune-
"Bridget hâlâ eskisi gibi şaşkın, ama bu kez çok daha cesur. Hayaller ile gerçeklerin buluşma noktasına davetlisiniz…"
-Time-
"Büyük maceralar yaşadığınız fakat yıllardır görmediğiniz bir dostunuzla tekrar karşılaşmışsınız gibi…"
-Closer-
(Tanıtım Bülteninden)
Bridget Jones Deliriyorum Bu Çocuğa, Bridget Jones geri döndü! Hem de ne dönüş...
Fazla kilolar almış başını gidiyor, çikolata hâlâ en zayıf nokta, evde her yer birbirine girmiş ve tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de aşk belası başında!
Evet, Brid... tümünü göster
Zülfü Livaneli, zengin bir insan panoramasıyla İstanbul'un derinliklerine inerken şehrin büyülü, ama bir o kadar da acımasız atmosferiyle buluşturduğu okuru sıra dışı yolculuğa çıkarıyor.
2014 yılı Aralık ayının son günleri… Yedi yıldızlı Konstantiniyye Oteli'nin açılış günü ve erken bir yılbaşı kutlaması… İstanbul'un seçkin, kalburüstü simaları, Sultanahmet'teki eski Bizans sarayının kalıntıları üzerine yapılan otelde bir araya geliyor. Aralarında kimler yok ki? Politikacılar, belediye başkanları, Amerikan büyükelçisi, Fener Rum patriği, ünlü gazeteciler, gazete patronları, televizyon "yıldızlar"ı, eski ve yeni zenginler, büyük işadamları…
İstanbul'un yüzlerce yıldır yeraltında yatan ölüleri de davete çağrılmadıkları halde arzı endam etmekte sakınca görmeyip bu cümbüşe dahil oluyorlar. Ve elbette, bir otelin olmazsa olmaz çalışanları, garsonları, komileri, güvenlik görevlileri…
Velhasıl Konstantiniyye Oteli, aslında binlerce yıllık koskoca bir şehir olarak çıkıyor karşımıza. Değişen, dönüşen, ama barındırdığı şiddet nedense aynı kalan bir şehir…
(Tanıtım Bülteninden)
Zülfü Livaneli, zengin bir insan panoramasıyla İstanbul'un derinliklerine inerken şehrin büyülü, ama bir o kadar da acımasız atmosferiyle buluşturduğu okuru sıra dışı yolculuğa çıkarıyor.
2014 yılı Aralık ayının son günleri… Yedi yıldızlı K... tümünü göster
Zülfü Livaneli, zengin bir insan panoramasıyla İstanbul'un derinliklerine inerken şehrin büyülü, ama bir o kadar da acımasız atmosferiyle buluşturduğu okuru sıra dışı yolculuğa çıkarıyor.
2014 yılı Aralık ayının son günleri… Yedi yıldızlı Konstantiniyye Oteli'nin açılış günü ve erken bir yılbaşı kutlaması… İstanbul'un seçkin, kalburüstü simaları, Sultanahmet'teki eski Bizans sarayının kalıntıları üzerine yapılan otelde bir araya geliyor. Aralarında kimler yok ki? Politikacılar, belediye başkanları, Amerikan büyükelçisi, Fener Rum patriği, ünlü gazeteciler, gazete patronları, televizyon "yıldızlar"ı, eski ve yeni zenginler, büyük işadamları…
İstanbul'un yüzlerce yıldır yeraltında yatan ölüleri de davete çağrılmadıkları halde arzı endam etmekte sakınca görmeyip bu cümbüşe dahil oluyorlar. Ve elbette, bir otelin olmazsa olmaz çalışanları, garsonları, komileri, güvenlik görevlileri…
Velhasıl Konstantiniyye Oteli, aslında binlerce yıllık koskoca bir şehir olarak çıkıyor karşımıza. Değişen, dönüşen, ama barındırdığı şiddet nedense aynı kalan bir şehir…
(Tanıtım Bülteninden)
Zülfü Livaneli, zengin bir insan panoramasıyla İstanbul'un derinliklerine inerken şehrin büyülü, ama bir o kadar da acımasız atmosferiyle buluşturduğu okuru sıra dışı yolculuğa çıkarıyor.
2014 yılı Aralık ayının son günleri… Yedi yıldızlı K... tümünü göster