Bir kadının yüreği sırlarla dolu bir denizdir...
Gerçek aşkı yaşadığına inanan ünlü yazar Emily Wilson, kocasının başka bir kadını ona tercih ettiğini öğrenince, hayal kırıklığına uğrar. Tüm bu olanlara rağmen yine de tek bir damla gözyaşı dökmez.
Büyük yengesi Bee, Mart ayını Bainbridge Adası'nda geçirmesi için onu davet eder. Emily ruhunda açılan yaraların iyileşmesi umuduyla, bu teklifi kabul eder.
Adanın mistik havasıyla huzuru yakalamaya çalışan Emily, 1943 yılında yazılmış kırmızı kadife kaplı bir günlük bulur. Bu günlük onu geçmişin tozlu sayfalarına hapsolan gerçek bir aşk hikâyesine ve altmış yıllık bir aile sırrına götürecektir...
Umudun, hüznün ve pişmanlığın bir arada işlendiği büyüleyici bir roman… İlk kitabı Mart Menekşeleri ile Library Journal En İyi Kitap Ödülü'ne layık görülen Sarah Jio, insan kalbinin, ne kadar hatalı olursa olsun sevdiklerimizi her zaman affedeceğini eşsiz bir dille anlatıyor.
"Aşk, tarih ve gizem… Daha ne olsun? Mart Menekşeleri, geçmişimizin er ya da geç sürprizlerle karşımıza çıkacağını hatırlatan muhteşem bir roman."
Jodi Picoult
"Tarih, gizem ve aşkın mükemmel bir karışımı… Bu romanı elinizden düşüremeyeceksiniz."
Library Journal
Bir kadının yüreği sırlarla dolu bir denizdir...
Gerçek aşkı yaşadığına inanan ünlü yazar Emily Wilson, kocasının başka bir kadını ona tercih ettiğini öğrenince, hayal kırıklığına uğrar. Tüm bu olanlara rağmen yine de tek bir damla gözyaşı dökmez.... tümünü göster
Tutku…
Güzellik…
Aşk ve savaş. Sadece gönüllerin değil alınların, kemiklerin ve gözlerin alev alev yandığı savaş.
Kahramanlarını, Yavuz Sultan Selim’i de Şah İsmail’i de tarihin merdivenlerinde bir basamak aşağı indiren bir basamak yukarı çıkaran savaş.
Çaldıran...
Şimdi Çaldıran ne 500 yıl geride ne 500 yıl ileride.
Savaş tasında büyücünün gördüğü neydi?
Kızılbaşlık!
Sünnilik!
İktidar hırsı.
Aşkın bir çökelti gibi dondurduğu zaman!
Korku? Ya o?
Yazar biraz da korkuların üstüne gidendir.
Tarih ileriye doğru çözüldükçe ağacın kökleri de görülecektir.
Alevi de Sünni de bağlıdır o köke. Birdir o toprakta.
Gölgeler büyümüşse ışığı değil korkuyu yenmek gerekir.
Karanlık ve kör ışığın egemenliği boğmasın artık nesilleri.
Ve işte bir kez daha aşk!
Şiir kadar iktidar atında rüzgâra ve ateşe doğru yol alan iki hükümdar.
Şah ve Sultan…
Dünya incisi zarif ve asil kadınlar. Yeminlerine bağlı erkekler.
Masal kadar gerçek.
Büyüleyici olduğu kadar umut verici.
Şah&Sultan her cümlesi aşkla okunacak bir kitap.
İskender Pala’dan…
Tutku…
Güzellik…
Aşk ve savaş. Sadece gönüllerin değil alınların, kemiklerin ve gözlerin alev alev yandığı savaş.
Kahramanlarını, Yavuz Sultan Selim’i de Şah İsmail’i de tarihin merdivenlerinde bir basamak aşağı indiren bir basamak yukarı çı... tümünü göster
oğuzselda şu anda kitap okumuyor.