"Nergis o sabah uyandığında yanında yatan adam, zaten yıllarca yatağın aynı tarafında yatmıştı. Fakat yıllardır da ayrı yatıyorlardı. An itibarıyla sırtı ona dönüktü. Nergis'in boş bakan gözleri kocasının ensesinde bir noktaya kilitlendi. Saçların bittiği yerde dışarı doğru fırlayan iri tümsek de neyin nesiydi? Kızılımsı kahverengi iğrenç bir çıkıntı. Kafka'yı hiç okumamış olsa da, uyku sersemi Nergis, ilk anda bunun bir böcek olabileceğini düşündü. İrkildi."
Romanlarda karakterler ile aramızdaki mesafeyi ne belirler? Karakterler bir anda kapı komşumuz, ablamız, kardeşimiz, eşimiz, annemiz, babamız... hatta kendimiz kadar yakın olduğunda mesafeler daralır mı?
Cüceler'de mesafeler adeta ortadan kalkıyor. "Kutsal ailenin dokunulmazlığı"na cesurca dokunan bu romanda, bir kız çocuğu, bir abla, mevki sahibi bir adamın karısı ve de iki çocuk annesinin bugüne kadar kimsenin pek de merak etmediği hayat hikâyesine, başka deyişle bir kadının var olma devinimine tanık oluyoruz ve bu tanıklığımıza romanın sıra dışı kurgusu ve anlatım tarzı da eşlik ediyor.
(Tanıtım Bülteninden)
"Nergis o sabah uyandığında yanında yatan adam, zaten yıllarca yatağın aynı tarafında yatmıştı. Fakat yıllardır da ayrı yatıyorlardı. An itibarıyla sırtı ona dönüktü. Nergis'in boş bakan gözleri kocasının ensesinde bir noktaya kilitlendi.... tümünü göster
okusen şu anda kitap okumuyor.