phiword

Profil Resmi
2 takip ettiği ve 8 takip edeni var. 0 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
phiword okuma durumunu güncelledi.
Tutunamayanlar

Sayfa: 389/724
%53

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 2 ay
Profil Resmi
phiword okuma durumunu güncelledi.
Tutunamayanlar

Sayfa: 304/724
%41

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 7 ay
Profil Resmi
phiword okuma durumunu güncelledi.
Tutunamayanlar

Sayfa: 183/724
%25

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 10 ay
Profil Resmi
phiword okumuş.
Yeşil Kiraz 2

Kiraz, ailesinin sürdürdüğü yaşam biçimini beğenmeyen, gözü yükseklerde bir genç kızdır.Çevresiyle sürekli olarak, sosyal, kültürel ve ruhsal çatışma içindedir. Çocukluğundan beri hep toplum içinde sınıf atlamayı düşlemektedir. Bunlar yetmiyormuş gibi bir de coşku, yalan ve korkularla örülmüş, doyumsuz bir aşk serüveninin içinde bulur kendini... Tutkularının tutsağı olan Kiraz, toplumun değişik kesimlerinde, birbirinden ilginç yaşam biçimlerini denerken, türlü türlü insan tiplerini gözlerken, kısacası kabuğundan kurtulup yükseklere kanat açmaya çabalarken, onunla birlikte olmak ister misiniz sevgili gençler?TADIMLIKYeşil KirazKiraz, o gün, yaşama dört elle sarılmakla, yaşamdan kopma durumunda, bocalıyordu. Kıldan ince, kılıçtan keskin bir çizgi üzerindeydi.Hiç kimseyle konuşmak istemiyordu. Ruhsal, zihinsel, hatta bedensel yönden, tükenmiş gibiydi. Bu yüzden, sabahın erken saatinde, evden fırlayıp çıkmış, sokaklara vurmuştu kendini. Yavaş yavaş, düşüne düşüne, yürüyordu.Kendisiyle, içsel bir hesaplaşmaya girişmişti. Dünüyle bugünüyle yaşamını irdeliyor, yarınları, omuzlarında taşıyıp taşıyamayacağını, kestirmeye çabalıyordu.Caddenin taşıt gürültüsünden kaçmak için, ara sokakları yeğlemişti. İlkokula giderken, her gün, o sokaklardan geçerdi. Saç örgülerini savurtarak, hoplaya zıplaya, okula koştuğu günleri anımsadı.Küçükken, çok düş kurardı. Ama, hiç, bugünkü duruma düşmeyi düşlememişti. On sekiz yıllık yaşamında, yaptığı yanlışlıkların dökümünü yapmaya çalışıyordu.Yalan söyleme tutkusu dışında, pek suç bulamadı üstlenebileceği.Yalanı, çokluk, toplumun çarpık değer yargılarına karşı, sığınak edindiğinin bilincindeydi. Kendini, bu tuzaktan koruyamadığı için üzgündü.Ama, yaşamının, böylesine tepetaklak olmasında, yalan tutkusu tek neden değildi kuşkusuz. Daha neler vardı, neler!..Belleğinin en belirgin anıları, ÖZGÜRlü günlerdi.Ne denli kaçsa, ne denli unutmaya çalışsa, bir türlü geçmişin derinliklerine, gömemiyordu Özgürü. Onunla yaşadığı, aşk serüveni sürecinde beynine çakılan, öylesine güzel, öylesine çirkin ve acı anılar vardı ki!.. Birgün:Biliyor musun, demişti Özgür, sana tanıştığımız gündenberi bir şey söylemek istiyorum. Öteki kızlar gibi değilsin. Bir başka esinti var üstünde. Gün oluyor, seni, ışık gibi gözlerimden içime akıtasım geliyor. Gün oluyor, ah, diyorum, Kirazımı, bir solukta ciğerlerime çekebilsem! Oradan hücrelerime işlese. Ben o olsam, o da ben...Ama sen, ne ışıksın ne de hava. Kirazımsın benim. Hem de Yeşil Kirazım. Beni, elektrik gibi çarpan esintin, YEŞİL KİRAZ oluşundan. Çok düşündüm bunu, benim gözümde henüz, kızarmamış bir kirazsın. Seni, ben erdireceğim. Benim olduğun zaman, yüreğimde, yanardağ gibi kaynayıp duran sevginin, sıcacık ışıklarıyla erecek, kızaracak, kiraz olacaksın. Şimdi, küçücük, yeşil bir kirazsın.Seni tanıdığım gündenberi, söylemek istediğim buydu işte!

Kiraz, ailesinin sürdürdüğü yaşam biçimini beğenmeyen, gözü yükseklerde bir genç kızdır.Çevresiyle sürekli olarak, sosyal, kültürel ve ruhsal çatışma içindedir. Çocukluğundan beri hep toplum içinde sınıf atlamayı düşlemektedir. Bunlar yetmiyormuş gib... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 10 ay
Profil Resmi
phiword okumuş.
Yeşil Kiraz

Kiraz, ailesinin sürdürdüğü yaşam biçimini beğenmeyen, gözü yükseklerde bir genç kızdır.Çevresiyle sürekli olarak, sosyal, kültürel ve ruhsal çatışma içindedir. Çocukluğundan beri hep toplum içinde sınıf atlamayı düşlemektedir. Bunlar yetmiyormuş gibi bir de coşku, yalan ve korkularla örülmüş, doyumsuz bir aşk serüveninin içinde bulur kendini... Tutkularının tutsağı olan Kiraz, toplumun değişik kesimlerinde, birbirinden ilginç yaşam biçimlerini denerken, türlü türlü insan tiplerini gözlerken, kısacası kabuğundan kurtulup yükseklere kanat açmaya çabalarken, onunla birlikte olmak ister misiniz sevgili gençler? TADIMLIKYeşil KirazKiraz, o gün, yaşama dört elle sarılmakla, yaşamdan kopma durumunda, bocalıyordu. Kıldan ince, kılıçtan keskin bir çizgi üzerindeydi.Hiç kimseyle konuşmak istemiyordu. Ruhsal, zihinsel, hatta bedensel yönden, tükenmiş gibiydi. Bu yüzden, sabahın erken saatinde, evden fırlayıp çıkmış, sokaklara vurmuştu kendini. Yavaş yavaş, düşüne düşüne, yürüyordu.Kendisiyle, içsel bir hesaplaşmaya girişmişti. Dünüyle bugünüyle yaşamını irdeliyor, yarınları, omuzlarında taşıyıp taşıyamayacağını, kestirmeye çabalıyordu.Caddenin taşıt gürültüsünden kaçmak için, ara sokakları yeğlemişti. İlkokula giderken, her gün, o sokaklardan geçerdi. Saç örgülerini savurtarak, hoplaya zıplaya, okula koştuğu günleri anımsadı.Küçükken, çok düş kurardı. Ama, hiç, bugünkü duruma düşmeyi düşlememişti. On sekiz yıllık yaşamında, yaptığı yanlışlıkların dökümünü yapmaya çalışıyordu.Yalan söyleme tutkusu dışında, pek suç bulamadı üstlenebileceği.Yalanı, çokluk, toplumun çarpık değer yargılarına karşı, sığınak edindiğinin bilincindeydi. Kendini, bu tuzaktan koruyamadığı için üzgündü.Ama, yaşamının, böylesine tepetaklak olmasında, yalan tutkusu tek neden değildi kuşkusuz. Daha neler vardı, neler!..Belleğinin en belirgin anıları, ÖZGÜRlü günlerdi.Ne denli kaçsa, ne denli unutmaya çalışsa, bir türlü geçmişin derinliklerine, gömemiyordu Özgürü. Onunla yaşadığı, aşk serüveni sürecinde beynine çakılan, öylesine güzel, öylesine çirkin ve acı anılar vardı ki!.. Birgün:Biliyor musun, demişti Özgür, sana tanıştığımız gündenberi bir şey söylemek istiyorum. Öteki kızlar gibi değilsin. Bir başka esinti var üstünde. Gün oluyor, seni, ışık gibi gözlerimden içime akıtasım geliyor. Gün oluyor, ah, diyorum, Kirazımı, bir solukta ciğerlerime çekebilsem! Oradan hücrelerime işlese. Ben o olsam, o da ben...Ama sen, ne ışıksın ne de hava. Kirazımsın benim. Hem de Yeşil Kirazım. Beni, elektrik gibi çarpan esintin, YEŞİL KİRAZ oluşundan. Çok düşündüm bunu, benim gözümde henüz, kızarmamış bir kirazsın. Seni, ben erdireceğim. Benim olduğun zaman, yüreğimde, yanardağ gibi kaynayıp duran sevginin, sıcacık ışıklarıyla erecek, kızaracak, kiraz olacaksın. Şimdi, küçücük, yeşil bir kirazsın.Seni tanıdığım gündenberi, söylemek istediğim buydu işte!

Kiraz, ailesinin sürdürdüğü yaşam biçimini beğenmeyen, gözü yükseklerde bir genç kızdır.Çevresiyle sürekli olarak, sosyal, kültürel ve ruhsal çatışma içindedir. Çocukluğundan beri hep toplum içinde sınıf atlamayı düşlemektedir. Bunlar yetmiyormuş gib... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 10 ay
Profil Resmi
phiword okumuş.
Yılkı Atı

Abbas Sayar edebiyat - roman Güçlü, hırslı bir at kişnemesi ovanın dört bir yönüne dağıldı. Dağınık düzen otlayan sekiz on at başlarını kaldırdılar ve kulaklarını diktiler. (...)İçlerinde güçlü, kuvvetlileri vardı. Kimi kahra uğramış zavallı, kimi yılkının alışığı...hesaptan düşülmüş, defterden silinmiş roman kahramanı Doru Kısrakın yılkıya bırakılma öyküsü ve Orta Anadolunun ağır kış doğasında yaşama mücadelesi, halk dilinin zengin sözcük ve deyimleriyle işlenerek, şiirsel bir anlatımla ölümsüzleştirilmiş, eşsiz bir yapıt olan Yılkı Atı; Abbas Sayarın, Sekilide çiftçilik yaptığı yılların gözleminden yola çıkılarak yazılmış ilk romanıdır.1971 yılında TRT Roman Başarı ödülünü alan, çok geniş okur çevresi olan Yılkı Atı romanı bir kez daha okurlarla kucaklaşıyor.Yorumlar: Yazar, şair, ressam ve gazeteci Abbas Sayarın eserleri Ötüken Neşriyat tarafından yeniden yayımlandı. 1923 yılında Yozgatta dünyaya gelen, hayatının bir bölümünü orada geçirip 1999 yılında vefat ettikten sonra yine o topraklara dönen Abbas Sayarın romanları ve hikayeleri de Orta Anadolu insanının hayatını anlatır. Abbas Sayarın hayatı, romanlarındaki hayatlara benzer, ya da o, romanlarını kendi hayatından aldığı ilhamla yazmıştır. Kitaplarındaki kahramanların hiç uzağına düşmeyen, onlar gibi yaşayıp onları yazan Sayarın karşısına çıkan ilk engel, Anadolunun bağrından kopup İstanbula gelenleri şehir kapısında bekleyen şeydir: parasızlık... Sayar, parasızlık yüzünden geç girdiği üniversiteyi yine parasızlık yüzünden bitiremez. Üstelik, düşlerindeki okuldur bırakıp gitmek zorunda kaldığı, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat Bölümü... Üniversite öğrenimi, hayatında yarım kalan tek şeydir, ardında bıraktığı ve derlenmeyi bekleyen şiirleri sayılmazsa... Gazete bayiliğiyle işe başlayıp Bozlak adıyla bir kültür ve sanat gazetesi çıkaran, edebiyat fakültesinde okuyamamış olsa da şiirler yazarak edebiyat dünyasına giren Sayar, adını 1970 yılında TRT Sanat Ödülleri Yarışmasında derece alan ilk romanı Yılkı Atıyla duyurdu. O yıllarda bir edebiyat olayı olarak nitelendirilen bu romanın ardından gelen Çelo (1972) romanı 1973 Türk Dil Kurumu Roman Ödülünü, Can Şenliği (1974) romanı ise 1975 Madaralı Roman Ödülünü getirdi Sayara. Yozgatta bir dönem de çiftçilik yapan yazar, ömrünün son yıllarını Ayvalıkta resim yaparak, roman ve şiir yazarak geçirdi. Abbas Sayarın kitapları daha önce E ve Can Yayınlarından çıkmıştı. Ötüken Neşriyatın yeniden yayımladığı ödüllü romanlar Yılkı Atı, Çelo, Can Şenliği, Yorganımı Sıkı Sar (öykü), Anılarda Yumak Yumak ve son kitaplarından biri olan Noktaların kapağında yazarın kendi yaptığı resimler kullanılmış. Ülkü Özel Akagündüz / İstanbul

Abbas Sayar edebiyat - roman Güçlü, hırslı bir at kişnemesi ovanın dört bir yönüne dağıldı. Dağınık düzen otlayan sekiz on at başlarını kaldırdılar ve kulaklarını diktiler. (...)İçlerinde güçlü, kuvvetlileri vardı. Kimi kahra uğramış zavallı, kimi yı... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 10 ay
Daha Fazla Göster

phiword şu an ne okuyor?

Tutunamayanlar

%53
Sayfa 389.

Favori Yazarları (7 yazar)

Favori yazarı yok.