Yazarlıkta karar kılıncaya kadar, boks antrenörlüğünden ressam ve heykeltıraşlara modellik yapmaya, muz plantasyonlarında hamallıktan gece kulüplerinde garsonluğa kadar çeşitli işlerde çalışan Jose Mauro de Vasconcelos'un başyapıtı Şeker Portakalı, "günün birinde acıyı keşfeden küçük bir çocuğun öyküsü"dür. Çok yoksul bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen, dokuz yaşında yüzme öğrenirken bir gün yüzme şampiyonu olmanın hayalini kuran Vasconcelos'un çocukluğundan derin izler taşıyan Şeker Portakalı, yaşamın beklenmedik değişimleri karşısında büyük sarsıntılar yaşayan küçük Zeze'nin başından geçenleri anlatır. Vasconcelos, tam on iki günde yazdığı bu romanı "yirmi yıldan fazla bir zaman yüreğinde taşıdığını" söyler.
Aydın Emeç'in, güzel Türkçesiyle dilimize armağan ettiği Şeker Portakalı'nın başkahramanı Zeze'nin büyüdükçe yaşadığı serüvenleri, yazarın Güneşi Uyandıralım ve Delifişek adlı romanlarında izleyebilirsiniz.
Yazarlıkta karar kılıncaya kadar, boks antrenörlüğünden ressam ve heykeltıraşlara modellik yapmaya, muz plantasyonlarında hamallıktan gece kulüplerinde garsonluğa kadar çeşitli işlerde çalışan Jose Mauro de Vasconcelos'un başyapıtı Şeker Portaka... tümünü göster
Büyük sıkıntıların yaşandığı çalkantılı dönemlerde bile ailesinin sorumluluğunu taşıyan bir yazarın eş ve baba olarak portresini çizen bu mektuplar, Sabahattin Ali'yi yakından tanımamızı sağlıyor.
"Bundan sonra hiç kimse sana benim kadar yakın olmayacak. Beraber Almanca öğreneceğiz, ben İngilizce öğrenmek istiyorum, beraber İngilizce dersi alacağız, ben kitaplar tercüme edeceğim, bunları beraber okuyacağız, neşeli ve kederli olacağız, ne olursa olsun, bütün bunlar hep beraber, hep ikimizin iştirakiyle olacak ve başka hiç kimse karışmayacak."
Tarihsiz bir mektuptan...
"Sen nasılsın? Keyfin yolunda mı? Sevgilim, Filiz'im nasıl? Onun bir fotoğrafçıda, hiç olmazsa vesikalık bir resmini çıkartıp gönder. Kendinin de bir resmini yolla. İkinizi de fevkalade göreceğim geldi."
-24. VIII. 1944 tarihli mektuptan-
(Tanıtım Bülteninden)
Büyük sıkıntıların yaşandığı çalkantılı dönemlerde bile ailesinin sorumluluğunu taşıyan bir yazarın eş ve baba olarak portresini çizen bu mektuplar, Sabahattin Ali'yi yakından tanımamızı sağlıyor.
"Bundan sonra hiç kimse sana benim kada... tümünü göster
36 saat içinde kitabınızı iki kere okudum. Okurken sürekli gözlerim doluyordu. Kitabı ikinci kez okuyuşumda hayatımla ilgili radikal kararlar aldım. Sayenizde hayatımın en keyifli otobüs yolculuğunu yaptım.
İlknur İşçi, Alternatif Eğitim Danışmanlık Hizmetleri Eğitim Müdürü
Okumamı tavsiye ettikleri kişisel gelişim kitapları, beni hem okumaktan hem de kişisel gelişimimi tamamlamaktan uzaklaştırmıştı. Örnekleri yabancı isimlerle doluydu, çoğu da çeviriydi zaten. Kitabınızı bir arkadaşım verdi; ayıp olmasın diye aldım. Çok güzeldi, gerçekten çok güzeldi.
Hesna Bulut
Bu kitabı verdiğim bütün arkadaşlarım kitap okumaktan zevk alınabileceğini öğrendiklerini söylediler. 13 yıllık hayatımda okuduğum en samimi iki kitaptan birisiydi. Kendimi ne zaman kötü hissetsem bu kitabı okuyorum; büyüleyici bir şekilde kendimi iyi hissetmeye ve hayatı sevmeye, varlığımdan mutlu olmaya yeniden başlıyorum. Teşekkürler!
Ceren Demirel
Lütfen kitabın üzerine Evde okunmalıdır! diye bir uyarı yazın. Kitap yüzünden metroda ineceğim durağı kaçırdım.
Duygu Durak
Yirmi dört yaşındayım. Hiçbir kitabı 50 sayfadan fazla okumamıştım. Kitabınızı aldım, elimden bırakamadım. Bittiğinde gecenin iki buçuğuydu. Harika bir kitap.
Orçun Yıldıran
36 saat içinde kitabınızı iki kere okudum. Okurken sürekli gözlerim doluyordu. Kitabı ikinci kez okuyuşumda hayatımla ilgili radikal kararlar aldım. Sayenizde hayatımın en keyifli otobüs yolculuğunu yaptım.
İlknur İşçi, Alternatif Eğitim Danışmanlık... tümünü göster
Babilin Asmabahçelerinin kadın kahramanı Nouk, yabancımız değil. Genevieve Brisacın bir önceki romanı Deniz Kıyısında Bir Hafta Sonunda tanımıştık onu. Bu kitap, onun öncesine gidiyor, 68 kuşağından Noukun gençlik yıllarına. O hızlı günler geçip gidince o kuşaktan olanların kimileri gündelik yaşamın ufak sıkıntılarıyla, eski, büyük idealleri arasında sıkışıp kalmışlardır. Feminist toplantılar, ev işleri, özgür arkadaşlar ve bencil bir hayat arkadaşı arasında gidip gelen Nouk, bir gün ilginç bir öneriyle karşılaşır. Bir arkadaşı, Fransız kadınının cinsel yaşamı üzerine bir araştırmada yer almasını, araştırmacılara kendisini anlatmasını önerir. Nouk, bir 68li prototipi olarak yaşadığı ilk aşktan başlayıp başından geçenleri anlatır. Hayat olanca hızı ve tekdüzeliğiyle akıp giderken Nouk, ateşli lise yıllarından başlayarak anneliğine, sevgilisine, bekâr kadın arkadaşlarına uzaktan bakarak kendine ayna tutar. Çağdaş Fransız romanının tipik bir örneği olan Babilin Asmabahçelerinde anlatılan öyküyü hepimiz bir yerlerden tanıyoruz.
Babilin Asmabahçelerinin kadın kahramanı Nouk, yabancımız değil. Genevieve Brisacın bir önceki romanı Deniz Kıyısında Bir Hafta Sonunda tanımıştık onu. Bu kitap, onun öncesine gidiyor, 68 kuşağından Noukun gençlik yıllarına. O hızlı günler geçip gidi... tümünü göster
Belki bir kitabın aynı sayfasında ağlamışızdır. İşte bu haberimiz olmadığı halde dünyanın en güzel karşılaşması olabilir.
Ben anlam veremiyorum yani neden bittiğine değil madem bitecekti neden bu kadar hevesli başladık? Ben ikimizdeki bu hevese anlam veremiyorum. Ne oldu bize bilmiyorum ama iyi şeyler olmadığını çok iyi biliyorum. Ya çok yanlış zamanda karşılaştık ya da hiç karşılaşmaması gereken iki insandık. Biz neydik bilmiyorum. Sevgili desem değil, aşık desem değil bildiğin rastlantıydık işte ondan öte gidemedik.
(Tanıtım Bülteninden)
Belki bir kitabın aynı sayfasında ağlamışızdır. İşte bu haberimiz olmadığı halde dünyanın en güzel karşılaşması olabilir.
Ben anlam veremiyorum yani neden bittiğine değil madem bitecekti neden bu kadar hevesli başladık? Ben ikimizdeki bu hevese a... tümünü göster
pinarr şu anda kitap okumuyor.