Evrensel bir yapıt...Edebiyatın başlangıcı... İnsanlığa armağan edilmiş en görkemli destan...Üçte ikisi tanrı, üçtebiri insan olan Uruk kralı Gılgamışın ölümsüzlüğü arayış yolculuğu... M.Ö.III. Binyılda yaratılmış ve günümüze kadar gelmiş olan Gılgamış Destanı kendi ölümsüzlük yolculuğuna devam ediyor.
Evrensel bir yapıt...Edebiyatın başlangıcı... İnsanlığa armağan edilmiş en görkemli destan...Üçte ikisi tanrı, üçtebiri insan olan Uruk kralı Gılgamışın ölümsüzlüğü arayış yolculuğu... M.Ö.III. Binyılda yaratılmış ve günümüze kadar gelmiş olan Gılgam... tümünü göster
Mezopotamyanın ünlü ilkçağ kahramanı Kral Gılgamışın destanı birçok sanat eserine kaynaklık etmiştir. Milattan önce 3000.nci yıllarda Mezopotamyanın güneyinde Uruk kentinde hüküm sürmüş olan Gılgamışın günümüze ulaşmış en kapsamlı destanı, Akad dilinde yazılmış olan tabletlerdir. Destana göre, karalar ve denizlerdeki her şeyi bilen, büyük inşaat ustası ve savaşçı, yarı Tanrı yarı insan olan Gılgamış, ölümsüzlüğü aramak için tehlikeli bir yolculuğa çıkar. Zeynep Avcı, işte bu ünlü destanı eksen alan, Gılgamış üzerine yazılmış oyunlara bir yenisini daha eklemiş. Oyun, Gılgamışın ölümsüzlüğü aramak için birlikte yola çıktığı yaban adamı Enkidu ile dostluğunu ve Enkidunun ölümünden sonra da sürdürdüğü ölümsüzlük peşindeki serüvenini anlatıyor. Gılgamış, ölümsüzlüğü bu kez arkadaşı Enkiduya ulaşabilmek için arar. Nuhdan ölümsüzlük otunu alarak tekrar dünyaya gelmek, büyümek, gençleşmek ve Enkidu ile karşılaşıp onunla arkadaşlığını sürdürmek ister. Gılgamış, aynı zamanda iki farklı adamın, bir kralla bir yaban adamının, sağlam, güçlü dostluğunun da destanıdır.
Mezopotamyanın ünlü ilkçağ kahramanı Kral Gılgamışın destanı birçok sanat eserine kaynaklık etmiştir. Milattan önce 3000.nci yıllarda Mezopotamyanın güneyinde Uruk kentinde hüküm sürmüş olan Gılgamışın günümüze ulaşmış en kapsamlı destanı, Akad dilin... tümünü göster
Batı medeniyetleri topluluğu, asıl kaynağını M.Ö. Beşinci yahut Dördüncü binin Mesopotamyasının verimli topraklarında, ilk medeniyet merkezi kurup kendilerine yurd yapmış olan Sümerlilerin ülkesinde bulmuştur. Konar-göçerlikten, yerleşerek tarımla, zanaatla uğraşan, üreten, ticâret yapan bu insanların toplum yapısı karmaşıklaşırken, bölgedeki bu filizlenen tutum yepyeni bir dönem olarak tarihe damgasını basmıştır. Sümerlilerin en önemli edebî başarısı Gılgamış destanı, benzerleri gibi ilkin sözlü gelenek halinde iken, Üçüncü binde yazının bulunmasıyla da tarihin en eski yazılı edebiyat başarısı olduğunun izlerini, bize ilk kez, Asurbanipalın kütüphânesinin öreninden 1875de çıkarılan levhalarla göstermiştir. İlkçağ Akdeniz medeniyetlerini derinden, Eskiçağ Ege medeniyetini de dolaylı olarak etkilemiş olan söz konusu destan, Sümer şehir devletlerinden Uruk hükümdarı Gılgamışın halkının yararına devlere (kötülüklere) ve ölümlülüğe verdiği çetin mücâdelenin hikâyesidir. Onun belirgin farkı, evrenin ve insanlığın doğuşu gibi son derece soyut ve genel konulardan çok, sonluluk yahut ölüm olayıyla karşı karşıya kalan insan bireyinin güçsüzlüğü ile açmazını; bunun insanda yarattığı bir çok çeşitten duygu durumlarını çarpıcı biçimde işlemesidir. Bizi insanlığımızdan utandıran zalimlikler tarih boyunca nasıl vukûu bulmuşsa, yine büyük başarıların, yüce değerlerin varlığı da inkâr kabul etmez. İşte bunların en eskilerinden biri de Gılgamış Destanıdır.
Batı medeniyetleri topluluğu, asıl kaynağını M.Ö. Beşinci yahut Dördüncü binin Mesopotamyasının verimli topraklarında, ilk medeniyet merkezi kurup kendilerine yurd yapmış olan Sümerlilerin ülkesinde bulmuştur. Konar-göçerlikten, yerleşerek tarımla, z... tümünü göster