Edebiyat bütün çeşitleriyle masalla başlar, masalla biter diyen Nâzım Hikmetin çocukların hayal dünyasından büyüklerin gerçek dünyasına uzanan, 100 Temel Eserde de yeralan masalları okurla buluşuyor. Usta yazarın çağdaşla gelenekseli kaynaştıran zengin anlatımı, Cem Kızıltuğun resimleriyle bir masal şöleni sunuyor okura. TADIMLIKDerviş servi ağacına dayanmış neyini üflüyordu. Neyin bir deliğinden bir bulut fırladı havaya. (...) Az gitti bulut, uz gitti bulut, dere tepe düz gitti bulut, vardı Ayşe kızın bahçesi üstüne. (...) bulut, yukarda soldan sağa bahçenin üstünden geçmiş, sonra arkasına bakıp bahçede Ayşe kızı görünce gerisin geri yine bahçenin üstüne gelmişti. Ayşe kız da bulutu gördü. (...) Ayşe kız bir öpücük yolladı parmaklarının ucuyla buluta. Ayşe kızın öpücüğü buluta ulaşınca, bulut şöyle bir şaşırdı. Ama sonra toparlandı, koskocaman bir gül biçimini aldı. Gökyüzü gökyüzü olalı, bu mavi atlasa böylesine güzel, böylesine iri ak bir gül açmadı. Ayşe kız bu ak gülü hayran hayran seyrederken, bulut yine kımıldadı, yayıldı, toparlandı, yürek biçimini aldı, yani bulut oldu yine. Lafı fazla uzatmayalım, o günden sonra bulut Ayşe kızdan ayrılmadı.
Edebiyat bütün çeşitleriyle masalla başlar, masalla biter diyen Nâzım Hikmetin çocukların hayal dünyasından büyüklerin gerçek dünyasına uzanan, 100 Temel Eserde de yeralan masalları okurla buluşuyor. Usta yazarın çağdaşla gelenekseli kaynaştıran zeng... tümünü göster
Edebiyat bütün çeşitleriyle masalla başlar, masalla biter diyen Nâzım Hikmetin çocukların hayal dünyasından büyüklerin gerçek dünyasına uzanan, 100 Temel Eserde de yeralan masalları okurla buluşuyor. Usta yazarın çağdaşla gelenekseli kaynaştıran zengin anlatımı, Cem Kızıltuğun resimleriyle bir masal şöleni sunuyor okura. TADIMLIKDerviş servi ağacına dayanmış neyini üflüyordu. Neyin bir deliğinden bir bulut fırladı havaya. (...) Az gitti bulut, uz gitti bulut, dere tepe düz gitti bulut, vardı Ayşe kızın bahçesi üstüne. (...) bulut, yukarda soldan sağa bahçenin üstünden geçmiş, sonra arkasına bakıp bahçede Ayşe kızı görünce gerisin geri yine bahçenin üstüne gelmişti. Ayşe kız da bulutu gördü. (...) Ayşe kız bir öpücük yolladı parmaklarının ucuyla buluta. Ayşe kızın öpücüğü buluta ulaşınca, bulut şöyle bir şaşırdı. Ama sonra toparlandı, koskocaman bir gül biçimini aldı. Gökyüzü gökyüzü olalı, bu mavi atlasa böylesine güzel, böylesine iri ak bir gül açmadı. Ayşe kız bu ak gülü hayran hayran seyrederken, bulut yine kımıldadı, yayıldı, toparlandı, yürek biçimini aldı, yani bulut oldu yine. Lafı fazla uzatmayalım, o günden sonra bulut Ayşe kızdan ayrılmadı.
Edebiyat bütün çeşitleriyle masalla başlar, masalla biter diyen Nâzım Hikmetin çocukların hayal dünyasından büyüklerin gerçek dünyasına uzanan, 100 Temel Eserde de yeralan masalları okurla buluşuyor. Usta yazarın çağdaşla gelenekseli kaynaştıran zeng... tümünü göster
7-8 asırdan bu tarafa insanlığa nur dağıtan Türk aydınları arasında Yunus ilk sırayı alan şairlerimizden biridir. Bizlerin de Yunus un şiirlerinde mevcut olan ilahi aşkın hakikatine ermemiz gerekmektedir Mevlana dan Taptuk Emre den ışık alan bu aşk sultanı milletimizin gönlünde taht kurmuş şiirleri, ilahileri dilden dile, kulaktan kulağa, şehir şehir, köy köy hatta ülke ülke Türklük âlemini gezip söylene gelmiştir. Bir nur aynası olan Yunus Emre milletimizin gönlünde canlı bir şekilde durmaktadır. ...
7-8 asırdan bu tarafa insanlığa nur dağıtan Türk aydınları arasında Yunus ilk sırayı alan şairlerimizden biridir. Bizlerin de Yunus un şiirlerinde mevcut olan ilahi aşkın hakikatine ermemiz gerekmektedir Mevlana dan Taptuk Emre den ışık alan bu aşk s... tümünü göster
7-8 asırdan bu tarafa insanlığa nur dağıtan Türk aydınları arasında Yunus ilk sırayı alan şairlerimizden biridir. Bizlerin de Yunus un şiirlerinde mevcut olan ilahi aşkın hakikatine ermemiz gerekmektedir Mevlana dan Taptuk Emre den ışık alan bu aşk sultanı milletimizin gönlünde taht kurmuş şiirleri, ilahileri dilden dile, kulaktan kulağa, şehir şehir, köy köy hatta ülke ülke Türklük âlemini gezip söylene gelmiştir. Bir nur aynası olan Yunus Emre milletimizin gönlünde canlı bir şekilde durmaktadır. ...
7-8 asırdan bu tarafa insanlığa nur dağıtan Türk aydınları arasında Yunus ilk sırayı alan şairlerimizden biridir. Bizlerin de Yunus un şiirlerinde mevcut olan ilahi aşkın hakikatine ermemiz gerekmektedir Mevlana dan Taptuk Emre den ışık alan bu aşk s... tümünü göster
Yirminci yüzyılın en büyük şairlerinden Federico García Lorca, hukuk öğrenimini edebiyat, resim ve müzik uğruna yarıda bırakmıştı. Daha gençliğinde usta bir besteci, yetkin bir yorumcuydu. Arkadaşları arasında müzisyen olarak tanınıyordu. Madridde ressam Salvador Dali, sinema yönetmeni Luis Buñuel, şair Rafael Alberti gibi kendi kuşağından sanatçılarla dostluklar kuracak, şair Juan Ramón Jiménez gibi kendinden daha yaşlı ünlülerle tanışacaktı. O yıllarda şiirleri daha yayınlanmadan İspanyadaki tüm edebiyat çevrelerine yayılmıştı. Şiir okunmak içindir, kitaba girdi mi ölür, diyor, şiirlerini ve oyunlarını ortaçağ trubadurları gibi kendisi okuyordu. Yine de, Şiirler Kitabı ve Çingene Romanslarının yayınlanması Lorcaya uluslararası bir ün kazandıracaktı. Ölümün gölgesi, Lorcanın şiirlerinden de, oyunlarından da hiç eksik olmadı. Şiddet ve acı ölüm sanki onun yazgısında vardı. İspanya İç Savaşının patlak verdiği günlerde, Granadada bir gece, General Francoya bağlı faşistler tarafından yargılanmadan kurşuna dizildiğinde otuz sekiz yaşındaydı.
Yirminci yüzyılın en büyük şairlerinden Federico García Lorca, hukuk öğrenimini edebiyat, resim ve müzik uğruna yarıda bırakmıştı. Daha gençliğinde usta bir besteci, yetkin bir yorumcuydu. Arkadaşları arasında müzisyen olarak tanınıyordu. Madridde re... tümünü göster
Yirminci yüzyılın en büyük şairlerinden Federico García Lorca, hukuk öğrenimini edebiyat, resim ve müzik uğruna yarıda bırakmıştı. Daha gençliğinde usta bir besteci, yetkin bir yorumcuydu. Arkadaşları arasında müzisyen olarak tanınıyordu. Madridde ressam Salvador Dali, sinema yönetmeni Luis Buñuel, şair Rafael Alberti gibi kendi kuşağından sanatçılarla dostluklar kuracak, şair Juan Ramón Jiménez gibi kendinden daha yaşlı ünlülerle tanışacaktı. O yıllarda şiirleri daha yayınlanmadan İspanyadaki tüm edebiyat çevrelerine yayılmıştı. Şiir okunmak içindir, kitaba girdi mi ölür, diyor, şiirlerini ve oyunlarını ortaçağ trubadurları gibi kendisi okuyordu. Yine de, Şiirler Kitabı ve Çingene Romanslarının yayınlanması Lorcaya uluslararası bir ün kazandıracaktı. Ölümün gölgesi, Lorcanın şiirlerinden de, oyunlarından da hiç eksik olmadı. Şiddet ve acı ölüm sanki onun yazgısında vardı. İspanya İç Savaşının patlak verdiği günlerde, Granadada bir gece, General Francoya bağlı faşistler tarafından yargılanmadan kurşuna dizildiğinde otuz sekiz yaşındaydı.
Yirminci yüzyılın en büyük şairlerinden Federico García Lorca, hukuk öğrenimini edebiyat, resim ve müzik uğruna yarıda bırakmıştı. Daha gençliğinde usta bir besteci, yetkin bir yorumcuydu. Arkadaşları arasında müzisyen olarak tanınıyordu. Madridde re... tümünü göster
roksan şu anda kitap okumuyor.