sakacisey

Profil Resmi
27 takip ettiği ve 4 takip edeni var. 47 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
sakacisey kütüphanesine ekledi.
İçimdeki İstanbul Fotoğrafları

Mario Levi ilk kez bu kadar içerden yazıyor kendisini, kendi kendisiyle söyleşiyor, kendine sorular soruyor. İçimdeki İstanbul Fotoğrafları, Mario Levi’nin “Mario Levi” olarak portresi... Renklerini, dillerini, insanını ayırmadan kucaklayan bir kent olarak İstanbul’un da portresi…. 1950’lerin İstanbulunda “Mario Levi” adıyla doğmak, çocuk olmak, büyümek, erkek olmak, yazar olmak üzerine sorular... Şehir değişir dönüşürken, Mario Levi de nasıl değişmiş dönüşmüştür, onun üzerine sorular... “Herkes kendi dilinde ölüyordu. Dilini fırtınalardan korumak için, yeterince duyurulamayan o yangınları, depremleri, aynaların acımasızlığını taşıma umuduyla en korunaklı yerlerinde hayatta tutmaya çalışanların sözleri... Bu sözlerin çağrısını hep duymak istemiştin. Dil... İnşa etmek istediğin dil, hangi dildi? Evlerin, odaların, sende Türkçeninkinin yanı sıra, başka dil dünyalarının, Fransızcanın ve Yahudi İspanyolcasının renkleri, sesleri ve duygularıyla da kalmıştı. Tabii aynı zamanda kaygıları, korkuları ve içe kapanmalarıyla da... Çocukluk günlerinde bu yaşadıklarının, şehrinin tarihinin, sendeki tarihinin kaçamayacağın gerçekleri arasında yer aldığının farkında değildin. Şehir seni kendisine, bu çağrısıyla da bağlıyordu. Biliyordun, çok iyi biliyordun asıl farklılığın, seni yazıya çağıranın o aynalardan geldiğini.” Yazar Hakkında Mario Levi, 1957 yılında dünyaya geldi. Yayımlanan ilk kitabı “Jacques Brel: Bir Yalnız Adam” (1986) adını taşır. Bu kitap üniversiteyi bitirme tezinin romanlaştırılmış şeklidir. İlk hikâye kitabı “Bir Şehre Gidememek” ise 1990 yılında yayımlanır. Otobiyografik özellikler taşıyan bu kitap, yazarın hem aşkları, hem de çocukluk ve ilkgençlik yıllarıyla hesaplaşması gibidir. Kitap o yılın Haldun Taner Öykü Ödülü’nü kazanır. 1991 yılında yayımlanan ikinci hikâye kitabı “Madam Floridis Dönmeyebilir”de İstanbul’un azınlık çevrelerine ve topluma uyum sağlamakta zorlanan insanlarına yer verir. 1992 yılında “En Güzel Aşk Hikâyemiz” adını taşıyan ilk romanı yayımlanır. Sonra araya uzun bir sessizlik girer. “İstanbul Bir Masaldı” adındaki hacimli romanı 1999 yılında yayımlanır. Bu kitap da yirmili yıllar ile seksenli yıllar arasında İstanbul’da yaşamış bir Yahudi ailesinin hikâyesidir. Şehrin öteki azınlıklarından kahramanlar bu hikâyede de görünür. Mario Levi, yazarlığın yanı sıra, Fransızca öğretmenliği, ithalatçılık, gazetecilik, radyo programcılığı, reklam yazarlığı gibi işler de yapmıştır. Halen Yeditepe Üniversitesi’nde ders vermeye devam etmektedir. Ayrıca yazı atölyelerinde, bu yola gönül vermiş insanlara Yazı Yaratımı dersleri de vermektedir.

Mario Levi ilk kez bu kadar içerden yazıyor kendisini, kendi kendisiyle söyleşiyor, kendine sorular soruyor. İçimdeki İstanbul Fotoğrafları, Mario Levi’nin “Mario Levi” olarak portresi... Renklerini, dillerini, insanını ayırmadan kucaklayan bir kent ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 10 ay
Profil Resmi
sakacisey kütüphanesine ekledi.
Hume

İnsanın anlama yetisinin sınırları nedir? Nedensellik ilkesi zihinde nasıl oluşur? Tanrının varlığı, nitelikleri ve ruhun ölümsüzlüğü bilinebilir mi? Din kitaplarında öne sürülen mucizeler gerçekten olmuş mu? İntihar ahlaken doğru mudur? Benlik bir kurgu mudur? Eylem ve seçimlerimizin temelinde akıl mı yoksa duygu mu yatar? Toplumsal barış ve adalet nasıl sağlanır? Felsefe tarihinin en önde gelen filozoflarından birisi olan David Hume'un bu sorulara verdiği yanıtlar büyük sarsıntılara yol açmış, insanın düşünsel macerasında geri dönüşü olmayan devrimci ve radikal bir açılıma neden olmuştur. 18. yüzyılda yaşayan Hume'u anlamak, hem felsefe tarihini hem de felsefenin temel sorunlarını anlamak açısından kaçınılmazdır. Dünya 2011 yılında doğumunun 300. yılında Hume'u çeşitli etkinliklerlerle, konferanslarla, sempozyumlarla ve yayınlarla anmaya hazırlanırken, Türkiye'de de Örsan K. Öymen'in hazırladığı bu kitabın basılması, ayrıca anlamlı ve önemli bir gelişme niteliği taşımakta, Hume'un ortaya attığı kuramların yeniden tartışılması için önemli bir fırsat oluşturmaktadır.

İnsanın anlama yetisinin sınırları nedir? Nedensellik ilkesi zihinde nasıl oluşur? Tanrının varlığı, nitelikleri ve ruhun ölümsüzlüğü bilinebilir mi? Din kitaplarında öne sürülen mucizeler gerçekten olmuş mu? İntihar ahlaken doğru mudur? Benlik bir k... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 10 ay
Profil Resmi
sakacisey kütüphanesine ekledi.
Venedik Taciri

• Antonious ve Kleopatra • Atinalı Timon • Bir Yaz Gecesi Rüyası • Coriolanus • IV. Henry • Fırtına • Hamlet • Huysuz Kız • Julius Caesar • Kral Lear • Macbeth • Onikinci Gece • Othello • Romeo ve Juliet • Size Nasıl Geliyorsa • Soneler • III. Richard • Venedik Taciri • Windsor´ın şen Kadınları • Yanlışlıklar Komedyası • Yeter ki Sonu ıyi Bitsin • Yok Yere Yaygara

• Antonious ve Kleopatra • Atinalı Timon • Bir Yaz Gecesi Rüyası • Coriolanus • IV. Henry • Fırtına • Hamlet • Huysuz Kız • Julius Caesar • Kral Lear • Macbeth • Onikinci Gece • Othello • Romeo ve Juliet • Size Nasıl Geliyorsa • Soneler • III. Richar... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 10 ay
Profil Resmi
sakacisey okumuş.
Venedik Taciri

• Antonious ve Kleopatra • Atinalı Timon • Bir Yaz Gecesi Rüyası • Coriolanus • IV. Henry • Fırtına • Hamlet • Huysuz Kız • Julius Caesar • Kral Lear • Macbeth • Onikinci Gece • Othello • Romeo ve Juliet • Size Nasıl Geliyorsa • Soneler • III. Richard • Venedik Taciri • Windsor´ın şen Kadınları • Yanlışlıklar Komedyası • Yeter ki Sonu ıyi Bitsin • Yok Yere Yaygara

• Antonious ve Kleopatra • Atinalı Timon • Bir Yaz Gecesi Rüyası • Coriolanus • IV. Henry • Fırtına • Hamlet • Huysuz Kız • Julius Caesar • Kral Lear • Macbeth • Onikinci Gece • Othello • Romeo ve Juliet • Size Nasıl Geliyorsa • Soneler • III. Richar... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 10 ay
Profil Resmi
sakacisey okumuş.
Yabancı

ALDIĞI ÖDÜLLER: 1957 Nobel Ödülü Albert Camusnün ( 1913-1960) en tanınmış, en çok yabancı dile çevrilmiş, en çok incelenmiş kitabı olan ve hâlâ en çok satan kitaplar arasında yer alan Yabancı, aynı zamanda yazarın en gizemli yapıtı. Ölümün egemen olduğu bir varlıkın en anlamsız olgularını saçma bir düzensizlik içinde yaşayan bu romanın başkişisi Meursault, bir simge kahraman değildir, adı olmayan bir Yabancıdır; bu eksik kimlik, gerçeklikten algıladığı şeyi yapılandıramayan, yeniden örgütleyemeyen, ama gerçekliğin yankılarını yakalamaya çalışan bir boş bilincin imgesidir. Onun kayıtsızlığı ve edilgenliği, işte bu boş bilincin ürünüdür. Yabancı, büyüleyici gücünü, içinde barındırdığı trajedi duygusuna borçlu: Bir türlü ele geçirilemeyen anlamın sürekli aranması, bilinç ile toplumsal dünya arasındaki çatışma... Camusyle buluşanların hiçbiri, onunla karşılaşınca hayal kırıklığına uğramamıştır. Mutluluk, bir yerde ve her yerde hiçbir şey beklemeden dünyayı, insanları sevmektir, der Camus. Giderek daha çok sevilen bir yazar olması, onun bu sevgisinin yansımasından başka bir şey değildir.

ALDIĞI ÖDÜLLER: 1957 Nobel Ödülü Albert Camusnün ( 1913-1960) en tanınmış, en çok yabancı dile çevrilmiş, en çok incelenmiş kitabı olan ve hâlâ en çok satan kitaplar arasında yer alan Yabancı, aynı zamanda yazarın en gizemli yapıtı. Ölümün egemen old... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 10 ay
Profil Resmi
sakacisey okumuş.
Godot'yu Beklerken

Godotyu Beklerken 1948 yılında Fransızca olarak yazıldı ve 1953te Pariste sahneye kondu. Zamanla ülke çapında bir ün kazandı. 1954 yılında Beckett tarafından bazı değişikliklerle İngilizceye çevrildi ve başka ülkelerde de sahnelenmeye başladı. Avangard olarak nitelenmesine karşın hızla klasikleşti. Oyunun varoluş sancıları çeken kahramanları, yolları kesiştiğinde birbirleriyle iletişim kurmaya çalışırlar. her gün yinelenen bu ritüelde bellek işlevinin yerine getiremeyince de gerçekliğin kesinliğinden uzaklaşmaşa başlarlar.Kimilerine göre tüm zamanların en iyisi olan bu oyun, 21. yüzyılda da kafamızda soru işaretleri bırakmaya devam ediyor.

Godotyu Beklerken 1948 yılında Fransızca olarak yazıldı ve 1953te Pariste sahneye kondu. Zamanla ülke çapında bir ün kazandı. 1954 yılında Beckett tarafından bazı değişikliklerle İngilizceye çevrildi ve başka ülkelerde de sahnelenmeye başladı. Avanga... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 10 ay
Daha Fazla Göster

sakacisey şu an ne okuyor?

sakacisey şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (1 yazar)

Favori yazarı yok.