Genelde tesettür, özelde üniversitelerde başörtüsü konusunda şimdiye kadar çok şey söylendi ve yazıldı. Ülke gündeminden uzun süre düşmeyen bu konuda yıllar boyunca yaşanan olayların neredeyse aynen tekrarlandığına, tarafların ileri sürdüğü görüşlerin aynı kalıp oyunun sadece aktörlerinin değiştiğine şahit olmak, insanı garip bir karamsarlığa itiyor. Başörtüsü vesilesiyle ortaya çıkan olayların ve gündeme gelen tartışma konularının, sadece kıyafet meselesiyle sınırlı olmadığı noktasında taraflar arasında neredeyse tam bir ittifak söz konusu. Kılık kıyafetle başlayan tartışmalar, temel hak ve özgürlükler, demokrasi, çağdaşlık, laiklik, ilericilik, gericilik, din ve vicdan özgürlüğü gibi temaları da içine alarak içinden çıkılması zor büyük bir kördöğüşüne dönüşmektedir. Bir anı kitabı olmasına rağmen Bir Başörtüsü Günlüğü, her şeyin yerli yerine oturtulması kisvesi altında her şeyin birbirine karıştırıldığı bir ortamda, hayatı boyunca yavuz hırsızlıkla geçinenleri ele vermenin o kadar kolay bir iş olmadığını bilerek, bunu kısmen de olsa gerçekleştirmeyi amaçlamaktadır.
Genelde tesettür, özelde üniversitelerde başörtüsü konusunda şimdiye kadar çok şey söylendi ve yazıldı. Ülke gündeminden uzun süre düşmeyen bu konuda yıllar boyunca yaşanan olayların neredeyse aynen tekrarlandığına, tarafların ileri sürdüğü görüşleri... tümünü göster
Julien cesaretinden dolayı kendini tebrik etmekte haklıydı, bundan daha çetin bir görevi o güne kadar kendine hiç dayatmamıştı. Odasının kapısını açarken, öyle titriyordu ki, dizleri vücudunu taşıyamayacak gibiydi, duvara dayanmak zorunda kaldı. Aman Tanrım! Orada ne yapacaktı ki? Hiçbir projesi yoktu, projesi olduğunda da kafasını öyle karışık hissediyordu ki, buna uyacak halde bulamıyordu kendini. Nihayet ölüme gidiyor olsa çekeceği acıdan bin kez daha fazla acı çekerek Madam de Renalin odasına götüren küçük koridora yöneldi.Titreyen eliyle ve korkunç bir gürültü çıkararak kapıyı açtı. İçerde ışık vardı, şöminenin altında bir gece lambası yanıyordu. Juilen bu yeni felaketi beklemiyordu. Madam de Renal onun içeri girdiğini görünce kendini heyecanla yataktan dışarı attı. Bedbaht! diye haykırdı.Biraz karışıklık oldu. Julien boş projelerini unuttu ve doğal rolüne geri döndü. Bu kadar cazip bir kadının hoşuna gitmemek ona felaketlerin en büyüğü gibi geldi. Onun sitemlerine ayaklarına kapanarak, dizlerine sarılarak karşılık verdi. Madam de Renal onunla son derece katı bir dille konuştuğundan Julien gözyaşlarına boğuldu. Bir kaç saat sonra Julien, Madam de Renalin odasından çıkarken, roman üslubunda denebilir ki, artık arzulayabileceği bir şey kalmamıştı.Kızıl ile Kara... Stendhalin bu en ünlü romanıyla birlikte, dünya aşk edebiyatının en önemli klasiklerinden biri daha Oğlak Klasikleri arasında.
Julien cesaretinden dolayı kendini tebrik etmekte haklıydı, bundan daha çetin bir görevi o güne kadar kendine hiç dayatmamıştı. Odasının kapısını açarken, öyle titriyordu ki, dizleri vücudunu taşıyamayacak gibiydi, duvara dayanmak zorunda kaldı. Aman... tümünü göster