"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk Mantolu Madonna'yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum."
Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.
"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk... tümünü göster
Emile Zola'nın kitabını Muammer Tuncer dilimize çevirmiş. Belgesel bir yapıt, adaletten, insanlıktan yana her aydının okuması gereken bir kitap. Böyle yapıtların güncelliği yitip gitmez. Her zaman bizlere gerçek ve adalet adına savaşımlara girişmek gücünü verir bu kitaplar...
Emile Zola'nın Dreyfus olayındaki davranışı doksan yıldan bu yana insanlığın belleğinden silinmemiştir. Fransa gerçekten de Emile Zola'ya onurunu kurtardığı için teşekkür etmek durumunda kalmıştır. Zola'nın ve onun gibi gerçekleri savunan insanların büyük çabasıyla Dreyfus olayı başarıyla sona ermiştir.
Dreyfus olayını ayrıntılarıyla öğrenmek, yüzyıl başında Fransa'yı altüst eden bu unutulmaz olayı öğrenmek isteyenler, Emile Zola'nın kitabını okumalıdırlar.
-Oktay Akbal-
Emile Zola'nın kitabını Muammer Tuncer dilimize çevirmiş. Belgesel bir yapıt, adaletten, insanlıktan yana her aydının okuması gereken bir kitap. Böyle yapıtların güncelliği yitip gitmez. Her zaman bizlere gerçek ve adalet adına savaşımlara giriş... tümünü göster
Sürekli bir şeyler kırılır.Bardaklar, tabaklar, verilen sözler, yürekler... Buzu kırabilirsiniz; dalgaları da; sessizlik bile bir anda paramparça olup dağılır. Zincirler kırılır; bağlılıklar, dostluklar, yeminler...Kısacası yaşamdaki birçok şey kırılgandır. En çok da yaşamın kendisine yönelik bağ...Kırık dökük bir hayatın içinde osteogenesis imperfecta hastalığıyla dünyaya gelen bir bebek: Cam Çocuk Willow. Sayısız kırıkları sarmaya çalışan bir anne: Charlotte. Buz gibi görünümü altında parçalanan bir baba: Sean. Kardeşinin kırıkları altında ezilen bir diğer kız: Amelia. Ve Charlottenin biricik arkadaşı ve doktoru: Piper. Buzun üstünde gezinen bu karakterlerin etik ve kişisel kararlarla ilgili söyleyecek çok sözü olacak.Jodi Picoult Cam Çocukta bir kez daha edebi dehasıyla son derece kaygan bir zeminde önemli ve kışkırtıcı sorulara yanıt arıyor.Picoult kestirilemez bir ihtişamla yazıyor. Picoult abartılması güç derecede iyi yazıyor. Stephen KingFinancial TimesPicoult sıcak konulara parmak basmakta üstatlaştı, hatta kahin seviyesine geldi. Bizi doğru ve yanlış üzerine düşünmeye zorlayışı karşısında afallamamak imkansız. The Washington Post
Sürekli bir şeyler kırılır.Bardaklar, tabaklar, verilen sözler, yürekler... Buzu kırabilirsiniz; dalgaları da; sessizlik bile bir anda paramparça olup dağılır. Zincirler kırılır; bağlılıklar, dostluklar, yeminler...Kısacası yaşamdaki birçok şey kı... tümünü göster
2015'de kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?
2015'de kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?