Genelde evde otururum. Bazen dışarı çıkarım, TV izlerim gazetelerdeki saçma haberlere gülerim. Politikacılara sinir olurum, bilgisayar başında zaman geçirmeyi severim. Kedimiz Tortor'la evin koridorlarında maceradan maceraya koşarım. Arkadaşlarımla otururum, onların dediklerini not alıp yamayı severim, güneş altında sıcakta durmayı severim. Yürürüm, kargaları beslerim. Gün içinde sezyum.com'a link atarım, komik ve komik olmayan şeylere bakmayı severim. Genelde bakarım işte. Acayip bi jpeg arşivim var. Tek övünebileceğim şeyin bu olması çok korkunçmuş. İçeride de 2007 ve 2008 yıllarında Penguen'de yazdığım yazılar ve yaptığım birtakım fotoşoplar filan var.
Genelde evde otururum. Bazen dışarı çıkarım, TV izlerim gazetelerdeki saçma haberlere gülerim. Politikacılara sinir olurum, bilgisayar başında zaman geçirmeyi severim. Kedimiz Tortor'la evin koridorlarında maceradan maceraya koşarım. Arkadaşları... tümünü göster
"Aşkını candan duymuşum
Canım yoluna koymuşum
Tam dokuz yaşındaymışım
Dünyaya geldiğin zaman.
Kimbilir nasıl güzeldin,
Göklerden yere süzüldün
Benim alnıma yazıldın
Dünyaya geldiğin zaman."
"Aşkını candan duymuşum
Canım yoluna koymuşum
Tam dokuz yaşındaymışım
Dünyaya geldiğin zaman.
Kimbilir nasıl güzeldin,
Göklerden yere süzüldün
Benim alnıma yazıldın
Dünyaya geldiğin zaman."
Çapulcu, Batuhan Dedde'nin "morfinsiz çekilen düş sancıları" ve "rasyonel şizofreni" ardından kaleme aldığı 3. kitabı. Kendi içinde dağınık, kafası oldukça dumanlı, tutunamamış metinler bunlar. Türk edebiyatının "ancak bu kadarı mümkün" sanısının ardına çok rahatça geçebilen, okurla hızlı şekilde "işte ben" bağlantısını kuran metinler..
Çapulcu, Batuhan Dedde'nin "morfinsiz çekilen düş sancıları" ve "rasyonel şizofreni" ardından kaleme aldığı 3. kitabı. Kendi içinde dağınık, kafası oldukça dumanlı, tutunamamış metinler bunlar. Türk edebiyatının "ancak b... tümünü göster
2013'de kaç kitap okumayı planlıyorsunuz?
2013'de kaç kitap okumayı planlıyorsunuz?
Birinci mucize: Georges Perec, Fransızcanın en çok kullanılan sesli harfi olan e'yi kullanmadan bir roman yazdı: La disparition.
İkinci mucize: Cemal Yardımcı, bu romanı e harfini kullanmadan Türkçeleştirdi: Kayboluş.
Kayboluş, ilk yayımlandığı 1969 yılından bu yana kısıtlamanın kaçınılmaz olarak yoksullaştırdığı kuru bir anlatı olarak karşılanmadı hiç! Dil oyunları, çağrışımları, konusunu baş kahraman yapan kurgusuyla bir yazınsal başyapıt; doludizgin hayal gücü, insafsız mizah duygusuyla bir solukta okunacak bir roman olarak kabul gördü.
İkinci Dünya savaşını, anasının, babasının kayboluşuna tanık olan bir çocuk olarak yaşayan yazar, hayatına damgasını vuran boşluğu bu olağanüstü romanında bir harfi ortadan kaldırarak yansıtır. Ama daima yaptığı gibi, hüznünü çoşkulu bir mizahla sarıp sarmalayarak, acı olanı gülünç, anlamsız olanı kurgusal kılarak, sıkıntılarından oyunlar çıkararak açığa vurur bu boşluğu. Bu paradoksal yaklaşım baştan sona romana sinmiştir. Bir açıdan has edebiyattan yana olanların tad alacağı bir edebi oyundur bu yapıt.
Birinci mucize: Georges Perec, Fransızcanın en çok kullanılan sesli harfi olan e'yi kullanmadan bir roman yazdı: La disparition.
İkinci mucize: Cemal Yardımcı, bu romanı e harfini kullanmadan Türkçeleştirdi: Kayboluş.
Kayboluş, ilk yayımland... tümünü göster
türkçe çevirisi yapılırken "e" kullanılmaması, tercih edilen kelimeler sebebiyle her ne kadar kitaptan kopma aşamasına gelsem de direnip bitirdim. ve memnunum. teknik olarak doyurucu bir kitap. üstelik "e"siz bunu başarmış olması, epey saygıyı hak ediyor.
türkçe çevirisi yapılırken "e" kullanılmaması, tercih edilen kelimeler sebebiyle her ne kadar kitaptan kopma aşamasına gelsem de direnip bitirdim. ve memnunum. teknik olarak doyurucu bir kitap. üstelik "e"siz bunu başarmış olması, epey saygıyı hak ed... tümünü göster