ALDIĞI ÖDÜLLER: 1957 Nobel Ödülü Albert Camusnün ( 1913-1960) en tanınmış, en çok yabancı dile çevrilmiş, en çok incelenmiş kitabı olan ve hâlâ en çok satan kitaplar arasında yer alan Yabancı, aynı zamanda yazarın en gizemli yapıtı. Ölümün egemen olduğu bir varlıkın en anlamsız olgularını saçma bir düzensizlik içinde yaşayan bu romanın başkişisi Meursault, bir simge kahraman değildir, adı olmayan bir Yabancıdır; bu eksik kimlik, gerçeklikten algıladığı şeyi yapılandıramayan, yeniden örgütleyemeyen, ama gerçekliğin yankılarını yakalamaya çalışan bir boş bilincin imgesidir. Onun kayıtsızlığı ve edilgenliği, işte bu boş bilincin ürünüdür. Yabancı, büyüleyici gücünü, içinde barındırdığı trajedi duygusuna borçlu: Bir türlü ele geçirilemeyen anlamın sürekli aranması, bilinç ile toplumsal dünya arasındaki çatışma... Camusyle buluşanların hiçbiri, onunla karşılaşınca hayal kırıklığına uğramamıştır. Mutluluk, bir yerde ve her yerde hiçbir şey beklemeden dünyayı, insanları sevmektir, der Camus. Giderek daha çok sevilen bir yazar olması, onun bu sevgisinin yansımasından başka bir şey değildir.
ALDIĞI ÖDÜLLER: 1957 Nobel Ödülü Albert Camusnün ( 1913-1960) en tanınmış, en çok yabancı dile çevrilmiş, en çok incelenmiş kitabı olan ve hâlâ en çok satan kitaplar arasında yer alan Yabancı, aynı zamanda yazarın en gizemli yapıtı. Ölümün egemen old... tümünü göster
Romalılar Britanya'yı terk edeli çok olmuş. Viraneye dönmekte koca ülke. Neyse ki ortalığı kasıp kavuran savaş bitmiş.
Britonlar'dan Axl ile Beatrice yıllardır görmedikleri oğullarına kavuşmak için tehlikeli topraklarda zorlu bir yolculuğu göze alıyorlar. Başlarına türlü belanın geleceğini de biliyorlar, fakat üstü örtülmüş sırlarını aydınlatacak ateşten haberleri yok henüz. Bir de yollarının kesişeceği kişiler var; Sakson savaşçı, öksüz oğlan ve tıpkı Axl'la Beatrice gibi geçmişinde kaybolmuş, hatıralarının vaat ettiklerine ve alıp götürdüklerine yenik bir şövalye. Hep birlikte sürüklendikleri macera bir kurtuluş mu olacak, yoksa yeni bir felaketin habercisi mi?
Kazuo Ishiguro'dan unutuş ve anıların gücü üzerine zamanı aşan bir öykü; özenle korunmuş bir aşka, intikama ve savaşa dair bir mesel. Gömülü Dev, hüzünlü, gizemli, her satırı iz bırakacak bir roman.
Romalılar Britanya'yı terk edeli çok olmuş. Viraneye dönmekte koca ülke. Neyse ki ortalığı kasıp kavuran savaş bitmiş.
Britonlar'dan Axl ile Beatrice yıllardır görmedikleri oğullarına kavuşmak için tehlikeli topraklarda zorlu bir yolculuğu... tümünü göster
Mario Jimenez, içine kapanık, sıradan ve Şili'nin Isla Negra kasabasında yaşayan bütün balıkçılar gib yoksul bir insandır. Ve henüz 17 yaşındadır... Bir gün, bir postacılık işi bulur ve bütün yaşamı değişir. Şair Pablo Neruda'nın mektuplarını kendisine ualştırmakla görevlendirilen Mario Jimenez, şiirle dolu yepyeni bir dünyaya adım atar. Pablo Neruda, dış dünyayla bağlantısını sağlayan tek kişi olan Mario Jimenez ile dost olur ve gerek ustalığıyla, gerekse yaşama bakış açısıyla onu derinden etkiler. Bu "basit" postacı-usta şair dostluğu sayesinde, Mario Jimenez kendi duygularının farkına varır. Önceleri aşk ve dostluk için geliştirdiği duygular; giderek şairi, Şili'yi ve yaşamı ''derinden algılamaya'' kadar ulaşır..
Mario Jimenez, içine kapanık, sıradan ve Şili'nin Isla Negra kasabasında yaşayan bütün balıkçılar gib yoksul bir insandır. Ve henüz 17 yaşındadır... Bir gün, bir postacılık işi bulur ve bütün yaşamı değişir. Şair Pablo Neruda'nın mektupları... tümünü göster
Yengeç Dönencesi ve Oğlak Dönencesi gibi klasiklere imza atmış dev bir yazardan, bir yaşam ve insanlık manifestosu: Marousi'nin Devi. Yirmi yıl boyunca tatil yapmadıktan sonra bir seneliğine çalışmama kararı alarak Yunanistan'a giden bir yazarın, Henry Miller'ın kendi ışığını bulma öyküsü. Miller'ın yanı sıra Seferis, Katsimbalis, Lawrence Durrell gibi dev yazar ve şairlerin, yer yer caz, yer yer kaval ezgilerinin ve her daim şarap, sohbet ve serüvenin eşliğinde bir yaşam şöleni.
Henry Miller, en iyi yapıtı olarak nitelediği Marousi'nin Devi'nde kan ve ter dökmekten usanmayan bir dünyaya karşı durmanın yolunu çiziyor ve onca karanlığa, onca çarpıklığa inat, ışığa yürüyor. Yoksul Yunan kasabaların aydınlıklarına, her şeye rağmen kendi ışığıyla parlayan insanlara ve imgelemin hakikatle coştuğu doğa manzaralarına uzanan bu zamansız anlatı, insanlık trajedisinin tüm çıkmazlarına parmak basarak barış, huzur ve coşku dolu bir dünyaya çıkan yolun temel taşlarını döşüyor.
Marousi'nin Devi, insanca, özgürce ve kendince yaşamanın, yaşamla bir olmanın destansı öyküsü.
"Kendi olanaklarına terk edildiğinde insan her zaman Yunan usulü bir başlangıç yapar - birkaç keçi ve koyun, derme çatma bir baraka, küçük bir tarla, birkaç zeytin ağacı, bir dere, bir kaval ile."
Yengeç Dönencesi ve Oğlak Dönencesi gibi klasiklere imza atmış dev bir yazardan, bir yaşam ve insanlık manifestosu: Marousi'nin Devi. Yirmi yıl boyunca tatil yapmadıktan sonra bir seneliğine çalışmama kararı alarak Yunanistan'a giden bir ya... tümünü göster