Genç İtalyan yazar Licia Troisinin büyük yankı uyandıran Tiran ve Genç Kız üçlemesinin kahramanı Nihal, erkek savaşçıların ağırlıkta olduğu bir dünyada, sıra dışı, özgün bir genç kızdır. Üçlemenin ilk kitabı Rüzgâr Ülkesinden Nihalde, bu yürekli kız, Yükselen Dünyayı acımasız bir Tiranın yönetiminden kurtarmak için savaşmaya karar verir. Yükselen Dünyayı oluşturan sekiz ülkeden beşini işgal etmiş olan Tiran, Rüzgâr Ülkesine saldırdığında, halkın direnişi hiçbir yarar sağlamaz, büyülerle kentlerini korumaya çalışan büyücülerin yaptıkları da bir işe yaramaz. Nihal için geriye tek bir seçenek kalmıştır: Gerçek bir savaşçı olmak, Tiranın boyunduruğuna girme tehlikesiyle karşı karşıya kalan masum insanları savunmak. Nihalin, Tirana karşı savaşta güvenebileceği iki güç vardır: Biri, can dostu genç büyücü Sennar, öbürü, genç kıza babasının armağan ettiği, siyah kristalden yapılmış olağanüstü kılıç. Üçlemenin ikincisi Sennarın Görevi ile üçüncü kitap Gücün Tılsımı da Can Yayınları arasında yakında çıkacaktır. Tiran ve Genç Kızı Yüzüklerin Efendisini ya da Harry Potterı sevmiş olanlar da, iyi roman okurları da zevkle okuyacaklar.
Genç İtalyan yazar Licia Troisinin büyük yankı uyandıran Tiran ve Genç Kız üçlemesinin kahramanı Nihal, erkek savaşçıların ağırlıkta olduğu bir dünyada, sıra dışı, özgün bir genç kızdır. Üçlemenin ilk kitabı Rüzgâr Ülkesinden Nihalde, bu yürekli kız,... tümünü göster
Genç İtalyan yazar Licia Troisinin büyük yankı uyandıran Tiran ve Genç Kız üçlemesinin kahramanı Nihal, erkek savaşçıların ağırlıkta olduğu bir dünyada, sıra dışı, özgün bir genç kızdır. Üçlemenin ilk kitabı Rüzgâr Ülkesinden Nihalde, bu yürekli kız, Yükselen Dünyayı acımasız bir Tiranın yönetiminden kurtarmak için savaşmaya karar verir. Yükselen Dünyayı oluşturan sekiz ülkeden beşini işgal etmiş olan Tiran, Rüzgâr Ülkesine saldırdığında, halkın direnişi hiçbir yarar sağlamaz, büyülerle kentlerini korumaya çalışan büyücülerin yaptıkları da bir işe yaramaz. Nihal için geriye tek bir seçenek kalmıştır: Gerçek bir savaşçı olmak, Tiranın boyunduruğuna girme tehlikesiyle karşı karşıya kalan masum insanları savunmak. Nihalin, Tirana karşı savaşta güvenebileceği iki güç vardır: Biri, can dostu genç büyücü Sennar, öbürü, genç kıza babasının armağan ettiği, siyah kristalden yapılmış olağanüstü kılıç. Üçlemenin ikincisi Sennarın Görevi ile üçüncü kitap Gücün Tılsımı da Can Yayınları arasında yakında çıkacaktır. Tiran ve Genç Kızı Yüzüklerin Efendisini ya da Harry Potterı sevmiş olanlar da, iyi roman okurları da zevkle okuyacaklar.
Genç İtalyan yazar Licia Troisinin büyük yankı uyandıran Tiran ve Genç Kız üçlemesinin kahramanı Nihal, erkek savaşçıların ağırlıkta olduğu bir dünyada, sıra dışı, özgün bir genç kızdır. Üçlemenin ilk kitabı Rüzgâr Ülkesinden Nihalde, bu yürekli kız,... tümünü göster
İkinci Dünya Savaşı yılları. Adana yöresi. Babaların genellikle askerde olduğu, yoksulluğun, açlığın sürüp gittiği bir sıkıntılı dönem. Kısa Pantolonlu Sevda, o dönemde yaşanmış bir çocukluğun sevgi dolu, hüzün dolu öyküleri. Çevredeki yetişkinler, Kurtuluş Savaşından kalma bir dayanışma ruhu içinde, inanılmaz yokluklara, acılara karşı koymaya çalışırken, dünyayla, dostlukla, aşkla ilk kez tanışan bir erkek çocuk. O çocuğun sünnet çağından ilkokulu bitirine kadar süren büyüme dönemi. Sinema oyunculuğunu yıllar önce bırakan, yaşamını yıllardır dünyanın uzak bir köşesinde, Avustralyada sürdüren, daha çok şiirleriyle tanıdığımız Nihat Ziyalanın ilk anlatımla ve gurbette bir anı gibi özenle korunmuş akıcı, şiirsel bir Türkçeyle karşılaşacaksınız. İnsan sıcaklığıyla yüklü bu öykülerde hem bilmediğiniz bir dünyaya girecek, hem de çocukluğunuzdan izler bulacaksınız.
İkinci Dünya Savaşı yılları. Adana yöresi. Babaların genellikle askerde olduğu, yoksulluğun, açlığın sürüp gittiği bir sıkıntılı dönem. Kısa Pantolonlu Sevda, o dönemde yaşanmış bir çocukluğun sevgi dolu, hüzün dolu öyküleri. Çevredeki yetişkinler, K... tümünü göster
İkinci Dünya Savaşı yılları. Adana yöresi. Babaların genellikle askerde olduğu, yoksulluğun, açlığın sürüp gittiği bir sıkıntılı dönem. Kısa Pantolonlu Sevda, o dönemde yaşanmış bir çocukluğun sevgi dolu, hüzün dolu öyküleri. Çevredeki yetişkinler, Kurtuluş Savaşından kalma bir dayanışma ruhu içinde, inanılmaz yokluklara, acılara karşı koymaya çalışırken, dünyayla, dostlukla, aşkla ilk kez tanışan bir erkek çocuk. O çocuğun sünnet çağından ilkokulu bitirine kadar süren büyüme dönemi. Sinema oyunculuğunu yıllar önce bırakan, yaşamını yıllardır dünyanın uzak bir köşesinde, Avustralyada sürdüren, daha çok şiirleriyle tanıdığımız Nihat Ziyalanın ilk anlatımla ve gurbette bir anı gibi özenle korunmuş akıcı, şiirsel bir Türkçeyle karşılaşacaksınız. İnsan sıcaklığıyla yüklü bu öykülerde hem bilmediğiniz bir dünyaya girecek, hem de çocukluğunuzdan izler bulacaksınız.
İkinci Dünya Savaşı yılları. Adana yöresi. Babaların genellikle askerde olduğu, yoksulluğun, açlığın sürüp gittiği bir sıkıntılı dönem. Kısa Pantolonlu Sevda, o dönemde yaşanmış bir çocukluğun sevgi dolu, hüzün dolu öyküleri. Çevredeki yetişkinler, K... tümünü göster
Denizlinin Sarayköy ilçesi; geleneksel Sakız Şenliğinin bir araya getirdiği insanlar ve şenlik boyunca önümüze açılan pencereden izlediğimiz bir dizi hayat. Doğup büyüdükleri ilçeye Sakız Şenliği nedeniyle dönen, farklı dünyalara savrulmuş bir avuç insanın öyküsü geriye dönüşlerle anlatılırken, Sarayköy de, bir roman kahramanı olarak beliriyor, sanki soluk alıp veriyor ve sakinlerinin yaşamını olduğu kadar okuru da kuşatıyor, sarıp sarmalıyor. Bir çiçek dürbününden bakarcasına önümüzden kayıp geçen, birbirine dolanan, kesişen yaşamlarla birlikte romanın başkahramanı olan kasaba, roman boyunca bir yün yumağı gibi çözülüyor, açılıyor, yüzeyin altını, buzdağının geri kalanını seriyor gözlerimizin önüne. Derinlere gömülü sırlar, sapkın kişilikler, kırık düşler, kasaba sınırlarını zorlayan cinsellikler ve elbette insanların yaşamları üzerine söz sahibi olan kasaba. Yüzeyde sığ, derinde çok katmanlı dünyalar sergileyen Sarayköy de, Sakız Şenliği de, romanın dokusunu renklendiren farklı kimlikler de M. Sadık Aslankaranın romanında aslında birer simge, birer metafor. Taşra yaşamını farklı bir boyutta ele alan, içinden anlatan Sığınak, taşranın kalbine bir yolculuk.
Denizlinin Sarayköy ilçesi; geleneksel Sakız Şenliğinin bir araya getirdiği insanlar ve şenlik boyunca önümüze açılan pencereden izlediğimiz bir dizi hayat. Doğup büyüdükleri ilçeye Sakız Şenliği nedeniyle dönen, farklı dünyalara savrulmuş bir avuç i... tümünü göster
Denizlinin Sarayköy ilçesi; geleneksel Sakız Şenliğinin bir araya getirdiği insanlar ve şenlik boyunca önümüze açılan pencereden izlediğimiz bir dizi hayat. Doğup büyüdükleri ilçeye Sakız Şenliği nedeniyle dönen, farklı dünyalara savrulmuş bir avuç insanın öyküsü geriye dönüşlerle anlatılırken, Sarayköy de, bir roman kahramanı olarak beliriyor, sanki soluk alıp veriyor ve sakinlerinin yaşamını olduğu kadar okuru da kuşatıyor, sarıp sarmalıyor. Bir çiçek dürbününden bakarcasına önümüzden kayıp geçen, birbirine dolanan, kesişen yaşamlarla birlikte romanın başkahramanı olan kasaba, roman boyunca bir yün yumağı gibi çözülüyor, açılıyor, yüzeyin altını, buzdağının geri kalanını seriyor gözlerimizin önüne. Derinlere gömülü sırlar, sapkın kişilikler, kırık düşler, kasaba sınırlarını zorlayan cinsellikler ve elbette insanların yaşamları üzerine söz sahibi olan kasaba. Yüzeyde sığ, derinde çok katmanlı dünyalar sergileyen Sarayköy de, Sakız Şenliği de, romanın dokusunu renklendiren farklı kimlikler de M. Sadık Aslankaranın romanında aslında birer simge, birer metafor. Taşra yaşamını farklı bir boyutta ele alan, içinden anlatan Sığınak, taşranın kalbine bir yolculuk.
Denizlinin Sarayköy ilçesi; geleneksel Sakız Şenliğinin bir araya getirdiği insanlar ve şenlik boyunca önümüze açılan pencereden izlediğimiz bir dizi hayat. Doğup büyüdükleri ilçeye Sakız Şenliği nedeniyle dönen, farklı dünyalara savrulmuş bir avuç i... tümünü göster