Victor Jara, general Pinochet yönetimindeki Şili ordusunun 11 Eylül 1973te yaptığı askeri darbeden birkaç gün sonra binlerce kişiyle birlikte gözaltında tutulduğu spor salonunda işkenceyle katledildi. Diktatörlük Victoru susturmak istedi. Çünkü onun gitarı zenginler için değildi, şarkısı devrimciydi. O şarkısını ezilenlerin, yoksulların ve yoksunların çığlığı gibi söylüyordu.
O şarkı bitmedi, bitmeyecek... Şimdi ve daima!
Joan Jara hem aşkı hem de yoldaşı olan Victoru tanışmalarından başlayıp, Salvador Allende önderliğindeki Halk Birliği içindeki mücadelelerine kadar büyük bir tutku, cesaret ve samimiyetle anlatıyor.
Victor Jara, general Pinochet yönetimindeki Şili ordusunun 11 Eylül 1973te yaptığı askeri darbeden birkaç gün sonra binlerce kişiyle birlikte gözaltında tutulduğu spor salonunda işkenceyle katledildi. Diktatörlük Victoru susturmak istedi. Çünkü onun ... tümünü göster
"Genel olarak herkesçe kabullenilmiş Buddha imgesini aşan bir Buda yaratmak, daha önce eşine rastlanmamış, büyük bir başarıdır. Siddhartha, benim gözümde, Kutsal Kitap'tan kat kat üstün bir ilaçtır..."
20. yüzyılın en büyük romancılarından Henry Miller'a bu sözleri söyleten Siddhartha, 1946 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Hermann Hesse'nin başyapıtıdır. I. Dünya Savaşını izleyen yıllarda, insanları kendi yaşamlarını kurmaya çağıran, Doğu gizemciliğini yücelten Siddhartha, kuşaklar boyunca nerdeyse bir kutsal kitap gibi okunmuştur. Siddhartha'da, Buda'nın yaşamının ilk yıllarını şiirsel bir üslupla anlatan Hesse, insanın öz benliğini bularak uygarlığın yerleşik biçimlerinden kurtulmaya çalışmasını işler. Bu kitapta, der, tüm dinlerde, insanların benimsediği tüm inanış biçimlerinde ortak olan yanı, tüm ulusal ayrımları aşan, tüm ırkların, tüm bireylerin benimseyebileceği şeyi yakalamaya çalıştım.
"Genel olarak herkesçe kabullenilmiş Buddha imgesini aşan bir Buda yaratmak, daha önce eşine rastlanmamış, büyük bir başarıdır. Siddhartha, benim gözümde, Kutsal Kitap'tan kat kat üstün bir ilaçtır..."
20. yüzyılın en büyük romancı... tümünü göster
"Genel olarak herkesçe kabullenilmiş Buddha imgesini aşan bir Buda yaratmak, daha önce eşine rastlanmamış, büyük bir başarıdır. Siddhartha, benim gözümde, Kutsal Kitap'tan kat kat üstün bir ilaçtır..."
20. yüzyılın en büyük romancılarından Henry Miller'a bu sözleri söyleten Siddhartha, 1946 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Hermann Hesse'nin başyapıtıdır. I. Dünya Savaşını izleyen yıllarda, insanları kendi yaşamlarını kurmaya çağıran, Doğu gizemciliğini yücelten Siddhartha, kuşaklar boyunca nerdeyse bir kutsal kitap gibi okunmuştur. Siddhartha'da, Buda'nın yaşamının ilk yıllarını şiirsel bir üslupla anlatan Hesse, insanın öz benliğini bularak uygarlığın yerleşik biçimlerinden kurtulmaya çalışmasını işler. Bu kitapta, der, tüm dinlerde, insanların benimsediği tüm inanış biçimlerinde ortak olan yanı, tüm ulusal ayrımları aşan, tüm ırkların, tüm bireylerin benimseyebileceği şeyi yakalamaya çalıştım.
"Genel olarak herkesçe kabullenilmiş Buddha imgesini aşan bir Buda yaratmak, daha önce eşine rastlanmamış, büyük bir başarıdır. Siddhartha, benim gözümde, Kutsal Kitap'tan kat kat üstün bir ilaçtır..."
20. yüzyılın en büyük romancı... tümünü göster
Babası öldükten sonra annesiyle evlenen amcasının aslında babasının katili olduğunu öğrenen Danimarka Prensi Hamlet derin bir acıya kapılır. Acı çekmek ya da kendini öldürerek bu acıyı dindirmek arasında bocalayan Hlet\in ikilemini, Shakespeare ünlü Olmak ya da olmamak! İşte bütün mesele bu! sözleriyle dile getirir:Acaba zalim feleğin okuna, taşına göğüs germek mi, yoksa bu mihnet deryasına karşı koyarak hepsine son vermek mi daha asil bir hareket olur? Ölmek: Uyumak... Hepsi bu kadar... Ve bir uykuyla bütün kalp ağrılarını, vücudun yakındığı binbir derdi dindirebilmek... İşte varlığımızın özlediği netice! Ahh, işte güçlük burada! Çünkü ruhumuz bu fani kalıptan sıyrılıp ölüm uykusuna daldığı an, nasıl bir rüya göreceğimizi kim bilir?
******
Cinayetin dili yok belki, ama konuşacak, der Hamlet Shakespearein en bilmecemsi oyununda. Klasik Shakespearei manga çizimiyle kaynaştıran ve sürükleyici etkisiyle okurlarını coşkulandıran çığır açıcı bir uyarlama. Savaşlarla mahvolmuş bir siberdünyada yaşayan Danimarka Prensi, Hamlet babasının ölümü nedeniyle acı çekerken, kalenin burçlarında gezinen bir hayalle karşılaşır. Bu Hamletin ölen babasının hayaletidir ve katilinin adını açıklar: Öz kardeşi öldürmüştür onu. Hamlet, babasının cinayetinin intikamını almaya çalışırken bizleri deliliğe, ihanetlere ve üzücü bir aşk hikayesine uzanan bir yolculuğa çıkarır.Hamlet, William Shakespearein tiyatro oyunlarının çizgi uyarlamaları olan Manga Shakespeare dizisinde yer almaktadır. Japon çizgilerinden esinlenen ve Shakespearein özgün metinlerinden Richard Appignanesi tarafından uyarlanan bu dizi, usta mangacıların çizimleriyle bu büyük yaratıcının sözlerini öğrenciler, Shakespeare okurları ve manga hayranları için canlandırmaktadır.***** Shakespeares Globe tavsiye ederYa resimlerin dramatik bir şekilde peşpeşe gelmesi ya da bir sanat biçimi olarak manganın enerjisi neden oluyor: Nefes kesici bir işle karşı karşıyayız.* The Guardian
************
Shakespearein, Hamleti siyasal, felsefi ve metafizik bir tragedyadır. Günümüze değin çok çeşitli yorumlara sahne olmuştur. Oyunda, temelde siyasal eylemi etiksel bağlamda sorunsallaştıran ve düşünceyi eyleme geçirmeyi sorgulayan Hamlet, bu sorunu varoluşsal düzlemde çözmeye çalışır. Çürümüş Danimarkada Hamlet için iki yol vardır: Ya çürümüş düzeni kabullenip deli rolü oynayarak bu düzene katlanacak, kısacası manen ölmeyi, yani olmamakı seçecek, ya da bu çürümüş düzene karşı çıkıp fiziken ölmeyi dahi göze alarak gerçeği değiştirmeyi, yani olmakı seçecektir.
******
Babası öldükten sonra annesiyle evlenen amcasının aslında babasının katili olduğunu öğrenen Danimarka Prensi Hamlet derin bir acıya kapılır. Acı çekmek ya da kendini öldürerek bu acıyı dindirmek arasında bocalayan Hlet\in ikilemini, Shakespeare ünlü ... tümünü göster
Her birinin gizledikleri ve korktukları sırları olan on kişi, Zenci Adası’ndaki ıssız bir malikaneye davet edilirler. Ancak malikaneye giden grubu bir sürpriz beklemektedir, ev sahibi ortalarda yoktur.
Geçmişlerindeki karanlık sırlardan başka hiçbir şeyleri olmayan bu insanlar adada mahsur kalmışlardır.
Konuklar bir süre sonra gizledikleri karanlık sırları birbirlerine anlatırlar. Ve teker teker ölmeye başlarlar...
Her birinin gizledikleri ve korktukları sırları olan on kişi, Zenci Adası’ndaki ıssız bir malikaneye davet edilirler. Ancak malikaneye giden grubu bir sürpriz beklemektedir, ev sahibi ortalarda yoktur.
Geçmişlerindeki karanlık sırlardan başka hiçbir... tümünü göster
siyahduygu şu anda kitap okumuyor.