Tuzakların pençesine düşmüş bir aşk ve sevdikleri her şeyi göze alan bir kadın
Bazen kedi fare oyunu aslında bir oyun değildir...
Oyun mu? Ne demezsiniz. Gurur sürüm dört bir yandan gelen saldırılarla karşı karşıya, babamın otoritesi sorgulanıyor ve sevgilim sürgünde. Yani Marc'ın muhteşem yüzünü aylardır görmedim. Üstelik korumam altında yeni anne olmuş bir kadın ve ben her şeyi bilirim diyen bir genç kız varken, onu tekrar görmekle ilgili hayal kurmak için vaktim de yok.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi, uzun zamandır beklediğimiz kavuşma anımız serserilerin gerçekleştirdiği korkunç bir tuzakla mahvoluyor. Şimdiyse sürümüz saldırı altında ve Marc kayıp. Savaş yaklaşıyor ve sahip olduğum her türlü beceri ve akla ihtiyacım olacak, aksi takdirde ailem tamamen dağılabilir. Sonsuza kadar.
" Başından sonuna kadar bu kitaba bayıldım."
Gena Showalter
"Karakteri beğendim ve hikâyedeki aksiyona bayıldım. Serinin bir sonraki kitabını okumak için dört gözle bekliyorum."
Charlaine Harris
Tuzakların pençesine düşmüş bir aşk ve sevdikleri her şeyi göze alan bir kadın
Bazen kedi fare oyunu aslında bir oyun değildir...
Oyun mu? Ne demezsiniz. Gurur sürüm dört bir yandan gelen saldırılarla karşı karşıya, babamın otoritesi sorgulanıy... tümünü göster
Doğan her yeni gün temiz bir sayfa açar...
Kendi masalını yazmak için ufak bir yolculuğa çıkmaya cesaret edebilir misin?
Başına pek çok şey gelecektir elbet. Parasız kalabilirsin, tehlikeli arkadaşlar edinebilirsin, insanlar seni kullanmaya çalışabilir...
Sadece bunlar değil; umudunu kaybetmiş insanların yüreğine ışık tutabilirsin, insanlar senin sayende korkularıyla yüzleşebilir.
Tabii arada yaşanan trajikomik olayları da unutmamak lazım: Sosyetik bir partinin tuvaletinde kilitli kalmak... Öleceğini sandığın için dramatik konuşmalar yaparken sadece gaz sıkışmasından muzdarip olduğunun açıklanması...
Doğan her yeni gün temiz bir sayfa açar...
Kendi masalını yazmak için ufak bir yolculuğa çıkmaya cesaret edebilir misin?
Başına pek çok şey gelecektir elbet. Parasız kalabilirsin, tehlikeli arkadaşlar edinebilirsin, insanlar seni kullanmaya çal... tümünü göster
Doğan her yeni gün temiz bir sayfa açar...
Kendi masalını yazmak için ufak bir yolculuğa çıkmaya cesaret edebilir misin?
Başına pek çok şey gelecektir elbet. Parasız kalabilirsin, tehlikeli arkadaşlar edinebilirsin, insanlar seni kullanmaya çalışabilir...
Sadece bunlar değil; umudunu kaybetmiş insanların yüreğine ışık tutabilirsin, insanlar senin sayende korkularıyla yüzleşebilir.
Tabii arada yaşanan trajikomik olayları da unutmamak lazım: Sosyetik bir partinin tuvaletinde kilitli kalmak... Öleceğini sandığın için dramatik konuşmalar yaparken sadece gaz sıkışmasından muzdarip olduğunun açıklanması...
Doğan her yeni gün temiz bir sayfa açar...
Kendi masalını yazmak için ufak bir yolculuğa çıkmaya cesaret edebilir misin?
Başına pek çok şey gelecektir elbet. Parasız kalabilirsin, tehlikeli arkadaşlar edinebilirsin, insanlar seni kullanmaya çal... tümünü göster
Sizin de eliniz ayağınız birbirine dolaşmaz mı âşık olduğunuzda... Sabahın kör vakitlerinde ne yapacağınızı bilmez, halde yalağınızda debelenip durmaz mısınız aşk varsa...Aşk girdiği her yüreği darmadağın eder, kimi zaman bir uçurtmaya takılıp gökyüzünde uçarsınız umarsızca, kimi zaman saal tik takları arasında bir telefon sesine muhtaç, oturursunuz anlamsızca, bir ayrılık vaktinde sancılanır ruhunuz kakalakalırsınız ne yağmurlarda ıslanmak rahatlatır sizi ne de arkadaşlara sığınmak, onsu/ nasıl nefes aldığınıza şaşırırsınız üstelik...Yüzyıllardır ne çok şey yazılmıştır aşk üzerine, hangi ülkede ve hangi yüzyılda olduğunuz da önemli değildir aşk söz. konusu olunca, insan insandır, her renkte, her dinde ve her iklimde.Aşk üzerine düşünmek ve yazmak ayrı bir serüvendir. Mehmet Coskundeniz de yıllardır aşk üzerine yazdığı yazılarla aşkı anlatmıştır durmaksızın. Bir dost sıcaklığındaki kelimeleriyle kim i zaman acılı yüreklere şifa olmuş, kimi zaman insan olmanın keyfini yaşatmıştır yazılarıyla. Âşık olanlar tanır onu. siz de âşık mısınız? İşte simdi güzel bir dostun kelimeleriyle yenilenecek ve tadını çıkaracaksınız aşkın.
Sizin de eliniz ayağınız birbirine dolaşmaz mı âşık olduğunuzda... Sabahın kör vakitlerinde ne yapacağınızı bilmez, halde yalağınızda debelenip durmaz mısınız aşk varsa...Aşk girdiği her yüreği darmadağın eder, kimi zaman bir uçurtmaya takılıp gökyüz... tümünü göster
Londra, 1845...
Grace Banbury, evine döndüğü gece bir gariplik olduğunu hissetmişti. Dakikalarca kapıyı çaldığı halde kimse ona yanıt vermemişti. Bir süre sonra kapının zaten açık olduğunu fark etti ve içeri girdi.
Ne annesi ne de erkek kardeşi ortalıkta görünüyordu. Üstelik eşyaların yerinde de yeller esiyordu. Grace neler olduğunu anlamaya çalışırken üst kattan gelen bir sesle irkildi. Yolunda gitmeyen bir şeyler olduğu belliydi.
Bir süre sonra merdivenlerden inen adamı, hayatında ilk kez görüyordu. Evin ve Gracein yeni sahibi olduğunu söyleyen bu adamın, Grace için iyi planları olmadığı belliydi.
Londra, 1845...
Grace Banbury, evine döndüğü gece bir gariplik olduğunu hissetmişti. Dakikalarca kapıyı çaldığı halde kimse ona yanıt vermemişti. Bir süre sonra kapının zaten açık olduğunu fark etti ve içeri girdi.
Ne annesi ne de erkek kardeş... tümünü göster
Kalır gibi gidişlerini izledim önce, sonra gider gibi kalışlarını…
Ve anladım ki ne sen gidebiliyorsun ne ben kalabiliyorum. Öyle bir hayat yaşıyoruz ki şimdi; ağlamak gülmenin mahkumu, gülmek ağlamanın gardiyanı gibi sanki…
Ve anladım ki ne seninle ağlayabiliyorum, ne de sensiz gülebiliyorum.
Belki de sen aşka aşıktın, ben üstüme alındım bilmiyorum. Bir gün gerçekten seni terk edebilecek miyim onu da bilmiyorum. Üzerine sinen benin kokusunu duymadan yaşayabilecek misin?.. Çünkü, senden geriye sadece sen kalana dek terk edilmiş olmuyorsun.
İnsan yaşadığı anın değerini yaşadıklarından ötürü değil, neler yaşayacağını bilmediğinden ötürü bilmez. Seni çok seviyorum; bir gün seni terk etme gücümü kendimde bulup bulamayacağımı bilmeye bilmeye... Anlıyor musun?
Gel “biz” olalım demek kolay… Benimle hiç olur musun?
Kalır gibi gidişlerini izledim önce, sonra gider gibi kalışlarını…
Ve anladım ki ne sen gidebiliyorsun ne ben kalabiliyorum. Öyle bir hayat yaşıyoruz ki şimdi; ağlamak gülmenin mahkumu, gülmek ağlamanın gardiyanı gibi sanki…
Ve anladım ki ne seni... tümünü göster