Edith Hamiltonun onyıllardır mitolojinin temel başvuru kaynağı olarak okunan eseri, Batı edebiyatının kök aldığı Grek ve Romen mitologyasını başından sonuna en özlü biçimde sunuyor. Ülkü Tamerin mükemmel çevirisiyle.
Edith Hamiltonun onyıllardır mitolojinin temel başvuru kaynağı olarak okunan eseri, Batı edebiyatının kök aldığı Grek ve Romen mitologyasını başından sonuna en özlü biçimde sunuyor. Ülkü Tamerin mükemmel çevirisiyle.
Çünkü ömür dediğimiz şey hayata sunulmuş bir armağandır Ve hayat sunulmuş bir armağandır insana Ataol Behramoğlunun yapıtlarının yirminci yüzyıl Türk şiirinin en verimli damarlarından birinin içinde, tam da Nazım Hikmetin şiirlerinde görkemli bir biçimde gerçekleşen şiir damarlarından birinin içinde bulunduğunu sanıyorum. (...) Ataol Behramoğlunun şiirlerinde duyduğumuz, insandan insana geçici, cömertçe söylenmiş, yapmacıksız sözlerdir. (...) Bu ozandan duyduğumuz sesler, biçimlerinde oldukları kadar duygusal gerçekliklerinde de titizlikle söylenmiş sözlerdir. Jean Baptiste Para, G.Pompidou (Kültür Merkezinde okunan konuşmadan, Paris, 5 Mayıs 1983)
Çünkü ömür dediğimiz şey hayata sunulmuş bir armağandır Ve hayat sunulmuş bir armağandır insana Ataol Behramoğlunun yapıtlarının yirminci yüzyıl Türk şiirinin en verimli damarlarından birinin içinde, tam da Nazım Hikmetin şiirlerinde görkemli bir biç... tümünü göster
Ölümdür yaşanan tek başına Aşk iki kişiliktir Bu on ayrılık şiiri, ayrılık izleğine öylesine yalın, öylesine kırık, öylesine suskun yaklaşıyor ki, ayrılığın kavurucu acısı olanca duyumsanıyor. (...) Anlaşılmaz, okunamaz şiirlerin sanatlık değer taşıdığı iddiasındaki günümüzde, Ataol Behramoğlu herkes için, hepimiz için şiir ülküsünü koruyor (Selim İleri, Cumhuriyet, 19 Mart 1999)
Ölümdür yaşanan tek başına Aşk iki kişiliktir Bu on ayrılık şiiri, ayrılık izleğine öylesine yalın, öylesine kırık, öylesine suskun yaklaşıyor ki, ayrılığın kavurucu acısı olanca duyumsanıyor. (...) Anlaşılmaz, okunamaz şiirlerin sanatlık değer taşıd... tümünü göster
Ahmet Cemal, edebiyatseverlerin yakından tanıdığı bir ad. Deneyimli, usta bir denemeci, usta bir çevirmen. Köşe yazılarıyla da sesini duyuran Ahmet Cemal şimdi, ilk kez bir başka yönüyle, öykücü Ahmet Cemal olarak çıkıyor karşımıza. Ustalıkla kullandığı Türkçeyi, yılların edebiyat birikimini, yaşam deneyimini ve elbette ki doğal yazma yeteneğini bu kez öykülerinde kullanmış. Keşke öykü yazmaya daha önce başlasaydı dedirtecek lezette, ustalıkta öyküler var Dokunmakta. Yazar, sıradışı, çarpıcı, ama gerçek konulara çekinmeden el atıyor. Pek çok şeyi göze alarak yüreklice yazıyor. Toplumun genelgeçer kurallarının dışına düşen, ama yadsınamaz bir biçimde de toplumun gerçeği olan kimi konuları, imgeleminin de yardımıyla işliyor. Kitapta on öykü yer alıyor; bunlara bir bütün olarak da bakılabilir. Bütün öyküleri dolaşan, kiminde az, kiminde belirgin bir biçimde kendini hissettiren temel bir izlek var: insanı insan olarak incelerken, onu bütün zayıflıkları, bütün kusurları ve sapkınlıklarıyla ele alırken, derin gözlem gücünü de ortaya koyuyor yazar. İnce bir duyarlılıkla kurgulanmış bu öyküler, yıllarını edebiyata vermiş bir aydının değişik bir alandaki yeni ürünleri.
Ahmet Cemal, edebiyatseverlerin yakından tanıdığı bir ad. Deneyimli, usta bir denemeci, usta bir çevirmen. Köşe yazılarıyla da sesini duyuran Ahmet Cemal şimdi, ilk kez bir başka yönüyle, öykücü Ahmet Cemal olarak çıkıyor karşımıza. Ustalıkla kulland... tümünü göster