Bu kitap, mutlaka yeniden yapılanması gerektiğine inanılan üniversitelerimizi, düzeyli bir akademik tartışma olmaksızın, tarihimizi yapay bir biçimde yorumlayan ABD üniversite modelini mutlak bir değer olarak benimseyen ve aslında Kemalizme de tamamen ters bir özel üniversite fikrini Kemalizm adına sunan, kendisini bu konuda çok yetkili sayan YÖK yönetimine karşı bilimsel bir yanıttır. Taner Timur bu araştırmasında birçok özgün görüşler ileri sürüyor, yorumlar yapıyor. Timurun kişisel yorumlarını paylaşmayanların dahi üniversiteler ve yüksek öğrenim konusunda çeşitli bakış açıları ve tezlerle ilgili açıklamalarını yararlı bulacaklarını umuyoruz. Özgür ve çağdaş anlamda özerk bir üniversiteyi tehdit eden güçleri, özgür üniversitenin düşmanlarını sınıfsal, kamusal ve kurumsal planda ortaya koymaya çalışan bu yapıt, üniversite sorunları üzerine düşünenlere bir kaynak olacak, yeni tartışma konuları açacaktır.
Bu kitap, mutlaka yeniden yapılanması gerektiğine inanılan üniversitelerimizi, düzeyli bir akademik tartışma olmaksızın, tarihimizi yapay bir biçimde yorumlayan ABD üniversite modelini mutlak bir değer olarak benimseyen ve aslında Kemalizme de tamame... tümünü göster
Oysa sanat, içinde saklı farklılıkla, gündelik gerçekliğe hicivle baktığında, şeytan, sanatçının yanındadır. Pacho Radayı öldüremeyen şeytan, onun akordeonunu kutsamıştır.-Nurçay Türkoğlu-Küreselleşmeye, postmodernizme ve medya temsillerine dayalı dünyada; gerçek arayışına, negatif aşkınlıka, ütopyan enerjiye ve eleştirel boyuta sahip temsil biçimlerine ihtiyaç var. -Süreyya Çakır-Khalili, bir teknolojik dönüşüm sürecinde olduğumuzu ifade eder. Önümüzdeki sürecin seyrini belirleyecek ve bu sorunun yanıtını verecek olan yarının sinemasıdır. -Senem Duruel Erkılıç-Fotoğraf yeniliklerle gelişiyor, dolayısıyla gerçekliğimiz günümüzde yine görüntü üreten/saptayan makineler tarafından üretiliyor ve çoğaltılıyor. Yarın da öyle olacak-Hakan Erkılıç-Mimari tasarımlar çevreye duyarlı olarak gerçekleştirilmek zorunda. Ekolojik Mimarlık ya da ekolojik planlama, çevre dostu yapı gibi kavramlar uygulamada etkin olarak yer almalı. -Işık Akın-Dinleyicilerin ve müzisyenlerin bir tür simbiyotik ilişki olarak da adlandırılabilen birbirleriyle olan etkileşimi, müziğin, olağan sınırların ötesine geçmesine, aşkınlaşmasına yol açan bir atmosfer yaratmaktadır.-Bilge Gürsoy-Tiyatro yazarlarının toplumdaki değişim ve dönüşümleri gözlemlemesi, belleğine kazıması ve mutlaka yazması gerekir. Aksi halde bu geleneksizlik sürer gider.-Cezmi Koca-Modern insanın programlanmış klişe hayatına tezat olarak, sanat, insanın ele geçirilemez olan benliğini bulmaya ya da korumaya çalışır.-Füsun Çağlayan-Sanat bugün vazgeçilmezliğini korumakta, zenginliği ve organikliği ile pek çok insan için bir umut alanı olma potansiyelini sürdürmektedir.-Mukadder Çakır Aydın-
Oysa sanat, içinde saklı farklılıkla, gündelik gerçekliğe hicivle baktığında, şeytan, sanatçının yanındadır. Pacho Radayı öldüremeyen şeytan, onun akordeonunu kutsamıştır.-Nurçay Türkoğlu-Küreselleşmeye, postmodernizme ve medya temsillerine dayalı dü... tümünü göster
Ülkemizde film eleştirisi alanında, ciddi bir literatür boşluğunun bulunması, bu alandaki tartışmalara sağlam bir zemin oluşturulamaması sonucuna yol açmaktadır. Filmler hakkında bilgilenme ve bilgilendirme sürecine ait olanakların yetersizliği, film eleştirisinin gelişimi önünde önemli bir engel olarak durmaktadır. Akademik bir bakış açısıyla hazırlanan bu kitap, mevcut temel sorunların ortaya konulmasına katkıda bulunmayı ve sinemayla farklı düzeylerde ilgilenenlere yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Kitabın ilk bölümünde, film eleştirisi kurumunu ortaya çıkaran tarihsel gelişim çizgisi verilmekte, bu kurumun işlevi, film eleştirmeni ve film seyircisi bakımından incelenmektedir. İkinci bölümde, günümüz film kuramları çerçevesinde temel eleştirel yaklaşımlar tanıtılmaktadır. Son bölümde ise, bu yaklaşımlardan biri olan türsel eleştiri yaklaşımı ayrıntılı bir biçimde incelenerek, tür filmlerinin eleştirilmesinde yol gösterici olacak düşünceler sunulmaktadır.
Ülkemizde film eleştirisi alanında, ciddi bir literatür boşluğunun bulunması, bu alandaki tartışmalara sağlam bir zemin oluşturulamaması sonucuna yol açmaktadır. Filmler hakkında bilgilenme ve bilgilendirme sürecine ait olanakların yetersizliği, film... tümünü göster
Politik Kamera, altmışlı yılların sonlarından seksenlerin ortalarına kadar uzanan ve ABD toplumunda politik ibrenin giderek artan bir hızla sağa yöneldiği bir dönemde Hollwood sinemasının bu yönelime nasıl karşılık verdiğini ele alan, kültür ile politika arasındaki ilişkiye dikkat çeken bir üslupla yazılmış eleştirel bir inceleme. Ryan ve Keliner, altmışların özgürlükçü ve eşitlikçi değerlerle örülü toplumsal atmosferinden Reagan ın vahşi kapitalime giden yolu, Hollwood sineması üzerinde kat ediyorlar. Ryan ve Keliner a göre sinema ideolojik üretim açısından vazgeçilmez bir araç; çünkü her ikisinin de sıkı sıkıya ilgili oldukları bir ortak nokta var: Temsil. Sinema dışarıda duran bir şeyi göstermez, onu temsilin süzgecinden geçirerek, şu ya da bu biçimde dönüştürerek, bize bir yapıtı sunarç Sinemada gödüğümüz her şeyin arkasında, temsil biçimine ilişkin bir tercih yatar. İdeoloji de temsilller üzerinde yükselir; toplumsal kurum ve değerlerle, cinsiyet rolleriyle, lişisel varoluşumuzla ilgili yapıtaşları temsilin vazgeçilmez katkısıyla oluşturulur. Dolayısıyla sinema, ideolojinin idamesine destek veren temsil biçimlerini yeğleyerek hakim ideolojik gerçekliğin yeniden yeniden üretime katkıda bulunabileceği gibi, altenatif temsiller aracılığıyla onu sarsmayı da amaçlayabilir. Zararsız görünüşlü pek çok Hollwood hikâyesinde kılık değiştirmiş toplumsal arzular, sıradanlıkları metaforik yüceltmeyle örtbas edilmiş korku ve kaygılar boy gösteriyor. Muhafazakar Hollwood sinemasında bolca rağbet edilen metaforik anlamlandırma biçimi, psikososyal gerilimleri yatıştırmaya yönelik bir boşalım mekanizması oluşturuyor. Böyle olunca, örneğin, Baba nın erkeklerini bu kladar erkek yapanın ne olduğu, Şeytan daki masum kız çocuğunun neden dehşet saçtığı, Havaalanı ve Yağan Kulesi gibi felaket filmlerinde felaketle birlikte nelerin savuşturulduğu, Kıyamet te Vietnam la nasıl hesaplaştığı, Rambo nun neden şiddete doymadığı üzerinde yeniden düşünmek gerekiyor.Patolojik bir eril cinsel kimlikle, bireyci alternatifliklerle, seçkin liderlere bağlanmış umularla yüklü, karşılanmamış özlemlerin ve hüsran duygularının saldırgan bir şiddete dönüştüğü babaerkil muhazafakar toplumda, imdat çağlarını görmek için muhazafakar kültürel üretimi geri şifrelemek bile yeterli olabiliyor. Ryan ve Keliner, Hollwood un İdeolojik şifrelerini ustalıklı bir içgörüyle çözerek, Hollwood formüllerinin bize gerçekten ne söylesiğini anlatıyor. Muhafazakârlık sözlüğünde erkek ve kadın olmanın, özgürlüğün, başarının, doğanın, ailenin, teknolojinin vb. ne anlama geldiğini merak edenlere ve daha eştlikçi alternatiflerden umudunu kesmemiş olanlara...
Politik Kamera, altmışlı yılların sonlarından seksenlerin ortalarına kadar uzanan ve ABD toplumunda politik ibrenin giderek artan bir hızla sağa yöneldiği bir dönemde Hollwood sinemasının bu yönelime nasıl karşılık verdiğini ele alan, kültür ile poli... tümünü göster
Politik Kamera, altmışlı yılların sonlarından seksenlerin ortalarına kadar uzanan ve ABD toplumunda politik ibrenin giderek artan bir hızla sağa yöneldiği bir dönemde Hollwood sinemasının bu yönelime nasıl karşılık verdiğini ele alan, kültür ile politika arasındaki ilişkiye dikkat çeken bir üslupla yazılmış eleştirel bir inceleme. Ryan ve Keliner, altmışların özgürlükçü ve eşitlikçi değerlerle örülü toplumsal atmosferinden Reagan ın vahşi kapitalime giden yolu, Hollwood sineması üzerinde kat ediyorlar. Ryan ve Keliner a göre sinema ideolojik üretim açısından vazgeçilmez bir araç; çünkü her ikisinin de sıkı sıkıya ilgili oldukları bir ortak nokta var: Temsil. Sinema dışarıda duran bir şeyi göstermez, onu temsilin süzgecinden geçirerek, şu ya da bu biçimde dönüştürerek, bize bir yapıtı sunarç Sinemada gödüğümüz her şeyin arkasında, temsil biçimine ilişkin bir tercih yatar. İdeoloji de temsilller üzerinde yükselir; toplumsal kurum ve değerlerle, cinsiyet rolleriyle, lişisel varoluşumuzla ilgili yapıtaşları temsilin vazgeçilmez katkısıyla oluşturulur. Dolayısıyla sinema, ideolojinin idamesine destek veren temsil biçimlerini yeğleyerek hakim ideolojik gerçekliğin yeniden yeniden üretime katkıda bulunabileceği gibi, altenatif temsiller aracılığıyla onu sarsmayı da amaçlayabilir. Zararsız görünüşlü pek çok Hollwood hikâyesinde kılık değiştirmiş toplumsal arzular, sıradanlıkları metaforik yüceltmeyle örtbas edilmiş korku ve kaygılar boy gösteriyor. Muhafazakar Hollwood sinemasında bolca rağbet edilen metaforik anlamlandırma biçimi, psikososyal gerilimleri yatıştırmaya yönelik bir boşalım mekanizması oluşturuyor. Böyle olunca, örneğin, Baba nın erkeklerini bu kladar erkek yapanın ne olduğu, Şeytan daki masum kız çocuğunun neden dehşet saçtığı, Havaalanı ve Yağan Kulesi gibi felaket filmlerinde felaketle birlikte nelerin savuşturulduğu, Kıyamet te Vietnam la nasıl hesaplaştığı, Rambo nun neden şiddete doymadığı üzerinde yeniden düşünmek gerekiyor.Patolojik bir eril cinsel kimlikle, bireyci alternatifliklerle, seçkin liderlere bağlanmış umularla yüklü, karşılanmamış özlemlerin ve hüsran duygularının saldırgan bir şiddete dönüştüğü babaerkil muhazafakar toplumda, imdat çağlarını görmek için muhazafakar kültürel üretimi geri şifrelemek bile yeterli olabiliyor. Ryan ve Keliner, Hollwood un İdeolojik şifrelerini ustalıklı bir içgörüyle çözerek, Hollwood formüllerinin bize gerçekten ne söylesiğini anlatıyor. Muhafazakârlık sözlüğünde erkek ve kadın olmanın, özgürlüğün, başarının, doğanın, ailenin, teknolojinin vb. ne anlama geldiğini merak edenlere ve daha eştlikçi alternatiflerden umudunu kesmemiş olanlara...
Politik Kamera, altmışlı yılların sonlarından seksenlerin ortalarına kadar uzanan ve ABD toplumunda politik ibrenin giderek artan bir hızla sağa yöneldiği bir dönemde Hollwood sinemasının bu yönelime nasıl karşılık verdiğini ele alan, kültür ile poli... tümünü göster
Politik Kamera, altmışlı yılların sonlarından seksenlerin ortalarına kadar uzanan ve ABD toplumunda politik ibrenin giderek artan bir hızla sağa yöneldiği bir dönemde Hollwood sinemasının bu yönelime nasıl karşılık verdiğini ele alan, kültür ile politika arasındaki ilişkiye dikkat çeken bir üslupla yazılmış eleştirel bir inceleme. Ryan ve Keliner, altmışların özgürlükçü ve eşitlikçi değerlerle örülü toplumsal atmosferinden Reagan ın vahşi kapitalime giden yolu, Hollwood sineması üzerinde kat ediyorlar. Ryan ve Keliner a göre sinema ideolojik üretim açısından vazgeçilmez bir araç; çünkü her ikisinin de sıkı sıkıya ilgili oldukları bir ortak nokta var: Temsil. Sinema dışarıda duran bir şeyi göstermez, onu temsilin süzgecinden geçirerek, şu ya da bu biçimde dönüştürerek, bize bir yapıtı sunarç Sinemada gödüğümüz her şeyin arkasında, temsil biçimine ilişkin bir tercih yatar. İdeoloji de temsilller üzerinde yükselir; toplumsal kurum ve değerlerle, cinsiyet rolleriyle, lişisel varoluşumuzla ilgili yapıtaşları temsilin vazgeçilmez katkısıyla oluşturulur. Dolayısıyla sinema, ideolojinin idamesine destek veren temsil biçimlerini yeğleyerek hakim ideolojik gerçekliğin yeniden yeniden üretime katkıda bulunabileceği gibi, altenatif temsiller aracılığıyla onu sarsmayı da amaçlayabilir. Zararsız görünüşlü pek çok Hollwood hikâyesinde kılık değiştirmiş toplumsal arzular, sıradanlıkları metaforik yüceltmeyle örtbas edilmiş korku ve kaygılar boy gösteriyor. Muhafazakar Hollwood sinemasında bolca rağbet edilen metaforik anlamlandırma biçimi, psikososyal gerilimleri yatıştırmaya yönelik bir boşalım mekanizması oluşturuyor. Böyle olunca, örneğin, Baba nın erkeklerini bu kladar erkek yapanın ne olduğu, Şeytan daki masum kız çocuğunun neden dehşet saçtığı, Havaalanı ve Yağan Kulesi gibi felaket filmlerinde felaketle birlikte nelerin savuşturulduğu, Kıyamet te Vietnam la nasıl hesaplaştığı, Rambo nun neden şiddete doymadığı üzerinde yeniden düşünmek gerekiyor.Patolojik bir eril cinsel kimlikle, bireyci alternatifliklerle, seçkin liderlere bağlanmış umularla yüklü, karşılanmamış özlemlerin ve hüsran duygularının saldırgan bir şiddete dönüştüğü babaerkil muhazafakar toplumda, imdat çağlarını görmek için muhazafakar kültürel üretimi geri şifrelemek bile yeterli olabiliyor. Ryan ve Keliner, Hollwood un İdeolojik şifrelerini ustalıklı bir içgörüyle çözerek, Hollwood formüllerinin bize gerçekten ne söylesiğini anlatıyor. Muhafazakârlık sözlüğünde erkek ve kadın olmanın, özgürlüğün, başarının, doğanın, ailenin, teknolojinin vb. ne anlama geldiğini merak edenlere ve daha eştlikçi alternatiflerden umudunu kesmemiş olanlara...
Politik Kamera, altmışlı yılların sonlarından seksenlerin ortalarına kadar uzanan ve ABD toplumunda politik ibrenin giderek artan bir hızla sağa yöneldiği bir dönemde Hollwood sinemasının bu yönelime nasıl karşılık verdiğini ele alan, kültür ile poli... tümünü göster
sonerb şu anda kitap okumuyor.