Genç yaşlı, kadın erkek, binlerce emekçinin verimli topraklara yolculuğunu ve bir ulusun yaşadığı dönüşümü işleyen Gazap Üzümleri, 1930´larda ABD´de yaşanan Büyük Göç´ün destanı...
************
Pulitzer armağanını da kazanan bu dev romanda, topraklarından koparılan ve iş bulma umuduyla yollara dökülen tarım emekçilerinin, kendilerine bir lokma ekmeği bile çok gören bir sistemin kanlı sömürüsüne başkaldırışları anlatılır.
Gazap Üzümleri, yerlerinden yurtlarından edilmiş Joad ailesinin milyonlarca benzerleri gibi sömürüye, zulme, baskıya ve açlığa karşı umutla direnişlerinin buruk öyküsüdür.
Steinbeck, şiirsellikle gerçekçiliğin uyumlu estetik bileşimi sayesinde kapitalizmin bu tipik sosyal olgusunu hiç kuruluğa düşmeden verir. Onun ustalığı da buradadır zaten. Ölmekle yaşamak, açlıkla öfke, umutla umutsuzluk, boyun eğme ile başkaldırma arasında sürüklenen kişileri her yönüyle sıcak ve canlıdır.
******
Genç yaşlı, kadın erkek, binlerce emekçinin verimli topraklara yolculuğunu ve bir ulusun yaşadığı dönüşümü işleyen Gazap Üzümleri, 1930´larda ABD´de yaşanan Büyük Göç´ün destanı...
************
Pulitzer armağanını da kazanan bu dev romand... tümünü göster
Ademden Önce konu açısından Jack Londonun öteki yapıtlarından değişik olmasına karşın, hava bakımından onlara benzer. İnsanoğlunun çok uzak geçmişini, yarı-insan olduğu bir dönemi anlatan bu öykü, yazıldığı çağın bilimsel verilerine uygun olduğu kadar soluk kesici ve anlamlı bir serüven romanıdır da... Her yaştan okura, ama en çok da gençlere kendi geçmişlerini böylesine canlı, böylesine derin bir özdeşleşme yaratarak anlatan bir başka yapıt bulmak olası değildir. İnsanın insan olma savaşı, Jack Londonun büyük bir ustalıkla anlattığı bu yırtıcı savaş, coşku verici olduğu kadar acıklıdır da... Bir yandan insana özgü dostluk, aşk, bağlılık gibi duyguların, toplumsal bilincin gelişmesini sergilerken; bir yandan da o vahşî ve korku dolu eski dünyada, kıran kırana bir savaşımın sürdüğü, yalnızca en güçlülerin egemen olabileceği, güçsüzlerin ise ölüme yargılı olduğu o acımasız ortamda, insanın varlığını sürdürebilmek için en vahşi yaratıktan daha vahşî, daha yırtıcı olmak zorunluluğunu, içimizi burkarak dile getirmiştir bu büyük yazar. Pınar KÜR
Ademden Önce konu açısından Jack Londonun öteki yapıtlarından değişik olmasına karşın, hava bakımından onlara benzer. İnsanoğlunun çok uzak geçmişini, yarı-insan olduğu bir dönemi anlatan bu öykü, yazıldığı çağın bilimsel verilerine uygun olduğu kad... tümünü göster
Ademden Önce konu açısından Jack Londonun öteki yapıtlarından değişik olmasına karşın, hava bakımından onlara benzer. İnsanoğlunun çok uzak geçmişini, yarı-insan olduğu bir dönemi anlatan bu öykü, yazıldığı çağın bilimsel verilerine uygun olduğu kadar soluk kesici ve anlamlı bir serüven romanıdır da... Her yaştan okura, ama en çok da gençlere kendi geçmişlerini böylesine canlı, böylesine derin bir özdeşleşme yaratarak anlatan bir başka yapıt bulmak olası değildir. İnsanın insan olma savaşı, Jack Londonun büyük bir ustalıkla anlattığı bu yırtıcı savaş, coşku verici olduğu kadar acıklıdır da... Bir yandan insana özgü dostluk, aşk, bağlılık gibi duyguların, toplumsal bilincin gelişmesini sergilerken; bir yandan da o vahşî ve korku dolu eski dünyada, kıran kırana bir savaşımın sürdüğü, yalnızca en güçlülerin egemen olabileceği, güçsüzlerin ise ölüme yargılı olduğu o acımasız ortamda, insanın varlığını sürdürebilmek için en vahşi yaratıktan daha vahşî, daha yırtıcı olmak zorunluluğunu, içimizi burkarak dile getirmiştir bu büyük yazar. Pınar KÜR
Ademden Önce konu açısından Jack Londonun öteki yapıtlarından değişik olmasına karşın, hava bakımından onlara benzer. İnsanoğlunun çok uzak geçmişini, yarı-insan olduğu bir dönemi anlatan bu öykü, yazıldığı çağın bilimsel verilerine uygun olduğu kad... tümünü göster
Turan'ım...On dört bin kilometreden bağırıyorum sana.Kutlarım. Gece karanlıkta kara nadasın içinde, kara koyunun kara kuzusunu gören gözlerinden öperim. Ali Akbaba, Sydney.İslam dinin tezyif eden, Diyanet'i ihanete ve hıyanete çeviren çıkarcı ve ilahiyat mezunu kimilerinin yüz kızartıcı şeriat meczupluklarına meydan okuyan yazılarınızın hayranıyım. Ellerin dert görmesin. Ben, yaşı seksene yaklaşan, Ata'nın zamanını yaşamış, din bilgisini de İzmirli İsmail Hoca'dan edinmiş bir kimseyim. İslam için hiç de makbul olmayan tarikatlara bölünmüş hocalarımızın, çıkarlarından başka bir şey tanımadıklarından size hocam diye başladım. A. Sadreddin Halulu, KarşıyakaSöyleyeni adı aklımda değil şimdi. "Bir önyargıyı parçalmak atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur" demiş bu değerli insan. Bu sözü niye mi başa yazdım? Çünkü, siz de Türkiye'de bilinçli olarak ve öz kaynağından kanıtlar, somut delillerle bir tabuyu yıkmaya çalışıyorsunuz. Sizi yürekten kutluyorum.Size saygı göstermek bütün aydınların görevidir. Ben, bu yürekli ve güzel çalışmalarınızı okurken erince ulaşıyorum. Gerçi tam takip edemiyorum. Çünkü, yolu yordamı, okulu olamayan bir köyde öğretmenim. Bu nedenle sağ olsun, gazete bayisi arkadaş fırsat buldukça, 2000'e Doğru ve Teori dergilerini yazama olanağınız ihmal etmiyor. Teori'de daha geniş yazama olanağınız olduğundandır ki, herhalde daha detaylı bilgi alabiliyoruz. Sorularıma geçmeden önce, bu çalışmalarınızı kitap olarak yayımlasanız, biz de yaralansık nasıl olur acaba? Bunu beklemek hakkımızdır sanırım. Nusret Ateş, Artvin.2000'e Doğru'da yazmaya başladığınızdan beri, bu derginin adeta tiryakisi oldum. Öyle ki, dergiyi elime alınca ilk işim "Din Dersleri"ni okumak oluyor. Çünkü bu derslerden çok istifade ediyor, bu zamana kadar duyup işitmediğim bilgiler ediniyorum. Mevzua derin vukfunuzu, fikirlerinizi cesaretle kaleme alışınızı görüp de sizi tebrik etmemek elden gelmiyor. Ancak, bu yüzden gözü dönmüş mutaassıp yobaz güruhunun hışımına uğramanız ihtimalinden korkuyor, ister istemez Salmaz Rüştü olayını hatırlıyorum. Süreyya Cebce, Eynesil- GiresunUzun zamandır yazılarınızı takip ediyorum. Aziz Nesin'in dediği gibi, her aydın Kur'an'ı da korumalıdır. Gerçekten katılıyorum. Şimdi de en çok istediğim, 2000'e Doğru dergisinde yazdıklarınız ve daha başka yerde yaşmışsanız onları toplayıp bir kitap haline getirirseniz, gerek Türkiye halkına, gerek Kıbrıs Türk toplumuna çok büyük hizmet etmiş olacaksınız. Mehmet Emin Panel, Gazi Magosa- KıbrısAyrıca din bilgisine daha fazla yer verilemez mi? 2000'e doğru dergisindeki yeriniz bir sayfalık çıkmaktadır. Ben şahsen dergiyi elime aldığım zaman heyecanla hemen ilk sayfanızı okuyorum. Doğrusu bu kadar önemli konu için bir sayfa az geliyor, heyecan verici bu bilgilere gerçekten hasretiz. Lütfen yeri biraz daha genişletin. Yıllardan beri halkımızı uyuşturan sözde o mucizelere karşı bize karşı bize savunma olanağını verdiğiniz için, size teşekkür etmeyi bir borç sayarken, uzun ömürlü olma içtenlikli dileklerimi iletir, saygılarımı sunarım. Ömer Avni Aksaray, Balıkesir
Turan'ım...On dört bin kilometreden bağırıyorum sana.Kutlarım. Gece karanlıkta kara nadasın içinde, kara koyunun kara kuzusunu gören gözlerinden öperim. Ali Akbaba, Sydney.İslam dinin tezyif eden, Diyanet'i ihanete ve hıyanete çeviren çıkar... tümünü göster
Turan'ım...On dört bin kilometreden bağırıyorum sana.Kutlarım. Gece karanlıkta kara nadasın içinde, kara koyunun kara kuzusunu gören gözlerinden öperim. Ali Akbaba, Sydney.İslam dinin tezyif eden, Diyanet'i ihanete ve hıyanete çeviren çıkarcı ve ilahiyat mezunu kimilerinin yüz kızartıcı şeriat meczupluklarına meydan okuyan yazılarınızın hayranıyım. Ellerin dert görmesin. Ben, yaşı seksene yaklaşan, Ata'nın zamanını yaşamış, din bilgisini de İzmirli İsmail Hoca'dan edinmiş bir kimseyim. İslam için hiç de makbul olmayan tarikatlara bölünmüş hocalarımızın, çıkarlarından başka bir şey tanımadıklarından size hocam diye başladım. A. Sadreddin Halulu, KarşıyakaSöyleyeni adı aklımda değil şimdi. "Bir önyargıyı parçalmak atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur" demiş bu değerli insan. Bu sözü niye mi başa yazdım? Çünkü, siz de Türkiye'de bilinçli olarak ve öz kaynağından kanıtlar, somut delillerle bir tabuyu yıkmaya çalışıyorsunuz. Sizi yürekten kutluyorum.Size saygı göstermek bütün aydınların görevidir. Ben, bu yürekli ve güzel çalışmalarınızı okurken erince ulaşıyorum. Gerçi tam takip edemiyorum. Çünkü, yolu yordamı, okulu olamayan bir köyde öğretmenim. Bu nedenle sağ olsun, gazete bayisi arkadaş fırsat buldukça, 2000'e Doğru ve Teori dergilerini yazama olanağınız ihmal etmiyor. Teori'de daha geniş yazama olanağınız olduğundandır ki, herhalde daha detaylı bilgi alabiliyoruz. Sorularıma geçmeden önce, bu çalışmalarınızı kitap olarak yayımlasanız, biz de yaralansık nasıl olur acaba? Bunu beklemek hakkımızdır sanırım. Nusret Ateş, Artvin.2000'e Doğru'da yazmaya başladığınızdan beri, bu derginin adeta tiryakisi oldum. Öyle ki, dergiyi elime alınca ilk işim "Din Dersleri"ni okumak oluyor. Çünkü bu derslerden çok istifade ediyor, bu zamana kadar duyup işitmediğim bilgiler ediniyorum. Mevzua derin vukfunuzu, fikirlerinizi cesaretle kaleme alışınızı görüp de sizi tebrik etmemek elden gelmiyor. Ancak, bu yüzden gözü dönmüş mutaassıp yobaz güruhunun hışımına uğramanız ihtimalinden korkuyor, ister istemez Salmaz Rüştü olayını hatırlıyorum. Süreyya Cebce, Eynesil- GiresunUzun zamandır yazılarınızı takip ediyorum. Aziz Nesin'in dediği gibi, her aydın Kur'an'ı da korumalıdır. Gerçekten katılıyorum. Şimdi de en çok istediğim, 2000'e Doğru dergisinde yazdıklarınız ve daha başka yerde yaşmışsanız onları toplayıp bir kitap haline getirirseniz, gerek Türkiye halkına, gerek Kıbrıs Türk toplumuna çok büyük hizmet etmiş olacaksınız. Mehmet Emin Panel, Gazi Magosa- KıbrısAyrıca din bilgisine daha fazla yer verilemez mi? 2000'e doğru dergisindeki yeriniz bir sayfalık çıkmaktadır. Ben şahsen dergiyi elime aldığım zaman heyecanla hemen ilk sayfanızı okuyorum. Doğrusu bu kadar önemli konu için bir sayfa az geliyor, heyecan verici bu bilgilere gerçekten hasretiz. Lütfen yeri biraz daha genişletin. Yıllardan beri halkımızı uyuşturan sözde o mucizelere karşı bize karşı bize savunma olanağını verdiğiniz için, size teşekkür etmeyi bir borç sayarken, uzun ömürlü olma içtenlikli dileklerimi iletir, saygılarımı sunarım. Ömer Avni Aksaray, Balıkesir
Turan'ım...On dört bin kilometreden bağırıyorum sana.Kutlarım. Gece karanlıkta kara nadasın içinde, kara koyunun kara kuzusunu gören gözlerinden öperim. Ali Akbaba, Sydney.İslam dinin tezyif eden, Diyanet'i ihanete ve hıyanete çeviren çıkar... tümünü göster
Din gibi bir konuyu seksle bir arada ele almak inanırlarınca yanlış anlaşılabilir; ama, kutsal kitap kökenli de olsa, tabulaştırılmış birçok çağdışı kural (şeiat) bağımlılarının hangi nedenlerle bu kurallara (Şeriata) yönlendirildiğinin öğretilmesi, öğrenilmesi gerekmektedir.'
Tevret'ta seks-İlk Çift
İlk Cinayet ve Kadın
Allah'ın Oğulları-Adem'in Kızları
Tufan ve Yeniden Üreme
İbrahim Peygamber, Güzel karısı Sara ('Sare') v Mısır Hükümdarı
Lut Peygamberin Toplumu, kızları ve Melekler
Tevratın Buyruğu ve Oğlancılık (Homoseksüellik )
Lut Peygamber ve İki Kızı
Yakup Peygamber, Karıları ve Cariyeleriyle İlişkisi
Onanizm (Mastürbasyon) Yani Kendi kendine Tatmin
Yakışıklı Delikanlı Yusuf ve Efendisinin Güzel Karısı (Zeliha)
Yasak Aşk ve Yasak Cinsel Birleşme
Hayvanlarla Cinsel İlişki
Şimşon ve Kadın Yüzünden Başına Gelenler
Davut Peygamber ve Kadınlara Olan İlgisi
Kralın Kızı İçin Davud'un Göze Aldığı Tehlike
Davud ve Nabal'ın Güzel Karısı Abigail.
Din gibi bir konuyu seksle bir arada ele almak inanırlarınca yanlış anlaşılabilir; ama, kutsal kitap kökenli de olsa, tabulaştırılmış birçok çağdışı kural (şeiat) bağımlılarının hangi nedenlerle bu kurallara (Şeriata) yönlendirildiğinin öğretilmesi, ... tümünü göster
spesifik şu anda kitap okumuyor.