sputtups

Profil Resmi
0 takip ettiği ve 1 takip edeni var. 6 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
sputtups okumak istiyor.
Erken Kaybedenler

AnKara polisiyeleriyle tanıdığımız Emrah Serbes, bu defa direksiyonu kırıyor ve edebiyatımızda pek de işlenmemiş bir başka meseleye el atıyor. Erkek çocukların enerjik, hüzünlü, alengirli dünyasına giriyoruz...Baba çalışıyor, anne ev hanımı, muhafazakârlığın kalesi...İşçiler, yoksullar, teyzeler, abiler... Kolay ağlayan sert adamlar... Taşra seyrekliği, mahallenin kalabalığı... Kıskanç, gururlu, saf ergenler... Emrah Serbes, çabuk öfkelenen, kolay vazgeçen, baştan çıkmış erkek çocukları konuşturuyor... Kederli, insana dokunan komik hikâyeler bunlar...Dizinin dizime değişi, Handanın annesi için bir kelebeğin kanat çırpışıysa benim için kasırgaydı. Kaç sene geçti, hâlâ unutmam, günde en az beş sefer aklıma gelir. Biliyorum bu durumun, kökeni memeden kesildiğim güne kadar uzanan psikolojik nedenleri vardır. Ama bir kadını unutulmaz yapan şey, bir vakitler ona duyulan arzunun şiddetiyle doğru orantılı değil midir? O arzunun kıyısında, gerçekleşme olasılığının tam yanı başında, sanki arada başka hiçbir engel yokmuş gibi rahat davranabilmekle, kendini o tatlı yanılsamaya kaptırabilmekle doğru orantılı değil midir? Bu olgunun da mı sorumlusu benim mutsuz geçen çocukluğum? Cevap? Yok! Kalırsın öyle...Taşrada ve kâinatta, yapayalnız kalmış erkek çocukların hikâyesi...Erken Kaybedenler... Yoldan çıkmış bir neslin manifestosu...

AnKara polisiyeleriyle tanıdığımız Emrah Serbes, bu defa direksiyonu kırıyor ve edebiyatımızda pek de işlenmemiş bir başka meseleye el atıyor. Erkek çocukların enerjik, hüzünlü, alengirli dünyasına giriyoruz...Baba çalışıyor, anne ev hanımı, muhafaza... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 12 yıl, 3 ay
Profil Resmi
sputtups okumuş.
Dorian Gray'in Portresi

Gerçek miydi? Portre gerçekten değişmiş miydi? Yahut sadece kendi muhayyilesi mi neşeli bir bakışı şeytanca bir bakış olarak görmesine neden olmuştu? Boyanmış bir tablo gerçekten değişebilir miydi? Böyle bir şey saçmaydı. Bu, bir gün Basile anlatılacak bir hikâyeydi.Çok yakışlıklı bir genç olan Dorian Gray, ressam Basil Hallward tarafından çizilen portresinden o kadarnir ki geçen günler taze bedenini yaşlandıracakken tablonun daima genç ve güzel kalacak olmasına esef eder. Acaba gerçekten öyle mi olacaktır?

******

İrlandalı şair ve oyun yazarı Oscar Wilde, 1854te doğdu. Bütün ömrünü Güzelin peşinden koşmaya adadı. Dorian Grayin Portresi adlı eserinde kendi dünyasının olanca estetizmini ortaya koyar: Şiddetli ve az rastlanır duyuları aramak, zevki ve ruhu baskılayan her şeye başkaldırmak, gerçek sanatçının toplum veya ahlak kurallarına üstünlüğü gibi özelliklerin hepsi bu eserinde vardır.
Zevk için yaşadığına hiçbir zaman yazıklanmayan, tanımadığı hiçbir hazzın kalmamasıyla övünen, flüt sesleriyle, ilkbahar çiçeklerinin süslediği, patikalardan indiğini söyleyen Oscar Wildein bu eserinde çok şey bulacaksınız.

************

İrlanda asıllı İngiliz yazar Oscar Wilde 19. yüzyıl sonunda en çok ilgi çeken sanatçılardan biridir. Wilde, sanatıyla yaşamını bütünleştiren bir yazardır. İlk yapıtları pek ilgi görmese de 1891de yayımlanan The Picture of Dorian Gray adlı eseriyle başarısının doruğuna çıkmış, ününe ün katmış, ustalığını kanıtlamıştır. Eserlerinde döneminin çok hassas bir konusu olan farklı cinsel eğilimlere yasakçı bir gözle bakan, dönemin bu toplumsal yargısını uca vardırılmış bir eleştirellikle işleyen Oscar Wilde, bu romanının kurgusunu da böyle bir konuyla temellendirmiştir. Katı ve gelenekçi Victoria dönemi anlayışına başkaldıran bir estetiğin savunuculuğunu yapan Wildeın, yaşamın toplumsal görevlerin toplamı değil, güzelliklerin yaşanmasının bir toplamı olduğunu gösterebilmek için sürdürdüğü çabası ona pahalıya da patlamış olsa, yaşamı boyunca bu çabadan vazgeçmemiş, yıllar süren hapislik hayatı mücadelesini ancak daha fazla bilemiştir. Güzelliğin en yücesini sanatta bulan Wildeın, hayatın estetize edilebilmesi için yasaklardan arındırılması gerektiği tezini bu romanında rahatlıkla bulabileceksiniz...

************

İrlanda asıllı İngiliz yazar Oscar Wilde (1854-1900), çeşitli deneme ve öykülerinin ardından 1891‘de yayınlanan tek romanı Dorian Grayle büyük yankılar uyandırdı. Esas olarak özel yaşamına ilişkin itirafları kapsayan romanda, en çok üzerinde durulan konu roman kahramanı genç ve yakışıklı Dorian Grayin düalist felsefeye sahip olması ve yaşadığı çifte yaşamdır. Wildeın daha önceki çeşitli çalışmalarında da görülen bu biçim Dorian Grayin Portresinde doruk noktasına ulaşmıştır. Victoria Çağı ahlakının ikiyüzlülüğüne karşı sert bir tepki sayılan ünlü romanı, İbrahim Şenerin Türkçesiyle okurlarımıza sunuyoruz.

************

Yetenekli ressam Basil Hallward, kanavanın üzerine her vurduğu fırça darbesiyle kalbini, ruhunu kattığı nefes kesici güzellikteki resmin nelere yol açacağını bilemezdi...B bir portreydi, Dorian Grayin portresi... Dorian Gray, gençliğinin baharında, henüz hayatı tanımamış, bir Adonis, bir Paris kadar yakışıklı, erkeklerin bile güzel bulup, gözlerini ayıramadıkları bir delikanlı...Bu güzelliğiniz, gençliğiniz kısa sürecek, bir gün siz yaşlana-caksınız, ancak bu resim sonsuza kadar hep genç, yakışıklı kalacak...Belki de bu sözlerdi, geri dönülmesi mümkün olmayan, dehşet verici olaylar dizisini başlatan...Oscar Wildenin ilk ve son romanı olan bu inanılmaz eser, yazıldığı dönemde büyük fırtınalar koparmıştı. Kimileri bu romanı ahlakdışı buldular, kimileri de dehanın bir eseri olarak kabul ettiler. Gerçek güzellik nedir? Hep güzel ve genç kalmak uğruna nelerden vazgeçilebilir?

******

Gerçek miydi? Portre gerçekten değişmiş miydi? Yahut sadece kendi muhayyilesi mi neşeli bir bakışı şeytanca bir bakış olarak görmesine neden olmuştu? Boyanmış bir tablo gerçekten değişebilir miydi? Böyle bir şey saçmaydı. Bu, bir gün Basile anlatılac... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 12 yıl, 3 ay
Profil Resmi
sputtups okumuş.
Utopia

Sir Thomas More, Sokrates'e benzetilmek onurunu kazanan ender kişilerden biridir. Onun ölümsüz yapıtı Utopia dünya klasikleri arasına girmiş ve bugün bile hala merakla okunmaktadır. Neredeyse beşyüz yıl önce yazılmış olan Utopia'da, en geniş anlamıyla Hümanizm, yani insanlık sevgisi ve saygısı hakimdir. More, Utopia'da hayal gücüyle kurduğu kusursuz düzeni anlatır; neredeyse insanlığın tarihi kadar eski olan "yeryüzünde cennet" özlemini dile getirir. Başka bir deyişle More bu yapıtıyla dünyaya toplumsal mutluluğun bir örneğini sunar.

Yayınevimiz, Utopia'yı, Prof. Mina Urgan'ın incelemesiyle birlikte tek kitapta sunuyor.
Mina Urgan, More'un yapıtını ayrıntılara inerek ele alıyor, Utopia'nın çağdaş değerlendirmelerini aktarıyor, eleştirisini yapıyor ve Platon'un Devlet'iyle karşılaştırıyor.
(arka kapaktan alıntı)

Sir Thomas More, Sokrates'e benzetilmek onurunu kazanan ender kişilerden biridir. Onun ölümsüz yapıtı Utopia dünya klasikleri arasına girmiş ve bugün bile hala merakla okunmaktadır. Neredeyse beşyüz yıl önce yazılmış olan Utopia'da, en geni... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 12 yıl, 3 ay
Profil Resmi
sputtups şu an okuyor.
Düşüş

Albert Camus çağdaş düşün ve yazın dünyasındaki saygın yerini yalnızca oyunlarıyla da, yalnızca Sisifos Söyleni ve Başkaldıran İnsanla da alırdı belki. Ama Camusyü Camus yapan öncelikle anlatı yapıtlarıdır, Yabancı (1942), Veba (1947) ve Düşüşse (1956) bu yapıtlar arasında üç büyük doruktur. Ancak, kimi yazınseverler bu üç başyapıt arasında daha çok Düşüşü yeğlerler. Bu kitap, herhangi bir düşünce ya da savı özellikle öne çıkarmaya çalışmadan, yalın bir anlatım ve özgün bir kurgu içinde, zengin bir düşünce ve duygu yüküyle, çağdaş dünyayı ve insanlarını derinlemesine sorgulayıp yargılar, çirkinliklerini ve düşkünlüklerini sergiler. Ama, aynı zamanda, bu dünyada yaşayan, dolayısıyla şu ya da bu biçimde, şu ya da bu ölçüde onun sorumluluğunu taşıyan bireyler olarak tek tek her birimize bir ayna tutar, eski avukat Jean-Baptiste Clamenceın öyküsü aracılığıyla, bize kendini tehlikeye atmadan yaşayanların, yani hepimizin ve her birimizin benzersiz öyküsünü anlatır. Düşüşün yayımlanmasından bir yıl sonra Camusnün Nobel Ödülünü kazanması bir rastlantı olmasa gerek. ALDIĞI ÖDÜLLER: 1957 Nobel Ödülü

Albert Camus çağdaş düşün ve yazın dünyasındaki saygın yerini yalnızca oyunlarıyla da, yalnızca Sisifos Söyleni ve Başkaldıran İnsanla da alırdı belki. Ama Camusyü Camus yapan öncelikle anlatı yapıtlarıdır, Yabancı (1942), Veba (1947) ve Düşüşse (195... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 12 yıl, 3 ay
Profil Resmi
sputtups okumuş.
V for Vendetta

İyi akşamlar, Londra. Saat dokuz. Burası 275 ila 285 orda dalgadan yayın yapan Kader'in Sesi... Bugün Beş Kasım Bin Dokuz Yüz Doksan Yedi..

Brixton ve Sretham bölgelerinin bugün itibariyle karantinaya alındığı Londra halkına dduyuruldu. Sağlık ve emniyet nedenleri ile bu bölgelerden uzak durulması tavsiye ediliyor...

Polis, bu sabah Birmingham bölgesinde on yedi eve düzenlediği br dizi baskınla büyük bir terörist şebekesini açığa çıkardı. Sekizi kadın yirmi kişi göz altına alındı...

Hava az bulutlu ve açık.00: 07'de başlayacak olan sağanak,01: 30' a dek sürecek...

İyi akşamlar.

Ttaliter bir dünyada kaybolan kimlik ve özgürlüğün öyküsünü anlatan V FOR VENDETTA, umutsuzluğun ve baskıcı bit yönetimin güncesi.

Açık bir gerçekliğin ve zekanın eseri olan V FOR VENDETTA, bir çizgi romanın olmak isteyeceği her şey.

Yaşasın İngiltere.

İyi akşamlar, Londra. Saat dokuz. Burası 275 ila 285 orda dalgadan yayın yapan Kader'in Sesi... Bugün Beş Kasım Bin Dokuz Yüz Doksan Yedi..

Brixton ve Sretham bölgelerinin bugün itibariyle karantinaya alındığı Londra halkına dduyuruldu. Sağlı... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 12 yıl, 3 ay
Profil Resmi
sputtups okumuş.
Kuyucaklı Yusuf

Bu manasız ve yabancı hayatta bir tek şeye hakikaten sarılmış, hakikaten inanır gibi olmuştu. Bu da karısı idi. Muazzez'in varlığı Yusuf için büyük, boşlukları dolduracak mahiyette bir şey değildi, fakat onun yokluğu müthişti. Onun bu kadar sebepsiz yere, bu kadar insafsızca Yusuf'un hayatından koparılması çıldırtacak kadar acı idi. Hayatında asıl aradığı şeyin Muazzez olmadığını biliyordu, fakat Muazzez olmadan bunu aramaya muktedir olamayacağını sanıyordu.

Kuyucaklı Yusuf Türk edebiyatının belki de en romantik kahramanıdır. Hayatın ve insanların zalimliği karşısındaki naif duruşu ile bir yandan trajik bir sona ilerlerken, bir yandan da yaşadığı lirik aşk hiyakesinin kahramanı olarak edebiyat tarihinde yerini almıştır.

Bu manasız ve yabancı hayatta bir tek şeye hakikaten sarılmış, hakikaten inanır gibi olmuştu. Bu da karısı idi. Muazzez'in varlığı Yusuf için büyük, boşlukları dolduracak mahiyette bir şey değildi, fakat onun yokluğu müthişti. Onun bu kadar sebe... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 12 yıl, 3 ay
Daha Fazla Göster

sputtups şu an ne okuyor?

Düşüş

%0

Favori Yazarları (1 yazar)

Favori yazarı yok.