Yakup... Leyla... Halil... Aşkla, tarihle ve yara izleriyle birbirine bağlanan üç kişi, üç uzun yol... Biri yirmi beş yaşında, ömründe ilk kez ayak bastığı yabancı topraklarda hayatın ve dünyanın köşe bucağından haberdar oluyor tanıştıkları ve yaşadıklarıyla. Uzakta, şehrinde yaşayan bir kadına hayranlık duyuyor. O kadın kırkına merdiven dayamış. Bir oğlu, ayrı yaşadığı bir kocası, ona hayatı zindan etmiş ve etmekte olan bir babası, aşkta bütünlenen bir devrimcilik geçmişi var. Sonuncusu, kadının kocası... Hayatı nerdeyse bir büyük sırdan yaratılmış, devrime inanmış, cazibeli bir adam... Yakup, Leyla ve Halil, Tuna Kiremitçinin yeni romanı Yolda Üç Kişide buluştular. Üç ayrı dünya bir dünya kurdular. Bazen birlikte yürüdüler, bazen başka yollara saptılar, geçmişlerini ortaya koydular. Git Kendini Çok Sevdirmeden ve Bu İşte Bir Yalnızlık Var adlı romanlarıyla geniş bir okuyucu kitlesiyle buluşan Kiremitçi, hem kendi kuşağına hem de 78 kuşağına içeriden baktığı yeni kitabında farklı bir anlatım yakalıyor. Yazarı da romanın kurgusuna katıyor. Anlatıcının varlığını bize sık sık hissettiriyor, onun olaylara bakışını açık açık ele veriyor. Tuna Kiremitçi, kalemini bir kamera gibi kullanıyor. Ama bu öyle bir kamera ki kahramanların içini de okuyor. Yolda Üç Kişi, duygulara seslenen, duygulardan beslenen sağlam ve güçlü bir roman.
Yakup... Leyla... Halil... Aşkla, tarihle ve yara izleriyle birbirine bağlanan üç kişi, üç uzun yol... Biri yirmi beş yaşında, ömründe ilk kez ayak bastığı yabancı topraklarda hayatın ve dünyanın köşe bucağından haberdar oluyor tanıştıkları ve yaşadı... tümünü göster
Bilelim ki, Medine önce yüreklerde kuruldu, ona Mekke'de hamile kalmıştı mü'minler. Göğüslerinde bir muştu gibi besleyip büyüttükleri bu nurtopu çocuğun adıdır Medine Devleti. İçimizdeki devletten habersiz yaşayan bizlerin, dahası, yürek devletini olumsuz davranışlarla kıyasıya tarumâr eden bizlerin, devletten söz etmesi şov yapmaktır.
Eğer dünyadaki insana ve insandaki dünyaya varlığın, harcadıkça çoğalan ortak sermayesi sevgi hakim olmayacaksa, nasıl sağlanacaktır "insan"ın mutluluğu?
Ve yüreklerin işgal altında olduğu bir toplumda sevmeyi neyle, nasıl becerecektir insanlar?
Bilelim ki, Medine önce yüreklerde kuruldu, ona Mekke'de hamile kalmıştı mü'minler. Göğüslerinde bir muştu gibi besleyip büyüttükleri bu nurtopu çocuğun adıdır Medine Devleti. İçimizdeki devletten habersiz yaşayan bizlerin, dahası, yürek de... tümünü göster