GİZLİ EL; Reşat Nuri Gültekinin, Cemil Nimet takma adıyla, Dersaadet gazetesinde (1920) tefrika edilen ilk romanlarından biridir. Gizemli bir dünyanın dile getirildiği bu eserde, bir yazarın düş gücünün sözcüklerine nasıl başarıyla yansıdığını görebilirsiniz.
GİZLİ EL; Reşat Nuri Gültekinin, Cemil Nimet takma adıyla, Dersaadet gazetesinde (1920) tefrika edilen ilk romanlarından biridir. Gizemli bir dünyanın dile getirildiği bu eserde, bir yazarın düş gücünün sözcüklerine nasıl başarıyla yansıdığını görebi... tümünü göster
Tehlike altındayız; bir zamanlar yurt diye bellediğimiz çözülüyor, çöküyor. Yurda benzemeyenin gücü insanı o denli alt etti ki, insan buna karşı hiçbir şey yapamıyor. [Peki,] yurda benzemeyenin üzerimize gelişi karşısında nasıl savunmaya geçebiliriz? Ancak yurda özgü olanı sağlıklı tutan ve koruyan güçleri sürekli uyararak; yurda özgü olanın güç kaynaklarını akıtarak ve bu akışa uygun, doğru yolu sağlayarak. Bu [savunma, bizi] çevreleyen doğa güçleri ve tarihsel mirasın korunmasının el ele gittiği, köklerin ve eskiden beri süren[yerel]törelerin insanın Daseinını belirlediği yerlerde daha kalıcı ve etkili olabilir.Bu belirleyici görev bugün yalnızca kırsal alanlarda ve küçük kentlerde gerçekleştirilebilir. Doğal olarak bunun da koşulu, düşünerek/anımsayarak sıradan olmayan kararlar almak, büyük kent yaşamına ve modern sanayi yörelerine karşı sınırlarını çizmeyi bilmek, bunları kendilerine örnek almamak, öz kendisinin olanatutunmak ve yurda özgü olanı korumaktır.Düşünmek ciddi bir konu, aynı zamanda da şen bir şeydir. Düşünürken içsezi özgür bırakılır; bu da kutlamak demektir. Duyardüşünüş bulanıklık, hüzün, kasvet olmayıp, tam tersine neşedir, mutluluktur, onda her şey aydınlanır, saydamlaşır.Kitap Varlık ve Düşünme, Düşünmek ve Şükretmek, İnşa Etmek, İskan Etmek, Düşünmek gibi önemli metinlerin yanı sıra, Heideggerin bir veda niteliğinde olan Messkirch Konuşmasını da içermektedir.
Tehlike altındayız; bir zamanlar yurt diye bellediğimiz çözülüyor, çöküyor. Yurda benzemeyenin gücü insanı o denli alt etti ki, insan buna karşı hiçbir şey yapamıyor. [Peki,] yurda benzemeyenin üzerimize gelişi karşısında nasıl savunmaya geçebiliriz?... tümünü göster
Tehlike altındayız; bir zamanlar yurt diye bellediğimiz çözülüyor, çöküyor. Yurda benzemeyenin gücü insanı o denli alt etti ki, insan buna karşı hiçbir şey yapamıyor. [Peki,] yurda benzemeyenin üzerimize gelişi karşısında nasıl savunmaya geçebiliriz? Ancak yurda özgü olanı sağlıklı tutan ve koruyan güçleri sürekli uyararak; yurda özgü olanın güç kaynaklarını akıtarak ve bu akışa uygun, doğru yolu sağlayarak. Bu [savunma, bizi] çevreleyen doğa güçleri ve tarihsel mirasın korunmasının el ele gittiği, köklerin ve eskiden beri süren[yerel]törelerin insanın Daseinını belirlediği yerlerde daha kalıcı ve etkili olabilir.Bu belirleyici görev bugün yalnızca kırsal alanlarda ve küçük kentlerde gerçekleştirilebilir. Doğal olarak bunun da koşulu, düşünerek/anımsayarak sıradan olmayan kararlar almak, büyük kent yaşamına ve modern sanayi yörelerine karşı sınırlarını çizmeyi bilmek, bunları kendilerine örnek almamak, öz kendisinin olanatutunmak ve yurda özgü olanı korumaktır.Düşünmek ciddi bir konu, aynı zamanda da şen bir şeydir. Düşünürken içsezi özgür bırakılır; bu da kutlamak demektir. Duyardüşünüş bulanıklık, hüzün, kasvet olmayıp, tam tersine neşedir, mutluluktur, onda her şey aydınlanır, saydamlaşır.Kitap Varlık ve Düşünme, Düşünmek ve Şükretmek, İnşa Etmek, İskan Etmek, Düşünmek gibi önemli metinlerin yanı sıra, Heideggerin bir veda niteliğinde olan Messkirch Konuşmasını da içermektedir.
Tehlike altındayız; bir zamanlar yurt diye bellediğimiz çözülüyor, çöküyor. Yurda benzemeyenin gücü insanı o denli alt etti ki, insan buna karşı hiçbir şey yapamıyor. [Peki,] yurda benzemeyenin üzerimize gelişi karşısında nasıl savunmaya geçebiliriz?... tümünü göster
tormund şu anda kitap okumuyor.