İnsan sıradan maddi cisimlerlerle karşılaştırıldığında ilk bakışta maddeye indirgenemez görünür. Çünkü bir yandan mana yaratma, diğer yandan öznel deneyim gibi özelliklere sahiptir. Bu da insanın doğa bilimi çerçevesinde ele alınamaz olduğunu düşünmemize yol açar. Öteden beri felsefenin en temel problemleri de buradan kaynaklanmıştır. Beden-zihin, ruh-madde, özne-nesne, idealizm-materyalizm tartışmalarının merkezinde bu temel problem vardır. Peki, "ne" olduğumuza ilişkin bu temel problem hem klasik metafiziğin perspektifini hem de çağdaş zihin felsefesinin tartışmalarını tek bir sorunsal çerçevesinde birleştirerek nasıl ele alınabilir?
Madde ve Mana'da bu tartışmayı üstleniyor Saffet Murat Tura. Bir yandan modern zihin felsefesinin beyin-anlam ve beyin-bilinç gibi problemlere önerdiği çözümleri sorguluyor, diğer yandan da Descartes'tan bu yana klasik metafiziğe hâkim olan etkileşimci ikilik probleminin ardındaki fenomenolojik yanılsamayı gösteriyor. Mananın maddi bir özellik olarak nasıl tanımlanabileceğini, doğadaki rasyonalitenin kökenlerinin ne olduğunu, toplumsal-dilsel anlamın doğadaki yeri ve dilsel hermeneutiğin natüralist hermeneutikle bağlantısı gibi sorunları çözüme kavuşturmak üzere diyalektik materyalist bir anlam teorisi, beden-zihin ikiliğini aşmaya yönelen bir Marksist metafizik geliştiriyor. Diyalektik materyalist doğa felsefesinin burada savunulan özgün sunumunun, içinde yaşadığımız çağın fizik ve biyoloji bilgileriyle çelişmeyen metafizik ufku olduğu tezini ileri sürüyor.
Klasik sistem felsefelerine artık ihtiyaç kalmadığı yolundaki yaygın kanaate karşı güçlü bir itiraz niteliğindeki bu çığır açıcı kitap, tam da böyle bir sistem kurma yönünde atılmış bir adım olarak okunmalı.
İnsan sıradan maddi cisimlerlerle karşılaştırıldığında ilk bakışta maddeye indirgenemez görünür. Çünkü bir yandan mana yaratma, diğer yandan öznel deneyim gibi özelliklere sahiptir. Bu da insanın doğa bilimi çerçevesinde ele alınamaz olduğunu düşünme... tümünü göster
Metis Ötekini Dinlemek dizisinin editörü, Günümüzde Psikoterapi ve Freuddan Lacana Psikanaliz kitaplarının yazarı psikiyatr Saffet Murat Turanın bu kitabı, Bu dünyada esas şaşırtıcı olan varlıktır sözüyle açılıyor ve Şeyh ve Ayna, Bir Ses Gelseydi Eğer, Doğmak ve Ölmek, Deli Dumrul ve Dünyeviliğin Ötesi, Türk ve Müslüman Olmak, Solaris ve Üçüncü Sır yazılarını kapsıyor. Kitabı hakkında şöyle diyor yazar:Şeyh ve Arzu dünyevilik ve uhrevilik, gündeliklik ve aşkınlık, inanç ve vicdan, tanrısallık ve ölüm gibi psikanalizi olduğu kadar dinsel düşünceyi de yakından ilgilendiren sorunlar hakkındaki yazılardan oluşuyor. Bu yazıları bir araya getirmemdeki amaç, insanı belli bir kültürel oyun içinde sorunsallaştırma, ona bu oyunun gündelikliğinin dışından, belli bir mesafeden bakabilme isteğidir. Bu yüzden buradaki kavrama çabası kültürel kimlik sorunlarından varoluşsal çatışmalara, oradan da varlığın mahiyeti sorusuna doğru evriliyor. Bu kitap eğer günümüz insanı gibi gündelikliğe teslim olmuş bir okurda evren karşısındaki çocuksu hayranlığı yeniden uyandırabilmişse vazifesini yerine getirmiş sayılmalıdır.
Metis Ötekini Dinlemek dizisinin editörü, Günümüzde Psikoterapi ve Freuddan Lacana Psikanaliz kitaplarının yazarı psikiyatr Saffet Murat Turanın bu kitabı, Bu dünyada esas şaşırtıcı olan varlıktır sözüyle açılıyor ve Şeyh ve Ayna, Bir Ses Gelseydi Eğ... tümünü göster
Psikanalizden türeyen psikoterapiler, insanlığın umutsuzluk ve kaygıyla mücadelesinde önemli bir aşamayı temsil eder. Diğer yandan yirminci yüzyıl boyunca psikoterapi tekniklerinde büyük bir çeşitlilik ortaya çıkmıştır. Bu konudaki Türkçe kaynakların sınırlılığını göz önüne alan psikiyatr Saffet Murat Tura, özellikle sınır durumlar ve narsisizm konuları çerçevesinde geçen başlıca tartışmaları özetleyerek temel ve güvenilir bir bilgi aktarmayı amaçlıyor.Analitik psikoterapi kuramları arasındaki çatışmaların sanıldığı kadar uzlaşmaz olmadığını savunan yazar, kuramsal tartışmaların çoğunun, psikoterapi tekniklerinin oluşturduğu farklı deney ortamlarında farklı tepkiler gözlenmesinden kaynaklandığını öne sürüyor. İşte bu nedenle Günümüzde Psikoterapi, değişik teknikler ve bu tekniklerle bağlantılı kuramları bir arada ve karşılaştırmalı olarak okumanın, bütün bu perspektiflerin üstünde bir geometrale; bütünsel ve merkezsiz bir kavrayışa ulaşmayı kolaylaştıracağı inancıyla yazılmıştır.
Psikanalizden türeyen psikoterapiler, insanlığın umutsuzluk ve kaygıyla mücadelesinde önemli bir aşamayı temsil eder. Diğer yandan yirminci yüzyıl boyunca psikoterapi tekniklerinde büyük bir çeşitlilik ortaya çıkmıştır. Bu konudaki Türkçe kaynakların... tümünü göster
Daha çok psikiyatr olarak tanıdığımız Tura'nın bir doğa olayı olarak insan bilincinin nasıl mümkün olduğu sorusunu, bilinçdışının gizemlerinden daha heyecan verici bulduğunu görüyoruz bu kitabında. Bilinç araştırmaları alanına Türkçeden yapılan son derece özgün bir katkı olan Histerik Bilinç'in temel sorusu şu: Hepimiz atomlardan oluşmuş maddi cisimler olduğumuz halde neden bir iç dünyamız, iç yaşantılarımız, bir fenomenal bilincimiz var? Neden içi karanlık biyolojik otomatlar değiliz? Buna bağlı olarak başka sorular geliyor: Duygular, düşünceler, hatta algılar gibi bilinç fenomenleri beynin fiziko-kimyasal esaslara dayalı nöral faaliyetlerini etkiliyor olabilir mi? Bilinç fiziksel etkiler yaratır mı? Yani bilinç, maddenin nasıl bir organizasyonundan kaynaklanır? Özgür irade diye bir şey var mı?
Daha çok psikiyatr olarak tanıdığımız Tura'nın bir doğa olayı olarak insan bilincinin nasıl mümkün olduğu sorusunu, bilinçdışının gizemlerinden daha heyecan verici bulduğunu görüyoruz bu kitabında. Bilinç araştırmaları alanına Türkçeden yapılan ... tümünü göster
tsavena şu anda kitap okumuyor.