turkan.erdizci

4 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 7 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

turkan.erdizci bir yazarı favorilerine ekledi.

Gaziantep'te 1960 yılında yedi çocuklu bir ailenin en küçük çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası kilim tüccarı, annesi terzi idi. İlk öğreniminin ardından Gaziantep Atatürk Lisesi'ne devam etti. 14 yaşından itibaren sol görüşlü bir aktivist oldu.Ülkücülerle aralarında çıkan bir kavgadan dolayı 24 arkadaşıyla birlikte Gaziantep dışına sürgün edildiği için liseyi Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde tamamladı.

1979'da Marmara Üniversitesi'nin Kamu Yönetimi bölümünde yükseköğrenimine başladı. Öğrencilik yıllarında tanışıp evlendiği Vildan Hanım ile evliliğinden Gül adında bir kızı oldu (1981). 1980 darbesinin ardından 'profesyonel devrimci' olarak çalıştı. 1982'de düzenlenen 'Anayasaya Hayır' kampanyasına katıldı. Duvarlara afiş yapıştırırken yakalanan arkadaşları için öykü şeklinde yazdığı rapor, takma adı olan 'K. Yalçın' imzası ile önce Atılım Dergisi'nde, sonra Prag'da 40 dilde yayın yapan Barış ve Sosyalizm Sorunları Dergisi'nde yer aldı. Yazarlığa adımnı bu rapor/öykü ile attı.1983 yılında üniversite öğrenimini tamamladı.

Üyesi olduğu Türkiye Komünist Partisi (TKP) tarafından 1985’te Moskova'ya gönderildi. 1985-1986 yılları arasında Moskova Sosyal Bilimler Akademisi'nde eğitim gördü. TKP tarafından komünistlik eğitimi almak için Rusya'ya gönderilen altı gencin başından geçenleri anlattığı 'Kar Kokusu' (1989) adlı romanı, bu dönemde yaşadıklarından izler taşır. Moskova'da iken şiir yazmaya başladı. 1989'da aktif politikadan ayrıldı ve Sokağın Zulası adlı şiir kitabını yayımladı. Arkadaşı Ali Taygun ile bir reklam ajansı çalıştırmaya başladı.

1990 yılında bir grup edebiyat tutkunuyla birlikte Yine Hişt adlı kültür-sanat dergisini çıkardı. Şiir, öykü ve yazılarını Adam Sanat, Yine Hişt, Öküz ve Cumhuriyet Kitap dergileri ile Yeni Yüzyıl gazetesinde yayımladı.

1992 yılında yayınlanan ilk öykü kitabı Çıplak Ayaklıydı Gece, aynı yıl Ferit Oğuz Bayır Düşün ve Sanat Ödülü'nü aldı. Bu kitap Ahmet Ümit'i yazın dünyamıza tanıtan ilk kitap olma özelliğini de taşır.

Arkadaşı tiyatro yönetmeni Ali Taygun'un teşvikiyle polisiye yazmaya ağırlık veren Ahmet Ümit, 1994 yılında ATV için çekilen 'Çakalların İzinde' adlı polisiye dizinin öykülerinin ve senaryosunun yazılmasına katkıda bulundu. Ardından da 1995'te Ahmet Ümit, çeşitli gazete ve dergilerde Franz Kafka, Dostoyevski, Patricia Highsmith, Edgar Allan Poe ve polisiye roman yazarları üzerine inceleme ve tanıtım yazıları kaleme aldı.

Bir Ses Böler Geceyi (1994) adlı uzun hikâyesinin ardından Masal Masal İçinde (1995) yayımlandı. Annesinden dinlediği masalları düzenleyip yazdığı bu kitap çeşitli özel ilköğretim okulunda ve özel kolejlerde ders kitabı olarak okutuldu, Korece'ye çevrildi. Kitaplarının tümünde var olan gerilim duygusu Sis ve Gece (1996) adlı polisiye romanında kendisini tümüyle dışa vurdu. Sis ve Gece, Türkiye'de yankı uyandırdı, tartışmalara yol açtı. Yunanistan'da yayımlanarak yabancı dile çevrilen ilk Türk polisiye yapıtı unvanını kazandı.

Sis ve Gece'yi Kar Kokusu (1998) adlı romanı, Agatha'nın Anahtarı (1999) adlı polisiye öykü kitabı takip etti. 2000'den itibaren Patasana (2000), Kukla (2002), Şeytan Ayrıntıda Gizlidir (2002), Beyoğlu Rapsodisi (2003), Aşk Köpekliktir (2004), Ninatta'nın Bileziği (2006), Kavim (2006) adlı kitaplarını ardı ardına yayımladı. 2007'de İnsan Ruhunun Haritası adlı denemesi yayımlandı. 2008'de yayınlanan Bab-ı Esrar'da Şems-i Tebrizi cinayetini konu edindi. İstanbul hakkında çok detaylı bilgiler de içeren İstanbul Hatırası adlı polisiye romanı Haziran 2010'da okuyucularla buluştu. Yazarın Başkomiser Nevzat, Çiçekçinin Ölümü (2005) adlı bir de çizgi romanı vardır.

Öykülerinden yola çıkılarak Uğur Yücel tarafından Karanlıkta Koşanlar ve Cevdet Mercan tarafından Şeytan Ayrıntıda Gizlidir dizileri yapılmış, Sis ve Gece adlı romanı 2007 yılında Turgut Yasalar tarafından sinemaya uyarlanmıştır.

Gaziantep'te 1960 yılında yedi çocuklu bir ailenin en küçük çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası kilim tüccarı, annesi terzi idi. İlk öğreniminin ardından Gaziantep Atatürk Lisesi'ne devam etti. 14 yaşından itibaren sol görüşlü bir aktivist oldu.Ülküc... tümünü göster

8 yıl, 2 ay
turkan.erdizci, doganozmurat adlı üyeyi takibe aldı.
doganozmurat

Yavaş yavaş ölürler, seyahat etmeyenler.
Yavaş yavaş ölürler, okumayanlar,müzik dinlemeyenler,
vicdanlarında hoşgörüyü barındırmayanlar.
Yavaş yavaş ölürler, alışkanlıklarına esir olanlar,
hergün aynı yolları yürüyenler,ufuklarını genişletmeyen ve değiştirmeyenler,
elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile giremeyenler,
bir yabancı ile konuşmayanlar.
Yavaş yavaş ölürler, heyecandan kaçınanlar,
tamir edilen kırık kalpleringözlerindeki parıltıyı görmek istemekten kaçınanlar.
Yavaş yavaş ölürler aşkta ve işte bedbaht olup yön değiştirmeyenler,
rüyalarını gerçekleştirmek için risk almayanlar.
Hayatlarında bir kez dahi mantıklı tavsiyelerin dışına çıkmamış olanlar...

Filozof Şair Neruda.

André Gide der ki;
“Benim için, bir yazarı okumak, yalnızca neler söylediğini öğrenmek değildir; onunla birlikte yollara düşmek, onun eşliğinde yolculuğa çıkmaktır.

Yavaş yavaş ölürler, seyahat etmeyenler.
Yavaş yavaş ölürler, okumayanlar,müzik dinlemeyenler,
vicdanlarında hoşgörüyü barındırmayanlar.
Yavaş yavaş ölürler, alışkanlıklarına esir olanlar,
hergün aynı yolları yürüyenler,ufuklarını genişletmeyen v... tümünü göster

8 yıl, 2 ay
turkan.erdizci okuma durumunu güncelledi.
Bir Ses Böler Geceyi

Sayfa: 135/218
%61

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 2 ay
turkan.erdizci bir test çözdü. Sonuç: 22/28 (%78.6) doğru.
8 yıl, 2 ay
turkan.erdizci bir değerlendirme yaptı.
Nar-ı Aşk

9

-------------------- SPOİLER-------------------

"İstanbul'da iki maşuk vuslata erecek" denildiğinde akla gelecek ilk isimler: Beyhan Sultan ve Şeyh Galip...
"Yeryüzünde asla kavuşamayacaklar" denildiğinde zikredilecek ilk isimler ise biri garptan diğeri şarktan gelip, kaderleri burada birleşen Simla ve Alehandro...
Aşk ateşiyle yanan birbirine sevdalı Beyhan Sultan ve Şeyh Galip'in vuslata ermemesi için hiçbir sebep yok...
Hayatları, yolları çok farklı Simla ve Alehandro'nun kavuşması için ise hiçbir gerekçe yok...
Peki ya hakikatte olanlar? Kaderin garip tecellisi işte...

sf.273
------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bana göre kitabın özeti aynı zamanda hayatın özeti yukardaki satırlar...
Esad Galip Mevlana ve Şems misali aşkı yaşayarak Allah'a ulaşmak isteyen Lale Devri Dönemi'nin en önemli şairlerinden biri.
Beyhan Sultan ise özgürlüğüne düşkünlüğü, savurganlığıyla dönemin padişahı Abdülhamid Han'ın yiğeni. Görünüşte diğer Sultanlarla aynı olan bir genç kız. Onu farklı yapan ise Esad Galib'in ve onun Esad Galib'e olan karasevdası...
Beşeri aşkı Allah aşkının neresindedir diye merak ediyorsanız kesinlikle okunması gereken bir kitap.

Bu kitap bana her zaman her anda herşeyin hiç umulmadık şekilde değişebileceğini bir kez daha gösterdi.
Okuduğumuz çoğu kitaptaki gibi herşeyin mükemmel bir güzellikle veya çok hazin bir sonla bitmeyişiyle daha gerçekçi bir kitaptı.
Günümüzdeki çoğu öyle olan ilginin fazlalığına ve laf cambazlığına aşk denilen bir zamanda gerçek aşk ve muhabbetin gönülde olduğunu hiç görmeden yalnızca hissederek, yılların hiç eksilmeyen bir sevgiyle geçebileceğini gösteren bir kitap oldu benim için.

Kesinlikle tavsiye ederim.

-------------------- SPOİLER-------------------

"İstanbul'da iki maşuk vuslata erecek" denildiğinde akla gelecek ilk isimler: Beyhan Sultan ve Şeyh Galip...
"Yeryüzünde asla kavuşamayacaklar" denildiğinde zikredilecek ilk isimler ise biri garpt... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 2 ay
turkan.erdizci okumuş bitirmiş.
Nar-ı Aşk

Sultan kızı, sultan kardeşi, amcam I. Abdülhamid’in en gözde yeğenlerindenim; güzelliğim dillere destan… On sekiz yıllık hayatım boyunca ne arzu ettiysem yerine getirildi. İsteklerime amade, etrafımda pervane gibi dönen nedimeler, cariyeler… Tüm bunlara rağmen bendeniz, Beyhan Sultan öyle bedbahtım ki! Gönlüm aşk ateşiyle yansa da derdimi kimselere diyemem…

***

Ben Şeyh Galip; tasavvuf ehli, aşk ehli bir şair… Yirmi yaşında divan sahibi oldum, yirmi altı yaşında Hüsn ü Aşk’ı yazdım. Ama asıl aşkı, aşkla yıkanan Konya’da, Beyhan Sultan’ın suretinde buldum. O gün onun gül yüzüne nazar ettim de pervane misali yanmaya durdum. Kendi ayaklarımla bile bile aşkın yangınına girdim…

***

Mine Sultan Ünver’den 18. yüzyıl İstanbul’unda bir aşk masalı… Nâr-ı Aşk tasavvuf, saray hayatı, ıslahat hareketleri ekseninde soluk soluğa okuyacağınız bir roman…

Sultan kızı, sultan kardeşi, amcam I. Abdülhamid’in en gözde yeğenlerindenim; güzelliğim dillere destan… On sekiz yıllık hayatım boyunca ne arzu ettiysem yerine getirildi. İsteklerime amade, etrafımda pervane gibi dönen nedimeler, cariyeler… Tüm bunl... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 2 ay
Daha Fazla Göster

turkan.erdizci şu an ne okuyor?

Bir Ses Böler Geceyi

%61
Sayfa 135.

Favori Yazarları (2 yazar)

Favori yazarı yok.