Buffalo Bill lakabıyla tanınan bir seri katil, bazı kadınların peşine düşmektedir. Katilin belli bir amacı vardır ama cesetler farklı eyaletlerde bulunduğu için kimse bunu kavrayamaz. FBI Akademisi’nde genç bir stajyer öğrenci olan Clarice Starling, büronun davranış bilimleri bölümünden Jack Crawford tarafından çağırılınca şaşırmıştır. Görevi, çok zeki bir psikiyatr ve korkunç bir katil olan, Baltimore Akıl Hastanesi’nde tutularak kriminal cinnet açısından yakından izlenen Dr. Hannibal Lecter ile görüşmektir. Lecter’ın, katillerin zihin yapısıyla ilgili öngörülerinin, Buffalo Bill’in izinin sürülmesine ve adamın yakalanmasına yardım edebileceği düşünülmektedir.
Zeki ve çekici bir kadın olan Starling, kendini Lecter gibi keskin zekâlı biriyle garip ve yoğun bir ilişki içinde bulunca sarsılır. Adamın, Buffalo Bill ve genç kadının kendisi hakkındaki şifreli ipuçları; Starling’i tüm okurların tüyler ürpertici ve son derece sürükleyici bulacağı bir araştırmaya sürükler.
Büyük bir yaratıcılık ve ustalıkla kaleme alınmış olan Kuzuların Sessizliği romanı bir gerilim klasiğidir.
Buffalo Bill lakabıyla tanınan bir seri katil, bazı kadınların peşine düşmektedir. Katilin belli bir amacı vardır ama cesetler farklı eyaletlerde bulunduğu için kimse bunu kavrayamaz. FBI Akademisi’nde genç bir stajyer öğrenci olan Clarice Starling, ... tümünü göster
Araştırma - inceleme, oyun ve senaryo yazarı Turgut Özakmanın tek romanı Korkma İnsancık Korkma; evvel zaman insanları, nice güzellikler, bahçeler, ıhlamur ve sakız ağaçları, yosun kokusu, yakamozlar, baygın şarkılar, yanık tangolar, sevgi, hoşgörü, sevinç ve sessizlik eşliğinde, büyük coşkularla gelişen bir aşkın romanı. Öyle bir aşk ki; anne sevgisini, dost sıcaklığını, öğretmen sabrını dokuyarak sunuyor. Sonuçta; tüm bu özelliklerine özgün bir anlatım da eklenince, Türk edebiyatının vazgeçilmezlerinden biri olarak duruyor karşımızda Korkma İnsancık Korkma.
Araştırma - inceleme, oyun ve senaryo yazarı Turgut Özakmanın tek romanı Korkma İnsancık Korkma; evvel zaman insanları, nice güzellikler, bahçeler, ıhlamur ve sakız ağaçları, yosun kokusu, yakamozlar, baygın şarkılar, yanık tangolar, sevgi, hoşgörü, ... tümünü göster
Esir Şehir Üçlemesi edebiyatımızın güçlü ve klasikleşmiş ismi Kemal Tahirin başyapıtlarındandır. Her büyük ve klasik yapıt gibi, bir ya da birden çok problematiği mükemmel bir biçimde işleyen bu nehir roman dizisinin ilk kitabı olan Esir Şehrin İnsanlarında Kemal Tahir, Mütareke Dönemi Osmanlı aydınının ve İstanbulunun destansı direnişinin ve mücadelesinin benzersiz bir fotoğrafını çekmektedir. Kurtuluş Savaşı öncesinin anlatıldığı pekçok roman yazılmıştır kuşkusuz, ama hiçbiri bu denli edebi ve ölümsüz olamamıştır. Türkiyeyi, Türkleri sahiden tanımak isteyen yerli yabancı herkes Kemal Tahiri okumak, anlamak zorundadır.
Esir Şehir Üçlemesi edebiyatımızın güçlü ve klasikleşmiş ismi Kemal Tahirin başyapıtlarındandır. Her büyük ve klasik yapıt gibi, bir ya da birden çok problematiği mükemmel bir biçimde işleyen bu nehir roman dizisinin ilk kitabı olan Esir Şehrin İnsan... tümünü göster
Goethe'nin dünya çapındaki klasikleşmiş eseri Faust'un kahramanı Doktor Faust (Faustus) bir hayal ürünü değildir. Kayıtlara göre Johann Faustus 1480'li yıllarda Almanya'da Knittlingen'de doğmuştur ve 1540 yılına doğru da Staufen-Brisgau'da ölmüştür.
Faust'un hikayesi şöyle rivayet edilir: Faust, şeytanla arasında bir anlaşma imzalamıştır. Anlaşmaya göre, Şeytan, Faus'ta yaşadığı sürece bilgi, zenginlik, gençlik ve büyü yapma gücü verecektir. Buna karşın, Faust da öldüğü zaman, ruhunu Şeytan'a teslim edecektir. Faust'un Almanya'nın taşrasını dolaşırken yanından ayırmadığı köpeğin de şeytan olduğuna yaygın olarak inanılmaktadır.
Doktor Faust bir gece Würtemberg'te bir handa ölü bulunmuş. Yüzündeki izler dehşet verici bir biçimde öldüğünü gösteriyormuş; bu nedenle halk arasında onu şeytanın öldürdüğü yargısı yerleşmiş ve halk onun ruhunu şeytana sattığına ve gerçek bir büyücü olduğuna kuvvetle inanmıştır. Faust'un hikayesi başta Almanya olmak üzere çeitli ülkelerde bir çok yazar tarafından ele alınmıştır. Ancak Faust efsanesini bütün genişliği ile ele alan ve onu zenginleştiren Goethe'dir. Bu eseriyle tam 62 yıl uğraşmıştır Goethe! Yaşamının sonuna dek Faust üzerinde çalışarak yaşar ve onu tamamladıktan kısa bir süre sonra da ölür.
******
İlk gençlik heyecanlarıyla okunan kitapların etkisini, o ilk okumanın verdiği benzersiz hazzı unutmak mümkün mü? İletişim ve bilgi edinme imkânlarının son hızla arttığı bir çağda, gençlerimizi ve çocuklarımızı kitapların dünyasıyla buluşturmak eskisi kadar kolay olmasa gerek. Bu anlamda, Millî Eğitim Bakanlığının ilköğretim ve ortaöğretime yönelik 100 Temel Eser seçimi; öğrencilere, velilere ve öğretmenlere, kısacası kültür dünyamıza katkıda bulunacak herkese yararlı olacak niteliktedir.
************
Goethe'nin hayatını, düşüncesini ve bütün kişiliğini ortaya koyarak meydana getirdiği bir başyapıttır.
************
Faust, yaşadığı çağın bütün bilimlerini öğrenmeye çalışan, bilgi haritası içinde kıvranan karamsar bir kişidir. Nefsiyle onca uğraşmasına rağmen mutluluğu bulamamış olmanın ıstırabıyla kavrulmaktadır. Mephisto, bu durumdaki Faust'u kolayca baştan çıkarabileceğini, sapıklığa sürükleyebileceğini düşünür. Tanrı ise insanın yaradılış itibarı ile iyi olduğunu ve kendi ruhunun iyiliği sayesinde doğru yolu bulabileceğini bildiği için Mephisto'yu Faust üzerinde istediğini yapmakta serbest bırakır.
************
Zavallı şeytan, bana ne verebilirsin ki? Yükseklere göz dikmiş insan bilincini, Senin gibiler kavrayabilir mi hiç? Sendeki gıda doyurmaz insanı, Elindeki kızıl altın, cıva gibi, Avcunun içinden akıp gider, Senin kumar masalarında, Kimse kazanmaz, Daha sarılırken başkalarına bakar, Göndereceğin kızlar, Vereceğin itibarın Tanrısal gururu, Kuyruklu bir yıldız gibi, Kayar gider; Bunları mı sunacaksın? Göster bana, bakalım, Kaparılmadan çürüyen meyveyi, Her gün yeniden yeşillenen ağacı,!
************
...Bana sevinçli günlerin görüntülerini getiriyorsunuz. Bazı yüce gölgeler belirgin hale geliyor: Ayrıca ilk aşkın ve ilk dostluğun izleri de sanki eski ve kısmen unutulmuş bir masal gibi gözümde canlanıyor. Hayatın tıpkı dehliz gibi olan kıvrımlı akışından dolayı sızlanışlar tekrarlanıyor ve güzel saatlerin mutlu hayalleriyle avunarak benden önce ölmüş o iyi insanların adları anılıyor.
İlk şarkılarımı dinlemiş olan ruhlar artık sonrakileri işitmiyorlar. O eski dost kafilesi şimdi toz toprak olmuştur ve ne yazık ki ilk yakının sesi de sönmüştür!
Artık ıstırabım hiç tanımadığım bir kalabalığa sesleniyor. Onların beni övmeleri ile içimi burkuyor. Şiirlerimizden zevk almış olan bazıları da, eğer yaşıyorlarsa, dünyada darmadağın olmuş halde dolaşıp duruyorlar ve içimi, o sakin ve aziz ruhlar dünyasına ait bir özlem kaplıyor. Bir arp gibi uğuldayan türküm, belirsiz seslerle havada yayılıyor. İçim ürperiyor, göz yaşlarına boğuluyorum, o acımasız kalbimin yumuşadığını hissediyorum. Önceden sahip olduğum şeyleri kendimden uzaklaşmış görüyorum ve kaybolmuş şeyler benin için artık birer gerçek oluyor...
************
Faust, Goethe'nin neredeyse tüm yaşamı boyunca çalışarak tamamladığı bir yapıttır. On sekiz yaşında başladığı oyunu, 1806'da Faust I ve 1832'de Faust II adıyla iki büyük bölüm hâlinde yazarak ölümünden kısa bir süre önce yani seksen üç yaşında bitirebilmiştir.
Goethe, Faust'un konusunu çok eski bir öyküden almıştır. Şeytan'la bahse giren insanoğlu teması önceki yüzyıllarda da birçok öyküye ve oyuna konu olmuştur. Goethe, Faust karakterini Şeytan
Mefistofeles'e yenilmeyen bir insan olarak incelemiştir.
************
Goethe Faust konusuyla 1770-71 yıllarında ilgilenmeye başlamış, 1808'de 1. kitabın ardından, tam 24 yıl sonra 2. kitabı tamamlamış, bu metin ölümünden sonra basılmıştır. Faust'un konusu, 16. yüzyılda Almanya'da yaşamış, büyüye, simyaya düşkün, şarlatanlıklardan geri kalmayan Doktor Faustus'a ve onun Alman efsanelerindeki izdüşümlerine kadar geri gider. 16. yüzyılda ünlü İngiliz ozanı Marlowe'un ele aldığı konu, Goethe'de, aydınlanma hareketinin ve bu hareketin Alman burjuva-aristokrat aydını üzerindeki etkisinin bütün yansımalarını kapsar. Almanya'da Fransa'daki gibi, beklenen hızlı dönüşümler yaşanamamış, reform umutlarını aristokrasiye bağlayan aydınlar, dünyadan kopup uzaklaşarak içlerine ya da Goethe/Faust gibi saraylara kapanmışlardır: Faust, bir aydın, evrenin nihai nedenlerini öğrenmek isteyen bir bilgi âşığı ve dâhi olarak, hem bu sosyal yenilginin, hem de aydınlanma insanının aklın sınırlarına (Kant) boyun eğişinin klasik tragedyasıdır. Faust: İhlal edilemez sınırlar.
************
Faust, Goethe'nin yazarlık yaşamının elli yıllık emeğini alarak, haklı bir üne kavuşmuş en önemli yapıtıdır. Ruhsal özgürlüğe ulaşmanın maddi arzulardan sıyrılmak ve bencil olmamakla mümkün olabileceği fikrini işlediği bu yapıt, yazarın sanatının da doruk noktasıdır.
************
Homer'in İlyada'sı ve Oysesseus'u, Dante'nin İlahi Komedyası, Shakespeare'in dramları ve Brecht'in oyunları gibi dünya edebiyatının içerdiği büyük konular, edebiyatın yüzyıllar boyu süregelen gelenekleri etkisiyle şekillenmişlerdir. Bütün bu büyük eserlerin içerdiği konular, insana özgü çatışmalar ve kaderler, çeşitli karakterler aracılığıyla yansıtılmış ve aynı zamanda toplumsal norm ve değer yargılarıyla aktarılmaya çalışılmıştır. Ancak, tüm bu norm ve yargıların karşısında duran, akıntıya karşı yüzen, var olan yasalara ve toplumsal tabulara karşı gelen, soran ve sorgulayan, cevaplar arayan bireysel başkaldırılar da dile getirilmiştir. Goethe'nin Faust'u da bu karakterlerden biridir ve her ne kadar evrenin sırlarına ulaşmak adına ruhunu şeytana satmış, dünyevi zevklerle büyülenmiş görünse de, şeytan karşısında kazanmış biri olarak çıkar okurun karşısına...
******
Goethe'nin dünya çapındaki klasikleşmiş eseri Faust'un kahramanı Doktor Faust (Faustus) bir hayal ürünü değildir. Kayıtlara göre Johann Faustus 1480'li yıllarda Almanya'da Knittlingen'de doğmuştur ve 1540 yılına doğru da Stau... tümünü göster
Babası öldükten sonra annesiyle evlenen amcasının aslında babasının katili olduğunu öğrenen Danimarka Prensi Hamlet derin bir acıya kapılır. Acı çekmek ya da kendini öldürerek bu acıyı dindirmek arasında bocalayan Hlet\in ikilemini, Shakespeare ünlü Olmak ya da olmamak! İşte bütün mesele bu! sözleriyle dile getirir:Acaba zalim feleğin okuna, taşına göğüs germek mi, yoksa bu mihnet deryasına karşı koyarak hepsine son vermek mi daha asil bir hareket olur? Ölmek: Uyumak... Hepsi bu kadar... Ve bir uykuyla bütün kalp ağrılarını, vücudun yakındığı binbir derdi dindirebilmek... İşte varlığımızın özlediği netice! Ahh, işte güçlük burada! Çünkü ruhumuz bu fani kalıptan sıyrılıp ölüm uykusuna daldığı an, nasıl bir rüya göreceğimizi kim bilir?
******
Cinayetin dili yok belki, ama konuşacak, der Hamlet Shakespearein en bilmecemsi oyununda. Klasik Shakespearei manga çizimiyle kaynaştıran ve sürükleyici etkisiyle okurlarını coşkulandıran çığır açıcı bir uyarlama. Savaşlarla mahvolmuş bir siberdünyada yaşayan Danimarka Prensi, Hamlet babasının ölümü nedeniyle acı çekerken, kalenin burçlarında gezinen bir hayalle karşılaşır. Bu Hamletin ölen babasının hayaletidir ve katilinin adını açıklar: Öz kardeşi öldürmüştür onu. Hamlet, babasının cinayetinin intikamını almaya çalışırken bizleri deliliğe, ihanetlere ve üzücü bir aşk hikayesine uzanan bir yolculuğa çıkarır.Hamlet, William Shakespearein tiyatro oyunlarının çizgi uyarlamaları olan Manga Shakespeare dizisinde yer almaktadır. Japon çizgilerinden esinlenen ve Shakespearein özgün metinlerinden Richard Appignanesi tarafından uyarlanan bu dizi, usta mangacıların çizimleriyle bu büyük yaratıcının sözlerini öğrenciler, Shakespeare okurları ve manga hayranları için canlandırmaktadır.***** Shakespeares Globe tavsiye ederYa resimlerin dramatik bir şekilde peşpeşe gelmesi ya da bir sanat biçimi olarak manganın enerjisi neden oluyor: Nefes kesici bir işle karşı karşıyayız.* The Guardian
************
Shakespearein, Hamleti siyasal, felsefi ve metafizik bir tragedyadır. Günümüze değin çok çeşitli yorumlara sahne olmuştur. Oyunda, temelde siyasal eylemi etiksel bağlamda sorunsallaştıran ve düşünceyi eyleme geçirmeyi sorgulayan Hamlet, bu sorunu varoluşsal düzlemde çözmeye çalışır. Çürümüş Danimarkada Hamlet için iki yol vardır: Ya çürümüş düzeni kabullenip deli rolü oynayarak bu düzene katlanacak, kısacası manen ölmeyi, yani olmamakı seçecek, ya da bu çürümüş düzene karşı çıkıp fiziken ölmeyi dahi göze alarak gerçeği değiştirmeyi, yani olmakı seçecektir.
******
Babası öldükten sonra annesiyle evlenen amcasının aslında babasının katili olduğunu öğrenen Danimarka Prensi Hamlet derin bir acıya kapılır. Acı çekmek ya da kendini öldürerek bu acıyı dindirmek arasında bocalayan Hlet\in ikilemini, Shakespeare ünlü ... tümünü göster
Momo, karşısındakileri aptal insanların bile aklına parlak düşünceler getirtecek şekilde dinlerdi... Momo'nun yanında oynanan oyunlar başka hiçbir yerde oynanamazdı.
Yaşanılan gün içinde çok büyük bir sır vardır; bu büyük sır, zamandır.
Onu ölçmek için saatler ve takvimler yapılmıştır; ama bunlar hiçbir şey ifade etmez. Herkes çok iyi bilir ki bazen bir saatlik süre insana ömür kadar uzun gelirken, bazen de göz açıp kapayıncaya kadar geçip gider. Çünkü zaman, yaşamın kendisidir. Ve yaşamın yeri yürektir.
Bu gerçeği hiç kimse "Duman Adamlar"dan daha iyi bilemezdi. Bir saatlik, bir dakikalık, hatta bir saniyelik yaşamın değerini hiç kimse onlar kadar iyi ölçemezdi. İnsanların zamanı üzerine planlar kuruyorlar: ince hesaplarla hazırlanmış planlar.
Yaptıklarından kimsenin haberdar olmaması onlar için çok önemliydi. Büyük kente yerleşip halkın arasına karışırken hiç dikkat çekmemişlerdi. Hiç kimse farkına bile varmadan adım adım ilerliyor ve insanlara egemen oluyorlardı.
Zamanınızı çalıyorlar sevgili dostlar, kendi istekleri uğruna sizi kandırıyor ve zamanınızı çalıyorlar... Ama Momo ve çocuklar sizi uyarıyor... Ey insanlık, dinle ve anla!.. On ikiye beş kaldı... Aç gözünü, tetikte ol!.. Hırsız çaldı zamanı. Okuyun ve anlayın... Zamanınızı çalıyorlar.
Bitmeyecek Öykü ile çok sevilen Michael Ende'den efsaneleşmiş bir eser daha...
Üstelik yine hem çocuklara hem de çocuk kalmaya uğraşan büyüklere...
Momo, karşısındakileri aptal insanların bile aklına parlak düşünceler getirtecek şekilde dinlerdi... Momo'nun yanında oynanan oyunlar başka hiçbir yerde oynanamazdı.
Yaşanılan gün içinde çok büyük bir sır vardır; bu büyük sır, zamandır.
... tümünü göster