2019'da kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?
2019'da kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?
Karanlığın, yılankavi sokakların, demkeşlerin, paranın hüküm sürdüğü Galata'nın, karın deşip boğaz kesen, husye burup göz çıkartan hikâyelerin, zagon üzerine öttürenlerin, bahtsızların, yolcuların, rüya görenlerin, maceracıların şehrindeyiz. Uzun İhsan Efendi'nin yedi iklimde, dört bucakta, yeraltında ve yerüstünde gezinen dünya atlasında… İhsan Oktay Anar'ın unutulmayan ilk romanı Puslu Kıtalar Atlası, bu defa İlban Ertem'in masalsı çizgileriyle çizgi roman olarak karşımızda. Beş yıl süren, kolay anlatılamayacak bir emek, tutkuyla dolu bir sadakat, civa gibi bir sayfadan diğerine akıp giden ustalık… İlban Ertem, Türkçe edebiyatta eşi benzeri olmayan bir uyarlamayla magnum opus'unu gün yüzüne çıkarıyor. Oyunbaz ve zifiri… Büyük bir "resimli roman".
Karanlığın, yılankavi sokakların, demkeşlerin, paranın hüküm sürdüğü Galata'nın, karın deşip boğaz kesen, husye burup göz çıkartan hikâyelerin, zagon üzerine öttürenlerin, bahtsızların, yolcuların, rüya görenlerin, maceracıların şehrindeyiz. Uzu... tümünü göster
Marquis de Sade... Yaşadığı dönemde insanların nefret ettiği, tiksindiği, akıl hastanelerinde ve cezaevlerinde çürüttüğü büyük bir yazar. Marquis de Sade... İnsanların ruhundaki kötülüğü, çarpıklığı haykırdıkça toplum dışına itilen doğa/toplum ilişkisini çağının çok ötesinde değerlendirdiği için sevgisiz bırakılan bir bilinç. Sadizm olarak bilinen bir ayrıksılığa adı verilen büyük bir yazar ve... bir klasik.Erdemle Kırbaçlanan Kadın... Sadeı Sade yapan bütün özellikleri içeren roman. İyilik/kötülük çatışmasının irdelenmesinde alışılagelmiş bütün değer yargılarını zorlamak amacıyla yazılmış bir roman...Dinin arkasına sığınmış Hıristiyan din adamlarının yaptığı kötülüklere rağmen, toplumun bu gibi adamların peşinden gitmesi, zengin/yoksul eşitsizliği, insanların genelgeçer kurallara ve duygulara aykırı bütün duygularını saklaması ve bütün kötü insanların nedense- hep galip gelmesi, hatta iyiliklerin yalnızca kötülüklerle ödüllendirilmesi nedeniyle Sadeı sonunda yaratıcısından bile kuşkuya düşüren roman. Ne ahlaksız, sapık, iğrenç...Ne de ahlaklı ve erdemli olmayan bir yazarın, Marquis de Sadeın ikiyüz yılı aşkın bir süredir ikiyüzlülükten kurtulmayan insanları anlatan romanı...
Marquis de Sade... Yaşadığı dönemde insanların nefret ettiği, tiksindiği, akıl hastanelerinde ve cezaevlerinde çürüttüğü büyük bir yazar. Marquis de Sade... İnsanların ruhundaki kötülüğü, çarpıklığı haykırdıkça toplum dışına itilen doğa/toplum ilişki... tümünü göster
Marquis de Sade... Yaşadığı dönemde insanların nefret ettiği, tiksindiği, akıl hastanelerinde ve cezaevlerinde çürüttüğü büyük bir yazar. Marquis de Sade... İnsanların ruhundaki kötülüğü, çarpıklığı haykırdıkça toplum dışına itilen doğa/toplum ilişkisini çağının çok ötesinde değerlendirdiği için sevgisiz bırakılan bir bilinç. Sadizm olarak bilinen bir ayrıksılığa adı verilen büyük bir yazar ve... bir klasik.Erdemle Kırbaçlanan Kadın... Sadeı Sade yapan bütün özellikleri içeren roman. İyilik/kötülük çatışmasının irdelenmesinde alışılagelmiş bütün değer yargılarını zorlamak amacıyla yazılmış bir roman...Dinin arkasına sığınmış Hıristiyan din adamlarının yaptığı kötülüklere rağmen, toplumun bu gibi adamların peşinden gitmesi, zengin/yoksul eşitsizliği, insanların genelgeçer kurallara ve duygulara aykırı bütün duygularını saklaması ve bütün kötü insanların nedense- hep galip gelmesi, hatta iyiliklerin yalnızca kötülüklerle ödüllendirilmesi nedeniyle Sadeı sonunda yaratıcısından bile kuşkuya düşüren roman. Ne ahlaksız, sapık, iğrenç...Ne de ahlaklı ve erdemli olmayan bir yazarın, Marquis de Sadeın ikiyüz yılı aşkın bir süredir ikiyüzlülükten kurtulmayan insanları anlatan romanı...
Marquis de Sade... Yaşadığı dönemde insanların nefret ettiği, tiksindiği, akıl hastanelerinde ve cezaevlerinde çürüttüğü büyük bir yazar. Marquis de Sade... İnsanların ruhundaki kötülüğü, çarpıklığı haykırdıkça toplum dışına itilen doğa/toplum ilişki... tümünü göster
Ağaçlarda kardeş gibi yaşayan ve düşleri en az bizim gündelik yaşamımız kadar gerçek olan bir ırk, kendini "gerçekçi" Arzlılara karşı nasıl savunabilir?
1970'lerin başlarında yazdığı Dünyaya Orman Denir'de Le Guin ABD'nin Vietnam savaşı politikasına doğrudan göndermeler yapar. Arz, Athshe'ye uygarlık götürüyordu. Silahlar, sanayi, şehirler ve fahişeler. Tüm bunlara yer açmak için Athshe'nin yüzeyini kaplayan ormanları kesmek gerekecekti; zaten Arz'ın da ahşaba ihtiyacı vardı. Her şey yolundaydı yani. Ancak Athshe'nin yerli halkı olan ufak tefek tüylü yaratıkların dilinde "Orman" ve "Dünya" eş anlamlı kelimelerdi; ikisi de "Athshe" demekti. O güne kadar şiddeti, savaşmayı ve öldürmeyi tanımamış olan Athshe insanları dünyalarını -ormanlarını- yok olmaktan korumak için savaşmayı ve öldürmeyi öğrenmek zorunda kalacaklardı artık. Dünya kurtulsa bile aynı dünya olabilecek miydi peki?
Ağaçlarda kardeş gibi yaşayan ve düşleri en az bizim gündelik yaşamımız kadar gerçek olan bir ırk, kendini "gerçekçi" Arzlılara karşı nasıl savunabilir?
1970'lerin başlarında yazdığı Dünyaya Orman Denir'de Le Guin ABD'nin ... tümünü göster