Birinci Dünya Savaşının sonunda yazı hayatına atılan Agatha Christie tüm dünyada polisiye romanlarının kraliçesi olarak bilinir. Özellikle yarattığı ufak tefek bir adam olan Belçikalı dedektif Hercule Poriot polisiye roman literatüründe en çok tanınan ve sevilen kahramanlardan biridir. Tüm dillere çevrilen yetmiş yedi Agatha Christie dedektif romanı ve öyküsünün satışları milyonlarla ifade edilmektedir. Beş Küçük DomuzAmyas Crale genç, yakışıklı ve ünlü bir ressamdır. Çapkınlığıyla tanınan Amyan, nedensiz bir şekilde öldürülür. Olayın gerisinde çözümlenemeyen pek çok şüpheli soru vardır ve bu ölüm yüzünden ressamın karısı suçlanır. Yıllar sonra genç bir bayan, babasını öldürmekle suçlanan annesinin masumiyetini ispatlamak için Poirottan yardım ister. Artık sır perdesinin aralanma vakti gelmiştir ve Poirot bir kez daha iş başındadır.
Birinci Dünya Savaşının sonunda yazı hayatına atılan Agatha Christie tüm dünyada polisiye romanlarının kraliçesi olarak bilinir. Özellikle yarattığı ufak tefek bir adam olan Belçikalı dedektif Hercule Poriot polisiye roman literatüründe en çok tanına... tümünü göster
Ahmet Ümitın son romanı, Bab-ı Esrar...Yaşamı, aşkı ve inancı yeniden düşünmek için... Yedi yüz yıldır çözülemeyen sır; Şems-i Tebrizi cinayeti...Yedi yüz yıldır süren bir sevda; Şems-i Tebrizi ile MevlânâBab-ı Esrar sadece bir gerilim romanı değil, aynı zamanda bir sırlar kitabı. Fantastik öğeleri kullanarak çok katmanlı bir dil yaratan Ahmet Ümit bu yapıtında Mevlevilik temelinde din ve inanç üzerine ilginç sorular soruyor. Din ile aşk arasında, inanç ile sevda arasındaki ilişkiyi bambaşka bir açıdan gözlerimizin önüne seriyor.Dünyayı, yaşamı, inancı ve aşkı, yeniden düşünmemiz, yeniden araştırmamız, yeniden okumamız için...
Ahmet Ümitın son romanı, Bab-ı Esrar...Yaşamı, aşkı ve inancı yeniden düşünmek için... Yedi yüz yıldır çözülemeyen sır; Şems-i Tebrizi cinayeti...Yedi yüz yıldır süren bir sevda; Şems-i Tebrizi ile MevlânâBab-ı Esrar sadece bir gerilim romanı değil, ... tümünü göster
Türkiyeden Yüreğinizi Isıtacak Seçme Öykülerİşte nihayet büyük bir sabırla beklediğiniz Tavuk Suyuna Çorba, Türkiyeden Seçme Öyküler.Bu kitapla güzel yurdumuzun özel insanlarının yolladığı anıları bulacaksınız. Birbirinden güzel bu öykülerde her şey tanıdık, bildik. Yan komşumuz, sizin köyden bir amca, sınıf arkadaşınız, kardeşiniz, hatta kendiniz. Kimi zaman gülerek, kimi zaman gözleriniz dolarak okuyacağınız bu öykülerin hepsi gerçek yaşanmış anılar, duygu birikimleri. Büyük bir duygusallık ve bilgelikle yazılmış Türkiye den Seçme Öykülerde tüm tarihimiz., kültür birikimimiz, yaşadığımız acılar ve sıkıntıları bulacaksınız. Ancak bunları anlatan kisiler yabanda güzel yanlar bulmuşlar, yaşadıklarıyla olgunlaşıp, bazı zor olayların üstesinden gelmişler.Tavuk Suyuna Çorba, Türkiyeden Seçme Öyküleri bir solukta okuyabilir ya da sayfa sayfa, yudum yudum içinizde hissedebilirsiniz. Nasıl okursanız okuyun, hepimizin güzel duygulara, basarı öykülerine, sevgi dolu paylaşımları duymaya, ruhu için bir tabak tavuk suyuna çorbaya ihtiyacı var...
Türkiyeden Yüreğinizi Isıtacak Seçme Öykülerİşte nihayet büyük bir sabırla beklediğiniz Tavuk Suyuna Çorba, Türkiyeden Seçme Öyküler.Bu kitapla güzel yurdumuzun özel insanlarının yolladığı anıları bulacaksınız. Birbirinden güzel bu öykülerde her şey ... tümünü göster
''Biri, sizi cinayet işlemekle suçladığında deliller bulur, tanıklar gösterir, bunun bir iftira olduğunu kanıtlamaya çalışırsınız, ama sizi itham eden kişi bizzat kendinizseniz, ne yaparsınız?''
Ahmet Ümit'in Sultanı Öldürmek romanı bu satırlarla başlıyor. Yıllardır aynı kadını bekleyen bir tarihçinin hikâyesi bu. Şahane bir aşk için harcanmış bir ömrün hikâyesi... Serhazinlerin son temsilcisi Müştak Serhazin'in başından geçen dört günlük tuhaf bir serüven. Sapında Fatih Sultan Mehmed'in tuğrası bulunan mektup açacağıyla öldürülmüş bir tarih profesörü... Bir aşk cinayeti mi? Yoksa kökleri 'Ulu Hakan'ın şüpheli ölümüne uzanan bir entrika mı? Osmanlı devletinin bir imparatorluğa dönüştüğü o zaferler ve ihanetlerle dolu günlere yapılan sıradışı bir yolculuk. Ve bu heyecan verici yolculuk boyunca kulaklardan eksik olmayan o kadim soru: Tarih, geçmişte yaşananlar mıdır, yoksa tarihçilerin anlattıkları mı?
''...Ve Sultan Mehmed Han. Mehmed Han oğlu Murad Han oğlu Fatih Sultan Mehmed Han. İki karanın ve iki denizin hâkimi. Allah'ın yeryüzündeki gölgesi. Kostantiniyye'yi zapt eden padişah. Roma İmparatorluğu'nun doğal varisi, farklı dinlerden, farklı dillerden, farklı ırklardan yepyeni bir millet yaratma aşkıyla yanıp tutuşan kudretli hükümdar. Uçsuz bucaksız ovalarda at koşturan ordular. Kılıç sesleri, savaş naraları, korku çığlıkları. Ardı ardına düşen şehirler, ardı ardına yıkılan devletler, ardı ardına el değiştiren kaleler. Kırk dokuz yaşında dünyaya nam salmış bir hükümdar. Ve değişmez kader. Akşama kavuşan gün. Ecel şerbetini içen insan. Ve Fatih Sultan Mehmed'in şüpheli ölümü. Ve onun iki şehzadesi. İkiye bölünen saray, ikiye bölünen devlet, hiçbir şeyden haberi olmayan bir halk. Ve iki şehzadenin kanlı boğazlaşması sürerken saray odasında unutulan Fatih Sultan Mehmed Han'ın cansız bedeni...''
Ahmet Ümit, kusursuz bir kurguyla ele aldığı bu cinayet-aşk-tarih örgüsünde edebiyat okurlarının gözündeki ayrıcalıklı yerini bir kez daha sağlamlaştırıyor.
''Biri, sizi cinayet işlemekle suçladığında deliller bulur, tanıklar gösterir, bunun bir iftira olduğunu kanıtlamaya çalışırsınız, ama sizi itham eden kişi bizzat kendinizseniz, ne yaparsınız?''
Ahmet Ümit'in Sultanı Öldür... tümünü göster
Adı Ayşegül O Bir Avukat isimli romanda tam bu anlamda olmuş ve avukatlık mesleği değerini bulmuş, hukukçunun ve hukuk sisteminin önemi inanılmaz açık ve yalın bir üsupla vurgulanmış.
Bu kitabın avukatlık mesleği için sankı temel bir motivasyon kitabı olarak hazırlanmış olduğunu düşünüyorum. Keşke diğer meslekler içinde bu tarz romanlar yazılmış olsaydı.
Adı Ayşegül O Bir Avukat isimli romanda tam bu anlamda olmuş ve avukatlık mesleği değerini bulmuş, hukukçunun ve hukuk sisteminin önemi inanılmaz açık ve yalın bir üsupla vurgulanmış.
Bu kitabın avukatlık mesleği için sankı temel bir motivasyon kita... tümünü göster
Orhan Pamuk'un 'en renkli ve en iyimser romanım' dediği Benim Adım Kırmızı, 1591 yılında İstanbulda karlı dokuz kış gününde geçiyor. İki küçük oğlu birbirleriyle sürekli çatışan güzel Şeküre, dört yıldır savaştan dönmeyen kocasının yerine kendine yeni bir koca, sevgili aramaya başlayınca, o sırada babasının tek tek eve çağırdığı saray nakkaşlarını saklandığı yerden seyreder. Eve gelen usta nakkaşlar, babasının denetimi altında Osmanlı Padişahı'nın gizlice yaptırttığı bir kitap için Frenk etkisi taşıyan tehlikeli resimler yapmaktadırlar. Aralarından biri öldürülünce... Herkesin kendi sesiyle konuştuğu, ölülerin, eşyaların dillendiği, ölüm, sanat, aşk, evlilik ve mutluluk üzerine bu kitap, aynı zamanda eski resim sanatının unutulmuş güzelliklerine bir ağıt.
Orhan Pamuk'un 'en renkli ve en iyimser romanım' dediği Benim Adım Kırmızı, 1591 yılında İstanbulda karlı dokuz kış gününde geçiyor. İki küçük oğlu birbirleriyle sürekli çatışan güzel Şeküre, dört yıldır savaştan dönmeyen kocasının yer... tümünü göster
uzakgol şu anda kitap okumuyor.