Avustralyaya gidiyordum. Uçakta, her haliyle garip ve gizemli, genç bir adamla tanıştım. Kendisi Genetik Mühendisiydi. Onunla insan kopyalama olgusu üzerine, ürperti verici konuşmalar yaptık. Daha sonra o bana, roman yazmam için, yürek hoplatıcı bir serüven aktardı. Bu serüveni, birbirlerine tutkulu bir aşkla bağlı olan, Defne ve Burç adında, liseli iki genç yaşamıştı.Böylece her sayfasında, acaba sorusuyla insanı kuşatan, bu soluk kesici roman ortaya çıktı. Ne var ki, bu olayda aklıma takılan bazı soruların yanıtlarını, hâlâ bulabilmiş değilim:Yol arkadaşım Burç, gerçek bir insan mıydı?Yoksa ben, gen teknolojisi ve canlı kopyalama yöntemiyle, laboratuvarda oluşturulmuş biriyle mi yolculuk yapmıştım?
Avustralyaya gidiyordum. Uçakta, her haliyle garip ve gizemli, genç bir adamla tanıştım. Kendisi Genetik Mühendisiydi. Onunla insan kopyalama olgusu üzerine, ürperti verici konuşmalar yaptık. Daha sonra o bana, roman yazmam için, yürek hoplatıcı bir ... tümünü göster