Bir Delinin Hatıra Defteri’nde, ünlü yazar Gogol’ün birbirinden güzel üç hikâyesi yer alıyor. Yazar, içinde yaşadığı Rus toplumunun genel yapısını ve bireylerini büyük bir dikkatle tahlil ediyor; eser yazarın birbirinden ilginç gözlemlerini yansıtması açısından oldukça önemli.
Aynı zamanda tiyatro oyunu olarak da sahnelenmiş ve oldukça büyük yankı uyandırmış olan eser, ‘Bir Delinin Hatıra Defteri’, ‘Palto’ ve ‘Burun’ adlı hikayelerle okuyucularına farklı pencereler açıyor.
Bir Delinin Hatıra Defteri’nde, ünlü yazar Gogol’ün birbirinden güzel üç hikâyesi yer alıyor. Yazar, içinde yaşadığı Rus toplumunun genel yapısını ve bireylerini büyük bir dikkatle tahlil ediyor; eser yazarın birbirinden ilginç gözlemlerini yansıtmas... tümünü göster
Bir Delinin Hatıra Defteri’nde, ünlü yazar Gogol’ün birbirinden güzel üç hikâyesi yer alıyor. Yazar, içinde yaşadığı Rus toplumunun genel yapısını ve bireylerini büyük bir dikkatle tahlil ediyor; eser yazarın birbirinden ilginç gözlemlerini yansıtması açısından oldukça önemli.
Aynı zamanda tiyatro oyunu olarak da sahnelenmiş ve oldukça büyük yankı uyandırmış olan eser, ‘Bir Delinin Hatıra Defteri’, ‘Palto’ ve ‘Burun’ adlı hikayelerle okuyucularına farklı pencereler açıyor.
Bir Delinin Hatıra Defteri’nde, ünlü yazar Gogol’ün birbirinden güzel üç hikâyesi yer alıyor. Yazar, içinde yaşadığı Rus toplumunun genel yapısını ve bireylerini büyük bir dikkatle tahlil ediyor; eser yazarın birbirinden ilginç gözlemlerini yansıtmas... tümünü göster
Romanlarında sıradan sayılan yaşantılara bir soru işareti gibi girmeyi başaran Dostoyevski, aynı başarıyı öykülerinde de gösterir. Dostoyevski, Einsteinin fizikte yaptığı şeyi insan ruhunda yaparak gören, görülen ve gerçeklik arasındaki ilişkiye yeni bir boyut katar. Ona göre hiç kimse ruhunu eleştirilemeyecek kadar temiz tutamaz. Öykülerinde bir kez daha gösterir ki bu eleştiri bir samimiyet bunalımından çok kendine ait bir vicdan oluşturmaktadır.
Romanlarında sıradan sayılan yaşantılara bir soru işareti gibi girmeyi başaran Dostoyevski, aynı başarıyı öykülerinde de gösterir. Dostoyevski, Einsteinin fizikte yaptığı şeyi insan ruhunda yaparak gören, görülen ve gerçeklik arasındaki ilişkiye yeni... tümünü göster
Dostoyevski vicdansız yayıncısı Stellovskiyle yaptığı sözleşme gereği Kumarbazı bir ay içerisinde bitirmek zorundadır. Aksi halde gelecekteki tüm romanlarının yayın hakkını elden çıkarmış olacaktır. Acelesi yüzünden romanı kendi eliyle yazamaz ve yanına daha sonra evleneceği Anna Grigoryevnayı alır.Kumarbaz, yirmi beş günde bitirilmiş olsa da tüm yaşama yayılmış bir deneyimin, Dostoyevskinin kendi kumar tutkusunun ürünüdür. Stellvski, Dostoyevskzerinde oluşturduğu kâbusla bir taraftan Dostoyevskiyi, daha sonra evleneceği Annayla kendi kendini keşfettiği bir yolculuğa çıkarır, diğer taraftan edebiyat tarihine ölümsüz bir eser kazandırmış olur
******
Her yerde ve her şeyde uçlarda gezdim; yaşamım boyunca çizgiyi hep aştım.Fyodor Dostoyevski
************
Dünya romancılığının zirvesindeki birkaç isimden biri olan Dostoyevskinin Kumarbaz isimli romanının diğer eserlerinden farklı bir yeri vardır. 44. yaşına, karısını ve kardeşini kaybederek giren ünlü yazar, aynı yılı, yazdığı romanlar dışlanmış, çıkardığı dergi batmış olarak karşıladı. Özel yaşamındaki felaketlere, borçlar da eklenince, bir yayıncıdan aldığı avansla Avrupaya kaçtı. Baştanberi zaafı olduğu kumara, Avrupada daha çok kapıldı ve bunun sonucunda tüm parasını, değerli eşyalarını kaybetti, giysilerini bile rehin bırakmak zorunda kaldı. Usta yazarın Kumarbaz romanı işte bu olayların ardından döndüğü Rusyada yazdığı ilk romandır. Dostoyevski bu romanında kendini anlatır ve yaşamın en gerçek dramlarından birinin tahlilini yapar. Denilebilir ki, kumar hastalığının korkunçluğunu hiçbir yazar, onun kadar iyi anlatamamıştır. Daha sonra kendisini terk edecek sevgilisi ve kumarın yaşantısında yol açtığı tahribatın anlatıldığı bu romanda, oyun tutkusuna karşı tüm iradesini kullandığı halde kurtulamayan bir insanın, bu nedenle nasıl tüm ahlak kurallarını çiğnediğini ibretle okuyacaksınız.
************
Oyun salonuna girince -hayatımda ilk kez bir oyun salonuna giriyordum- oynamakla oynamamak arasında bir süre bocaladım kaldım. Salon tıklım tıklım doluydu. Ancak eğer böyle bir kalabalıkla karşılaşmasay-dım öyle sanıyorum ki, oyuna falan başlamadan çekip giderdim. Ne yalan söyleyeyim, kalbim küt küt atıyor, o soğukkanlılığımın yerinde yeller esiyordu. Uzun bir süredir kafama koymuştum; geldiğim gibi bu Roulettenburgdan çıkıp gitmeyecektim. Hayatımda köklü ve kesin bir değişiklik o-lacaktı. Evet, böyle olması lazımdı ve olmalıydı da!
************
Dostoyevskinin ünü ve etkisi dünyaca büyük romanlarından kaynaklanır; ancak yazar, uzun öykülerinde de insan ruhunun dehlizlerine dalmış; hayal ve fantezilerinin dünyasında, hayatın gerçeğinden kopuk yaşayan insanların yalnızlıklarına, hayata tutunma çabalarına okurunu yürekten yakalayan sağlam yapılı anlatılarla pencereler aralamıştır. Bitmeyen kumar tutkusunun girdabında zaman zaman debelenmiş olan Dostoyevskinin bu metni, bir içe bakış çabası olduğu kadar, rulet masası çevresine adeta mıhlanmış soylulara, onların çürümüş ilişkilerine yönelik alaycı bir eleştiri özelliği de taşıyor.Kumarbaz: Kumarın girdabında.
************
Aleksey İvanoviç, bir Rus aristokrat ailesinin yanında öğret-menlik yapmaktadır. Aile için bir öğretmenden daha fazlası, neredeyse aileden birisi olmuştur.Bu ailenin kızı Polinaya olan aşkı ise, gittikçe daha fazla art-maktadır.Ailenin maddi durumu iyi değildir, büyük bir mal varlığına halanın ölüm haberi, bugünden yarına büyük bir heyecanla beklenmektedir. Ama ne var ki, ümitle beklenen ölüm haberi yerine halanın kendisi çıkagelir. Hem de canlı kanlı olarak.Bu unutulmaz hikaye, adından da anlaşıldığı gibi bir kumarbazın hikayesi... Belki de bir kumarbazdan çok, kumar tutkusunun ne olduğunu, nasıl bu kadar vazgeçilmez olabildiğini, insanın hayatına neler katıp, neleri götürdüğünü anlatıyor.Kendisi de hayatının bir döneminde kumar oynamış olan Dostoyevski, bu romanı yazarken kendi anılarından, kumarhanelerde yaşadığı bin bir çeşit olaydan faydalanmış. Alexsey İvanoviçin büyük aşkı Polinaya ise, büyük romancının kısa süren ve acı biten aşkı Apollinariya Suslova model olmuş...
************
11 Kasım 1821 yılında Moskovada doğdu. Petersburg Askeri Lisesini bitirdi. İlk Rus toplumsal romanı sayılan İnsancıkları 1846da, yirmibeş yaşındayken yazdı. Ardından, birinci romanı kadar övgü almayan Öteki ve Ev sahibesini yazdı. Politikayla ilgilenmeye başladığı yıllarda, güvenlik güçleri tarafındandevleti yıkmaya çalıştığı suçlamasıyla tutuklandı. İdamından son anda vazgeçilen yazar, Sibiryada dört yıl ağır hapse ve askerliğe mahkum edildi. İçindebulunduğu zor koşullar, geçirdiği sara krizlerinin artmasına yol açtı. Hastalığının etkisi pek çok eserine yansıdı. 1857 yılında dul ve veremli bir kadın ile evlendi Petersburg şehrine döndükten sonra, hapis ve sürgün hayatında yaşadıklarını Ölüler Evinden Anılar adlı romanına yansıttı. Bunu Ezilenler izledi. 1863 yılında karısını ve erkek kardeşini kaybeden yazar, eli açıklığından ve kumar tutkusundan dolayı borç içinde yüzmekteydi.
************
Dostoyevskinin kendi kumar tutkusu ile tutkulu bir aşkını dramlaştırarak bir hamlede yazdığı bu romanı Ergin Altay çevirisiyle sunuyoruz.Dostoyevski yayıncısı ile yaptığı bir kontrat yüzünden Kumarbazı yirmi beş günde yazdı. Acelesi yüzünden romanı kendi eliyle yazmayan Dostoyevski, bir stenograf tutmuş; Anna Grigoryevna adlı bu genç kadınla daha sonra evlenmişti.
******
Dostoyevski vicdansız yayıncısı Stellovskiyle yaptığı sözleşme gereği Kumarbazı bir ay içerisinde bitirmek zorundadır. Aksi halde gelecekteki tüm romanlarının yayın hakkını elden çıkarmış olacaktır. Acelesi yüzünden romanı kendi eliyle yazamaz ve yan... tümünü göster
Dostoyevski vicdansız yayıncısı Stellovskiyle yaptığı sözleşme gereği Kumarbazı bir ay içerisinde bitirmek zorundadır. Aksi halde gelecekteki tüm romanlarının yayın hakkını elden çıkarmış olacaktır. Acelesi yüzünden romanı kendi eliyle yazamaz ve yanına daha sonra evleneceği Anna Grigoryevnayı alır.Kumarbaz, yirmi beş günde bitirilmiş olsa da tüm yaşama yayılmış bir deneyimin, Dostoyevskinin kendi kumar tutkusunun ürünüdür. Stellvski, Dostoyevskzerinde oluşturduğu kâbusla bir taraftan Dostoyevskiyi, daha sonra evleneceği Annayla kendi kendini keşfettiği bir yolculuğa çıkarır, diğer taraftan edebiyat tarihine ölümsüz bir eser kazandırmış olur
******
Her yerde ve her şeyde uçlarda gezdim; yaşamım boyunca çizgiyi hep aştım.Fyodor Dostoyevski
************
Dünya romancılığının zirvesindeki birkaç isimden biri olan Dostoyevskinin Kumarbaz isimli romanının diğer eserlerinden farklı bir yeri vardır. 44. yaşına, karısını ve kardeşini kaybederek giren ünlü yazar, aynı yılı, yazdığı romanlar dışlanmış, çıkardığı dergi batmış olarak karşıladı. Özel yaşamındaki felaketlere, borçlar da eklenince, bir yayıncıdan aldığı avansla Avrupaya kaçtı. Baştanberi zaafı olduğu kumara, Avrupada daha çok kapıldı ve bunun sonucunda tüm parasını, değerli eşyalarını kaybetti, giysilerini bile rehin bırakmak zorunda kaldı. Usta yazarın Kumarbaz romanı işte bu olayların ardından döndüğü Rusyada yazdığı ilk romandır. Dostoyevski bu romanında kendini anlatır ve yaşamın en gerçek dramlarından birinin tahlilini yapar. Denilebilir ki, kumar hastalığının korkunçluğunu hiçbir yazar, onun kadar iyi anlatamamıştır. Daha sonra kendisini terk edecek sevgilisi ve kumarın yaşantısında yol açtığı tahribatın anlatıldığı bu romanda, oyun tutkusuna karşı tüm iradesini kullandığı halde kurtulamayan bir insanın, bu nedenle nasıl tüm ahlak kurallarını çiğnediğini ibretle okuyacaksınız.
************
Oyun salonuna girince -hayatımda ilk kez bir oyun salonuna giriyordum- oynamakla oynamamak arasında bir süre bocaladım kaldım. Salon tıklım tıklım doluydu. Ancak eğer böyle bir kalabalıkla karşılaşmasay-dım öyle sanıyorum ki, oyuna falan başlamadan çekip giderdim. Ne yalan söyleyeyim, kalbim küt küt atıyor, o soğukkanlılığımın yerinde yeller esiyordu. Uzun bir süredir kafama koymuştum; geldiğim gibi bu Roulettenburgdan çıkıp gitmeyecektim. Hayatımda köklü ve kesin bir değişiklik o-lacaktı. Evet, böyle olması lazımdı ve olmalıydı da!
************
Dostoyevskinin ünü ve etkisi dünyaca büyük romanlarından kaynaklanır; ancak yazar, uzun öykülerinde de insan ruhunun dehlizlerine dalmış; hayal ve fantezilerinin dünyasında, hayatın gerçeğinden kopuk yaşayan insanların yalnızlıklarına, hayata tutunma çabalarına okurunu yürekten yakalayan sağlam yapılı anlatılarla pencereler aralamıştır. Bitmeyen kumar tutkusunun girdabında zaman zaman debelenmiş olan Dostoyevskinin bu metni, bir içe bakış çabası olduğu kadar, rulet masası çevresine adeta mıhlanmış soylulara, onların çürümüş ilişkilerine yönelik alaycı bir eleştiri özelliği de taşıyor.Kumarbaz: Kumarın girdabında.
************
Aleksey İvanoviç, bir Rus aristokrat ailesinin yanında öğret-menlik yapmaktadır. Aile için bir öğretmenden daha fazlası, neredeyse aileden birisi olmuştur.Bu ailenin kızı Polinaya olan aşkı ise, gittikçe daha fazla art-maktadır.Ailenin maddi durumu iyi değildir, büyük bir mal varlığına halanın ölüm haberi, bugünden yarına büyük bir heyecanla beklenmektedir. Ama ne var ki, ümitle beklenen ölüm haberi yerine halanın kendisi çıkagelir. Hem de canlı kanlı olarak.Bu unutulmaz hikaye, adından da anlaşıldığı gibi bir kumarbazın hikayesi... Belki de bir kumarbazdan çok, kumar tutkusunun ne olduğunu, nasıl bu kadar vazgeçilmez olabildiğini, insanın hayatına neler katıp, neleri götürdüğünü anlatıyor.Kendisi de hayatının bir döneminde kumar oynamış olan Dostoyevski, bu romanı yazarken kendi anılarından, kumarhanelerde yaşadığı bin bir çeşit olaydan faydalanmış. Alexsey İvanoviçin büyük aşkı Polinaya ise, büyük romancının kısa süren ve acı biten aşkı Apollinariya Suslova model olmuş...
************
11 Kasım 1821 yılında Moskovada doğdu. Petersburg Askeri Lisesini bitirdi. İlk Rus toplumsal romanı sayılan İnsancıkları 1846da, yirmibeş yaşındayken yazdı. Ardından, birinci romanı kadar övgü almayan Öteki ve Ev sahibesini yazdı. Politikayla ilgilenmeye başladığı yıllarda, güvenlik güçleri tarafındandevleti yıkmaya çalıştığı suçlamasıyla tutuklandı. İdamından son anda vazgeçilen yazar, Sibiryada dört yıl ağır hapse ve askerliğe mahkum edildi. İçindebulunduğu zor koşullar, geçirdiği sara krizlerinin artmasına yol açtı. Hastalığının etkisi pek çok eserine yansıdı. 1857 yılında dul ve veremli bir kadın ile evlendi Petersburg şehrine döndükten sonra, hapis ve sürgün hayatında yaşadıklarını Ölüler Evinden Anılar adlı romanına yansıttı. Bunu Ezilenler izledi. 1863 yılında karısını ve erkek kardeşini kaybeden yazar, eli açıklığından ve kumar tutkusundan dolayı borç içinde yüzmekteydi.
************
Dostoyevskinin kendi kumar tutkusu ile tutkulu bir aşkını dramlaştırarak bir hamlede yazdığı bu romanı Ergin Altay çevirisiyle sunuyoruz.Dostoyevski yayıncısı ile yaptığı bir kontrat yüzünden Kumarbazı yirmi beş günde yazdı. Acelesi yüzünden romanı kendi eliyle yazmayan Dostoyevski, bir stenograf tutmuş; Anna Grigoryevna adlı bu genç kadınla daha sonra evlenmişti.
******
Dostoyevski vicdansız yayıncısı Stellovskiyle yaptığı sözleşme gereği Kumarbazı bir ay içerisinde bitirmek zorundadır. Aksi halde gelecekteki tüm romanlarının yayın hakkını elden çıkarmış olacaktır. Acelesi yüzünden romanı kendi eliyle yazamaz ve yan... tümünü göster
Birkaç yüzyıl öncesine kadar medeniyeti belirleyen Müslümanlar, bugün neden geri kalmış durumdalar? Çağdaşlık ve İslam yan yana gelebilir iki kavram mıdır? Kur’an ve İslam hakkında ne kadar şey biliyoruz? Bildiklerimizin ne kadarı gerçekle örtüşüyor? İslam sadece bir inanç biçimi midir, yoksa insan hayatının tüm çizgilerini belirleyen bir sistem mi? Müslüman kadın kimdir, nasıl olmalıdır? İnsanların eşitliği diye bir şey var mıdır? Müslümanların kardeşliği nasıldır ve bu mümkün müdür? Din ve vicdan özgürlüğünün sınırları var mıdır? Azınlıklar sorununa nasıl bakmalıyız? İslamî yeniden doğuş, dinî veya siyasî devrim mümkün mü?
Geçmiş-günümüz-gelecek üçgeninde yer alan bu ve benzeri konuların aydınlatılması, Müslüman zihinlerde şüpheye yer bırakmayacak şekilde çözülmesi gerektiği ortadadır.
Elinizdeki kitapta Aliya İzzetbegoviç, yukarıda bir kısmı zikredilen onlarca soru ve problemin cevabına ilişkin görüş ve düşünceleriyle çözüm önerilerini ortaya koymakta.
Birkaç yüzyıl öncesine kadar medeniyeti belirleyen Müslümanlar, bugün neden geri kalmış durumdalar? Çağdaşlık ve İslam yan yana gelebilir iki kavram mıdır? Kur’an ve İslam hakkında ne kadar şey biliyoruz? Bildiklerimizin ne kadarı gerçekle örtüşüyor?... tümünü göster