Ayhan: İnancın ve inançsızlığın sancısını okura anbean yaşatarak edebiyat dünyasına adımını atan Eroğlunun, Issızlığın Ortasıyla yarattığı efsanevi kahraman.Ayhan: En büyük korkusu rüyasız kalmak olan okuru kendiliğinden bulan, onlarla dile gelmeyen, büyülü bir dostluğu sessizce paylaşan yazarının, edebiyat dünyasında bir göktaşı gibi düşürdüğü unutulmaz kahramanı.Ayhan: 70li yılların olaylarına ve düşüncelerinin özüne bıçak gibi, en kısa yoldan saplanan bir kahraman. Kişiselleştirdiği inancını ve bir anlamda kendi bilincini ölümle tartmaya kalkışan, artık bütün hayatı beynindeki iblisle baş etmeye çalışmak olan gözüpek bir kahraman. Belki de bir roman kahramanı olmaktan öte, fazlasıyla gerçek bir insan.Issızlığın Ortası, zamana direnen, tekrar tekrar bakılıp okunabilen, sararmayan geçmiş zaman resimlerinden olan bir anlatıdır.Issızlığın Ortası, 1974ten geriye dönüşlerle, Kıbrısta savaşmış eski eylemci bir asteğmenin gözünden, sınıfsal bir tabana yaslanmayan, soyut, ancak o ölçüde de büyülü hayatları gözler önüne sermektedir.Issızlığın Ortası, Mehmet Eroğlunun soyut kavramaları ve insan ruhunu iç ve dış bükey aynalara yansıtarak sorguladığı ilk romanıdır. Yazar, 12 Eylül döneminde sakıncalı bulunarak yayınlanması beş yıl geciken ve ilk baskısı Issızlığın Ortasında adıyla yapılan bu yapıtıyla 1979 Milliyet Roman Yarışması birincilik ödülünü, 1985 Madaralı ve Orhan Kemal roman armağanlarını almıştır.
Ayhan: İnancın ve inançsızlığın sancısını okura anbean yaşatarak edebiyat dünyasına adımını atan Eroğlunun, Issızlığın Ortasıyla yarattığı efsanevi kahraman.Ayhan: En büyük korkusu rüyasız kalmak olan okuru kendiliğinden bulan, onlarla dile gelmeyen,... tümünü göster
Ayhan: İnancın ve inançsızlığın sancısını okura anbean yaşatarak edebiyat dünyasına adımını atan Eroğlunun, Issızlığın Ortasıyla yarattığı efsanevi kahraman.Ayhan: En büyük korkusu rüyasız kalmak olan okuru kendiliğinden bulan, onlarla dile gelmeyen, büyülü bir dostluğu sessizce paylaşan yazarının, edebiyat dünyasında bir göktaşı gibi düşürdüğü unutulmaz kahramanı.Ayhan: 70li yılların olaylarına ve düşüncelerinin özüne bıçak gibi, en kısa yoldan saplanan bir kahraman. Kişiselleştirdiği inancını ve bir anlamda kendi bilincini ölümle tartmaya kalkışan, artık bütün hayatı beynindeki iblisle baş etmeye çalışmak olan gözüpek bir kahraman. Belki de bir roman kahramanı olmaktan öte, fazlasıyla gerçek bir insan.Issızlığın Ortası, zamana direnen, tekrar tekrar bakılıp okunabilen, sararmayan geçmiş zaman resimlerinden olan bir anlatıdır.Issızlığın Ortası, 1974ten geriye dönüşlerle, Kıbrısta savaşmış eski eylemci bir asteğmenin gözünden, sınıfsal bir tabana yaslanmayan, soyut, ancak o ölçüde de büyülü hayatları gözler önüne sermektedir.Issızlığın Ortası, Mehmet Eroğlunun soyut kavramaları ve insan ruhunu iç ve dış bükey aynalara yansıtarak sorguladığı ilk romanıdır. Yazar, 12 Eylül döneminde sakıncalı bulunarak yayınlanması beş yıl geciken ve ilk baskısı Issızlığın Ortasında adıyla yapılan bu yapıtıyla 1979 Milliyet Roman Yarışması birincilik ödülünü, 1985 Madaralı ve Orhan Kemal roman armağanlarını almıştır.
Ayhan: İnancın ve inançsızlığın sancısını okura anbean yaşatarak edebiyat dünyasına adımını atan Eroğlunun, Issızlığın Ortasıyla yarattığı efsanevi kahraman.Ayhan: En büyük korkusu rüyasız kalmak olan okuru kendiliğinden bulan, onlarla dile gelmeyen,... tümünü göster
Burda bizi yargılarlar mı, diyor aralarından biri.Burda sizi neden yargılasınlar, diyorum.Sınırı geçtik, diye.Sınırı daha önce de geçmiyor muydunuz, diyorum.O zamanlar bambaşkaydı, diyor öbürü.Kimse yargılamaz sizi. Burda kendi yurdunuzdasınız, diyorum.Ne dedin, diyor Vahap.Korkmamaları gerektiğini söyle onlara, diyorum.Bu dağlarda korkmadan yaşanır mı Beyim, diyor Vahap.Doğrusun, Vahap, diyorum. Ama korkarak da yaşanmaz.Karşımdaki iki dağlı, konuşmamızı anlarmış gibi gülüyorlar birlikte...Ferit Edgü, ilk kez 1977de yayınlanan O [Hakkâride Bir Mevsim] adlı romanında, Türkiyenin Doğusuna, sarp dağlarına, umarsız insanlarına bir ağıt yakmıştı. Melih Cevdet Andayın gerçeğin inanılmaz bir düşe dönüştüğü, şaşırtıcı bir öykü diye nitelediği Odan tam otuz yıl sonra, Edgü Yaralı Zamanla yeniden Doğuya dönüyor. Bu kez, hiç de düşsel olmayan Hakkâride bir yolculuğa çıkıyor.
Burda bizi yargılarlar mı, diyor aralarından biri.Burda sizi neden yargılasınlar, diyorum.Sınırı geçtik, diye.Sınırı daha önce de geçmiyor muydunuz, diyorum.O zamanlar bambaşkaydı, diyor öbürü.Kimse yargılamaz sizi. Burda kendi yurdunuzdasınız, diyor... tümünü göster
Burda bizi yargılarlar mı, diyor aralarından biri.Burda sizi neden yargılasınlar, diyorum.Sınırı geçtik, diye.Sınırı daha önce de geçmiyor muydunuz, diyorum.O zamanlar bambaşkaydı, diyor öbürü.Kimse yargılamaz sizi. Burda kendi yurdunuzdasınız, diyorum.Ne dedin, diyor Vahap.Korkmamaları gerektiğini söyle onlara, diyorum.Bu dağlarda korkmadan yaşanır mı Beyim, diyor Vahap.Doğrusun, Vahap, diyorum. Ama korkarak da yaşanmaz.Karşımdaki iki dağlı, konuşmamızı anlarmış gibi gülüyorlar birlikte...Ferit Edgü, ilk kez 1977de yayınlanan O [Hakkâride Bir Mevsim] adlı romanında, Türkiyenin Doğusuna, sarp dağlarına, umarsız insanlarına bir ağıt yakmıştı. Melih Cevdet Andayın gerçeğin inanılmaz bir düşe dönüştüğü, şaşırtıcı bir öykü diye nitelediği Odan tam otuz yıl sonra, Edgü Yaralı Zamanla yeniden Doğuya dönüyor. Bu kez, hiç de düşsel olmayan Hakkâride bir yolculuğa çıkıyor.
Burda bizi yargılarlar mı, diyor aralarından biri.Burda sizi neden yargılasınlar, diyorum.Sınırı geçtik, diye.Sınırı daha önce de geçmiyor muydunuz, diyorum.O zamanlar bambaşkaydı, diyor öbürü.Kimse yargılamaz sizi. Burda kendi yurdunuzdasınız, diyor... tümünü göster
Bu kitap, kendi bilgi ve görgülerim dışında, bir lokma ekmek için kötü iş şartları içinde zehir gibi bir hayatı yaşayanlardan derlenmiş malzemeyle meydana gelmiştir. Yayımlanmadan önce, çeşitli ırgat, usta, usta yardımcısını toplayarak bir gece sabaha kadar okudum onlara. Dinlediler. Pardon, dediler, bu bu kadar olur. Bütün anlattıkların doğru. Eksik bile. Çukurovanın bereketli topraklarında öyle işler olur ki, aklın durur. Sana anlatsak, bir değil beş roman çıkarırsın...Orhan Kemalin kitapları bir okurun hayatta rastlayabileceği o çok nadir hazineler arasında yer alır. Çok az yazar okurunun dünyasında onun kadar iz bırakır, okurunu onun kadar biçimlendirir. Orhan Kemal umudu ve iyimserliği yeniden kazanmamız için yol gösterir bize. Edebiyatımızın en değerli ustalarından biri olan Orhan Kemalin kitaplarını yayımlamaktan onur duyuyoruz.
Bu kitap, kendi bilgi ve görgülerim dışında, bir lokma ekmek için kötü iş şartları içinde zehir gibi bir hayatı yaşayanlardan derlenmiş malzemeyle meydana gelmiştir. Yayımlanmadan önce, çeşitli ırgat, usta, usta yardımcısını toplayarak bir gece sabah... tümünü göster
''İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum: Buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum. Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması... İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu... İçimizdeki şeytan yok... İçimizdeki aciz var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var...''
Bu romanında, toplumsal gündemin kişilikler üzerindeki baskısını ve güçsüz insanın ''kapana kısılmışlığını'' gösteriyor Sabahattin Ali. Aydın geçinenlerin karanlığına, ''insanın içindeki şeytan''a keskin bir bakış.
''İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum: Buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün ... tümünü göster
yalı çapkını şu anda kitap okumuyor.