hayal gücünden yoksun, sığ, hoşgörüsüz. başına buyruk tezler, içi boş laflar, dağınık ideolojiler, kalıplaşmış sistemler. beni gerçekten korkutan böyle şeyler işte.MURAKAMİ
hayal gücünden yoksun, sığ, hoşgörüsüz. başına buyruk tezler, içi boş laflar, dağınık ideolojiler, kalıplaşmış sistemler. beni gerçekten korkutan böyle şeyler işte.MURAKAMİ
Bazı kitaplar, bazı insanlardan daha gerçek...
Bazı kitaplar, bazı insanlardan daha gerçek...
”Ben böyleyim işte!” dedi. “Ben garip bir kadınım… Benimle ahbaplık
etmek isterseniz birçok şeylere tahammüle mecbur kalacaksınız… Çok manasız kaprislerim, birbirine uymaz saatlerim vardır… Hulasa arkadaş olduğum kimseler için pek müziç ve anlaşılmaz bir mahlukum…” Sonra kendini bu kadar fenaladığna kızmış gibi keskin, adeta kaba bir sesle ilave etti:
“Ama keyfiniz isterse… Kimseye ihtiyacım yok… Kimseye minnettar olmak, kimsenin dostluğunu, lütfunu istemek niyetinde değilim… İsterseniz…”
”Ben böyleyim işte!” dedi. “Ben garip bir kadınım… Benimle ahbaplık
etmek isterseniz birçok şeylere tahammüle mecbur kalacaksınız… Çok manasız kaprislerim, birbirine uymaz saatlerim vardır… Hulasa arkadaş olduğum kimseler için pek müziç ve anlaşılm... tümünü göster
yüzeysel öfkelerimden sıyrılmaya çalıştığımdan beri, derinliğinden ürkmez oldum evrenin, bilakis, indikçe derine, çırptıkça kanatlarımı, yüzdükçe sema’da daha derin nefes alıyor, daha içten geri veriyor ve evrene verilecek bir hesap bırakmıyorum sinem’e. ne alacaklı oluyorum hayata karşı, nede borçlu hissediyorum..
üzülmekse üzülmek,
tebessüm ise tebessüm,
tadında mutluluklarım, biraz buruk hüzünlerim, üstü kalsın dediklerim derken..
insanlar görmese de çoğu zaman, dünya ona boyadığım gökkuşaklarını kuşanıp, dans ediyor kimi zaman gökkubbede bana teşekkür eder gibi, sevinir gibi, mutlu. üstelik içten içe değil, apaçık yapıyor bunu, bilmiyorum göreniniz var mı başını kaldırıp yeryüzünün leş halinden.. ama sema hala umut, sema hala direniş, sema hala hayat dolu.
yüzeysel öfkelerimden sıyrılmaya çalıştığımdan beri, derinliğinden ürkmez oldum evrenin, bilakis, indikçe derine, çırptıkça kanatlarımı, yüzdükçe sema’da daha derin nefes alıyor, daha içten geri veriyor ve evrene verilecek bir hesap bırakmıyorum sine... tümünü göster
yetkiliservis şu anda kitap okumuyor.