zhlydn

0 takip ettiği ve 2 takip edeni var. 27 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

zhlydn okumuş.
Bir Pırıltıdır Yaşamak

1942 yılında Ankarada doğan İpek Ongun, 1961de Arnavutköy Kız Kolejinden mezun oldu. Daha sonra New Yorkta Tiyatro Eleştirmenliği kursunu bitirdi. Türkiyede Doğan Kardeş, ABD New Yorkta Zaman ve Yaşam Time and Life dergileri gibi yayın organlarında bir süre çalışan İpek Ongunun çeşitli konularda birçok çevirisi yayınlanmıştır. Altın Gençlik Dizisinin hazırlanmasına katkıda bulunan İpek Ongunun Yaş On Yedi ve Bir Genç Kızın Gizli Defteri adlı iki gençlik romanı vardır.Kalabalıklar içinde farkediliyor musunuz?Giyimde bir stiliniz var mı?Davranışlarınızla çevrenize pırıltı saçıyor musunuz?Telefonda konuşmasını, sofra kurmasını biliyor musunuz acaba?Arkadaş çevrenizde popüler olmak istiyor musunuz? Tabii... Ama nasıl?İş hayatında başarılı olabilmek için yazılı olmayan kuralları da biliyor musunuz?Düş gücünüz yaşamınızı çılgın renklere boyayabiliyor mu?Bir arada yaşamanın ya da yalnızlığın keyfini çıkarabiliyor musunuz?Kendine güler, başkalarıyla birlikte güler, hayata güler. Yoksa bu kişi siz misiniz?

1942 yılında Ankarada doğan İpek Ongun, 1961de Arnavutköy Kız Kolejinden mezun oldu. Daha sonra New Yorkta Tiyatro Eleştirmenliği kursunu bitirdi. Türkiyede Doğan Kardeş, ABD New Yorkta Zaman ve Yaşam Time and Life dergileri gibi yayın organlarında b... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl
zhlydn okumuş.
Yaş On Yedi

Yaş On Yedi pembe ve bomboş romantik hayalleri değil, orta sınıftan gelen gençliğin gerçek durumunu ele alıyor. Bu kitabın hem aile hem de okul yaşamındaki sorunları gerçeklikle, ama umutsuzluğa kapılmadan, sağlıklı bir yaklaşımla veren, aslında ağırbaşlı olmakla birlikte gülmece öğelerini de önemseyen, gerek edebi, gerek eğitici değeri yüksek, tüm gençlerin ilgisini uyandırabilecek bir roman olduğuna inanıyorum. Prof. Mina Urgan

Yaş On Yedi pembe ve bomboş romantik hayalleri değil, orta sınıftan gelen gençliğin gerçek durumunu ele alıyor. Bu kitabın hem aile hem de okul yaşamındaki sorunları gerçeklikle, ama umutsuzluğa kapılmadan, sağlıklı bir yaklaşımla veren, aslında ağır... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl
zhlydn okumuş.
Sabah Pırıltıları

Sevgili Gençler,Sabah gazetesindeki Pırıltılar köşesinde yayınlanmış yazılarıma yenilerini ekleyerek sizlere bir sohbetler dizisi sunmak istedim, bu kez. Yaşamla ilgili notlara, geziler ve imza günlerinden anılarımı da kattım. umarım beğenirsiniz!

Sevgili Gençler,Sabah gazetesindeki Pırıltılar köşesinde yayınlanmış yazılarıma yenilerini ekleyerek sizlere bir sohbetler dizisi sunmak istedim, bu kez. Yaşamla ilgili notlara, geziler ve imza günlerinden anılarımı da kattım. umarım beğenirsiniz!

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl
zhlydn okumuş.
Mektup Arkadaşları

Nilgün ve Şerife... Biri İstanbulda, diğeri Mersinin Menteş köyünde... Onların birbirlerine yazdıkları mektupları okuyacaksınız bu kitapta... Biriyle el ele verip dünya tatlısı bir bebek evi oluştururken, diğeriyle göklere güvercinler uçaracaksınız. Ve bu iki değişik yaşam biçiminde, pek çok eğlenceli olaya tanıklık edeceksiniz.

Nilgün ve Şerife... Biri İstanbulda, diğeri Mersinin Menteş köyünde... Onların birbirlerine yazdıkları mektupları okuyacaksınız bu kitapta... Biriyle el ele verip dünya tatlısı bir bebek evi oluştururken, diğeriyle göklere güvercinler uçaracaksınız. ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl
zhlydn okumuş.
Fadiş

Yıkılmış bir yuvadan arta kalan Fadiş, analı babalı bir yuvası olmadığından, çeşitli köy, kasaba ve kentlerde akrabalardan oluşan değişik ailelerin yanında yaşamak zorundadır. Tek dayanağı annesi Cemiledir ama, baba onu ikide bir kaçırıp annesinden uzaklaştırır. Anne, kızının izine düşer onu bulur. Ancak geçim için çalışmak zorunda olduğundan, Fadişi aylık yollamak koşuluyla yakınlarına bırakır. Ana kızın yaşamı özlemle sürer. Bir türlü bir araya gelemezler. Fadişin duygu yüklü yaşam serüveni, öylesine renkli, öylesine ilginç ve sürükleyicidir ki!Yazarın ilk romanı olan Fadiş 1971 yılında basılmıştır. O zamandan bu güne kadar, kuşaktan kuşağa sürekli okunarak, klasik çocuk romanı niteliği kazanmıştır. Yediden yetmişe, bu kitapta, herkes kendinden bir şey bulmaktadır. Özellikle Fadişin yaşamın zorlukları karşısında gösterdiği direnç, insanlara örnek olmaktadır. Köy, kasaba, kent yaşamı içinde süren Fadiş in serüvenleri, özgündür. Sevinç coşku, kaygı, korku, acı, yanında örf adetler, gelenek görenekler, insan ilişkileri, sevgi dolu bir yaklaşımla işlenmektedir. Bu yüzden Fadiş, otuz yıldır halkın elinde, gönlünde yaşamayı başarmıştır.

Yıkılmış bir yuvadan arta kalan Fadiş, analı babalı bir yuvası olmadığından, çeşitli köy, kasaba ve kentlerde akrabalardan oluşan değişik ailelerin yanında yaşamak zorundadır. Tek dayanağı annesi Cemiledir ama, baba onu ikide bir kaçırıp annesinden u... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl
zhlydn şu an okuyor.
Suç ve Ceza

Bir yanda budala, anlamsız, önemsiz, hastalıklı, herkese yarardan çok zararı dokunan, niçin yaşadığını kendi de bilmeyen, yarın nasıl olsa ölecek bir kocakarı; öte yanda yardım görmedikleri için boş yere sıkıntı çeken körpe güçler.Kocakarıyı öldür, parasını al, sonra bu parayı tüm insanlığın yararına harca. Bir hayırlı ölüme karşı binlerce yaşam.Kocakarıyı öldürdükten sonra paraya el sürmeden ruhundaki iç çelişkilerle savaş. Ben kocakarıyı değil kendimi öldürdüm. noktasına geliş.Sonunda iyi yürekli, uysal Sonyanın etkisiyle iç rahatı ve gönül ferahlığına kavuşma.Suç ve Ceza, Raskolnikovun kişiliğinde hasta insan ruhunu tüm ayrıntılarıyla gözlerimizin önüne seren, iç çatışmalarıyla bizi derinden etkileyecek bir yapıt. Dostoyevskinin başyapıtlarından biri, belki de birincisi.

************

19. Yüzyıl Rusyasının sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi yapısının izlerini anlatıyor.

************

Roman ilk olarak 1866'da Rus Habercisi adlı edebiyat dergisinde yayımlandıktan sonra cilt hâline getirilmiştir. Yazarın en uzun ikinci romanı olma özelliği taşır. Bununla birlikte yazarın olgunluk döneminin ilk büyük romanıdır. Roman Rodion Romanovich Raskolnikovun ahlaki ikilemlerine odaklanır. Raskolnikov nefret edilen, kötü bir tefeciyi öldürecektir. Böylece finansal problemlerini çözerken aynı zamanda dünya kötü, değersiz bir parazitten temizlenecektir. Raskolnikov, daha yüksek bir amaca hizmet eden bir cinayetin kabul edilebilir olduğuna inanır. Yazar, özellikle en günahkar görülen karakterleri inanca yöneltmiştir. Kimlikler değil, kişilikler önemlidir mesajı da verilmiştir. Suç Nedir? Ceza Nedir? Amaca ulaşmak için her yol mubah mıdır? Asıl suçlu kim? Toplum mu? Bu gibi soruları düşündüren yazar, her okurun kendi inançlarına, hayata bakış açısına göre yorumlayabileceği, fikir edineceği bir üslûp takip etmiştir.


************

Aşkı ilk yaşamak, denizi ilk görmek gibi, Dostoyevskiyi de keşfetmek insanın hayatında çok önemli bir tarihtir. Bu genellikle ilk gençlik çağında olur; yaşlılıkta daha huzurlu yazarları okuruz. 1915t'e Cenevrede Suç ve Cezayı okudum. Kahramanları bir katil ve bir orospu olan bu roman bana çevremizdeki savaştan da yıkıcı ve etkileyici geldi... Dostoyevskiyi okumak bilmediğimiz büyük bir şehrin içine ya da bir savaşın gölgesine girmek gibidir.
J. L. Borges

************

Dostoyevski (1821-1881): Gerek 1840 ortalarından itibaren yayımlamaya başladığı Beyaz Geceler ve Öteki gibi uzun öykü-kısa romanlarıyla, gerekse ilkini elinizde tuttuğunuz Suç ve Ceza, Budala ve Karamazov Kardeşler gibi Sibirya sürgünü sonrası büyük romanlarıyla Dostoyevski, insanın karanlık yakasını kendinden sonraki bütün romancıları derinden etkileyecek biçimde dile getirmiş büyük bir 19. yüzyıl ustasıdır. Mazlum Beyhan (1944); Yayımlamış olduğu Dostoyevskiden Suç ve Ceza ve Budala, Tolstoydan Çocukluğum, İlkgençliğim, Gençliğim ve Gogoldan Arabeskler benzeri çalışmalar düşünüldüğünde, Beyhan, hiç tartışmasız son 35 yılın en önemli Rus edebiyatı çevirmenlerinden biridir.

************

Mihayloviç Dostoyevski (1821-1881) mühendislik eğitimi almasına rağmen çocukluk yıllarından beri edebiyata büyük bir ilgi duymuştu. O dönemde yaşayan Rus aydınları gibi genç Dostoyevski de Çarlık yönetimini eleştiren yazılar yazıyordu. Bu yüzden Çar Nikola tarafından mahkum ve sürgün edildi.Sürgünden dönünce verdiği eserlerden biri de elinizdeki bu kitaptır. En iyi ve en ünlü eserlerinden biri olan Suç ve Ceza romanını 1866 yılında yazıp bitirmeyi başardı. Dünyanın en iyi romanlarından sayılan bu romanı ile de büyük bir üne kavuşmuş oldu.

************

Suç ve Ceza, dünya edebiyatının en çok okunan, en büyük romanlarından biri olarak kabul edilir. Sefalet içinde yaşayan, üniversite ile ilişkisi kesilmiş genç Raskolnikov, kendince bir kuram geliştirir ve hem kendisinin hem de yakınlarının sıkıntısına bir anda son vermek için, yaşamayı hak etmediğini düşündüğü, yaşlı, hastalıklı, insafsız, kaçık bir tefeci kadını öldürmeye karar verir. Dostoyevski, ilk bakışta bir polisiye romanı çağrıştıran bu metinde, insan ruhunu bir kez daha büyük bir sınav ile karşı karşıya getirir. Bizce yaşamayı hak etmediğine inandığımız bir insanı, kendi açımızdan geçerli nedenlerle öldürmek, aklın gerekçeleri ile ruhun sesini susturmak mümkün müdür? Rus kırsalına, aristokrasiye ve köylüye yönelen Tolstoydan farklı olarak, büyük kentin (Petersburgun) karanlıkları içinde bir çıkış yolu arayan yalnız ve tecrit edilmiş insanların yolunu aydınlatmaya çalışan Dostoyevski, Raskolnikovun işlediği suçun peşinde, varoluşun derinliklerinde dolaştırıyor bizi. Suç ve Ceza: İnsan hayatı ile deney.

************

"Raskolnikov yürürken, Acaba neredeydi? diye düşündü. Nerede okumuştum, hani bir idam mahkumu, ölümünden biraz önce şöyle söylemiş ya da düşünmüştü: Yüksek ve sarp bir kayalıkta, ancak iki ayağımın sığabileceği, dar bir çıkıntıda, dört bir yanım uçurumlar, okyanuslar, sonsuz bir gece, sonsuz bir yalnızlık ve hiç bitmeyecek bir fırtınayla sarılmış durumda yaşamak zorunda olsam ve bütün ömrümce, bin yıl boyunca, hatta sonsuza kadar o bir karış toprakta durmam da gerekse, o şekilde yaşamak, şu anda bir saat içinde ölecek olmaktan çok daha iyidir? Yeter ki yaşasındı, sırf yaşasın! Nasıl olursa olsun, ama yeter ki yaşasın!... "

************

Kendisinden sonra gelen edebiyatçıların tümünü etkileyen dünyanın en ünlü edebiyatçılarından biri olan Dostoyevski bu romanında roman kahramanı olan Raskolnikovun kişiliğinde toplumdaki çarpık adalet anlayışını eleştirmekte ve bu sembol karakter aracılığıyla da düzeltmeye çalışmaktadır.Bu romanda suç ve ceza kavramı, toplumsal, ahlâki ve dini değerler derinlemesine analiz edilmektedir.Milli Eğitim Bakanlığının ortaöğretim öğrencilerine öğretim süreleri içerisinde okumalarını tavsiye ettiği 100 temel eserden birisi olan SUÇ VE CEZA romanı herkesin mutlaka okuması gereken eserlerden biridir.

Bir yanda budala, anlamsız, önemsiz, hastalıklı, herkese yarardan çok zararı dokunan, niçin yaşadığını kendi de bilmeyen, yarın nasıl olsa ölecek bir kocakarı; öte yanda yardım görmedikleri için boş yere sıkıntı çeken körpe güçler.Kocakarıyı öldür, p... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl
Daha Fazla Göster

zhlydn şu an ne okuyor?

Hikâyeler

%0

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.