seher28,
Yolda başlıklı kitabın açıklamasını düzenledi
eski halini göster |
yeni halini göster |
değişimi göster
951 yılında Kerouac Amerikayı baştan başa kat etmiş olmanın heyecanıyla daktilosunun başına oturmuş ve vakit kaybetmemek için uzun Amerikan edebiyatının devi Jack Kerouac'tan Beat Kuşağı destanını yazan kitap: Yolda.
Gökyüzü geniş, hayat kısa, hayaller sonsuzken yol özgürlüktü. Yol dostluktu, maceraydı; sonsuz olasılığın toplamı, yaşamın kaynağıydı. Yolun sonunda aşk vardı, söz vardı, ses vardı; başlangıçlar hep şen, hep heyecanlıydı. Hızla giden bir rulo haline getirdiği kâğıtların üzerinde üç hafta hiç mola vermeden sürecek, otobiyografik bir yolculuğa başlamıştı. Bu süre sonunda ortaya çıkan yapıt, iyi bir okul, iyi bir iş, iyi bir ev gibi hazırlop değerlere boyun eğmedikleri için dışlanan, ötelenen insanlara söz verdiğinden, altı yıl boyunca yayıncı bulamadı, kısaltıldı, değişiklikten geçirildi. Ama gücünden pek arabanın dikiz aynasına yansıyordu hayatın anlamı, öyle bir şey yitirmedi. Caz ritimleriyle savrulan iki köksüz adamın yol temalı öyküsü, dürüst tanıklığıyla Amerikan orta-sınıf bilincine bıçak gibi saplandı varsa tabii; tan kızıllığında, gecenin bağrında, bir dostun yanı başında. Hareket halinde olan için ölüm yoktu, tasa yoktu; devinim vardı sadece. Yıldızların altında, hızla giden arabaların arka koltuklarında, kaçak atlanan tren vagonlarında, çadırlarda, barakalarda, uzak diyarlarda yaşam vardı ve Amerikan rüyasının solmaya yüz tuttuğu günlerde karşı-kültürün alameti farikası oldu; gençlik isyanının el kitabı haline geldi.Dünya çapında okur algısında isyan ile özdeşleşen Yolda, değişen tarihsel yaşam kutsaldı. Yüreklerindeki coşkuyu daracık dünyaya sığdıramayanlar, yollarda şahlandı. Nereye olursa... Kıvrak ve toplumsal koşullar altında bile neşeli bir caz melodisi gibi, çılgınlıktı hepsi ve tüm gerçekler, hızla giden bir aracın tekerleklerini öpen asfalt misali önlerine seriliverdi. Yaşam yazılacak bir şiirdi ve beklemezdi.
Jack Kerouac, Yolda'da keni hikayesini anlatıyor: sansürsüz, saf, olduğu gibi. Özgürlüğün, arayışın ve onulmaz bir yaşam hasretinin şarkısı bu özelliğini korumakta, hatta okurları küçük çaplı isyanlara sürüklemektedir: Amerikanın büyük kitabevlerinde çoklukla raflarda değil kasanın arkasına konmasının sebebi, Yoldanın İncilin ardından en çok araklanan kitap olduğu söylencesindendir.Yolda aynı zamanda iyi yazmak adına dayatılan gelenekçi ölçütlere yarım asırlık bir karşı çıkıştır. Caz müziğinin geniş, doğaçlama soluğunu yankılamak isteyen maharetli bir yazarın, spontan düzyazı adını verdiği teknik vasıtasıyla giriştiği bir deneydir. Bu özelliğiyle, Amerikan edebiyatının çağdaş klasikleri arasında yer almış, Romantik düzyazının köşe taşlarından sayılagelmiştir.Yayımlandığı dönemde Yoldanın alımlanışı büyük ölçüde sansasyon çerçevesinde gerçekleşmiştir. Edebiyat ve eleştiri çevrelerini ikiye bölen, kimilerinin Hemingwayin yapıtlarına denk tuttuğu, kimilerinin ise yazından saymadığı Yolda, bugün Amerikan modernizmi ile postmodernizmi arasında bir köprü kuran, caz müziğinin ritimlerini yazıya yansıtmasıyla deneysel, yaşamın potansiyelleri ile totalitaryanizme yakın bir düzenin izin verdikleri arasındaki boşluğu bir yol mitiyle doldurmaya, yeniden yaratmaya çalışmasıyla romantik bir yankılanan...
Bazı kitaplar edebiyat yapıtıdır. Dahası, Kerouac beyaz ve başarılı Amerika mitinin karşısına göçmenlerin, tarım işçilerinin, gezgin serserilerin hayatını koyarak ve bunu bir dışarlıklı gözüyle yaparak kültürel algıda bir kırılmaya yol açmıştır.Yoldanın düzeltiden geçirilmemiş, orijinal metni, kitabın 1957de yayımlanışının ellinci yılı onuruna 2007 yılında yayımlanmıştır. Kült roman Yolda ile arasındaki en belirgin fark ayrıntıya çok daha fazla yer ayırmasıdır: Yoldadan daha uzundur, bugünün ölçütleriyle masum sayılsa bile cinsel anlamda daha çılgın deneyimlere ve eşcinselliğe yer vermektedir; dil bakımından ise Kerouac bir virtüöz olarak karşımıza çıkmaktadır. Söz konusu metnin alımlanışı da farklı olmuştur: Kült kitap Yolda yayımlandığında otobiyografik de olsa bir kurmaca metni olarak alımlanmışken, orijinal metin bugün bir hatırat olarak görülmektedir. tarihine damga vurmakla kalmaz, efsaneye dönüşür.
951 yılında Kerouac Amerikayı baştan başa kat etmiş olmanın heyecanıyla daktilosunun başına oturmuş ve vakit kaybetmemek için uzun bir rulo haline getirdiği kâğıtların üzerinde üç hafta hiç mola vermeden sürecek, otobiyografik bir yolculuğa başlamıştı. Bu süre sonunda ortaya çıkan yapıt, iyi bir okul, iyi bir iş, iyi bir ev gibi hazırlop değerlere boyun eğmedikleri için dışlanan, ötelenen insanlara söz verdiğinden, altı yıl boyunca yayıncı bulamadı, kısaltıldı, değişiklikten geçirildi. Ama gücünden pek bir şey yitirmedi. Caz ritimleriyle savrulan iki köksüz adamın yol temalı öyküsü, dürüst tanıklığıyla Amerikan orta-sınıf bilincine bıçak gibi saplandı ve Amerikan rüyasının solmaya yüz tuttuğu günlerde karşı-kültürün alameti farikası oldu; gençlik isyanının el kitabı haline geldi.Dünya çapında okur algısında isyan ile özdeşleşen Yolda, değişen tarihsel ve toplumsal koşullar altında bile bu özelliğini korumakta, hatta okurları küçük çaplı isyanlara sürüklemektedir: Amerikanın büyük kitabevlerinde çoklukla raflarda değil kasanın arkasına konmasının sebebi, Yoldanın İncilin ardından en çok araklanan kitap olduğu söylencesindendir.Yolda aynı zamanda iyi yazmak adına dayatılan gelenekçi ölçütlere yarım asırlık bir karşı çıkıştır. Caz müziğinin geniş, doğaçlama soluğunu yankılamak isteyen maharetli bir yazarın, spontan düzyazı adını verdiği teknik vasıtasıyla giriştiği bir deneydir. Bu özelliğiyle, Amerikan edebiyatının çağdaş klasikleri arasında yer almış, Romantik düzyazının köşe taşlarından sayılagelmiştir.Yayımlandığı dönemde Yoldanın alımlanışı büyük ölçüde sansasyon çerçevesinde gerçekleşmiştir. Edebiyat ve eleştiri çevrelerini ikiye bölen, kimilerinin Hemingwayin yapıtlarına denk tuttuğu, kimilerinin ise yazından saymadığı Yolda, bugün Amerikan modernizmi ile postmodernizmi arasında bir köprü kuran, caz müziğinin ritimlerini yazıya yansıtmasıyla deneysel, yaşamın potansiyelleri ile totalitaryanizme yakın bir düzenin izin verdikleri arasındaki boşluğu bir yol mitiyle doldurmaya, yeniden yaratmaya çalışmasıyla romantik bir edebiyat yapıtıdır. Dahası, Kerouac beyaz ve başarılı Amerika mitinin karşısına göçmenlerin, tarım işçilerinin, gezgin serserilerin hayatını koyarak ve bunu bir dışarlıklı gözüyle yaparak kültürel algıda bir kırılmaya yol açmıştır.Yoldanın düzeltiden geçirilmemiş, orijinal metni, kitabın 1957de yayımlanışının ellinci yılı onuruna 2007 yılında yayımlanmıştır. Kült roman Yolda ile arasındaki en belirgin fark ayrıntıya çok daha fazla yer ayırmasıdır: Yoldadan daha uzundur, bugünün ölçütleriyle masum sayılsa bile cinsel anlamda daha çılgın deneyimlere ve eşcinselliğe yer vermektedir; dil bakımından ise Kerouac bir virtüöz olarak karşımıza çıkmaktadır. Söz konusu metnin alımlanışı da farklı olmuştur: Kült kitap Yolda yayımlandığında otobiyografik de olsa bir kurmaca metni olarak alımlanmışken, orijinal metin bugün bir hatırat olarak görülmektedir.
Amerikan edebiyatının devi Jack Kerouac'tan Beat Kuşağı destanını yazan kitap: Yolda.
Gökyüzü geniş, hayat kısa, hayaller sonsuzken yol özgürlüktü. Yol dostluktu, maceraydı; sonsuz olasılığın toplamı, yaşamın kaynağıydı. Yolun sonunda aşk vardı, söz vardı, ses vardı; başlangıçlar hep şen, hep heyecanlıydı. Hızla giden bir arabanın dikiz aynasına yansıyordu hayatın anlamı, öyle bir şey varsa tabii; tan kızıllığında, gecenin bağrında, bir dostun yanı başında. Hareket halinde olan için ölüm yoktu, tasa yoktu; devinim vardı sadece. Yıldızların altında, hızla giden arabaların arka koltuklarında, kaçak atlanan tren vagonlarında, çadırlarda, barakalarda, uzak diyarlarda yaşam vardı ve yaşam kutsaldı. Yüreklerindeki coşkuyu daracık dünyaya sığdıramayanlar, yollarda şahlandı. Nereye olursa... Kıvrak ve neşeli bir caz melodisi gibi, çılgınlıktı hepsi ve tüm gerçekler, hızla giden bir aracın tekerleklerini öpen asfalt misali önlerine seriliverdi. Yaşam yazılacak bir şiirdi ve beklemezdi.
Jack Kerouac, Yolda'da keni hikayesini anlatıyor: sansürsüz, saf, olduğu gibi. Özgürlüğün, arayışın ve onulmaz bir yaşam hasretinin şarkısı bu yankılanan...
Bazı kitaplar edebiyat tarihine damga vurmakla kalmaz, efsaneye dönüşür.