yazar düzenlemeleri
İlay, 21 adet değişiklik yapmış.  (4/5)
İlay, Hay bin Yakzan başlıklı kitabın açıklamasını düzenledi

eski halini göster | yeni halini göster | değişimi göster

Arapçadan 9.yüzyılda Yunancadan Arapçaya çevrilen "Salaman ve Absal" öyküsü, başta İbn Sina'nın "Hay bin Yakzan'ı olmak üzere, birçok İslam düşünürünün yapıtlarına kaynaklık etti. Genellikle alegorik öyküler ya da öykümsü anlatılar olan bu yapıtlardan sadece biri, roman boyutlarına ulaştı ve bütün benzerlerini gölgede bıraktı: 12. yüzyılda Endülüslü İşraki düşünür İbn Tufeyl'in yazdığı "Hay bin Yakzan" ya da "Esrarü'l-Hikmeti'l-Meşrikiye".

Bu ilk "felsefi roman" ve ilk "robinsonad", Tanpınar'ın deyişiyle 'Müslüman aleminin tek romanı', 14. yüzyıldan başlayarak bellibaşlı Avrupa dillerine çevrildi; Defoe, Bacon, Spinoza ve More gibi pek çok düşünür ve sanatçı üzerinde etkili oldu. Doğu, özellikle Osmanlı ise İbn Tufeyl'e ve yapıtına ilgisiz kaldı: Üzerindeki "Hay bin Yakzan" etkileri özel çalışmalara konu olan "Robinson Crusoe" defalarca Türkçe'ye çevrildiği halde, "Hay bin Yakzan, dilimize kazandırılmak için 1923 yılını, kitaplaşabilmek için de 1985 yılını bekleyecekti.

Bu yeni ve genişletilmiş baskıda, İbn Tufeyl'in "Hay bin Yakzan"ına ek olarak -M.Şerefeddin Yaltkaya'nın çevirisi ve İslam dünyasında alegorik öykü geleneğinin tarihçesini ve düşünsel arkaplanını aktardığı giriş yazısıyla İbn Sina'nın "Hay bin Yakzan"ı da yer alıyor.


Arapçadan
çevirenler: M. Şerefeddin Yaltkaya- Babanzade Reşid
8 yıl, 6 ay
İlay, Hay bin Yakzan başlıklı kitabın yazar bilgilerini düzenledi

"" olan yazar(lar)ı "" olarak değiştirdi.
8 yıl, 6 ay
İlay, Suçluluk Sorunu başlıklı kitabın açıklamasını düzenledi

eski halini göster | yeni halini göster | değişimi göster

Suçun daima geçmişte kalana dair olduğu doğrudur. Ama geçmişe ilişkin suç (Vergangenheitsschuld), o dönemi yaşayan kuşağa tümüyle sirayet etmiş bir suçtur. Söz konusu dönem çoktan tarihin tozlu sayfalarında kalsa bile, gölgesi şimdinin üstüne vurur ve sonraki kuşaklara da bir tür suçluluk ve sorumluluk duygusu bulaştırır. Geçmişimiz öyle kolayca kurtulabileceğimiz, yok saydığımızda veya unutmak istediğimizde bir duman halinde lambasına dönecek Alaaddin'in Cin'i değildir. Geçmişimiz sadece tarih değil, aynı zamanda bugünümüzün geleceğidir de.

Jaspers'in de altını çizdiği gibi; geçmişte göklere çıkarılan şeylerle şimdi mücadele edildiği, geçmişte mücadele edilen şeylerinse şimdi göklere çıkarıldığı bir yerde, gerçekte anlamlı ve bize umut verecek bir fark yoktur. Gelin geleceğimiz için, birbirimiz için ve bir arada yaşayabilmemiz için anlamlı bir fark yaratmaya cüret edelim!"
-Gökhan Yavuz Demir-
(Tanıtım Bülteninden)
8 yıl, 6 ay
İlay, Suçluluk Sorunu başlıklı kitabın edisyon detaylarını düzenledi

Sayfa Sayısı düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali 160
8 yıl, 6 ay
İlay, Hukuk ya da Kukla Tiyatrosu: "Edebiyat ve Hukuk" Yazıları başlıklı kitabın açıklamasını düzenledi

eski halini göster | yeni halini göster | değişimi göster

Hukuk ya da Kukla Tiyatrosu. "Edebiyat ve Hukuk" Yazıları, hukuk antropolojisi ve Spinoza düşüncesi üzerine eserler vermiş olan Cemal Bâli Akal'ın, "Burası Tanzanya mı, Karanfil"den (2011) sonra yayımlanan ikinci deneme kitabıdır. Yazar bu derlemede Sofokles, Euripides, Shakespeare, Cervantes, Swift, Sade, Büchner, Stendhal, Dostoyevski, Melville, Kafka, Conrad, Barrie, Musil, Camus, Faulkner, Koestler gibi devlerin eserlerinde dolanarak, edebiyatsız bir hukuk kavrayışının sadece fakir değil, bazı hukukçular bunu bilmese de, gerçekte olanaksız olduğunu gösterir. Fakat bunu edebi metinlerde hukuki terim avına çıkarak değil, "edebiyat ve hukuk" denince şartlı refleks haline gelmiş kabulleri sorgulayarak, asıl olanın hayatın kendisi olduğunu unutturan her türlü indirgemeciliğe şüpheyle yaklaşarak, yasa bekçilerinin bönlüğünün karşısında, kendi akıl sağlığımızı korumak için, en etkili yöntemin belki de ironi olacağını hatırlatarak yapar. Dahası, Akal'ın denemeleri, edebi metinler ile siyasi hukuk kuramı arasındaki ilişkiyi irdelerken şu çetin meseleye, "özgür irade mi, yoksa zorunluluk mu?" ikilemine gelir dayanır hep. Ve de kitaptan bize şöyle bir soru yöneltilir: Hukuk sisteminin soyutluğundan azade bir haklar mücadelesi verirken, "gerçek bir karşı çıkış için, insanın önce kendisini kuşatan zorunlulukları mı kavraması gerekir acaba?"
(Tanıtım Bülteninden)
8 yıl, 6 ay