durusu,
Saray Havuzunda Kadrolu Melekler başlıklı kitabın açıklamasını düzenledi
eski halini göster |
yeni halini göster |
değişimi göster
Saray Havuzunda Kadrolu Melekler" 1640 yılında taha çıkarılan Deli İbrahim dönemini anlatıyor. Bu romanda, içki ve sefahat sayesinde 28 yaşında hakkın rahmetine kavuşan IV. Murat'ı, Osmanlı'nın tek varisi kaldığı için, ite kaka tahta oturtulan Deli İbrahim'i ve Cinci Hoca'yı, sarayda dönen iğrençlikleri, kepazelikleri; halk yoksulluk, yokluk ve baskılardan kan ağlarken; hemen her gece düzenlenen çılgın ve anormal zevk alemlerini, içoğlanları, yeniçeri ağaları ve değerli devlet yöneticilerini; aralarında, "köylü, cahil, ilkel ve aptal" anlamında Türk kelimesini kullananları, padişahların tavuk boğazlar gibi insan, dahası kardeşlerini nasıl boğazlattığını bulacaksınız. Ciddi bir araştırmanın ürünü olan bu kitap; önce roman, sonra tarih. 700 yaşına basan Osmanlı'nın, üzerinde çok fazla belge ve bilgi bulunmayan, günümüzden 358 yıl önce yaşanmış bir dönemini aktarıyor bize. Üstelik okurun tarihe ilgisini, merakını kışkırtan; hınzırca bir kara mizah, son derece akıcı, ve yalın bir dille... Yakın tarihimizi aydınlatan, resmi tarih bilgilerimizi sarsan ve sorgulayan, o günün olaylarını bugün yaşanıyormuş gibi ilgiyle okutan bir roman
Saray Havuzunda Kadrolu Melekler" 1640 yılında taha çıkarılan Deli İbrahim dönemini anlatıyor. Bu romanda, içki ve sefahat sayesinde 28 yaşında hakkın rahmetine kavuşan IV. Murat'ı, Osmanlı'nın tek varisi kaldığı için, ite kaka tahta oturtulan Deli İbrahim'i ve Cinci Hoca'yı, sarayda dönen iğrençlikleri, kepazelikleri; halk yoksulluk, yokluk ve baskılardan kan ağlarken; hemen her gece düzenlenen çılgın ve anormal zevk alemlerini, içoğlanları, yeniçeri ağaları ve değerli devlet yöneticilerini; aralarında, "köylü, cahil, ilkel ve aptal" anlamında Türk kelimesini kullananları, padişahların tavuk boğazlar gibi insan, dahası kardeşlerini nasıl boğazlattığını bulacaksınız. Ciddi bir araştırmanın ürünü olan bu kitap; önce roman, sonra tarih. 700 yaşına basan Osmanlı'nın, üzerinde çok fazla belge ve bilgi bulunmayan, günümüzden 358 yıl önce yaşanmış bir dönemini aktarıyor bize. Üstelik okurun tarihe ilgisini, merakını kışkırtan; hınzırca bir kara mizah, son derece akıcı, ve yalın bir dille... Yakın tarihimizi aydınlatan, resmi tarih bilgilerimizi sarsan ve sorgulayan, o günün olaylarını bugün yaşanıyormuş gibi ilgiyle okutan bir roman