Kuzey Avrupa edebiyatina dair okuduğum ilk kitap oldu. Amerikan polisiyesi gibi okurken gerim gerim gerilmedim ama kurgusunu sevdim. Daha sade olmasina ragmen akisi epey heyecanli tutmus yazar. Son kisim ise epey sok etkisi yaratti. Tahminlerimin tutmamasina cok sevindim sahsen. :)
İyiydi guzeldi ama bu kadar uzatmaya gerek var miydi bilemiyorum. İlk sayfalari okumak cidden zordu. Ara verdikten sonra okumaya devam etmek ise daha da zordu. Normalde kitaptaki iki karakterin hikayesi anlatilir ama bunda her karakterin ayri hikayesi vardi. Bu da kitaba adapte olmayi epey zorlastiriyor. Son sayfalara dogru hareket gelse de kitapta, benedict kismi fazla geldi bana. Angela'nin gecmisini reddetmeyi surdurmesi ise bir yerden sonra epey sıkıcıydı. Genel itibariyle tipik Kimberley kitabi olmasina ragmen tugla kadar olmasi ve gereksiz uzatilmis kisimlar sebebiyle en cok sıkıldığım kitabı oldu.
İlk kitabin devami olarak gayet hos bir kitap olmus. Eglenceli komik ve bol aksiyonlu. Yazar Rachel gibi siradan bi kizin bu gorkemli hayata girisini kayip babanin bulunusuyla baslatmis. Tabi ki de baba fakir biri degil ultra zengin. Her ne kadar Rachel siradan hayatindan mutlu gorunse de yeni sahip oldugu baba ve kardesin cevresi pek tabi rahat vermiyor ve bir suru olayla karsilasiyor. Astrid ve Michael cephesinde isler yoldan cikiyor ve bu kitapta o sevimli Michael'in ne kadar varos bi adam oldugunu goruyoruz. Neyse ki elde yedek stepne olarak Charlie var, canimiz cigerimiz. Kimsenin burnunun ucuna koymadigi Kitty ise bu kitapta epey yer aliyor. Hatta olaylar onun cevresinde donuyor bir bakima. Yine bol bol abarti , zenginligi goze sokma , kim daha zengin yaristirmasi bu kitapta da var. Ben okurken epey eglendim. İsimler karakterler karmasik olsa da okutturuyor kendini.
Arka kapak ilgi cekici olsa da kitabin ilerleyisi ve dili epey yorucu. Zaman icindeki git gel hareketleri, fazlasiyla agdali cumlerle beni epey soguttu kitaptan. Hatta bunun yuzunden kitap okumaktan sogudum diyebilirim. Keske anlatimi bu kadar mecazli, bu kadar anlasilmaz olmasaydi. Belki yazarin dilinde bu anlatim akici ve surukleyici olabilir ama ceviri oldugunda karmasaya bogulmus gibiydi.
Kurguyu biraz zayif ve yer yer kopuk bulsam da okurken sadeligiyle keyif aldigim kitaplardan oldu. Savas donemi betimlemesi epeyce basariliydi. Gerci okurken nelere takilmis insanlar, bunlar nasil abartili tepkiler diye dusunmedim degil. Su an ki durumda her seyin bir olur yanı oldugu icin bu derece "hersey benim sucum ve benim hatam"li cumleler ilginc geliyor insana. Yine de okuyucuya cok fazla bir sey vaat eden bir kitap degil. Elinizdeyse okunur ama yoksa birsey kaybetmis sayilmazsiniz.
Cok ilginc, bu kadar garip karakter ve olayi gorunce insan sacma birsey bekliyor ama sasirtici bir sekilde kitabi okurken hersey cok mantikli geliyor.:D Yazarin hayal gucune cidden hayran kaldim. Bu derece bir kurgu ve boyle bir kurguda keyifli bir akicilik saglamak cok zor olurdu ama zoru basarmis yazar. Hiç sıkılmadan baya mutlu mutlu okudum ben.