Nusret Kirişçioğlu "Tahkikat Komisyonu" üyelerinden. Yassıada mahkemelerinde idam cezasına çarptırılan, fakat sonra cezası müebbete çevrilen Demokrat Parti milletvekillerindendir. Bu kitabı Yassıada Komutanının Hürriyet gazetesinde yayınlamaya başladığı anılarına cevap olarak yazmıştır. Ben Tarık Güryay'ın "Bir İktidar Yargılanıyor" ile bu kitabı peşpeşe okudum. Böylece kitaptan daha fazla keyif aldım. Nusret Kirişçioğlu, Tarık Güryay'ın iddialarını tek tek çürüttüğü fikrindeyim. Tavsiye ederim :)
Kitap oldukça fazla soru işaretleri ve çelişkilerle dolu aslında..Ama yinede okunup değerlendirilmesinden yanayım. Yazar Albay Tarık Güryay "Allah'sız Gardiyan" yakıştırmalarına fazlaca içerlemiş, kendi kalemiyle kendini adeta "Kanatsız Bir Melek" göstermeye çalışmıştır. Belge diye öne sürülen evraklar üzerinde çokça tartışmalar yapılmıştır.
Mithat Perin Yassıada ve Kayseri Cezaevinde kalmış, Demokrat Parti Milletvekilidir. Kendisinin gazeteci olması, yaşanan olaylara bakış açısını değiştirmektedir. O dönemde önemli mevkilerde bulunan çeşitli kişilerin hatıralarına kitabında yer vermiş ve olayları araştırmacı bir ruhla irdelemiştir. Bu yüzden Mithat Perin 'in 27 Mayıs ile ilgili kitapları hoşuma gidiyor. Tavsiye ederim.
Kitap aslında 2 cilt. Eski baskı olduğu için ben sadece 1. cildi bulabildim. Kitabın yazarı Mithat Perin "6 Eylül Olaylarında" "Atamızın Evi Bomba İle Hasar Uğradı" manşeti atan İstanbul Ekspresin sahibi. Yassıada mahkemelerinde yargılanmış ve afla çıkarılana kadar tutuklu kalmış Demokrat Parti Eski Milletvekilidir. Gazeteci olması olayları daha araştırmacı bir gözle bakmasını sağlamış. Bu ciltte 27 Mayıs sabahından itibaren başlayan ve Yassıada Mahkemelerine kadar uzanan süreçte ki Demokratların yaşadıkları sancılar ve zulümler anlatılmakta. Tavsiye ederim.
Kitabın önsözü ve ismi ile içeriğinin çok uyuşmadığını söyleyebilirim. Kitaba "27 Mayıs ve Yassıada'ya başka bir gözle bakarım belki" diye başlamıştım ama kitap siyasi olaylara ancak 112. sayfadan itibaren yer vermeye çalışmış. Ondan öncesi çoğunlukla yazarın biyografisi diyebilirim. Yazar 1950'li yıllarda (okul yıllarını da katarsak 1940'lı yıllarda diyebiliriz) yediklerini,içtiklerini,gezdiği yerleri ve başından geçen olayları anlatmış. Açık konuşmak gerekirse kitabın oldukça sıkıcı kısmı buralardı. Bu kısımlarda hiç siyasi olaylardan bahsedildi mi? Evet edildi ama bu sadece yüzeysel olarak anlattı. 112.sayfadan sonra öğrenci olayları ile yazar yaşadıklarını kaleme almış. Hiçbir bir belge ve bilgi dayanmadan sadece mahalle dedikodularını gerçekmiş gibi kitabında anlatması beni kitaptan daha da uzaklaştırdı. Yazara göre neredeyse Yassıada bir tatil köyü, mahkeme ise Kübra-i Mahkeme'den daha adilane. Hayatımda ilk defa bir kitap için "okumayın" tavsiyesi vermek istiyorum.1 yıldız bile benim için çok bonkörce oldu.