hulyami, 742 adet değerlendirme yapmış.  (20/106)
Orkide Evi
Orkide Evi

10

Orkide Evi'ni okumadım adeta yaşadım..İşte böyle hikayeler okumak istiyorum.Daha hayatın içinden ayakları yere basan.Trajik ama umut veren..Okurken bir şeyler katan.Günümüz ve İkinci Dünya Savaşı zamanında yer alan..Cinsel kimliğini bile kazanamamıış bir asilzadenin öyküsü ve yaşanabilmiş en ağır acıları sevdiğini kaybeden torununun hikayesi.. Aile,savaş,sır,gizem,sadakat temaları ile kurgulanmış Tayland'a kadar uzanan müthiş bir hikaye. Kitapdaki tüm karakterlere bence adeta hayat verilmişti. Julia,Kit,Hary,Lidia,OLivia,Billy, ve Elsie hepsini hayalinizde tek tek canlandırabiliyorsunuz. .. Hikaye günümüzden başlayıp İkinci Dünya Savaşının karanlık günlerine Tayland'ın egzotik güzellikteki orkidelerine kadar dayanıyor..Gerçek aşkı ve ailesi arasında seçim yapmak zorunda kalan bundan hep pişmanlık duyan bir erkek. En sevdiği oğlu ve kocasını bir trafik kazasında kaybeden bir anne ve eş ..Laneti gibi gördüğü yeteneği sayesinde küllerinden yeni aşkı ile tekrar doğan bir kadın.. Sevdiği kadını uyuşturucu yüzünden kurban veren bir erkek..Ona zor zamanında el uzatan çok sevdiği arkadaşına çocuğuna kol kanat germek zorunda kalan bir genç adam...Bu uğurda sevdiği kadını kaybetme riskine girmesi..Onu kazanması tekrar kaybetmesi... Hayata dair her şey vardı bu romanda..Yazarın tarzını biraz Kate Morton'a benzetsemde daha dıygusal daha akıcı yazıyor..Daha çok beğendim...Yazarın kalemini tarzını çok sevdim..Kurgusu gerçek hayattan alınma gibi idi..Okurken adeta bir film akıcılığı ile seyrediyorsunuz... Gelelim konusuna : Julia Forrester kocası ve oğlunu bir trafik kazasında aynı anda kaybeder.Bu onun için bir yıkımdır.Yaşama isteği kalmamıştır..Duyduğu acıdan aklını yitirmek üzeredir. İşte bu yüzden biraz toparlanabilmek için büyüdüğü kasabaya ailesinin yanına gider.Aynı acıyı onbir yaşında iken annesi Jasmine'i kaybettiğinde de yaşamış kendisini toparlaması oldukça uzun sürmüştür..Acısını müzik ile aşmıştır.fakat şimdi kocası ve üç yaşındaki çocuğu yanarken ölürken çaldığı Rachmaninof'un 2.Piyano Konçertosu ona ölüm müziği gibi gelmektedir... Kasabada bulunan çocukluğunun geçtiği Wharton Park'ın maddi imkansızlıklardan dolayı yeni sahibi Kit Crawford tarafından satılığa çıkartılacağını duymuştur..Satılmadan son defa orayı görmek ister çocukluk arkadaşı Kit ile karşılaşır.Kit evi satılığa çıkartırken de özel eşyaları toparlamaya çalışmakta bir kısmını da hediyelik eşya olarak satılığa çıkarmıştır.. Tam o sırada bir günlük bulur ve o günlüğün Julia'nın büyükbabasının günlüğü olabileceği düşünürler..Çünkü savaşta Biily Change'de bulunmuş orada üç yıl esir kalmıştır.. İşte bu defterle birlikte çok önemli bir aile sırrını büyük annesi Elsie sayesinde keşfetmeye başlar bu sır Kit'ide yakından ilgilendiriyor ailelerin tüm geçmişi bilinmeyenler arasında gizemli bir yolculuk gibidir.. Öyle ki kendini bir anda Paris ve Tayland'a götüren bir yolculuğa çıkmasına vesile olur.. Bu arada da kendini hiç beklemediği anda çok güzel tutkulu bir aşkın da içinde bulur..Bu aşk ona tekrar müziğine dönmesine iç dünyasının zenginleşmesine aşkının derinliği ile birlikte diğer yarısına kavuşmasına vesile olacaktır... Bazı kitapları muhakkak okumak gereklidir..İşte Orkide Evi bu kitaplardan..Şiddetle tavsiye ederim... http://hulyami.blogspot.com/2013/11/orkide-evi-lucinda-riley.html

Kaçak Yolcu (Malory-Anderson Family #3)
Kaçak Yolcu (Malory-Anderson Family #3)

8

Kitabın Adı : Kaçak Yolcu Yazar Adı : Johanna Lindset Orjinal Adı :Gentle Rogue Goodreads Puanı : 5/4,21 Puanım : 5/4 Sonunda Malory Serisinin üçüncü kitabını okudum..Bu seriyi çok seviyorum ama yayın evi bence bu seriyi pek önemsemediğini düşünüyorum.İkinci kitaba göre çevirideki problemler en aza indirilmişti ama yine günlük hayatımızda kullanmadığımız kelimelerden biri geçiyordu.Geçmek ne demek abuk sabuk kelime konuşma dilinde çok konuluyormuş gibi yer alıyordu...So zamanların moda kelimesi Deneyimleme ..Bir önceki kitap da Hırçın Aşk'da duyumsama Kaçak Yolcu'da deneyimleme lütfen bu kelimeleri gereksiz yere kullanmayın artık. Evet kitap çok güzeldi hikaye muhteşemdi ama bütün okuma zevkimi gereksiz yere mahvetti. Eminim biraz daha özenli bir çeviri ve edit olsaydı daha zevkli bir kitap olurdu.. Yinede çok severek okuduğum bir hikaye idi..Antony Mallory'den sonra James Mallory'nin hikayesi çok güzeldi.. Bu hikayeden sonra Mallory Erkeklerine boy boy Anderson erkekleri de katılmış oldu..Çünkü hikayenin ufak tefek kadın kahramanı Georgina Anderson'un beş adet iri yarı ağabeyi vardı. Bu hikayeden sonra ki hikayede ise kesinlikle bir Anderson daha olacak..Hem de başka bir Mallory ile..Bu hikayeyi de kaçırmam... Mallory ailesinin maceralarını okurken kah gülüyor,kah sinirleniyor,kah aşık oluyorsunuz yazarın kalemi muhteşem..Okurken kahkahalarıma engel olamadığım sahneler vardı ..Özellikle James ve Georgina'nın diyalogları çok güzeldi atışmalarının ayrı bir tadı vardı..James Mallory'nin gemisinde karşılaştıkları sahne çok güzeldi...Özellikle banyo sahnesi çok komikti.. Hala daha bu seriyi okumadıysanız çok şey kaçırıyorsunuz demektir... Gelelim Kaçak Yolcu'nun konusuna: Georgina Anderson savaş sırasında nişanlısının izini kaybetmiştir.Altı yıldır ondan haber alamamaktadır. Fakat denizci olan ağabeyleri sayesinde onun nerede olduğuna dair haberler almaktadır. Onun izini bulmak onun için takıntı haline gelmiştir işte bu yüzden Amerika'dan İngiltere'ye yanında aile dostları Mac ile birlikte aramaya gider.Bu aramalarda güvenliğini sağlamak için erkek kılığına girmiştir. İngiltere'ye vardıklarında bir tavernada yolları Antony ve James Mallory ile kesişir..Fakat James Mallory onun kadın olduğunu en engin tecrübeleri sayesinde anlar.Karışıklıktan istifade eden Georgina Mac ile oradan kaçarlar. Aldıkları istihbarat ile nişanlısı Malcolm'un izini bulurlar..Onu bulduklarında altı yıl yolumu gözlediği nişanlısının evlenip iki çocuk sahibi olduğunu ayrıca bunun için de çok da beklememiş olduğunu görünce büyük bir hayal kırıklığına uğrar. Bu olaydan sonra İngiltere'de daha fazla kalmaya katlanamaz bir an önce vatanı Amerika'ya dönmeye karar verir.. Fakat hem maddi durumu hem de mevcut olanaklar ile bu yolculuk pek de mümkün değildir..Bir gemide bu yolculuğu gerçekleştirme fırsatı bulur.. Maiden Anne gemisinde bir kamarot olarak iş bulur Mac ise bir denizci olarak iş bulmuştur.Hizmet edeceği kişi ise James Mallory 'dir. Onun özel kamarotu olacaktır.Fakat Georgina'nın hizmet edeceği kişinin James Mallory olduğundan haberi yoktur.. James Mallory ise uzmanlık alanı kadınları baştan çıkarmaktır. Öyle ki bunu sanat haline getirmiştir. Georginayı gördüğü geceden beri onu her yerde aramış bulamamıştır..Onun la tekrar karşılaşınca hemen tanır fakat onu ürkütüp elinden kaçırmamak için tanımamazlığa gelir. Mac ile iletişime geçmemesi için onu oyalar ve özel kamarotu yapar..Kimse durumu anlamaması için de onun hareketini kısıtlar. Georgina ile aralarında kedi fare oyunu böylece başlar..Georgina onun kendinin tanıdığından habersiz yolculuğu kazasız belasız atlatma peşindedir..James ise onun neler yapabileceğini ve yatağına nasıl alabileceğinin hesapları peşindedir..Çünkü bu genç kızı gördüğünden beri aklından nasıl oldusa çıkaramamıştır.. Onu elde edince zihninden çıkaracaktır. Çeviri ve editteki tüm problemlere göre çok güzel bir romandı..Severek okudum..Bir yerde serinin en güzel çevrilmiş kitabı olduğu yazıyordu yorumların birinde ben buna kesinlikle katılmıyorum..Bu serinin en başarılı kitabı Seninle Başım Dertte idi bence. Her bakımdan dör dörtlük bir kitap idi..Umarım bundan sonraki hikayeler de onun başarısına erişir... Korsan tarihi aşk romanlarını seviyorsanız ve mizah ile harmanlanması tercihiniz ise bu kitap tam size göre.. Kaçırmayın derim... Malory Family 1. Love Only Once (1986) Seninle Başım Dertte. 2. Tender Rebel (1988) Hırçın Aşk. 3. Gentle Rogue (1991) Kaçak Yolcu. 4. The Magic of You (1994) 5. Say You Love Me (1996) 6. The Present (1998) 7. A Loving Scoundrel (2004) 8. Captive of My Desires (2006) Aşkta Seni Seçtim 9. No Choice But Seduction (2008) 10. That Perfect Someone (2010) His Ruthless Heart (omnibus) (2006) http://hulyami.blogspot.com/2013/11/kacak-yolcu-johanna-lindsey.html

Kalbinin Sesini Dinle - (The Stanislaskis: Those Wild Ukrainians, #2)
Kalbinin Sesini Dinle - (The Stanislaskis: Those Wild Ukrainians, #2)

8

Kalbinin Sesinin Dinle 1990 'lı yıılarda geçen tipik bir Nora hikayelerinden..Yine çok severek okudum.Elimden bırakamadım..İlk hikayede Natasha Stanislaski'nin hikayesini okuduktan sonra Stanislaski kardeşlerinin hikayelerinin ikincisinde Mikhail Stanislaski'nin macerası vardı..Bu nasıl bir seridir böyle ki aile ortamınının sıcaklığı beni mest etti. Stanislaski ailesinin sıcaklığı sevgisi beni büyüledi..Kardeşler arası ilişkiler anne ve babalarının çocuklarını sevgileri ile sarmalamaları muhteşemdi..Kitabı okurken alenin üyesi oluveriyorsunuz.Bu aileden kopamıyorsunuz tabii ki kadın kahramanımız Sydney Hayward içinde aynı durum geçerli idi.. Sydney Hayward'a büyük babasının ölümü ile aile şirketinin yönetimi ve yüklü bir miras kalmıştı. Çocukluğundan beri bir Hayward gibi olmayı öğrenmesi için yetiştirlmişti. Her zaman ailesinin dilek,istekleri ve beklentileri onun hayatını yönlendirmişti..Biten evliliğini de onların istek ve doğrultusunda yapmıştı ama sonu hüsran olmuş ve çocukluk arkadaşı en iyi dostunu kaybetmişti bu uğurda...Bu şirketin yönetimi ile de hiç bilmediği alanlara yelken açıyordu.. Büyük babsonın ölümü ile devraldığı şirketin mal varlıkları içinde Mikhail Stanislaski'nin de oturduğu apartmanda vardı..Fakat burası çok eski bakımsızdı.Büyükbabası hastalığı sırasında ilgilenememişti..Bu apartmanın acil tamire ihtiyacı vardı. Sydney ile karşılaşmaları deyim yerinde ise tam bir savaş başlattı aralarında..Fakat sert görünüşlü Ukraynalı yabani adam soğuk görünümlü bu sosyetik genç kadının hayatını alt üst etti..Tüm taşları yerinde oynattı annesi ile arasını bozulmasına neden oldu.. Değer miydi? Bunun cevabı için sizi Kalbinin Sesini Dinle kitabına davet ediyorum...Bu Ukraynalı aşlenin sıcaklığı sizi iliklerinize kadar ısıtsın...

ST. Petersburg Geceleri
ST. Petersburg Geceleri

7

Penny Jordan çok sevdiğim yazarlardan..St.Petersburg Geceleri tipik bir intikam hikayesi idi..Çocukluğunda öz babası tarafından terk edilen Kiryl Androvonov'un tüm amacı babasından intikam almaktı.Annesinin çingene asıllı olması da bu red edilişin sebeplerinden biri idi. Babası tarafından acımasızca terk edilip red edilmesinden sonra Kiryl kendini yetiştirir ve hem zengin hem güçlü bir adam olur.Bunun için kalbini atması gerekmiştir. Babası gibi zengin olmanın yoluna bir adım bir ihale kalmıştır..Bunun içinde aynı zamanda rakibi olan Vasilii Demidov'un kız kardeşi Alena'dan geçmektedir.. Bu tecrübesiz , deneyimsiz kızı baştan çıkararak bu ihaleyi almayı planlayarak bu açlçakça planı uygulamaya koyar..Fakat göz ardı ettği kalbinin tekrar atmaya başlamsıdır.. Güzel bir hikaye idi bazı yerlerinde erkek kahramanın alçaklıklarına son derece sinirlendim.. Keyifle kafa dağıtmak için bire bir bence...

Kötü Şöhretin Bedeli
Kötü Şöhretin Bedeli

8

Kitap Adı : Kötü Şöhretin Bedeli Yazar : Julia Justiss Orjinal Adı: THE RAKE TO RUIN HER Goodreads Puanı: 5/3,39 Puanım 5/4 Hiç ummadığım anda bir hazine bulmuş kadar sevindim bu kitabı okurken..Beni bu kadar etkileyebileceğini düşünmemiştim. Regency dönemine ait bir hikaye ve Napolyon zamanında geçiyor.Aşk,Tutku,Casusluk,Aile ,Sadakat temaları ile harmanlanmış..Ransleigh Rogues Serisinde yazar iki kitap yazmış ama seri devam edecek büyük ihtimal ile ..Şubat 2014'de serinin diğer kitabı yayımlanacak ülkemizde..Kötü Şöhretin Bedeli kitabın adı ve kuzenlerden Will Ransleigh'in hikayesi .. Serinin ilk kitabı Kötü Şöhretin Bedeli'nde Max Ransleigh'in hikayesi ile başlıyor. Çok değişik bir konusu yok ama yazarın kalemini çok akıcı ve sevimli buldum.Çeviride bir kelime dışında oldukça başarılı idi.. Biri ile bir macera yaşarken tecrübe etmediğiniz bir şeyi deneyimleyemezsiniz...Denersiniz...Lütfen çevirmenler halkın konuşma dilini kullanın lütfen..Bu kelime yüzünden sadece 1 puanı kırdım...Bu kelimenin geçtiği hiç bir kitaba da bayılsam da tam puan veremeyeceğim... Kısaca Konusuna gelirsek ; Max Ransleigh bir Kont'un ikinci oğludur..Biraz da babasının gözüne girmek içim İngiltere Dış İşlerinde çalışmaya başlayan genç bir diplomattır.Fakat çok önemli bir kongrede tuzağa düşürülür ve gözden düşer.. Açığa alınır..Babası da onu evlatlıktan red eder.Ne yapsa suçsuzluğunu ispatlayamaz. Onu tuzağa düşürenlere ulaşamaz.. Biraz kafa dinlemek ve hayatı ile ilgili karar vermek amacı ile kuzeni Alastair Ransleigh'tin evine gider.Şansına orada da sosyetede ki bekar kızlar ve erkekler için parti verilmektedir.Onun kötü şöhretinden davetin etkilenmemesi için ortalıkta görünmeye niyeti yoktur. Fakat serada kitap okurken karşılaştığı Caroline Denby ile karşılaşır. Babasından oldukça yüklü bir miras kalan Carol çiftliğindeki atları yetiştirmek ve evlenmek için söz verdiği çocukluk arkadaşı Hary'nin Hindistan'dan gelmesini beklemektedir.Fakat iyi kalpli üvey annesi onu evlendirmeye kararlıdır..O yüzden bu davete gelmiş kendi kızını ve Carol'u evlendirmeye kararlıdır. Ancak Caroline'in aklında daha değişik bir çare vardır.Babasından kalan mirasın ve babası ile birlikte geliştirdiği at çiftliğinin geleceği için bunu bir kocaya kaptırmaya hiç niyeti yoktur.Fakat davetlilerden Henshaw onu gözüne kestirmiştir..Kötü olan maddi durumunu Carol ile evlenerek düzeltebilirdi..Bunun için de ne olursa yapmaya hazırdı Carol'a tecavüz etmeye girişecek kadar de ileri götürmeye de. Bu isteğini tam gerçekleştirmek üzere iken Max tarafından engellenir.Ama bu yapmak istediği saldırı Max'in üstüne kalır ve Carol'in onuru lekelenir..Bu tam da Carol'in istediği bir sonuçtur..Fakat hesaba katmadığı üvey kız kardeşinin onurudur çünkü bu durum onun geleceğini de etkileyecektir. İlk gördüğü anda etkilendiği Max'ı kendisi ile evlenmesini istemez. Max ise tam bir skandalı yeni atlatmışken başka bir skandalın patlak vermesinden rahatsız olduğu kadar da şaşkındır da..Carol'un cesareti,dürüstlüğü de onu çok etkilemiştir..Aralarındaki mevcut çekimi de göz ardı edememektedir. Carol ile evlenmek fikrinin kendisini hiç de rahatsız etmediğini aksine dehşetle heyecanlandırdığını fark eder. Çok beğenerek severek okudum...Historical seven arkadaşların severek okuyacağını tahmin ediyorum...Bence bir deneyin eminim pişman olmayacaksınız... Hülya Yılmaz http://hulyami.blogspot.com/search/label/Julia%20Justiss ..

İkinci Şanslar Durağı
İkinci Şanslar Durağı

7

Ktap Adı: İkinci Şanslar Durağı Yazar Adı : Kristan Higgins Orjinal Adı :Until There Was You Goodreads Puanı: 5/3.99 Puanım :5/3,7 Kristina Higgins'in okuduğum ilk kitabı..Biraz kafamı dağıtmak için almıştım..Yazarın güzel bir kalemi var ama nedense hitap etmedi..Sanırım bu yazarda Susan Elizabeth Philips'in kalemini aradım neden aradısam..Yazarın stili çiklit tarzına da benziyordu günümüz romans kitaplarına da.Kitabı okurken kah hüzünlenip kah gülüyorsunuz..Hikayeyi çiklit tarzlarındaki birincil şahıs ile anlatmıyor ki buna çok sevindim..Sevmedim ben bu tür anlatımları nedense.. Yazarın anlarımında olaylar da çok fazla detay ayrıntı vardı.Ama hikaye de çok sevimli idi..Tam anlamı ile ikinci şans hikayesi idi.. Kadın Kahramanımız Posey, gerçek adı ile Cordelia, 34 yaşında şimdiye kadar çok ciddi aşk ilişkileri olmamış..Hani bazı tipler vardır kaç yaşında olursa olsun çocuk görünümlü olurlar. Posey tam da onlardan.. Bir evlatlık olan Posey'nin yine evlatlık alınan bir agabeyisi ve onun partneri Jon var. Bir de çekilmeyen ve bencil bir kuzen olan Gretchen'da var.. Dünyayı kendi etrafında dönüyor sananlardan ..Posey'i evlat edinen ailesi Alman ve Alman yemekleri yapan bir restoranları var.. Erkek kahramanımız Liam ise lise çağlarında serseri gibi dolaşmış, orada burada takılmış,bir genç..Kadın ilişkilerinde ölen karısı ile karşılaşıncaya kadar pek de seçici davranmamış. Emma ile karşılaştıktan sonra ona deyim yerinde ise vurulmuş..Posey'i ise bir arkadaş olarak görmüş..Posey'e gerçek adı ile hitap eden bir tek kişi ise Liam ve onun kendisine yanık olduğunu da fark etmiş ama Posey'i görmezden gelmiş bir gençti. Emma ile evlenip kasabayı terk ettikten sonra Posey ile hiç görüşmemişler. Fakat Posey'de Liam ile ilgili başka bir kalp kırıklığı da var... Liam farkında olmadan mezuniyet gecesi onun kalbini çok fena acıtıyor..O geceden sora Posey için mezuniyet geceleri hep hayal kırıklığı ve unutmak istediği bir gece olur..O geceden sonra da ilişkilerinde istediği yakınlığı ve sıcaklığı bulamayacaktır..Deyim yerinde ise gelip geçici ilişkiler terk edilmeler Posey'in hep hayatında olur..Bunun ile ilgili kabullenmesine üzüldüm ve cesur davranmaya çalışmasına hayran oldum bu kendisi küçük yüreği büyük kadının... Ama Emma'nın ölmesi üzerine kızıyla şehre geri dönen Liamın varlığı ona her şeyi unutturacaktı..Liam karısını kaybettikten sonra 15 yaşındaki kızı Nicole ile kasabaya geri döner..Eşi Emma'yı kaybetmek ve geçirdiği kaza onda panik atak rahatsızlığına ve aşırı kontrolcü bir baba olmaya dönüştürmüştür..Kasabaya dönerek hayatında yeni bir sayfa eşini kaybettikten sonra oluşan kaostan kurtulmayı umarken hiç ummadığı anda onu Emmadan da daha fazla sarsabilecek bir kadın ile kaşılaşmayı elbette ummuyordu... Hiç bir kadın ilk aşkını unutmaz Posey'de Liam'ı hiç unutmamıştı..Şimdiye kadar da birlikte olduğu erkeklerde belki de hep onu aramıştı..Onu tekrar gördükten sonra ne yaparsa yapsın ona tekrar aşık olacağını tahmin ediyordu elbette..Kalbini en çok Liam acıtmış kırmıştı..Bunun tekrar olabileceğini biliyordu ama ondan uzaklaşmak elinde değildi ki... Bile bile ateşe atlamak idi onun ki...Liam ise Posey'den bu kadar etkilenip onunla yeniden nefes almaya başlayacağını tahmin bile edemezdi..Onun ile uyumak, nefes almak ,gülmek hayata kafa tutmak. Posey sayesinde kızı ile de ilişkileri bir düzene girmişti..Fakat vermeleri gereken sınavlar bitmiyordu..Güzel ve sevimli bir hikayedi..Birde gay çiftimiz vardı hikayede ki onlar da müthiş idi... Romantik ikinci şans hikayelerini seviyorsanız bu kitabı kaçırmayın.., http://hulyami.blogspot.com/2013/11/ikinci-sanslar-durag-kristan-higgins.html

Delilah
Delilah

8

Muhteşem bir hikaye okudum daha önce de filmini seyretmiş çok etkilenmiştim..Eski bir Hollywood filmi idi..Yıllar önce Trt'de seyretmiştim.. Eleanor De Jong'un yazdığı Delilah'ın konusuda aynı tema üzerine çok güzel kurgulanmış.Farklılıkları da var..Severek okudum..Çok etkileyici bir aşk ve özgürlük için mücadele hikayesi..Ve ihanet hikayesi.. Delilah çok güzel hırslı hayatta ne istedğini arayan bir genç kadın. Biraz da özgür ve çapkın ruhlu..Samson iri yarı dev gibi çok güçlü bir adam..Gücünü özellikle saçlarından alıyor..İsrail'lilerin lideri..Milletinin eninde sonunda özgürlüğe kavuşacağına inanıyor.. Hikaye M.Ö. 172 yıllarında geçiyor..İsrailoğulları ile Filistinliler arasındaki mücadele savaş zamanlarında geçiyor.. Bu devirde iktidarda ve güçlü olan Filistinliler Delilah Filistin'li Samson İsrail'li..Delilah özgür ve asi ruhlu bir genç kız..Annesi babası öldükten sonra işvereni ile evlendikten sonra hep birlikte yaşamaktadırlar..Aslında Delilah'ın babası da bir İsrail'lidir bunu sonradan öğrenecektir.. Üvey kız kardeşi Hemin'in nişan anlaşmasında ilk defa Samson'u görür..Ondan hiç hoşlanmaz nedense. Bir anlaşmazlık sonucu Samson ve Hemin'in nişanı olmaz anlaşmayı kız tarafı bozar..Hemin'in yaşlı ama prastij sahibi olan Phicol ile nişanlanır..Samson bunun üzerine üvey babasına hesap sorar ve Delilah'ı Samson'a teklif eder..Fakat Samson bu teklifi red eder. Aradan üç sene geçer Filistinli ve İsrail'liler arasındaki gerilim devam etmekte Samson İsrail'lilerin lideri ve şefidir..Delilah yaşadığı hayatına renk gelmesi için paranında büyüsüne kapılması ile Samson'u baştan çıkarması ve eniştesi Phicol'e teslim etmesi için peşin yüklü para karşılğında anlaşma yapar.. Fakat hesap da olmayan Samson'a aşık olmasıdır..Bu dik başlı sorumsuz güzel kadının bir seçim yapma vakti geldiğinde olayların kontrolünü kaybederek sevdiği adamı da kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya gelir.. Çok etkilendim okurken çok duygulandığım anlar olduğu gibi Delilah'a çok kızdığım anlarda oldu..Özellikle üvey kardeşi Ekron'un kötülüklerini okurken çok sinirlendim.. Tarihsel kurgu romanlarını seviyorsanız bu romanı kaçırmayın..Son derece akıcı bir dille yazılmış bu romanı tavsiye ederim....